Öncelikle fotoğrafların yüklenmesini sabırla bekleyin, mutlaka beklediğinize değecek. Mükemmel doğalı bir geziydi. Tadı damağımda kaldı. Sabah tam 09:00'da Çevsad önünde 10 kişi buluşup yola koyulduk. Sakarya caddesinden Esentepe'de Hacı Kadir camiinin orada İbrahim arkadaşımızı birazcık bekledik. İlk fotoğrafta caminin orada beklerken Doktor Caner abi. İbrahim gelir gelmez yola koyuluyoruz. Sakarya caddesinden şehirden çıkıyoruz, Sakintepeden geçiyoruz, yol ayrımından Emirce, Alınca, Kavacık yoluna, sola sapıyoruz. Hafif rüzgara karşı yavaş tempo gidiyoruz. Birazdan çıkış başlayacak, ilk çeşmede mola veriyoruz. Çeşmeden hemen sonra sağımızda Emirce Mezarlığı, Emirce'den sonra, Kavacık'a varmadan Fevzeddin arkadaşımız geri dönüyor. Yola devam. Tırmanış artmaya başlıyor. Bozdağa en kolay tırmanış bu yol bildiğim kadarıyla. Eğim az, yol asfalt, yavaş yavaş çıkılıyor, ancak devamlı tırmanış (yaklaşık 20-25 km). Gökhan 3. olduğu yarışta kaburgayı çatlatmasına rağmen bizi yalnız bırakmıyor, gün sonunda buna da çok memnun. (O manzaralar ve doğadan sonra): Kavacık'ı geçiyoruz, tırmanışa devam. 2. çeşmede yine mola: Cenap, ben ve Caner abimiz. Buradan sonra da tırmanışa devam. 3. çeşmeye gelmeden İzci Liderlerimizden Tarık arkadaşımız da dönüyor, toplantıya yetişmek için. 3. çeşmeye son gelen Caner abi en güzel pozu da veriyor Cenap'a: 3. Çeşme pet şişeden yapılmış, yurdum insanı, güzel icat. Artık Karaçoban'a doğru son tırmanışlar. Ha gayret Bekir, rüzgar hızını artırdı, tırmanışa tuz biber oluyor. Karaçoban ve Behçetiye köylerini geçiyoruz. Bozdağın zirvesini aştık, şimdi Bozdağ arkasına iniş başlıyor. Yol virajlı, ancak 50-60 ortalama ile 5-10 km iniyoruz rüzgara karşı. İniş sonunda bir mola, yol ayrımı. Caner abi ve Cenap arkadan geliyor. Tam bu fotoğraf çekilirken Cenap yeni zincirini yamultuyor. Neyseki 5-10 dkde hallediyor biraz zinciri kısaltarak. Eşkiya değiliz yalnış anlaşılmasın. Araçlar sağ taraftaki toprak yol daha düz olduğu için oradan gidiyor genelde, bizde asfaltı boş bulup poz veriyoruz.
Buradan sonra yine bir süre iniş, sonra son, kısa ama hatırı sayılır bir rampa var. Sonunda manzara başlıyor, cenap fotoğraf başında. Caner Abi ve birazdan uçacak olan Cenap'ın kaskı tabela üzerinde
Uçan su yolunda uçan kask. Bir anda kaskı uçuruma yuvarlanıyor, iyice yuvarlandı sanıyoruz, neyseki durmuş, takılmış bir yerlere. Kaskı kurtaran Cenap o rahatlamayla güzel fotoğraflar çekmeye devam ediyor: İştee son köy Çalkara göründü, sağda köyün camisinin kubbesi parlıyor. Çalkara içinden geçerken köylünün ilgisi büyük tabi, bu tarafa bisiklet gezisi yapan çok az. Köyün içinden toprak inhisar yoluna çıkıyoruz. İşte asıl gezi şimdi başlıyor. Manzaraaa. Z virajların başlangıcına geldik, karşıda aşağıdaki vadide görünen köy inhisar. Bulunduğumuz noktadan oraya yoldan 10 km civarı. Hiç bir fotoğraf makinası insan