15 Temmuz Şehitlerini Anma Ulusal Bisiklet 4. Yol Yarışları

Yok, karıştırdın herhalde. Bu, Ankara'nın göbeğine savaş uçakları ve taarruz helikopteriyle bütün gece şehre bombalar yağdırıp, İstanbul'da tank paketleriyle insanları ikiye bölüp, köprüde saatlerce saf halinde durarak silahsız insanlara mermi yağdırıp 34 kişiyi katlederek "tiyatro" oynayan masum ana kuzuları bunlar. Hiç 34 kişiyi katleden ana kuzusunun boğazı kesilir mi? Cani bir yobazlık resmen. Bir de sokağa çıkmışlar, kahvesini yudumlayarak televizyondan izlemek varken.

Sadettin Z. demiş ki:

İslam ve islamcılık (ya da siyasal islam) arasındaki fark biraz da simit ve simitçi arasındaki farka benzer. Simit olmanın temelde hiçbir mahsuru yoktur, lakin simitçi onu tezgahının üzerine koyup pazarlamaya giriştiğinde, bundan çıkar sağlamaya başladığında iş değişir. Burada yapılan eleştiri de simite değil simitçiyedir.

Özetle kimsenin kutsalına laf edilmesi söz konusu değil. İsteyen İslam'a inanır, isteyen başka bir dine mensup olur, isteyen ateşe tapar. İnanmamak ve hatta patatese inanmak bile birer seçenek olabilir. Kimseyi de ilgilendirmez. Ta ki birileri çıkıp bu inanç tercihini diğerleri üzerinde menfaat aracı olarak kullanana kadar.

Hepsini görüntüle...

Siyasi İslam söylemi yanlıştır; dilbilgisi bakımından değil, kavram olarak yanlıştır, karşılığı yoktur; çünkü bir tane İslam vardır, onun kitabı, peygamberi ve mensupları bellidir.

İslam yalnızca ibadeti ve ahireti anlatmaz, müminlerin dünya hayatında uyacaklari bazı kurallar da koyar ve buyruklar da verir. İslam'ın siyasetle ilgili emir ve yasakları da vardır, İslam'ı teori ve inanç olarak siyasetten ayırmak mümkün değildir. Bazı Müslümanlar siyasi hayatın da İslam'a göre düzenlenmesi ve yürütülmesini ister, bunun için örgütlenir ve faaliyet gösterirlerse bunlara “siyasi Müslüman” ve bunların dinlerine de “siyasi İslam” demek doğru olmaz. Ortada bir tek İslam vardır.

Müslümanlar dinle pazarlığa girip “şu kadarı senin, şu kadarı benim” diyemezler, Müslüman “teslim olandır. Neye teslim olan? Allah'ın buyruğuna, irade ve rızasına teslim olandır. Allah namaz kılmayı, oruç tutmayı emrettiği gibi faizi, zinayı, müstehcenliği, rüşveti, zulmü, istibdadı da yani bir nevi diktatörlüğü de yasaklamıştır. Müslüman olarak Allah'a teslim olan kişi pazarlık yapmadan, dinin kurallarını bölmeden -elinden geldiğince- hayatının bütününde ona teslim olur. Evin içinde, camide Müslüman, kamusal alanda gayr-i müslim olamaz. Asıl vazifesi kamusal alanda da İslam'a aykırı (buna insan haklarına ve ahlaka aykırı da diyebiliriz) bir durumun oluşmasını engellemektir, buna gücü yetmezse, başkalarına dokunmadan kendisi özel ve kamusal alanda Müslümanca yaşar, buna da gücü yetmezse yapabildiğini yapar, yapamadıkları için de -gücünü aştığından- bağışlanır. Müslümanlık bu olduğuna göre “siyasal, ılımlı, laik vb.” diyerek farklı bir İslam'dan söz etmek güneşi bir şeylerle örtmeye kalkışmak demektir ve mümkün olmaz.

Hayrettin Karaman


Altına imzamı atacağım bir yazı olduğu için paylaşıyorum.

