Akdeniz Ege Turu (2.Kesit) de……
(Mersin başlı başına bir kültür kenti.Şunu kesinlikle söylemeliyim eğer ben her girdiğim yerde kahverengi tabelaları izleseydim belkide şuan Mersin'den hala çıkamamıştım.İnanılmaz güzel bir kent.Mersinin upuzun bir sahil parkı var.(14 km.)Bu parkta neler yokki.dört büyük takıma ayrılmış alan içerisinde ihtişamlı teşir parkları.Denizcilik müzeleri yaa nasıl söyleyeyim yok yok dediklerinden.Oradan çıkmam nerdeyse onikiyi buldu.Hastalığımı tam atlatamadığımı düşünerek ağır tempo tutturarak yola düştüm.Yolda birazda kültürel seyir yaparak bir diğer konaklama noktasına varmam 18:00 buldu.Burası Erdemli'ye bağlı Ayaş beldesinin kamp alanı idi.Üç karavandan ibaret kampta hiçbir görevli yoktu.)Dedikten sonra.
Akdeniz Ege Turu (3.Kesit)e başlayabiliriz.
Sabah 6 gibi uyandığım cadırımda uyanmama sebeb İtalyan arkeoloji ekibinin başkanlığında devam eden Kültür ve Turizm Bakanlıgının Arkeolojik kazı çalişmaları idi.Burada ki kahvaltı hazırlıklarımın ardından toparlanma sürecini,beraberinde ise tanıştığım Fransız çift Jean ve Pienna’yla vedalaştıktan sonra oradan ayrıldım.
Adamkayalara giremeden Narlıkuyu’ya (eski yola saparak) Narlıkuyu müzesine girdim.Kesinlikle görülmeye değer nadide müzelerimizden biri.
Kendi adıma ben gidemedim.Tercihimi Kanlıdivane’den yana kullandım.Uzun seyir yapacak arkadaşlarıma öneririm kesinlikle Cennet Cehenneme gitmelerini öneririm.Narlıkuyu sapağından 4 km. Narlıkuyu içinden 2,5 km.lik bir rampa var.
Narlıkuyu üzeri müze gezisinden sonra Silifke de şehir turu attıktan sora,hedefime koyduğum Büyükeceli’ye varmak için pedala yüklendim.Düşündüğüm gibi olmadığını dehası yamaçlara çıktığımda anladım.Yamaçlarda karşılaştığım panoromik görüntüler bana tüm yorgunluğumu unutturmuştu.
Karanlık bastığından Büyükeceli’ye varamadım.Pedal basmanın çok da doğru olmayacağına karar verip bu beldeye 5-6 Km.kala Haciisaklı isimli şirin bir köyde soru sual sohpetini fırsat bilip burada konaklamaya karar verdim.
Şimdi siz güzel insanlara,bu güzel kesitin fotoğrafları ile baş başa bırakıyorum.
Hayata gülümse…
’’’Ölüm soluk alışım kadar yakın.’’’
Kanlıdivaneden yaklaşık 3 km.aşağı yola inerken.
(link)
(link)
(link)
(link)
Fransız sevgililer,inanılmaz yaren insanlar.
(link)
(link)
(link)
(link)
Ayaş kam alanı arkamızda kaldı.
(link)
(link)
İşte size ihtişamı ile Kız Kalesi.
(link)
Fotoğraf makinası arıza vermeye başladı.
(link)
(link)
Narlıkuyu sapağı.
(link)
(link)
(link)
(link)
Üç güzellerin infosu.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Silifke Atayurt kasabasından,Sera sahibi Mehmet ve kızı Mine Öksüz.
(link)
(link)
Atayurt kasabası,Mustafa şahin,Havva gökuş ufaklık Hüseyin şahin.
(link)
(link)
Mustafa ve Erdal
(link)
(link)
(link)
Silifke merkez meydanındayım.
(link)
Silifke Kalesi.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Raziye keçileri yayarken.
