five
Part time turcu
- Kayıt
- 29 Temmuz 2005
- Mesaj
- 1.506
- Tepki
- 4.116
- Yaş
- 54
- Şehir
- İstanbul-Bostancı
- Başlangıç
- 1995—96
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
Merhaba. İki yıl önce yine tek başına çıktığım Marmara turunda İstanbul’dan yola çıkıp Tekirdağ Kumbağ’a ulaşmış ve 2. günün ilk saatlerinde sağanak yağmur altında kalıp sırılsıklam olunca Tekirdağ’dan feribotla Erdek’e geçip turu kısa kesmek durumunda kalmıştım. O zaman tur için ayırdığım süre 5 gündü. Bu sefer (yıllık izinden) daha uzun süre ayırarak yola çıktım. Ve turu da Tekirdağ’dan başlattım. Yani daha önce bıraktığım yerden devam etmek istedim. Ayrıca İstanbul-Tekirdağ arasındaki özellikle yoğun trafikli ve nispeten sıkıcı yolu da atlamış oldum. Rotama Gökçeada’yı dahil ederek daha önce görmediğim yerlere de pedal basmayı hedefledim.
Tur öncesi, 2 hafta önceden itibaren, meteor.gov.tr, weather.com, accuweather.com sitelerinden karşılaştırarak hava durumunu kontrol etmeye başladım.
1. Gün – İstanbul - (Tekirdağ) Barbaros – Gelibolu
Tura çıkmayı düşündüğüm hafta sonu Cuma ve Cumartesi günleri, İstanbul ve Tekirdağ’da hava az da olsa yağışlı göründüğünden çıkış gününü Pazar’a aldım. Hem trafik de daha rahat olacaktı sabah saatlerinde Tekirdağ’a kadar. Bisikletimi ve çantamı arabama yükledim. Kardeşimin eşi Selahattin’den beni Tekirdağ’a götürmesini rica etmiştim. Sabah erken Bostancı’dan yola çıktım. Avrupa yakasından onu aldım ve beraber Barbaros’a kadar gittik. Ben bisikleti ve bagajı düzenlerken o da geri dönüşe başlamıştı. Sabah 08:45’te yola çıktım. Daha önceki turda geçtiğim ve şiddetli ıslandığım yollardan sabah serinliğinde tekrar geçtim. Sokaktaki gözler yine bana merakla bakıyordu. Asfalt yolun kısa süre sonra biteceğini biliyordum. Sabahın soğuk rüzgarına hazırlıklı olmak için üzerinde Beşiktaş-Kanyon’dan aldığım uzun kollu daha kalın forma vardı. Gün ise serin başlamasına rağmen harika bir hava vaad ediyordu.
Toprak yola kadar Kumbağ’ın ilk yokuşlarını çıktım. Daha önce bu yoldan arabayla geçmiştim ve ne kadar kötü olduğunu da iyi biliyordum. Ama yine biliyordum ki bisikletim de bu yola uygundu. X-Sport’un X’inin hakkını verecek bir yoldaydım. Düz ve asfalt yolda yavaşlatıyor diye düşündüğüm Schwalbe Racing Ralph lastikler “İşte gerçekten bize uygun bir yol” diyordu sanki.
Yokuş manzara ile birlikte daha çekilir oluyordu. Ama bazı yerlerde bisikleti itmeyi gerektirecek kadar da düzensizdi. Yine de Naipköy’den gelen asfalt yola bağlanmak için inişe geçmeye başladığımda toprak olan kısmın aslında düşündüğüm kadar da uzun olmadığını anladım.
Yol, bağlantı noktasından itibaren biraz yükselip tekrar inişe geçmeye başladı. Ama ne iniş… Kaymak asfalt kıvrıla kıvıla Uçmakdere’de yamaç paraşütçülerinin iniş yaptığı alanın yakınlarına kadar iniyordu. Daha sonra da Uçmakdere’ye… Uçmakdere sahiline geldim. Hareketsiz olan sahilde fazla kalmadan etrafa göz atıp ve fotoğraf çekip yola devam ettim.
Kıyıdan giden yol Gaziköy, Hoşköy, Mürefte’ye devam ediyordu. Yol düzdü ve bir tarafı deniz, diğer tarafı kah tarla kah üzüm bağıydı. Aralarda da şarap fabrikaları… Mürefte’de bir yemek molası verdim. Biraz da dinlendim.
