Scudo Sports

Balkan Bisiklet turu 17/6 - 3/7/2016 5. gün : İşkodra-Kotor

five

Part time turcu
Kayıt
29 Temmuz 2005
Mesaj
1.501
Tepki
4.095
Yaş
54
Şehir
İstanbul-Bostancı
Başlangıç
1995—96
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Şehir - Tur
5.Gün : İşkodra – Kotor
Tiran’da hostel fiyatına kaldığımız otelin resepsiyonundaki ablanın yorumuyla “Bisiklet ve aşk şehri” olan İşkodra’dan sabah itibariyle yola revan olduk. Bisikletler ve bisiklet şehrini görmüştük ama aşk şehri kısmı için pek vaktimiz olmamıştı. :)… Ayrıca bugün benim doğum günümdü. 45. yaşımı bitiriyordum bugün. Ve geçen sene olduğu gibi bu sene de yurt dışında olacaktım. Geçen sene ailemle birlikte İtalya gezisi yapmış ve 44. yaşımı dönüşümüzden bir gece önce Milano’da kutlamıştık. Hatta kızım bir sürpriz yapıp bizden ayrıldığı kısa süre içinde küçücük bir pasta alıp gelmişti. Mumu da telefonunun flaşı olmuştu. :)
İşkodra, yarısı Karadağ’a ait olan kocaman bir gölün yanına konuşlanmıştı. Merkezi biraz uzaktı göle ama özellikle Karadağ sınırına doğru giden yol oldukça yakınından geçiyordu. Buna ve Drini nehirleri birleşerek çok büyük bir sulak alan oluşturuyordu. Bu sulak alan doğal rezerv alan olarak ayrılmıştı. Buna nehri, bu sulak alanın içinden geçerek Adriyatik denizine ulaşıyordu. Sulak alanın yanından kıvrıla kıvrıla ilerleyen dar yolun muhteşem bir manzarası vardı. Yol, genel olarak yüksek bir irtifaya çıkmıyordu, özellikle ilk 20 kilometresi bu harika manzarada dümdüz ilerliyordu. Zus, Obliqe ve Muriqan köylerinin içinden geçip sınıra doğru ilerliyorduk. Sınır geçişleri heyecan oluşturuyordu bizde. Tur öncesi edindiğim GoPro çakması Eken H9 aksiyon kameramı her sınır geçişi öncesinde, kapıya kısa bir süre önce çalıştırıyor geçişi tamamlayıp çekimi bitiriyordum. Tabi pasaport kontrolü sırasında da kapamam gerekiyordu. :) Şimdi yine böyle bir geçişe yaklaşıyor ve Balkan turumuzun 3. ülkesine, Karadağ’a geçiş yapıyorduk.
Sınır kapısına yaklaştığımızda büyük bir levhada “Joint Border” yazısı okumuştum ama ne anlama geldiğini Karadağ tarafına geçince anlayacaktık. Sınır geçişleri ise tur boyunca bizim için herhangi bir sorun oluşturmayacaktı. Bisikletli garipler :) genelde hayranlık ve acımayla karışık bir yüz ifadesiyle karşılanıyordu.
Arnavutluk sınır kapısından çıkıp Karadağ sınır kapısına doğru ilerdik. Daha doğrusu biz öyle sandık. Çünkü o geçtiğimiz sınır kapısı Arnavutluk ve Karadağ’ın ortak yani ‘Joint’ sınır kapısıymış. :) “Welcome to Montenegro”yu görünce anladık. İki şeritli düz yolda ama artık Karadağ topraklarında yeşillikler içinde ilerliyor zaman zaman mola verip fotoğraf çekiyorduk. Bir iki molamızda, üzerinde ay yıldız olan ve Türkçe “Rahmetli” ve “El Fatiha” yazılarını kolaylıkla ayırt ettiğimiz mezar taşlarından Müslüman mezarlığının yanında olduğumuzu fark ettik. Turumuz boyunca farklı ülkelerde Türk ve Müslüman mezarlıklarını görüp Türk izlerini sürecektik.
Ana yol Ulcini’ye doğru gidiyordu ama bizim asıl amacımız kısa yoldan Bar’a varmak ve öğle yemeğimizi yemekti. Bu sebeple ana yoldan ayrıldık. Yol iyice daraldı ama yeşilliğinden hiçbir şey kaybetmedi. 5 km. civarı kendini hissettiren bir yokuştan sonra yüksekten Adriyatik’i gördük. Bu onu ilk görüşümüzdü ve birkaç gün daha bize eşlik edecekti.
Bar’a yaklaşırken aklımıza gelen ve içinde “Bar” geçen tüm esprileri de tükettik. En hafifinden “Bar’a giriyoruz ama damsız alırlar mı acaba ?”:) … Bar’ın merkezine girip yemek yiyebileceğimiz bir yer aradık. Sonunda da uygun bir yer bulup hemen yemek siparişlerini verdik. Açlıktan kırılıyorduk neredeyse. :)
Bar’dan “sarhoş olmadan” :) çıkıp son yılların gözde tatil mekanlarından Budva’ya doğru pedallara kuvvet verdik. Sol yanımızda plajlar ya da yerleşim yerleriyle turistik hava birden yoğunlaşmış ortam Akdeniz’e bağlanmıştı. Yolun ünlü uğrak noktalarından biri de Sveti Stefan’dı. Kıyıya kısa bir geçiş yoluyla bağlanmış ve çevresi surlarla kapalı küçük bir adacık içinde şu an otel olarak kullanılan çok sayıda yapı bulunuyordu. İnternet’te gezmek için girilemediğini, sadece rezervasyonla girilebildiğini okumuştum. Otel yerine restoran rezervasyonu da bu kuralı delmek için kullanılabiliyormuş illa gireceğim diyenler tarafından. Tepeden manzarası oldukça güzeldi. Biz oradayken birkaç tur otobüsü dolusu turist de gelmiş hem Sveti Stefan’ı fotoğraflamış hem de bizi ve bisikletleri epeyce süzmüştü.