gözünün verdiği kaliteyi vermiyor tabi, gözle görülmeli bu yerler. Manzara mükemmel. Kalan 9 kişi ile tüm ekip. İşte zorlu iniş başlıyor. Neden zorlu, heyelanla yola kayalar yuvarlanabiliyor her an, (inişte olmayan bir kaç kaya dönüşte vardı) her an, yol kaygan, frenle iniyoruz ve virajlar çok keskin. Zirveden yolun görünümü. Yol gayet basit görünüyor ama yükseklik hakkında sanırım şu diğer iki fotoğraf fikir verecektir. Daha ilk virajdan sonraki düzlükte, yani fotoğrafta en üstteki düzlük, fotonun çekildiği kayanın hemen yanında yoldan geçiyorum ufacıcık bişi Şimdi fotoda görünen ikinci düzlükteyim. Gerçekten çok yüksek. Cenap ve Caner abi inişte birer kere düştü, neyseki bişileri yok, ben de 45km hızla bi kontorlü kaybeder gibi oldum toprak yol savurdu neyseki spd işime yaradı, toparladım. Bu yoldan epey Z'ler çizerek iniyoruz. İniş bitmeden bir yerden yoldan çıkıyoruz. Buralara 5-6 sene önce gelmiştim ancak yeni yerler keşfetmem lazım. Manzara kokusu alıyor burnum. Biraz patikadan sonra güzel bir mağara ve manzara görüyorum. Bisikleti dayıyorum, inmeye başlıyorum. Arkadan diğer arkadaşlar geliyor, geri baktığımda bisikletimin verdiği poza hasta oldum hemen pozluyorum tabi, maşallah, nazar değmez inşallah. Doğal artamını sevdi Trek. Patikalardan biraz iniyoruz. Epey büyük bir mağara var vadinin karşısında. Boşuna inhisar dememişler ilerideki köye. Uzak bir noktada kayalıktan inen su gözüme çarpıyor. Şelale sayısı 5 oldu. Ancak çok uzak ve optik zoomu yetmiyor makinaların. Kim bilir o 5. şelaleden 4. ye kadar daha arada kaç tane şelale var. Uçan su diye boşuna denmiyor. En alttaki 4 şelalenin fotoğrafını birazdan göreceksiniz.
Şelaleye inmek için bisikletlere veda etmemiz gerekiyor çünkü yürüyerek bile zor gidiliyor şelalelere. Bizde bisikletleri doğal ortamları ve ağaçla başbaşa bırakıyoruz. Zorlu bir iniş ve tırmanıştan sonra en üstteki şelaleye ulaşıyoruz. Bu benim bildiğim 1. şelale. Yüksekliği yaklaşık 6-8m olması lazım. Ancak suyu daha yüksekten uçarak geliyor. Geçen sefer buraya kuzenimle, yine bisikletle geldiğimizde çadır kurmuş ve etrafı delik deşik etmiş iki adam görmüştük. Adamlar bizi görünce epey ürkmüştü. Biz de tüymüştük ses etmeden. Şimdi farkediyoruz etraf delik deşik. 1-2 metrelik çukurlar açılmış, hazine aranmış. Buldular mı bilmiyorum ama insihar civarında hazine arayan çok, bulan da olmuş duyduğum kadarıyla. Bu kadar uğraştıklarına göre boşuna değildir. Neyse bize bişi bırakmadıkları belli, sadece derin çukurlar var En derinine hayretle bakarken. Kazılı bölgeden biraz daha iniyoruz buradaki 2. şelaleyi yeni keşfediyorum, yükseklik 10m civarı. 3. Şelale, yükseklik 8-10m. Şimdi 2. ve 1. şeladen geri geçiyoruz çünkü aşağı 4. şelale inmek için başka yol yok. Patikadan biraz zorlanarak iniyoruz en alt şelaleye. Ve işte 4. şelale. Şelalenin boyunu sağdaki ibrahim arkadaşımızla oranlayabilirsiniz. biz 12-15 metre diye tahmin ediyoruz. 4. Şelale üst kısmına doğru, şelalenin içinde bir işaret var, oraya nasıl çıkıp da o işareti koydular anlamak mümkün değil, çok büyük bir ihtimal hazine için işaret olduğu söyleniyor civar köylü tarafından ki kazılar ve söylentiler de bu yönde, mekanda harbi hazinelik mekan, bilmeyen giremez, çok gizli yer ve tam heroes ortamları
