IlkerArslan
Üye
- Kayıt
- 12 Haziran 2013
- Mesaj
- 88
- Tepki
- 390
- Şehir
- Ankara ve Istanbul
- İsim
- İlker Arslan
- Bisiklet
- Claud Butler
Merhabalar Sevgili Dostlar,
Bu ilk şehirlerarası bisiklet turum için evden çıktığımda, uzak yolların yakın yollardan çok daha güvenli olabileceğini, uzak sandığım insanların yakınlarım kadar sıcak ve içten olabileceğini asla bilemezdim...
Öncelikle tur fotoğraflarımı sizlerle nasıl paylaşmak istediğimi açıklayayım, çünkü bu önemli. Hepimiz, özellikle de hayatımızda çok önemli bir yeri olan ilk uzun turumuzu en iyi, en detaylı şekilde anlatmak istiyoruz. Ben de aynı şekilde detaylı anlatmak istiyordum, fakat sonra vazgeçtim.
Bu başlık altındaki yeni tur paylaşımlarını gördüğümde büyük bir heyecanla başlığa tıklıyorum. Fakat karşıma çok uzun destan gibi yazılar çıktığında bazen içim sıkılıyor ve kısmen okuyabiliyorum açıkçası.
Çok şey yazıp kısmen okunmaktansa, kısa fotoğraf altı yazıları ile bu güzel turda neler gördüğümü neler yaşadığımı sizleri sıkmadan anlatmaya çalışacağım.
İnşallah hoşunuza gider...
Tur Meraklısı : İlker Arslan
Tur Planı : Ankara > Marmaris
Gerçekleşen : Ankara > Fethiye
Ay/Yıl : Ağustos 2015
Birlikte Pedalladığım Dostlarım :
Umurlu İstasyon Camii İmamı Osman Hoca (Umurlu İlçe Merkezi'nde)
Tekirdağ'dan Mesut Eskiçınar (Datça-İnbükü Tabiat Parkı arası)
Fethiye'den Ömer Varlı (Fethiye koylarında)
Bisiklet : Claud Butler Antaeus 6061 Alüminyum
Lastikler : Schwalbe Road Plus 700x35c
Bagaj : İbera IB-RA5 Alüminyum
Bagaj Çantası : Konnix TPU-13950-600
Kask : BTWIN 300

Evdeki son hazırlıklar, bagajların ayarlanması...

Ve ilk hareket... Ankara Eryaman... Saat: 06:45 Aşti'ye gidip bagajı müsait olan herhangi bir Afyon otobüsüne bineceğim.

Kamil Koç 09:00 Afyon otobüsünün bagajında, şoförün de özel ilgisi sayesinde bisikletim ve çantalarım benden daha konforlu bir şekilde Afyon'a ulaşıyor. İşte AKÜ'deyim.

Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Tesisleri'nde kalacağım bugün.
]
Çantaları odama bırakıp...