Türko demiş ki:

Allah namaz kılmayı, oruç tutmayı emrettiği gibi faizi, zinayı, müstehcenliği, rüşveti, zulmü, istibdadı da yani bir nevi diktatörlüğü de yasaklamıştır.

Hepsini görüntüle...

İster siyasi islamci deyin ister baska birsey. Ama alintiladiginiz metnin tam olarak alintiladigim kisminda buyuk bir sorun var.
Olan biten ile bu tanim kesinlikle örtüşmüyor. Yoksa bana mi oyle geliyor?
İste o yuzden kopuyor bu kadar tantana...
Birde yoneticiyseniz ve muslumansaniz "kul hakki" nasil bu kadar onemsiz olabiliyor acaba?

@Türko

Herhangi bir dini inanışı politik çıkar için kullanan, kitleleri inançları üzerinden manipüle ederek maddi ve devlet erkini ele geçirmeye yönelik getiri sağlayan, dini kendi gibi düşünmeyenleri ve muhalifleri baskılamakta ve ezmekte bir araç yerine koyan kim varsa dini siyasete alet ediyordur.

Bunu yapan Hindistan'da biri ise siyasi Hiduizm, Japonya'daki biri ise siyasi Şintoizm, İsrail için siyasi Musevilik ve bizim için siyasi İslam kavramlarını kullanıyoruz.

TV fetvacısı Hayrettin Karaman'ın işine gelmediği için farklı tarafa çektiği yazısını alıntılamanız pek birşey ifade etmiyor. Onun bunun ne dediğine takılmadan, özgür iradenizle içinde yaşadığınız ülkede dinin siyasete alet edilip edilmediğini bir sorgulayın. Cevabınız hayır ise daha fazla uzatmaya gerek yok.

Kamuran Karakuş demiş ki:

Yok, karıştırdın herhalde. Bu, Ankara'nın göbeğine savaş uçakları ve taarruz helikopteriyle bütün gece şehre bombalar yağdırıp, İstanbul'da tank paketleriyle insanları ikiye bölüp, köprüde saatlerce saf halinde durarak silahsız insanlara mermi yağdırıp 34 kişiyi katlederek "tiyatro" oynayan masum ana kuzuları bunlar. Hiç 34 kişiyi katleden ana kuzusunun boğazı kesilir mi? Cani bir yobazlık resmen. Bir de sokağa çıkmışlar, kahvesini yudumlayarak televizyondan izlemek varken.

Hepsini görüntüle...

Yok, karıştırmadım.. Aynısını Amerika ırak a çökerken dünya ticaret merkezi binasının, sözde dünyanın süper gücü abd nin 2 tane kıytırık yolcu uçağı ile ve koskoca amerikan kuvvetlerinin bir şey yapamıyor oluşuyla yıkması ve 2-3 bin insanın hayatının amerikanın bekası yanında kıymetsiz değersiz oluşu gibi, bu da öyle oldu..hatta saldırıyı üstlenen adamın ismi bile adeta olayın "tiyatro" olduğunu gözümüze sokar gibi USA ME BINLADIN.. Siz de farketmişinizdir.. Çok daha detayı var olayın.. O yüzden neyin ne olduğunu biliyorum. Atv den TRT den haber türk ten takip etmiyorum gündemi Allah ıma şükür..

Kamuran Karakuş demiş ki:

Ankara'nın göbeğine savaş uçakları ve taarruz helikopteriyle bütün gece şehre bombalar yağdırıp

Hepsini görüntüle...

Keşke biraz askeri bilginiz olsaydıda sizinle bu konuyu şöyle derinlemesine tartışabilseydik! bırakın onlarca uçan savaş aracını size şu kadarını söyleyeyim,tam dolu bir f16 ve süper kobra helikopteri Ankaranın bütün önemli binalarını tesislerini kum yığınına çevirebilir hemde rahatlıkla!
Not:Reisinizi taşıyan uçağın pilotuda fetöcü çıktı iyimi ama nedense uçağı bir dağa çakmadı güzelce indirdi öylemi! hocammmm bırak Allah aşkına!

