Tüm Pedaldaşlara merhaba
Makedonya, Arnavutluk ve Karadağ gezisine çıkmadan önce iş değiştirmiş ve döndüğümde yoğunluğun içine düşmüş olmamdan dolayı epey geciktiğim için hepinizin affına sığınıyorum.
Şeker Bayramında yanımda Pedaldaşım, forumdaşım ve hatta aynı çatı altında birlikte çalıştığımız arkadaşım Mehmet Yaşar Erkoç ile birlikte şeker tadında 900 km otobüs yolculuğu ve kaç km bisiklet bindik bilmemekle birlikte güzel bir seyahat yaptık. Genel itibariyle sorunsuz bir seyahatti. Bisikletlerimizi de yanımızda götürmek isterdik doğrusu. Fakat Bayram telaşı yüzünden özelliklede tranferler de ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bu yüzden gittiğimiz yerlerde bisiklet kiralama fikri daha sıcak geldi bize. Tek sorun dar zamanda çok yer görmek, ülkeden ülkeye şehirden şehire geçmek durumu da bizi zorladı biraz. Çünkü Balkan ülkelerindeki yolların kötü oluşu ve ülkeler arası geçiş de çok zaman kaybedilmesine yol açıyor. Ayrıca sefer saatleri de kısıtlı hem de yaz ayı olmasına rağmen.
Bisiklet hakkındaki izlenimlerimiz ise şöyle; çok fazla bisiklet yolu olmamasına rağmen, fazla kalabalık nüfus olmamakla birlikte İstanbul’daki gibi tepeleri olmayan daha düz bir arazi de bulunuyor olması en büyük şansları. Araçların arasında pedallarken sakinliklerine hayran kaldım. Korna çalarak rahatsız edilmeyen bisiklet kullanıcıları, özellikle bayanlar günlük kıyafetleriyle hem de topuklu ayakkabılarıyla çantaları ön sepette sürerken, erkeklerde bir o kadar keyifliler. Sanırım bayanları biraz kıskandım.
Çünkü ben bisikletle işe giderken ayakkabımla kullanmak gibi bir lüksüm yok. Rampalarda tehlikeli ve çok konforsuz. Fakat içimden yüzlerine karşı gelin İstanbul’da terlemeden böyle sakin kullanın da göreyim dedim hep. Her yaştan kişinin trafik içinde sakince pedallamaları tarif edilemez bir mutluluk.
Gezi sırasında bizim için en güzel olan, konakladığımız otel bisikletlerini misafirlerin hizmetine sunuyordu. Böylelikle kiralama derdinden ve sırtımızdaki eşyaları emanete vermekten kurtulmuş olduk. Rahatlıkla şehri turladık. Bizde rampasız yolların, kornasız rahatsız etmeyen araç sürücülerinin arasında pedallamanın tadına vardık.
Bu arada, Türkiye’den merakla tedirginlikle kazasız belasız dönmemi bekleyenlerin, gerek arayarak gerekse whatsapp tan yazarak beni mutlu eden ve yalnız bırakmayan dost ve arkadaşlarıma ve pedaldaşlarıma tekrar teşekkür ediyorum. Yıllardır bitmeyen seyahatlerime alışık olmalarına rağmen işin içine farklı ülkede bisiklet kullanmak fikri girince herkesi daha çok tedirgin ettim sanırım. İstanbul trafiğinde bisiklet kullanmama alışmış olmalılar diye düşünüyorum.
Sol pedalim siz yanımda olmayan pedaldaşlarımındı. Daha kalabalık gruplarla farklı rotalarda birlikte pedallamak dileğiyle,
Esenlikler dilerim.
Not: Osman Kıtay'a sevgiler. Kuru et alamadan döndük
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)