Karadağ’ın Adriyatik kıyılarının bu kısmını Bodrum ve çevresine benzetmiştim. Özellikle Budva bende küçük bir Bodrum etkisi yaratmıştı. Ama bizim hedefimiz bu akşam Budva’da değil Kotor’da olmaktı. Bu sebeple Budva’da oyalanmadan yola devam ettik. Bir kez daha içerilere yöneldik ama aslında hedef yine denize ulaşmaktı. Çünkü Kotor’da muhteşem bir körfezin en ucunda yer alıyordu. Kotor’a ilk ayrım, haritada fark ettiğimiz eski yoldu. Biraz tırmanıyordu doğal olarak. Yeni hali ise 1600 m.’lik bir tünelle Kotor Körfezine bağlanıyordu. Yoğun trafikte güçlü aydınlatmalarımızla geçtik tüneli. Artık akşam saatleri olmuştu ve nihayet Kotor’a varmıştık. İlk dikkatimiz çeken Yüzüklerin Efendisi filmlerine dekor olabilecek şekilde uzanan surlardı. Hem Kotor’un merkezinde bulunan hem de arkasındaki heybetli dağ sırasına uzanan surlar muhteşem bir görüntü oluşturuyordu.
Şehrin merkezine girip hızla kalacak bir yer aramaya koyulduk ama otel fiyatları bu kadar turistik bir ortamda cüzdan yakan cinstendi. Yine “Hostel olsun ama uygun olsun” prensibine dayanıp hostel aramaya koyulduk. Biraz ilerleyip hostel levhası gördük ve oraya ulaştık. İlgili kişiyi bulmamız biraz zamanımız aldı. Hızlı bir cevapla yer olmadığını öğrendiğimizde hayal kırıklığına uğradık. Yer bulamayacağız diye düşünürken hostel master bize merkezde bir yer olduğunu söyleyip tarif etti. “Merkez” dediği yerin o muhteşem surların çevrelediği tarihi şehir olduğu gerçeği bizi çok şaşırttı çünkü dışarıdan içerideki yapılar değil sadece surlar görünüyordu ve biz orayı tarihi bir kale sanıp yanından geçip gitmiştik. Tarihi şehre surların arasındaki dar kapıdan girdiğimizde içeride başka bir dünya olduğunu fark ettik.İçerisi tamamen taştan birkaç katlı yapılar ve kiliselerle doluydu. Tarife uygun iz sürüp hosteli bulduk. İçerideki yetkili görünümlü abiyle konuşabilmek için epeyce beklemek zorunda kaldık çünkü başı tam anlamıyla kalabalıktı. Her yerde gençler ya oturuyor ya da ayakta dikiliyor, ellerinde telefon ya da dizlerinde bilgisayarla ilgileniyorlar bir kısmı da bu hostel master abinin direktiflerine uygun olarak dışarı çıkıyorlardı. Sıra nihayet bize gelene kadar zaten yer bulma ümidimizi yitirmiştik. Laf olsun diye klasik sorularımız sorduk. “Yer var mı ?”, “Kaç para?”, “Bisikletler için kapalı bir yer var mı ?” asıl önemlisi artık birinci ve üçüncü soruların cevapları bizim için daha önemli hale gelmişti. Neyse ki cevaplar olumlu olunca biz de rahatladık. Önce bisikletleri yerine yerleştirmek gerekiyordu ki bunun için hostel master’ın çağırdığı başka bir abiyi bekledik. 15-20 dakika sonra gelen abi önde biz arkada, elimizde de yüklü bisikletlerle taş kaplı sokaklarda biraz zor olsa da ilerledik. Uzun bir yürüyüşten sonra abi, depo kılıklı bir mekanın önünde durdu. Kapıyı açtı. İçerisi gerçekten depoydu. Bisikletleri buraya koyabileceğimizi ve kapıyı kilitleyeceğini bize işaretlerle anlattı. Aslında bisikletlerden bu kadar uzakta olacak olmak pek içimize sinmese de yapacak bir şey yoktu. Heybeleri alıp geri döndük ve acaba nasıl bir yerde kalacağız derken, taş binanın üst katında, iki kişilik bir yatağı olan, aynanın önünde bir şişe şarap bulunan bir odada bulduk kendimizi. Banyo ve tuvalet dışarıda da olsa da oda güzeldi. Etrafta turist abiler yeme içme ve dinlenme aktivitelerini gerçekleştiriyorlardı.
Gökalp odadaki şarap şişesini görünce atladı: “Abi ben bunu alırım.” “Al tabi ki” dedim. O bizimi çünkü. İkramdı. :) Nihayet duş alıp temizlenme işlemlerini tamamladıktan sonra kendimizi Kotor’un tarihi sokaklarına atık. Gerçekten farklı bir atmosferi vardı tarihi şehrin. Yemek için uygun bir yer bulup oturduk. Yemek sonrası Kotor’un tarihi merkezinde turlamaya devam ettik. Şehrin kapısının hemen dışına yerleştirilmiş ve insana kendini küçük bir çocuk gibi hissettiren dev banka oturup birbirimizi fotoğrafladık. Dönüp tatlı bireyler yemek için geç saatte açık bir yer bulduk. Bu sırada küçük bir pasta ile doğum günümü kutlayıp günün anlam ve önemini hatırladıktan sonra zorlukla bulduğumuz hostelimize dönüp ertesi gün için dinlenmeye çekildik.
5. gün : İşkodra - Kotor
Mesafe : 112.78 km.
Yolda geçen süre : 7:27 saat
Ortalama Hız : 15.13 km/s
Maksimum hız : 53.62 km/s