Neyse ki insanların hala atlet giyme alışkanlığı var da tankları onlar sayesinde durdurdular. Yoksa halimiz nice olurdu !

Türko demiş ki:

Siyasi İslam söylemi yanlıştır; dilbilgisi bakımından değil, kavram olarak yanlıştır, karşılığı yoktur; çünkü bir tane İslam vardır, onun kitabı, peygamberi ve mensupları bellidir.

İslam yalnızca ibadeti ve ahireti anlatmaz, müminlerin dünya hayatında uyacaklari bazı kurallar da koyar ve buyruklar da verir. İslam'ın siyasetle ilgili emir ve yasakları da vardır, İslam'ı teori ve inanç olarak siyasetten ayırmak mümkün değildir. Bazı Müslümanlar siyasi hayatın da İslam'a göre düzenlenmesi ve yürütülmesini ister, bunun için örgütlenir ve faaliyet gösterirlerse bunlara “siyasi Müslüman” ve bunların dinlerine de “siyasi İslam” demek doğru olmaz. Ortada bir tek İslam vardır.

Müslümanlar dinle pazarlığa girip “şu kadarı senin, şu kadarı benim” diyemezler, Müslüman “teslim olandır. Neye teslim olan? Allah'ın buyruğuna, irade ve rızasına teslim olandır. Allah namaz kılmayı, oruç tutmayı emrettiği gibi faizi, zinayı, müstehcenliği, rüşveti, zulmü, istibdadı da yani bir nevi diktatörlüğü de yasaklamıştır. Müslüman olarak Allah'a teslim olan kişi pazarlık yapmadan, dinin kurallarını bölmeden -elinden geldiğince- hayatının bütününde ona teslim olur. Evin içinde, camide Müslüman, kamusal alanda gayr-i müslim olamaz. Asıl vazifesi kamusal alanda da İslam'a aykırı (buna insan haklarına ve ahlaka aykırı da diyebiliriz) bir durumun oluşmasını engellemektir, buna gücü yetmezse, başkalarına dokunmadan kendisi özel ve kamusal alanda Müslümanca yaşar, buna da gücü yetmezse yapabildiğini yapar, yapamadıkları için de -gücünü aştığından- bağışlanır. Müslümanlık bu olduğuna göre “siyasal, ılımlı, laik vb.” diyerek farklı bir İslam'dan söz etmek güneşi bir şeylerle örtmeye kalkışmak demektir ve mümkün olmaz.

Hayrettin Karaman


Altına imzamı atacağım bir yazı olduğu için paylaşıyorum.

Hepsini görüntüle...

Kusura kalma ama tamamen bos yapmışsın birader. Ben insan haklarını, refahı, özgürlüğü, hukukun üstünlüğünü, sevgiyi, saygıyı, çevreye, kadına, cocuğa verilen değeri, güveni tamamen realitede yaşananlara bakarak degerlendiririm. Öyle mugalatalarla isim olmaz. Cünkü biz soguk savas bebesiyiz, kitabında harika kulaga hos gelen seyler yazan marksizm in yasattıklarını da gördük. Bu nedenle kendimce de bir kriter belirledim; insanlar nereden nereye göcüyorlarsa nereden nereye gitmek icin can atıyorlarsa, sınırları serbest bıraksan hangi ülkeye yerlesecekse, hangi ülkede bulunmak ve yasamak istiyorsa, hangi ülkede kendini güvende ve özgür hissediyorsa, hangi coğrafyada cocuklarını yetistirmek istiyorsa, aslında ata toprakları olmamasına ragmen hangi ülkede "ülkemize geri dönmek istiyoruhda gurulu düzenimiz var yigenim" diyorsa iste o gitmek istedikleri ülke senin deyiminle gercek insan hakları ve ahlakın ülkesidir.

Türko demiş ki:

Müslümanlar dinle pazarlığa girip “şu kadarı senin, şu kadarı benim” diyemezler

Hepsini görüntüle...