(link)
(link)
(Mersin başlı başına bir kültür kenti.Şunu kesinlikle söylemeliyim eğer ben her girdiğim yerde kahverengi tabelaları izleseydim belkide şuan Mersin'den hala çıkamamıştım.İnanılmaz güzel bir kent.Mersinin upuzun bir sahil parkı var.(14 km.)Bu parkta neler yokki.dört büyük takıma ayrılmış alan içerisinde ihtişamlı teşir parkları.Denizcilik müzeleri yaa nasıl söyleyeyim yok yok dediklerinden.Oradan çıkmam nerdeyse onikiyi buldu.Hastalığımı tam atlatamadığımı düşünerek ağır tempo tutturarak yola düştüm.Yolda birazda kültürel seyir yaparak bir diğer konaklama noktasına varmam 18:00 buldu.Burası Erdemli'ye bağlı Ayaş beldesinin kamp alanı idi.Üç karavandan ibaret kampta hiçbir görevli yoktu.)Dedikten sonra.
Akdeniz Ege Turu (3.Kesit)e başlayabiliriz.
Sabah 6 gibi uyandığım cadırımda uyanmama sebeb İtalyan arkeoloji ekibinin başkanlığında devam eden Kültür ve Turizm Bakanlıgının Arkeolojik kazı çalişmaları idi.Burada ki kahvaltı hazırlıklarımın ardından toparlanma sürecini,beraberinde ise tanıştığım Fransız çift Jean ve Pienna’yla vedalaştıktan sonra oradan ayrıldım.
Adamkayalara giremeden Narlıkuyu’ya (eski yola saparak) Narlıkuyu müzesine girdim.Kesinlikle görülmeye değer nadide müzelerimizden biri.
Kendi adıma ben gidemedim.Tercihimi Kanlıdivane’den yana kullandım.Uzun seyir yapacak arkadaşlarıma öneririm kesinlikle Cennet Cehenneme gitmelerini öneririm.Narlıkuyu sapağından 4 km. Narlıkuyu içinden 2,5 km.lik bir rampa var.
Narlıkuyu üzeri müze gezisinden sonra Silifke de şehir turu attıktan sora,hedefime koyduğum Büyükeceli’ye varmak için pedala yüklendim.Düşündüğüm gibi olmadığını dehası yamaçlara çıktığımda anladım.Yamaçlarda karşılaştığım panoromik görüntüler bana tüm yorgunluğumu unutturmuştu.
Karanlık bastığından Büyükeceli’ye varamadım.Pedal basmanın çok da doğru olmayacağına karar verip bu beldeye 5-6 Km.kala Haciisaklı isimli şirin bir köyde soru sual sohpetini fırsat bilip burada konaklamaya karar verdim.
Şimdi siz güzel insanlara,bu güzel kesitin fotoğrafları ile baş başa bırakıyorum.
Hayata gülümse…
’’’Ölüm soluk alışım kadar yakın.’’’
Kanlıdivaneden yaklaşık 3 km.aşağı yola inerken.
(link)
(link)
(link)
(link)
Fransız sevgililer,inanılmaz yaren insanlar.
(link)
(link)
(link)
(link)
Ayaş kam alanı arkamızda kaldı.
(link)
(link)
İşte size ihtişamı ile Kız Kalesi.
(link)
Fotoğraf makinası arıza vermeye başladı.
(link)
(link)
Narlıkuyu sapağı.
(link)
(link)
(link)
(link)
Üç güzellerin infosu.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Silifke Atayurt kasabasından,Sera sahibi Mehmet ve kızı Mine Öksüz.
(link)
(link)
Atayurt kasabası,Mustafa şahin,Havva gökuş ufaklık Hüseyin şahin.
(link)
(link)
Mustafa ve Erdal
(link)
(link)
(link)
Silifke merkez meydanındayım.
(link)
Silifke Kalesi.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Raziye keçileri yayarken.
(link)
(link)