Ortalama eğim çıkış : %3
Maksimum eğim çıkış :%7
Ortalama eğim iniş : %-3
Maksimum eğim iniş :%-9


İşkodra – Kotor rotası :
5_kodra_Kotor.jpg

MapMyRid linki
(link)
Sabah sabah İşkodra manzaraları
20160622_092001_1024x768.jpg

20160622_092004_1024x768.jpg

20160622_094105_1024x768.jpg

Buna nehri koruma alanı
20160622_094955_1024x768.jpg

20160622_095048_1024x768.jpg

20160622_095055_1024x768.jpg

Artık Karadağ’dayız
20160622_115859_1024x768.jpg

Yol kenarında Müslüman mezarlığı
20160622_122356_1024x768.jpg

20160622_122424_1024x768.jpg

Adriyatik’le ilk buluşma
20160622_124650_1024x768.jpg

20160622_124734_768x1024.jpg

20160622_145610_768x1024.jpg

Yol manzaraları
20160622_145622_768x1024.jpg

20160622_161140_1024x768.jpg

20160622_161150_1024x768.jpg

20160622_161154_1024x768.jpg

20160622_161206_1024x768.jpg

20160622_164921_768x1024.jpg

20160622_164958_1024x768.jpg

20160622_170251_1024x768.jpg

20160622_170312_1024x768.jpg

Sveti Stefan
20160622_181137_1024x768.jpg

20160622_181143_1024x768.jpg

20160622_181247_1024x768.jpg

20160622_181347_1024x768.jpg

Budva
20160622_185517_1024x768.jpg

20160622_185524_1024x768.jpg

Kotor’un surları
20160622_203750_1024x768.jpg

Kotor körfezi bir bıçak ucu gibi içerilere kadar giriyor
20160622_203805_1024x768.jpg