İhsan Eliaçık hoca diyor ki: Peygamber öldükten sonra varlıklı Müslümanlar, İslam'daki zekat-fitre uygulamasına isyan ettiler. Zira peygamber hayattayken "ihtiyacınızdan fazlasını bağışlayın" diye emretmişti ancak bu uygulama varlıklı Müslümanlara biraz ters gelmişti. Daha sonra halifeyle pazarlığa oturdular, "Hepsini olmaz; 40'ta 1'ini verelim"de anlaştılar.

Yani düpedüz dinle pazarlık yapmışlar.

Ama tabii bu gerçeği de "Gerçek İslam bu değil" halısının altına süpürebiliriz, öyle değil mi?

sccetin demiş ki:

"Bisiklet Sporu Kamuoyuna Duyurulur

Değerli Bisiklet severler, bilindiği gibi 15 Temmuz etkinlikleri için yaptığımız farkındalık faaliyeti ülkemizin iki ilinde yarış faaliyeti diğer illerde de bisiklet sürüşü olarak yapılmıştır.Ülkemizin Ankara iline yakın iller Ankara’da, Muğla iline yakın iller Muğla’da yarış yapmak üzere organize edilmiştir.Her iki ilimizde de 15 Temmuz etkinliği olması nedeniyle ciddi bir katılım sağlanmıştır. Hâl böyleyken Kahraman Kazan-Ankara arasındaki yaptığımız yarışta maalesef bisikleti vasıta olarak kabul etmeyen trafik canavarları yarışın içine girmiştir.Bu olay bizleri federasyon olarak derinden üzmüştür.Federasyon olarak biz görevlilere yetkiyi veririz ve takip sürecinde oluruz. Bu sebepten dolayı üzücü olaylar yaşanmıştır.Buradan yarış komiseri,parkur direktörü ve güvenlik, önemli ölçüde sorumludur.Bu tip durumlar dünyanın her zaman her tarafında yaşanmaktadır.Yapılan hatalardan dolayı yarış direktörü Ankara il temsilcisi Kemal Agvaz, parkur direktörü Suat Torgay, yarış komiseri ve MHK üyesi Mustafa Aslan’ın ve C1,C2,C3,C4 hakemlerin bütün görevlerinden istifaları alınmıştır.Bugün olduğu gibi bundan sonrada bu tip olaylara meydan vermemek için elimizden gelen bütün gayreti göstermeye devam edeceğiz.Federasyon başkanı ve İcra kurulu olarak bisiklet kamuoyundan ve bisiklet severlerden özür diliyoruz. Ankara’daki yarışın ve Marmaris’teki yarışın harcırahlarını sporcuların ve idarecilerin hesaplarına bugün geçeceğini belirtirken yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle bisiklet kamuoyunun, ülkemizde yaşayan herkesin ve dünyada yaşayan tüm müslümanların bayramlarını tebrik ederim.Rabbimizden dileğimiz ve duamız odur ki nice bayramlara sağlık, sıhhat ve afiyet içerisinde kazasız belasız kavuşturması duası ve dileğiyle...
Selam ve saygılarımı sunarım.

Erol KÜÇÜKBAKIRCI
Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı"
(link)

Hepsini görüntüle...

Harcırahlar yattığına göre dağılabiliriz.

Neyse, konu nerlere gelmiş.

Güzel baslik oldu, engellenecekleri ayikladik😁

Sadettin Z. demiş ki:

@Türko

Herhangi bir dini inanışı politik çıkar için kullanan, kitleleri inançları üzerinden manipüle ederek maddi ve devlet erkini ele geçirmeye yönelik getiri sağlayan, dini kendi gibi düşünmeyenleri ve muhalifleri baskılamakta ve ezmekte bir araç yerine koyan kim varsa dini siyasete alet ediyordur.

Bunu yapan Hindistan'da biri ise siyasi Hiduizm, Japonya'daki biri ise siyasi Şintoizm, İsrail için siyasi Musevilik ve bizim için siyasi İslam kavramlarını kullanıyoruz.