Kaymak asfaltta inerken arkada hafif bir yalpalama hissetmiştim. Kontrol ettiğimde lastiğin inmiş olduğunu fark ettim. İlk anda patlamış olduğu düşünmeyip lastiği şişirerek yola devam ettim. Uzunca bir süre de sorunsuz gittim. Ama Şarköy’den ayrılıp yokuşları tırmanmaya başlayınca gördüm ki lastik yine yumuşamıştı. Yine şişirdim ve devam ettim. Gelibolu kadar hatırı sayılır bir yol olduğu için de vakit kaybetmek istemedim. Çünkü şişirdiğim lastik hemen inmiyordu. Şarköy’den çıkışa başladığımda yolun ne kadar yükseleceğini bilmiyordum. Yanımdan sürekli çöp kamyonları geçiyordu. Bir de traktörler…
Düşündüğümden çok daha uzundu yokuş. Ha şimdi bitti ha şimdi bitti derken biraz inse bile ilerde tekrar yükselmeye başladığını görüyordum yolum. Aralarda da lastiği daha da sertleştiriyordum ki yokuşta zorlamasın. Arkada da epeyce yük vardı. Havanın her hali için kıyafetler, bisiklet malzemeleri vs.
Yol Saros tarafına dönüp inişe başladı. Ana yola bağlanırken de hava kararmaya başlamıştı. Yol kenarı problem çıkarmıyordu bisikletle ilerlemek için. Hedefim de Gelibolu’ydu ilk gün için. Hava iyice karardığında artık lastiği yamamak için zamanım olmadığını biliyordum. Şişirerek devam edip yarın sabah yanımda taşıdığım sıfır iç lastiği takacaktım. Bu arada çok da yorulmuş ve açıkmıştım. Gelibolu’da yemeyi düşünürken yol üzerinde gördüğüm bir yerde hem yemeği hem de dinlenmeyi aradan çıkardım. Yola devam edip Gelibolu’ya varırken epeyce geç olmuştu.
Ulaştığım yerlerde otel ararken şöyle bir yöntem geliştirdim. Önce kendimce pahalı olacağını düşündüğüm yıldızlı otellere fiyat sorup bir seviye belirliyor ve bu seviyeye göre diğer otellerin fiyatını karşılaştırıyorum. Bu yöntemle fiyat/performansı üste çıkarmaya çalışıyorum. Gelibolu’nun ilk girişinden merkeze giderken gördüğüm otelde de fiyat yüksekti ama onlar beni daha ucuz olan başka bir otele yönlendirdi. Böylece fazla da yer aramama gerek kalmadı. Bisikleti otelde kapalı bir alana koyarak odaya çıktım.
1. Gün VDO Z1 verileri
Çıkış : 08:45
Varış : 21:30
Mesafe : 102,95 Km.
Sürüş süresi : 6:55 S.
Ortalama Hız : 14:90 Km/s
Max. Hız : 56.10 Km/s
Ortalama Eğim Çıkış: % 5
Max. Eğim Çıkış : % 16
Ortalama Eğim İniş : % -3
Max. Eğim İniş : % -13
Kumbağ çıkışı
http://s1.postimage.org/6jhrybo6d/IMG_0001.jpg
Sabah güneşinde Marmara denizi
http://s1.postimage.org/h6bmra8th/IMG_0002.jpg
http://s1.postimage.org/o9jjufqqt/IMG_0004.jpg
http://s1.postimage.org/ywdenebdx/IMG_0005.jpg
http://s1.postimage.org/a33waa4vj/IMG_0006.jpg
http://s1.postimage.org/o9jot1s8f/IMG_0007.jpg
http://s1.postimage.org/ywdjm0cvj/IMG_0008.jpg
Kumbağ’dan başlayan Marmara denizi ve Marmara Adası manzaralı toprak yol
http://s1.postimage.org/a3418w6d5/IMG_0009.jpg
http://s1.postimage.org/o9jtrntq1/IMG_0012.jpg
http://s1.postimage.org/vcrsico55/IMG_0013.jpg
http://s1.postimage.org/6jia58hmr/IMG_0014.jpg
Naipköy yoluyla birleşen toprak yolun sonu
Bu noktadan itibaren Uçmakdere’ye kaymak asfalt iniş var.
http://s1.postimage.org/o9k3ovwoz/IMG_0016.jpg
http://s1.postimage.org/vcs2fkr43/IMG_0017.jpg
http://s1.postimage.org/a34hs9nbh/IMG_0019.jpg
http://s1.postimage.org/o9kab1aod/IMG_0020.jpg
http://s1.postimage.org/6jindj9lj/IMG_0022.jpg
http://s1.postimage.org/dmqkgoriv/IMG_0024.jpg
http://s1.postimage.org/kpyj7dlxz/IMG_0026.jpg
Uzaktan Marmara Adası görünüyor
http://s1.postimage.org/vcse0c6ld/IMG_0028.jpg
http://s1.postimage.org/6jixarckr/IMG_0029.jpg
http://s1.postimage.org/kpyrh2cff/IMG_0030.jpg
Uçmakdere sahili
http://s1.postimage.org/ywejztzsb/IMG_0032.jpg
http://s1.postimage.org/a353a95rp/IMG_0033.jpg
Yol artık düz
http://s1.postimage.org/o9kxgk5md/IMG_0034.jpg
Balık avlamak için kurulan dalyanlardan biri
http://s1.postimage.org/ywetx22r9/IMG_0036.jpg
Şarköy tepelerinde rüzgar santralleri
http://s1.postimage.org/a35bjxw64/IMG_0039.jpg
http://s1.postimage.org/h6d8n3e3g/IMG_0040.jpg
Saros’ta gün batmaya yakın
http://s1.postimage.org/rt73g1yqk/IMG_0042.jpg
Tur öncesi, 2 hafta önceden itibaren, meteor.gov.tr, weather.com, accuweather.com sitelerinden karşılaştırarak hava durumunu kontrol etmeye başladım.