Vee inidiğimiz şelale patikasından yola çıkmak epey yoruyor bizi. Bisikletlere kavuşuyoruz, ağaçla iyice dost olmuşlar. Dönüş başlangıcı.Bu noktadan sonra indiğimiz o Z virajlı 5 km yolu çıkmak zor tabi. Bir ekip inhisara inip araçla şehire gitmek için inişe devam ediyor (Caner abi, Cenap, Ali, Ahmet), bir ekip tırmanmaya (Gökhan, Bekir, İbrahim, Mustafa ve ben) başlıyoruz. Tırman tırman bitmiyor yahu Neyseki manzara süper yol çabuk geçiyor. Tam çalkaraya varıyoruz arkadan bir Bmc pikup korna basarak geliyor yanımıza İnhisara inen ekip yolda buldukları bu aracı kiralamışlar bize yetiştiler. İbrahim ve Bekir de arabayı görünce atlıyorlar. Köyde Mustafa ve Gökhanla yaklaşık 20-30dklik bir mola veriyoruz. Yola koyuluyoruz. Köyden sonra bir tırmanış ve inişten sonra araçla giden ekibe yetişiyoruz. Araç köy çıkışında arkadaşları bırakmış, oraya kadar anlaşmışlar. Ahmetin lastik patlamış, daha önümüzde tırmanış çoook. Neyse zirvede inişe başlamadan bekleriz diye düşünerek basıyoruz pedala, dur kalk olmuyor çünkü soğuyoruz, ısınmışken yola devam. Behçetiye ve Karaçobanı geçiyoruz zirveye ulaştık, iniş başlayacak, Eskişehir göründü. 21-22 km ineceğiz buradan. Herkesi bekliyoruz. Rüzgar oldukça şiddetli. Rakım 1290m civarı.
Gelen duruyor gelen duruyor, üşüyenler ısınmaya çalışıyor, kimimiz de gezinin tadını biraz dinlenerek geçiriyoruz. Arkada kalan ekip epey zorlanıyor, tırmanış uzun çünkü. Caner abinin rahatsızlığı da var. Herkes geliyor Caner aviyi ve Cenap'ı hiç bekletmiyoruz, onlar gelir gelmez yola koyulalım nasılsa iniş 20 km civarı 50-60-70 km hızla iniyoruz. Yol virajlı, 2 araç yanyana anca geçebiliyor. Şimdi arkadan da kuvvetli bir rüzgar var. Araba hızında iniyoruz. Kavacık köyünden geçiyoruz. Borabey göletinin orada yeni hız rekorumu kırıyorum 75 km/sa. İniş bitiyor, ancak 45-50 hız ile devam ediyoruz Gökhanla. Gözümüze bir aracı kestirdik sol çekelim diye ama adam gazladı sonunda, neyse biz de motosiklete sol çekiyoruz. Şehire varıyoruz ve dağılıyoruz. Mükemmel bir etkinlikti bence. Hem gidiş hem dönüş, önce tırmanış ve sonra iniş olduğu için epey güzel bir antrenman oluyor bize. Ayrıca Şelaleler, manzara, doğa yürüyüşü en büyük artısı bu gezinin. Bu bölgenin güzel bir tanıtımı yapılsa, epey turist çeker ancak ulaşım biraz sorun çünkü uçan sunun Z çizen yolu çok tehlikeli araçlar için. Geziye katılan herkese ve özellikle fotoğrafların çoğunu çeken Akın Bisikletten Cenap'a çok teşekkürler.
Benim km saatten bilgiler.