TV fetvacısı Hayrettin Karaman'ın işine gelmediği için farklı tarafa çektiği yazısını alıntılamanız pek birşey ifade etmiyor. Onun bunun ne dediğine takılmadan, özgür iradenizle içinde yaşadığınız ülkede dinin siyasete alet edilip edilmediğini bir sorgulayın. Cevabınız hayır ise daha fazla uzatmaya gerek yok.

Hepsini görüntüle...

Günümüzde siyaseti bir takım değerlere alet edenleri görüyoruz doğru söylüyorsunuz. Kimi Atatürk'ü kimi dini , kimi milliyetçiliği. Ama buna din tüccarlığı yapıyor diyebilirsiniz fakat siyasal İslam denilemez. Ben şunu iyi biliyorum ki dini dünyevi menfaatler karşılığında kullananlar büyük günah işliyordur. Bunu da onların peşinden gidenler düşünsün, benden uzak olsun.

Mehmet Altuğ demiş ki:

İhsan Eliaçık hoca diyor ki: Peygamber öldükten sonra varlıklı Müslümanlar, İslam'daki zekat-fitre uygulamasına isyan ettiler. Zira peygamber hayattayken "ihtiyacınızdan fazlasını bağışlayın" diye emretmişti ancak bu uygulama varlıklı Müslümanlara biraz ters gelmişti. Daha sonra halifeyle pazarlığa oturdular, "Hepsini olmaz; 40'ta 1'ini verelim"de anlaştılar.

Yani düpedüz dinle pazarlık yapmışlar.

Ama tabii bu gerçeği de "Gerçek İslam bu değil" halısının altına süpürebiliriz, öyle değil mi?

Hepsini görüntüle...

Kulaktan dolma bilgilerle bir mühendis, doktor vs nasıl olunamıyorsa Müslüman da olunmaz.
Peygamberimizin Hz. Ali'ye söylediği şu hadiste: "Senin iki yüz dirhemin olduğu ve üzerinden bir yıl geçtiği zaman, bundan beş dirhem zekat vermen gerekir. Yirmi dinar oluncaya kadar da altın paradan sana bir şey lazım gelmez. Yirmi dinarın olduğu ve üzerinden bir yıl geçtiği zaman bu paradan yarım dinar zekat vermen gerekir."

suat akman demiş ki:

İster siyasi islamci deyin ister baska birsey. Ama alintiladiginiz metnin tam olarak alintiladigim kisminda buyuk bir sorun var.
Olan biten ile bu tanim kesinlikle örtüşmüyor. Yoksa bana mi oyle geliyor?
İste o yuzden kopuyor bu kadar tantana...
Birde yoneticiyseniz ve muslumansaniz "kul hakki" nasil bu kadar onemsiz olabiliyor acaba?

Hepsini görüntüle...

Mükemmel olan İslam'dır , müslümanlar değil. Neden böyle yapıyorlar derseniz bunu bana değil din sadece camide olur, normal yaşantıya karışamaz diyenlere , dinini işine gelmeyince hayatında iyi uygulamayanlara sorun.

Ve beni alıntılayan arkadaşlara önerim ; dinim hakkımda bu savunmalarım için beni bir siyasi partiyle yakıştırmamaları. Çoğunuzun bahsettiği siyasi iktidarın söz ve icraatları olduğunun farkındayım. Sonuçta o da bir insan ve ne yapıyorsa kendini bağlar. Yanlıştır doğrudur istediğiniz eleştiriyi yapın. Ama bu yaklaşımlar üzerinden dine saldırmamanızı, saldırılarınızı siyasi çizgiyi geçmeden yapmanızı öneririm.

Türko demiş ki:

Kulaktan dolma bilgilerle bir mühendis, doktor vs nasıl olunamıyorsa Müslüman da olunmaz.

Hepsini görüntüle...