1. Gün – İstanbul - (Tekirdağ) Barbaros – Gelibolu
Tura çıkmayı düşündüğüm hafta sonu Cuma ve Cumartesi günleri, İstanbul ve Tekirdağ’da hava az da olsa yağışlı göründüğünden çıkış gününü Pazar’a aldım. Hem trafik de daha rahat olacaktı sabah saatlerinde Tekirdağ’a kadar. Bisikletimi ve çantamı arabama yükledim. Kardeşimin eşi Selahattin’den beni Tekirdağ’a götürmesini rica etmiştim. Sabah erken Bostancı’dan yola çıktım. Avrupa yakasından onu aldım ve beraber Barbaros’a kadar gittik. Ben bisikleti ve bagajı düzenlerken o da geri dönüşe başlamıştı. Sabah 08:45’te yola çıktım. Daha önceki turda geçtiğim ve şiddetli ıslandığım yollardan sabah serinliğinde tekrar geçtim. Sokaktaki gözler yine bana merakla bakıyordu. Asfalt yolun kısa süre sonra biteceğini biliyordum. Sabahın soğuk rüzgarına hazırlıklı olmak için üzerinde Beşiktaş-Kanyon’dan aldığım uzun kollu daha kalın forma vardı. Gün ise serin başlamasına rağmen harika bir hava vaad ediyordu.
Toprak yola kadar Kumbağ’ın ilk yokuşlarını çıktım. Daha önce bu yoldan arabayla geçmiştim ve ne kadar kötü olduğunu da iyi biliyordum. Ama yine biliyordum ki bisikletim de bu yola uygundu. X-Sport’un X’inin hakkını verecek bir yoldaydım. Düz ve asfalt yolda yavaşlatıyor diye düşündüğüm Schwalbe Racing Ralph lastikler “İşte gerçekten bize uygun bir yol” diyordu sanki.
Yokuş manzara ile birlikte daha çekilir oluyordu. Ama bazı yerlerde bisikleti itmeyi gerektirecek kadar da düzensizdi. Yine de Naipköy’den gelen asfalt yola bağlanmak için inişe geçmeye başladığımda toprak olan kısmın aslında düşündüğüm kadar da uzun olmadığını anladım.
Yol, bağlantı noktasından itibaren biraz yükselip tekrar inişe geçmeye başladı. Ama ne iniş… Kaymak asfalt kıvrıla kıvıla Uçmakdere’de yamaç paraşütçülerinin iniş yaptığı alanın yakınlarına kadar iniyordu. Daha sonra da Uçmakdere’ye… Uçmakdere sahiline geldim. Hareketsiz olan sahilde fazla kalmadan etrafa göz atıp ve fotoğraf çekip yola devam ettim.
Kıyıdan giden yol Gaziköy, Hoşköy, Mürefte’ye devam ediyordu. Yol düzdü ve bir tarafı deniz, diğer tarafı kah tarla kah üzüm bağıydı. Aralarda da şarap fabrikaları… Mürefte’de bir yemek molası verdim. Biraz da dinlendim.
Kaymak asfaltta inerken arkada hafif bir yalpalama hissetmiştim. Kontrol ettiğimde lastiğin inmiş olduğunu fark ettim. İlk anda patlamış olduğu düşünmeyip lastiği şişirerek yola devam ettim. Uzunca bir süre de sorunsuz gittim. Ama Şarköy’den ayrılıp yokuşları tırmanmaya başlayınca gördüm ki lastik yine yumuşamıştı. Yine şişirdim ve devam ettim. Gelibolu kadar hatırı sayılır bir yol olduğu için de vakit kaybetmek istemedim. Çünkü şişirdiğim lastik hemen inmiyordu. Şarköy’den çıkışa başladığımda yolun ne kadar yükseleceğini bilmiyordum. Yanımdan sürekli çöp kamyonları geçiyordu. Bir de traktörler…
Düşündüğümden çok daha uzundu yokuş. Ha şimdi bitti ha şimdi bitti derken biraz inse bile ilerde tekrar yükselmeye başladığını görüyordum yolum. Aralarda da lastiği daha da sertleştiriyordum ki yokuşta zorlamasın. Arkada da epeyce yük vardı. Havanın her hali için kıyafetler, bisiklet malzemeleri vs.