Toplam yol 75 km
Max hız 75 km/sa
Çıkış sabah 09:00
Dönüş akşam 18:30
Yolda geçen zaman 4 saat 50 dk
Ortalama hız 16km/sa
Buradan sonra yine bir süre iniş, sonra son, kısa ama hatırı sayılır bir rampa var. Sonunda manzara başlıyor, cenap fotoğraf başında. Caner Abi ve birazdan uçacak olan Cenap'ın kaskı tabela üzerinde
Uçan su yolunda uçan kask. Bir anda kaskı uçuruma yuvarlanıyor, iyice yuvarlandı sanıyoruz, neyseki durmuş, takılmış bir yerlere. Kaskı kurtaran Cenap o rahatlamayla güzel fotoğraflar çekmeye devam ediyor: İştee son köy Çalkara göründü, sağda köyün camisinin kubbesi parlıyor. Çalkara içinden geçerken köylünün ilgisi büyük tabi, bu tarafa bisiklet gezisi yapan çok az. Köyün içinden toprak inhisar yoluna çıkıyoruz. İşte asıl gezi şimdi başlıyor. Manzaraaa. Z virajların başlangıcına geldik, karşıda aşağıdaki vadide görünen köy inhisar. Bulunduğumuz noktadan oraya yoldan 10 km civarı. Hiç bir fotoğraf makinası insan gözünün verdiği kaliteyi vermiyor tabi, gözle görülmeli bu yerler. Manzara mükemmel. Kalan 9 kişi ile tüm ekip. İşte zorlu iniş başlıyor. Neden zorlu, heyelanla yola kayalar yuvarlanabiliyor her an, (inişte olmayan bir kaç kaya dönüşte vardı) her an, yol kaygan, frenle iniyoruz ve virajlar çok keskin. Zirveden yolun görünümü. Yol gayet basit görünüyor ama yükseklik hakkında sanırım şu diğer iki fotoğraf fikir verecektir. Daha ilk virajdan sonraki düzlükte, yani fotoğrafta en üstteki düzlük, fotonun çekildiği kayanın hemen yanında yoldan geçiyorum ufacıcık bişi Şimdi fotoda görünen ikinci düzlükteyim. Gerçekten çok yüksek. Cenap ve Caner abi inişte birer kere düştü, neyseki bişileri yok, ben de 45km hızla bi kontorlü kaybeder gibi oldum toprak yol savurdu neyseki spd işime yaradı, toparladım. Bu yoldan epey Z'ler çizerek iniyoruz. İniş bitmeden bir yerden yoldan çıkıyoruz. Buralara 5-6 sene önce gelmiştim ancak yeni yerler keşfetmem lazım. Manzara kokusu alıyor burnum. Biraz patikadan sonra güzel bir mağara ve manzara görüyorum. Bisikleti dayıyorum, inmeye başlıyorum. Arkadan diğer arkadaşlar geliyor, geri baktığımda bisikletimin verdiği poza hasta oldum hemen pozluyorum tabi, maşallah, nazar değmez inşallah. Doğal artamını sevdi Trek. Patikalardan biraz iniyoruz. Epey büyük bir mağara var vadinin karşısında. Boşuna inhisar dememişler ilerideki köye. Uzak bir noktada kayalıktan inen su gözüme çarpıyor. Şelale sayısı 5 oldu. Ancak çok uzak ve optik zoomu yetmiyor makinaların. Kim bilir o 5. şelaleden 4. ye kadar daha arada kaç tane şelale var. Uçan su diye boşuna denmiyor. En alttaki 4 şelalenin fotoğrafını birazdan göreceksiniz.Şelaleye inmek için bisikletlere veda etmemiz gerekiyor çünkü yürüyerek bile zor gidiliyor şelalelere. Bizde bisikletleri doğal ortamları ve ağaçla başbaşa bırakıyoruz. Zorlu bir iniş ve tırmanıştan sonra en üstteki şelaleye ulaşıyoruz. Bu benim bildiğim 1. şelale. Yüksekliği yaklaşık 6-8m olması lazım. Ancak suyu daha yüksekten uçarak geliyor. Geçen sefer buraya kuzenimle, yine bisikletle geldiğimizde çadır kurmuş ve etrafı delik deşik etmiş iki adam görmüştük. Adamlar bizi görünce epey ürkmüştü. Biz de tüymüştük ses etmeden. Şimdi farkediyoruz etraf delik deşik. 1-2 metrelik çukurlar açılmış, hazine aranmış. Buldular mı bilmiyorum ama insihar civarında hazine arayan çok, bulan da olmuş duyduğum kadarıyla. Bu kadar uğraştıklarına göre boşuna değildir. Neyse bize bişi bırakmadıkları belli, sadece derin çukurlar var