20160622_203815_1024x768.jpg

Kotor surları
20160622_203822_768x1024.jpg

20160622_203832_1024x768.jpg

20160622_203845_768x1024.jpg

20160622_203922_1024x768.jpg

20160622_203953_1024x768.jpg

20160622_204421_1024x768.jpg

20160622_204453_1024x768.jpg

Kotor “Old Town”
20160622_221643_768x1024.jpg

20160622_221649_768x1024.jpg

20160622_221702_768x1024.jpg

20160622_231506_1024x768.jpg

20160622_233543_768x1024.jpg

20160622_233721_768x1024.jpg

20160622_233741_768x1024.jpg

20160622_233752_768x1024.jpg

İnsanı çocukmuş gibi hissettiren dev bank :)
20160622_234610_1024x768.jpg

20160622_234717_1024x768.jpg

20160622_235151_1024x768.jpg

20160622_235158_1024x768.jpg

20160622_235553_1024x768.jpg

20160622_235806_768x1024.jpg

Gökalp’ten kareler
IMG_20160622_094119_1024x532.jpg

IMG_20160622_094128_1024x574.jpg

IMG_20160622_115752_549x1024.jpg

IMG_20160622_121338_1_576x1024.jpg

IMG_20160622_123534_574x1024.jpg

IMG_20160622_145543_1024x498.jpg

IMG_20160622_160938_1024x448.jpg

IMG_20160622_181057_561x1024.jpg

IMG_20160622_203633_1024x514.jpg

IMG_20160622_203649_1024x576.jpg
 
Scudo
Tüm yazdıklarınızı bir solukta okudum. Gerçekten harika bir tur ve bu harika turu anlatan sürükleyici bir roman tadındaki yazılarınız. Devamını dört gözle bekliyoruz...
 
  • Beğen
Tepkiler: nonsteril ve five
Sayın @ventiol güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Yazıya uzun bir ara vermiştim işlerimden dolayı. İnşallah çok uzatmadan bitiririm.

Selamlar
five
 
  • Beğen
Tepkiler: ventiol
@five Siz 5. günü yazana kadar biz ilk 4 günde neler olmuştu, yolculuk nereye gelmişti unuttuk gerçekten. İşler güçler hep engel oluyor maalesef, farkındayız ve üzgünüz. Geçelim 6. güne madem, kazasız belasız nicelerine dilekleriyle birlikte.
 
Sayın @Anonim çok haklısınız. İnşallah devamı daha hızlı olacak. :) (Tabi söz veremem ama... :) )
 
Güzel fotoğraflar ve güzel anlatım için teşekkürler.
 
  • Beğen
Tepkiler: five
Efsane olmuş, daha ne deyim artık :):rolleyes:
 
  • Beğen
Tepkiler: five
8YW39r.png


buda bizim Budva çıkışlı İşkodra yolculuğumuz 86 km sürdü, çok çok keyifli bir yoldu, Arnavutluk'a girince yol kalitesi bir anda düşüyor tabi:)
rotamız @five usta ile ters tabi:)
 
  • Beğen
Tepkiler: nonsteril ve five
@nonsteril runtastic app'inin kendi haritası bu