Yol Saros tarafına dönüp inişe başladı. Ana yola bağlanırken de hava kararmaya başlamıştı. Yol kenarı problem çıkarmıyordu bisikletle ilerlemek için. Hedefim de Gelibolu’ydu ilk gün için. Hava iyice karardığında artık lastiği yamamak için zamanım olmadığını biliyordum. Şişirerek devam edip yarın sabah yanımda taşıdığım sıfır iç lastiği takacaktım. Bu arada çok da yorulmuş ve açıkmıştım. Gelibolu’da yemeyi düşünürken yol üzerinde gördüğüm bir yerde hem yemeği hem de dinlenmeyi aradan çıkardım. Yola devam edip Gelibolu’ya varırken epeyce geç olmuştu.
Ulaştığım yerlerde otel ararken şöyle bir yöntem geliştirdim. Önce kendimce pahalı olacağını düşündüğüm yıldızlı otellere fiyat sorup bir seviye belirliyor ve bu seviyeye göre diğer otellerin fiyatını karşılaştırıyorum. Bu yöntemle fiyat/performansı üste çıkarmaya çalışıyorum. Gelibolu’nun ilk girişinden merkeze giderken gördüğüm otelde de fiyat yüksekti ama onlar beni daha ucuz olan başka bir otele yönlendirdi. Böylece fazla da yer aramama gerek kalmadı. Bisikleti otelde kapalı bir alana koyarak odaya çıktım.
1. Gün VDO Z1 verileri
Çıkış : 08:45
Varış : 21:30
Mesafe : 102,95 Km.
Sürüş süresi : 6:55 S.
Ortalama Hız : 14:90 Km/s
Max. Hız : 56.10 Km/s
Ortalama Eğim Çıkış: % 5
Max. Eğim Çıkış : % 16
Ortalama Eğim İniş : % -3
Max. Eğim İniş : % -13
Kumbağ çıkışı
http://s1.postimage.org/6jhrybo6d/IMG_0001.jpg
Sabah güneşinde Marmara denizi
http://s1.postimage.org/h6bmra8th/IMG_0002.jpg
http://s1.postimage.org/o9jjufqqt/IMG_0004.jpg
http://s1.postimage.org/ywdenebdx/IMG_0005.jpg
http://s1.postimage.org/a33waa4vj/IMG_0006.jpg
http://s1.postimage.org/o9jot1s8f/IMG_0007.jpg
http://s1.postimage.org/ywdjm0cvj/IMG_0008.jpg
Kumbağ’dan başlayan Marmara denizi ve Marmara Adası manzaralı toprak yol
http://s1.postimage.org/a3418w6d5/IMG_0009.jpg
http://s1.postimage.org/o9jtrntq1/IMG_0012.jpg
http://s1.postimage.org/vcrsico55/IMG_0013.jpg
http://s1.postimage.org/6jia58hmr/IMG_0014.jpg
Naipköy yoluyla birleşen toprak yolun sonu
Bu noktadan itibaren Uçmakdere’ye kaymak asfalt iniş var.
http://s1.postimage.org/o9k3ovwoz/IMG_0016.jpg
http://s1.postimage.org/vcs2fkr43/IMG_0017.jpg
http://s1.postimage.org/a34hs9nbh/IMG_0019.jpg
http://s1.postimage.org/o9kab1aod/IMG_0020.jpg
http://s1.postimage.org/6jindj9lj/IMG_0022.jpg
http://s1.postimage.org/dmqkgoriv/IMG_0024.jpg
http://s1.postimage.org/kpyj7dlxz/IMG_0026.jpg
Uzaktan Marmara Adası görünüyor
http://s1.postimage.org/vcse0c6ld/IMG_0028.jpg
http://s1.postimage.org/6jixarckr/IMG_0029.jpg
http://s1.postimage.org/kpyrh2cff/IMG_0030.jpg
Uçmakdere sahili
http://s1.postimage.org/ywejztzsb/IMG_0032.jpg
http://s1.postimage.org/a353a95rp/IMG_0033.jpg
Yol artık düz
http://s1.postimage.org/o9kxgk5md/IMG_0034.jpg
Balık avlamak için kurulan dalyanlardan biri
http://s1.postimage.org/ywetx22r9/IMG_0036.jpg
Şarköy tepelerinde rüzgar santralleri
http://s1.postimage.org/a35bjxw64/IMG_0039.jpg
http://s1.postimage.org/h6d8n3e3g/IMG_0040.jpg
Saros’ta gün batmaya yakın
http://s1.postimage.org/rt73g1yqk/IMG_0042.jpg