... hemen Cuma namazına AKÜ Camii'ne yetişiyorum. Çok farklı bir tasarımı var, çok güzel bir cami.
Bu bisikletimle ilk kez bir Cuma namazına gitmiş oldum, o da Afyon'da oldu...
Tekrar odama dönüp Gazlıgöl'e gitmek üzere yanıma küçük çantamı alıyorum. Burası da rektörlük binası.
Gazlıgöl'e doğru yola koyuluyorum...
İnek görünce durup fotoğraf çeken bir ben mi kaldım : )
Yol bir harika...
Git gidebildiğin kadar... Tabii böyle güzel yol olur da karşı rüzgar olmaz mı : )
Gazlıgöl'deyim. Şifalı Çeşme'den akan su çok ama çok sıcak. Soğuk su karıştırmadan içmelisiniz. Yoksa faydası olmaz diyorlar. Biraz içtim biraz da mataralarıma doldurdum...
İşte beni Afyon'dan Denizli'ye götürecek raylar bunlar...
Gazlıgöl dönüşü biraz dinleniyorum odamda ve akşam yemeği için şehir merkezine iniyorum.
Yemekten sonra çay bahçesinde harika bir çay içiyorum. Keyfime diyecek yok...
Ertesi gün kendimi tamamen Gazlıgöl'ün hamamlarında şifalı sulara bıraktıktan sonra bir sonraki gün misafirhaneden ayrılıp Denizli yollarına düşüyorum.
İşte Afyonkarahisar Garı'na geldim. Yemyeşil bahçeleri olan çok güzel ve temiz bir tren garıyla karşılaştım.
Trenin rötar yaptığı çok mu anlaşılıyor : )
Tren büyük ama benim bagajlarım trenden de büyük : )
Ve mutlu son... Trenimiz geldi, üstelik bomboş. Rahat bir yolculuk olacak...
Sandıklı İstasyonu...
Tam gün batımında Pamukkale'ye varıyorum...
Varır varmaz da Japon kızlarını buluyorum : )
Hava kararmadan Karahayıt'a doğru yola koyuluyorum...
Karahayıt'ta kaldığım pansiyonun banyosu, hemen cumburlop : )
Ertesi sabah Pamukkale'yi keşfetmeye çıkıyorum.
Bu beyaz tepelerde çıplak ayakla dolaşmak çok zevkli... Hava dayanılmaz sıcak...
Pamukkale'nin can damarı, suyun ilk ortaya çıktığı nokta burası. Havuza baktığınızda kaynayan suyun kabarcıkları görebiliyorsunuz. Bu tulumbaların borusu da tam o kabarcıkların çıktığı noktada. Hem su çekip hem de içmeye çalışmak büyük bir beceri istiyor burada : )
İki güzel günün ardından Karahayıt'tan ayrılma vakti.
Kırmızı Su'ya da uğramadan gitmek olmaz...
Kırmızı Su ve çevresi...
Sarayköy yoluna çıkıp Nazilli Aydın yönünde yoluma devam etmeliyim...
Akköy'den geçerken oradakiler çay içmeden bırakmıyorlar sağolsunlar...
Sarayköy'e doğru yoluma devam ederken Pamukkale artık uzaktaki küçük bir beyazlık olarak görünüyor...
Ana yola çıktığımda yolun kenarında oturan Hasan Amca'ya mataralarımı nereden doldurabileceğimi soruyorum. Hasan Amca bi karpuz yemeden bırakmam oğlum diyor, ev hemen şurası. Evin kapısından giriş o giriş... İki günlüğüne Hasan Amca ve Fatma Teyze'nin oğlu oluyorum...
Bisiklet turumun en güzel iki gününü bu güzel evde geçirdim. Bahçede yok yok... Kediler, köpekler, kuşlar, tavuklar, közlenen patlıcanlar, salkımlardan göz kırpan üzümler : )
Avcı ve biricik yavruları...
Bu kadar tatlı olmak zorunda mısın : )
Bu ilk şehirlerarası bisiklet turum için evden çıktığımda, uzak yolların yakın yollardan çok daha güvenli olabileceğini, uzak sandığım insanların yakınlarım kadar sıcak ve içten olabileceğini asla bilemezdim...
Öncelikle tur fotoğraflarımı sizlerle nasıl paylaşmak istediğimi açıklayayım, çünkü bu önemli. Hepimiz, özellikle de hayatımızda çok önemli bir yeri olan ilk uzun turumuzu en iyi, en detaylı şekilde anlatmak istiyoruz. Ben de aynı şekilde detaylı anlatmak istiyordum, fakat sonra vazgeçtim.
Bu başlık altındaki yeni tur paylaşımlarını gördüğümde büyük bir heyecanla başlığa tıklıyorum. Fakat karşıma çok uzun destan gibi yazılar çıktığında bazen içim sıkılıyor ve kısmen okuyabiliyorum açıkçası.
Çok şey yazıp kısmen okunmaktansa, kısa fotoğraf altı yazıları ile bu güzel turda neler gördüğümü neler yaşadığımı sizleri sıkmadan anlatmaya çalışacağım.
İnşallah hoşunuza gider...
Tur Meraklısı : İlker Arslan
Tur Planı : Ankara > Marmaris
Gerçekleşen : Ankara > Fethiye
Ay/Yıl : Ağustos 2015
Birlikte Pedalladığım Dostlarım :
Umurlu İstasyon Camii İmamı Osman Hoca (Umurlu İlçe Merkezi'nde)
Tekirdağ'dan Mesut Eskiçınar (Datça-İnbükü Tabiat Parkı arası)
Fethiye'den Ömer Varlı (Fethiye koylarında)
Bisiklet : Claud Butler Antaeus 6061 Alüminyum
Lastikler : Schwalbe Road Plus 700x35c
Bagaj : İbera IB-RA5 Alüminyum
Bagaj Çantası : Konnix TPU-13950-600
Kask : BTWIN 300

Evdeki son hazırlıklar, bagajların ayarlanması...