İşkodra'da 2 gece kaldık biz onu da yazayım "bisiklet ve aşk şehrine" dair olsun..
Herkesin bisikleti var 7'den 77'ye zaten dümdüz bir şehir, ekstra bisiklet anca bisikleti spor amaçlı kullananlarda görebilirsiniz onun dışında uygun fiyatlı, düz bisikletler ve hatta 20-30 yaşında bisikletler ile dolu her yer. teyzelerin, amcaların bisiklete biniyor olması çok güzel detaylar, tam bir ulaşım aracı, trafikte de fazlasıyla saygı görüyor bisiklet.
Aşk şehri kısmına tanık olmadık, hani el el gezen çift bile görmedik diyebilirim:) Yaz günü her gece bira festivali var, şehir parkında her yaştan insan canlı konser ile bira içiyor, baya da eğleniyorlar, müzik genelde pop ve balkan ezgileri olunca anlamasanız da sallanmaya başlıyorsunuz bir yerden sonra:) Aşk şehri burada canlanabilirdi belki ama canlanamaz çünkü merhaba diyebileceğiniz her ihtimalde bir anne veya ablanın da radarında oluyorsunuz. Eskinin semt parklarındaki konser ortamı gözünüzde canlanabiliyorsa tam olarak olan o, maaile geliyor gelen.
Şehir çok küçük nüfusu da az, yabancı direk tanınıyor ve sizinle sohbet etmek isteyenler oluyor, dil problemi fazlasıyla çekiyorsunuz İngilizce bilen bile çat-pat biliyor ama anlaşıyorsunuz, zaten bu coğrafyada iletişim her şartta bir şekilde anlaşmaya varıyor, ötesi zor:) Ülkenin okur-yazar oranı en yüksek olan şehri olduğunu Tiran'daki ev sahibemizden öğrenmiştik. Güzel şehir, aktivite kısıtlı 2. gün fuzuli, burayı da içine alacak bir tur yapacaksanız 1 gece konaklamak yeter, fazlası fazla oluyor.
 
@mahden çok güzel özetlemişsiniz. :) Harika bir anlatım. :)
Bana oraları yeniden yaşattınız. :)
Teşekkür ederim.
 
  • Beğen
Tepkiler: mahden
İşkodra kotor rotasını özel arabayla tersten yapmıştım birkaç yıl önce. Benim için Karadağ'dan sonra İşkodra tam bir hayal kırıklığı olmuştu :)

Yalnız Karadağ tarafı epey bir iniş çıkışlıydı diye hatırlıyorum, benzer rotaları kullandıysak sizi sadece tebrik etmek düşer.
 
  • Beğen
Tepkiler: five
güzel tur olmuş , biiskletle olmasa bile arabayla oralrarı 3-4 defa gezdim. sveti stefanın fotoğtafını çekmişsiniz zaten ama kotora gidip de tepeden fotoğraf çekmemek olmazdı. sanırım bisikletler mani olmuş. zira orayı merdiven çıkarak 30-40 dakika arasında anca tırmanabiliyorsunuz.

gerçi sonuna kadar tırmanmaya da gerek yok en iyi manzara ortalarda.

28926344873_f41d6252da_b.jpg


buda en tepeden bir panorama

29549168805_10d6ae09d6_b.jpg
 
@srdrmrs merhaba,

Fotoğraflar için teşekkürler. Manzarası harika. Biz akşam vardığımız Kotor'dan ertesi sabah ayrıldığımız için yukarılara çıkma şansımız olmamıştı.

Kotor'un tepeden fotoğrafını bu yaz ailece arabayla yapacağımız turda çekmeyi hedefliyorum. Oralardaki güzellikleri aileme de göstermeyi ve beraber seyahat etmeyi uzun zamandır istiyorum. İnşallah bu yaza gerçekleştireceğim. O fotoğraf çekilecek! :)

Selamlar

five
 
biz Karadağ'a Bosna üzerinden girdiğimiz için çok sağlam çıkış yaptık, sonrası deniz seviyesine kadar aralıksız iniş oldu, hatta şöyle diyeyim Bosna içindeki çıkışlar öyle ağlattı ki Karadağ'daki çıkışlara güldük:) hal böyle olunca çok çok iyi manzara fotoğrafları çekebildik:) bir ara bende üşenmeyip yazacağım umarım:)

@srdrmrs tepenin daha da bir tepesi hep vardır:)
NZN6ra.jpg
 
robert çapanın bir sözü var (kendisi ünlü bir savaş fotoğrafçısıdır) ''yeterince iyi değilse yeterince yakın olmadığındandır” işin şakası siz baya tepelere çıkmısınız :)@five benimde hedeflerimden biriyi o fotoğraf. sırada brezilyada isa heykelini çekebilmek var.
 
  • Beğen
Tepkiler: five ve mahden
Geri