"Kulaktan dolma bilgi" dediğiniz bilgiyi aktaran İhsan Eliaçık'a itibar etmiyorsunuz, "Yolsuzluk hırsızlık değildir" diye fetva veren Hayrettin Karaman'a itibar ediyorsunuz demek ki. Başka söze gerek yok sanıyorum.

"Kişi sevdiği ile beraberdir."

@Türko
Baskasini bilmem ama benim derdim ve şikayetim İslam veya müslümanlık konusunda değil.
İnancını kullanarak baskalari üzerinde baskı kurmaya çalışan, işi şova döken ve insanlarin inanclari üzerinden çıkar elde edenler ile sorunumuz. Çıkarlarına alet ettikleri inanc icin kutsalda olan herşeyi hukmetmek istedikleri kitlelere dayatirken, kendilerinin bu kurallara riayet etmemeleri.
Kendi inançlarindan olmayan herkesi vatandaş, millet, insan olarak gormemeleri ve haklarina tecavuz etmekten cekinmemeleri. Yani işlerine geldiğinde adalet mekanizmasini bile kolayca oynatıvermeleri.
Bu durumda Turkiye'de belli bir parti ve savunuculari hedef oluyor. Bazen iki tarafta haddini aşan yanlış ifadelerle birbirini taciz ediyor.

Bir partiye taraf olmam veya olmamam beni musluman veya inancsiz yapamaz!

Ne yazik ki son dönemde yanlış bir algı ile müslüman yaşamı secenler gerici ve belli bir parti destekçisi olarak etiketleniyor.
Tam tersine inanc, islam ve müslümanlık konusunda cokta umursamayan kişiler, çıkar ugruna inanc kullanıcısı bir parti şemsiyesi altına giriyor ve kendilerini musluman olarak belgeliyorlar. Böylece işleri yasal gereksinimleri karşılamasa bile tıkır tıkır yürüyor.

Açıkcasi su anda budist bir parti Turkiye'yi yönetse ve her insana, her inanca karsi ayni eşitlik ve adalet çizgisini korusa benim umurumda olmaz. Sonucta insan gibi yaşiyorsam, inandiğim her ne ise bu konuda rahat bırakılıyorsam sorun degil!
Ama musluman bile olsam su andaki gibi bir yonetim altinda rahatsiz olurum. Kadinin değeri yok, yolsuzluk almış yürümüş. Çocuk tacizleri azalacagina artiyor. Yargıya gidenler adamini bulmuşsa beraat ediyor veya göstermelik ceza alıyor...

Hasta annesini babasını tedavi ettiremediği için gidip parti uyesi olan, hastanede sıra alamazken devletin doktoru evine kadar gelmeye baslayan, mahkemede devlettten alacak veya arazi davasi sonuclanamayınca parti uyesi olan 2-3 yıldır cozulmeyen davasi tek celsede sonuclanan insanlar tanıyorum.

Camiye karşı değiliz ama 5 yıldız konforunda camiler yapilirken okulu olmayan köyler mahalleler varsa ve ikiside devlet eliyle bu durumdaysa ben okul isterim! Hemen heryerde yurume mesafesinde cami varken karın buzun içerisinde, gunesin altında saatlerce yuruyerek okula gitmeye calisan cocuklar varsa ben buna itiraz ederim! Kaynaklar eşit hatta eğitim için daha çok kullanılmalı ki gelecek daha iyi olsun.

Gerisini siz yorumlayın artık...

Kısacasi cogumuzun derdi islam veya muslumanlık degil! Bunu kullanaralk insanlari somuren adalet ve esitlikten uzak bir yonetimin altında kalmamız.