En derinine hayretle bakarken. Kazılı bölgeden biraz daha iniyoruz buradaki 2. şelaleyi yeni keşfediyorum, yükseklik 10m civarı. 3. Şelale, yükseklik 8-10m. Şimdi 2. ve 1. şeladen geri geçiyoruz çünkü aşağı 4. şelale inmek için başka yol yok. Patikadan biraz zorlanarak iniyoruz en alt şelaleye. Ve işte 4. şelale. Şelalenin boyunu sağdaki ibrahim arkadaşımızla oranlayabilirsiniz. biz 12-15 metre diye tahmin ediyoruz. 4. Şelale üst kısmına doğru, şelalenin içinde bir işaret var, oraya nasıl çıkıp da o işareti koydular anlamak mümkün değil, çok büyük bir ihtimal hazine için işaret olduğu söyleniyor civar köylü tarafından ki kazılar ve söylentiler de bu yönde, mekanda harbi hazinelik mekan, bilmeyen giremez, çok gizli yer ve tam heroes ortamları Vee inidiğimiz şelale patikasından yola çıkmak epey yoruyor bizi. Bisikletlere kavuşuyoruz, ağaçla iyice dost olmuşlar. Dönüş başlangıcı.Bu noktadan sonra indiğimiz o Z virajlı 5 km yolu çıkmak zor tabi. Bir ekip inhisara inip araçla şehire gitmek için inişe devam ediyor (Caner abi, Cenap, Ali, Ahmet), bir ekip tırmanmaya (Gökhan, Bekir, İbrahim, Mustafa ve ben) başlıyoruz. Tırman tırman bitmiyor yahu
Neyseki manzara süper yol çabuk geçiyor. Tam çalkaraya varıyoruz arkadan bir Bmc pikup korna basarak geliyor yanımıza İnhisara inen ekip yolda buldukları bu aracı kiralamışlar bize yetiştiler. İbrahim ve Bekir de arabayı görünce atlıyorlar. Köyde Mustafa ve Gökhanla yaklaşık 20-30dklik bir mola veriyoruz. Yola koyuluyoruz. Köyden sonra bir tırmanış ve inişten sonra araçla giden ekibe yetişiyoruz. Araç köy çıkışında arkadaşları bırakmış, oraya kadar anlaşmışlar. Ahmetin lastik patlamış, daha önümüzde tırmanış çoook. Neyse zirvede inişe başlamadan bekleriz diye düşünerek basıyoruz pedala, dur kalk olmuyor çünkü soğuyoruz, ısınmışken yola devam. Behçetiye ve Karaçobanı geçiyoruz zirveye ulaştık, iniş başlayacak, Eskişehir göründü. 21-22 km ineceğiz buradan. Herkesi bekliyoruz. Rüzgar oldukça şiddetli. Rakım 1290m civarı.Gelen duruyor gelen duruyor, üşüyenler ısınmaya çalışıyor, kimimiz de gezinin tadını biraz dinlenerek geçiriyoruz. Arkada kalan ekip epey zorlanıyor, tırmanış uzun çünkü. Caner abinin rahatsızlığı da var. Herkes geliyor Caner aviyi ve Cenap'ı hiç bekletmiyoruz, onlar gelir gelmez yola koyulalım nasılsa iniş
20 km civarı 50-60-70 km hızla iniyoruz. Yol virajlı, 2 araç yanyana anca geçebiliyor. Şimdi arkadan da kuvvetli bir rüzgar var. Araba hızında iniyoruz. Kavacık köyünden geçiyoruz. Borabey göletinin orada yeni hız rekorumu kırıyorum 75 km/sa. İniş bitiyor, ancak 45-50 hız ile devam ediyoruz Gökhanla. Gözümüze bir aracı kestirdik sol çekelim diye ama adam gazladı sonunda, neyse biz de motosiklete sol çekiyoruz. Şehire varıyoruz ve dağılıyoruz. Mükemmel bir etkinlikti bence. Hem gidiş hem dönüş, önce tırmanış ve sonra iniş olduğu için epey güzel bir antrenman oluyor bize. Ayrıca Şelaleler, manzara, doğa yürüyüşü en büyük artısı bu gezinin. Bu bölgenin güzel bir tanıtımı yapılsa, epey turist çeker ancak ulaşım biraz sorun çünkü uçan sunun Z çizen yolu çok tehlikeli araçlar için. Geziye katılan herkese ve özellikle fotoğrafların çoğunu çeken Akın Bisikletten Cenap'a çok teşekkürler.Benim km saatten bilgiler.
Toplam yol 75 km
Max hız 75 km/sa
Çıkış sabah 09:00
Dönüş akşam 18:30
Yolda geçen zaman 4 saat 50 dk
Ortalama hız 16km/sa
