Ahmet Abi yazdıklarının altını aynı düşüncelere sahip olarak imzalıyorum. En önemlisi katılımın gönüllülük ve imkanlar çerçevesi dışına çıkamayacağı. Yazdıklarına ek olarak bizlerden birisinin dahi imkanı olmasına rağmen bisiklete binmek yerine tercih edebileceği başka faaliyetler de olabilir gayet de normal. Dezavantajımız çalışanlarımızın yapacakları tüm faaliyetler için daha kısıtlı zamanları olması. Olan zamanı bisiklet ve diğer zevkler dahası mecburi yaşantılar için adaletli dağıtmak zorundalar.
Etkinliklere katılanlar en çok diğer katılanların hepsinin tamamen kendi isteği ve tercihi ile katılması durumunda zevk alırlar tur ya da diğer etkinliklerden. Ancak doğrudan ya da dolaylı baskı hissedilir ise kimin tam manasıyla gönüllü ve istekli olduğundan emin olamayız.
Yukarıda açıkladığım ve Ahmet Abi'nin yazdıkları nedenlerle organizasyonlara katılım kısmında alınganlığa ve alınanlara tepkiye de hiç gerek yok. Ancak birçok arkadaşımız da malum hormonların yoğunlaştığı dönemdeler, bunları yaptıkları için onlara da tepki vermek (bir yerde anlamamak) mümkün değil. Tek diyeceğim kimse içinde birşey tutmasın elbet söylesin bunun yanlış olduğunu düşünenler de içinde tutmasın ama daha elekten geçmiş kelime ve cümlelerle. Bunları gören biz nispeten olgunlar da katalizör görevi görelim. Hiç birimiz en ufak şeyde parlayacak mantıksız insanlar değiliz sonuçta.... Olmamamız da gerekir.