Sürekli kapatılan, adı sürekli değişen bir parti var. Bunlardan 2 militan milletvekili, bir seçim öncesi namaz kılarken poz veriyor. Ne hikmetse tüm cemaat secdede bu 2si kıyamda. Bir fi açısı kadar faz farkı var cemaatle. Namaz kılarken yakalanmış gibi çek pampa bir fotoğrafçı ayarlanmış. Mizansen iyi. Amaç oy devşirmek elbette. İnanç istismarı ile siyaset kolkola girdiği vakit oluşan resme siyasal islam ismini uygun gördüler. Kimler? Kuvvetle muhtemel ingilizler.
Islam bambaşka ama uygun yaşayan adam kendini afişe etmiyor. 5 dakka kayboluyor, geri geliyor. Diğerleri hadi namaza gelmiyor musun diye afişe ediyor kendini. Şimdilerde 4.5 ila 6.7 lik ekranlarda, daha evvel 67 ekranda gösterilen, göze sokulan şeyi islam olarak algılatmaları sistematik bir oyun. O görüntülerden midesi bulanan ya deist oluyor ya da ateist.

Geniş bir vakitte kola cips ilen göbeğimi kaşıya kaşıya okumalık bir konu başlığı olmuş.
Eccik param olsa siyasetforum diye site açacam. Açarsam linkini buraya atarım.
Benim sitede de böyle kapışın ki konu başlığı 11 sayfaya ulaşsın, ben de paracıkları cukkalayayım.
Ot diye saman kağıdından bir edebiyat dergisi çıkarıp ergen bebelerin duyarlılığını sömürerek bir servet yapan edebiyat esnafı geldi birden aklıma. Eskiden Kadıköy'de çay parası ödeyemezken şimdi Kuşadası'nda milyonluk yazlıkta oturuyorlar her biri.
Hatta Tunalı barlarında bar boyluk yaparak kirasını ödeyen biri vardı. Önce birkaç kitap yazdı, sonra dizi senaryosu falan yazdı, köşeyi döndü. Sonra dumanlı kafayla bildiği milyonluk arabayla Söke yolunda bir aileyi biçmişti.
Bizim millet akıllanmaz. Siz burada politik konularda birbirinize çakıp dururken, forumlarda birbirinizi yiyip dururken birileri keselerini doldurmaya devam ediyor.
🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣
Bu arada burası bisikletforum idi değil mi? Bisiklet ile ilgili konuları yazıyorduk falan filan... Bisikletle ilgisi olmayan konularda yazıp çizip politika yapanlar engelleniyordu vs vs...

Mehmet Altuğ demiş ki:

"Kulaktan dolma bilgi" dediğiniz bilgiyi aktaran İhsan Eliaçık'a itibar etmiyorsunuz, "Yolsuzluk hırsızlık değildir" diye fetva veren Hayrettin Karaman'a itibar ediyorsunuz demek ki. Başka söze gerek yok sanıyorum.

"Kişi sevdiği ile beraberdir."

Hepsini görüntüle...

Cihat yapıyor bir grup. O nedenle, kafirin malı helal oluyor bu anlamda. Onlar çalmıyorlar, cihat ile helal kılınmış mallara ortak oluyolla.

Keşke bisiklet forumdaki siyasi başlıklar engellense moderatör tarafından. Yani en azından bu tarz duyurular ilan şeklinde yer alsa ve ikili diyaloglara kapalı olsa. Forumda herkes birbirine sallıyor siyaset üzerinden. Bunun için zilyon tane başka forumlar var arkadaşlar ne gerek var şurda birbirimizi kırmaya. Bu sporun zaten yeterince kutuplaşan milletimizi birleştirici özellikte olmasını çok istiyorum. Kimsenin siyasi fikri değişmiyor siz buraya yazınca. Aksine bisiklet gibi insanları birleştiren bir alanda kutuplaşmalara sebep oluyor. Şurada benimle siyasi olarak en zıt düşünen adamla bile ortak bir bisiklet konusu olduğunda yardımlaşıyor, birşeyler paylaşıyoruz. Şahsi fikrimdir, bisikletle alakasız tüm başlıklar ya engellensin ya da yapılamıyorsa ikili diyaloglara kapatılsın. Az önce bir konu gördüm bitcoinlerle alakalı burada. Ya bu kadar geniş olmasın yelpaze yalvarıyorum Yani forum diye de her konu ya da her diyaloğun açılamaması lazım mantıken...