Ve ilk hareket... Ankara Eryaman... Saat: 06:45 Aşti'ye gidip bagajı müsait olan herhangi bir Afyon otobüsüne bineceğim.

Kamil Koç 09:00 Afyon otobüsünün bagajında, şoförün de özel ilgisi sayesinde bisikletim ve çantalarım benden daha konforlu bir şekilde Afyon'a ulaşıyor. İşte AKÜ'deyim.

Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Tesisleri'nde kalacağım bugün.
] Çantaları odama bırakıp...

... hemen Cuma namazına AKÜ Camii'ne yetişiyorum. Çok farklı bir tasarımı var, çok güzel bir cami.
Bu bisikletimle ilk kez bir Cuma namazına gitmiş oldum, o da Afyon'da oldu...
Tekrar odama dönüp Gazlıgöl'e gitmek üzere yanıma küçük çantamı alıyorum. Burası da rektörlük binası.
Gazlıgöl'e doğru yola koyuluyorum...
İnek görünce durup fotoğraf çeken bir ben mi kaldım : )
Yol bir harika...
Git gidebildiğin kadar... Tabii böyle güzel yol olur da karşı rüzgar olmaz mı : )
Gazlıgöl'deyim. Şifalı Çeşme'den akan su çok ama çok sıcak. Soğuk su karıştırmadan içmelisiniz. Yoksa faydası olmaz diyorlar. Biraz içtim biraz da mataralarıma doldurdum...
İşte beni Afyon'dan Denizli'ye götürecek raylar bunlar...
Gazlıgöl dönüşü biraz dinleniyorum odamda ve akşam yemeği için şehir merkezine iniyorum.
Yemekten sonra çay bahçesinde harika bir çay içiyorum. Keyfime diyecek yok...
Ertesi gün kendimi tamamen Gazlıgöl'ün hamamlarında şifalı sulara bıraktıktan sonra bir sonraki gün misafirhaneden ayrılıp Denizli yollarına düşüyorum.
İşte Afyonkarahisar Garı'na geldim. Yemyeşil bahçeleri olan çok güzel ve temiz bir tren garıyla karşılaştım.
Trenin rötar yaptığı çok mu anlaşılıyor : )
Tren büyük ama benim bagajlarım trenden de büyük : )
Ve mutlu son... Trenimiz geldi, üstelik bomboş. Rahat bir yolculuk olacak...
Sandıklı İstasyonu...
Tam gün batımında Pamukkale'ye varıyorum...
Varır varmaz da Japon kızlarını buluyorum : )
Hava kararmadan Karahayıt'a doğru yola koyuluyorum...
Karahayıt'ta kaldığım pansiyonun banyosu, hemen cumburlop : )
Ertesi sabah Pamukkale'yi keşfetmeye çıkıyorum.
Bu beyaz tepelerde çıplak ayakla dolaşmak çok zevkli... Hava dayanılmaz sıcak...
Pamukkale'nin can damarı, suyun ilk ortaya çıktığı nokta burası. Havuza baktığınızda kaynayan suyun kabarcıkları görebiliyorsunuz. Bu tulumbaların borusu da tam o kabarcıkların çıktığı noktada. Hem su çekip hem de içmeye çalışmak büyük bir beceri istiyor burada : )
İki güzel günün ardından Karahayıt'tan ayrılma vakti.
Kırmızı Su'ya da uğramadan gitmek olmaz...
Kırmızı Su ve çevresi...
Sarayköy yoluna çıkıp Nazilli Aydın yönünde yoluma devam etmeliyim...
Akköy'den geçerken oradakiler çay içmeden bırakmıyorlar sağolsunlar...
Sarayköy'e doğru yoluma devam ederken Pamukkale artık uzaktaki küçük bir beyazlık olarak görünüyor...
Ana yola çıktığımda yolun kenarında oturan Hasan Amca'ya mataralarımı nereden doldurabileceğimi soruyorum. Hasan Amca bi karpuz yemeden bırakmam oğlum diyor, ev hemen şurası. Evin kapısından giriş o giriş... İki günlüğüne Hasan Amca ve Fatma Teyze'nin oğlu oluyorum...
Bisiklet turumun en güzel iki gününü bu güzel evde geçirdim. Bahçede yok yok... Kediler, köpekler, kuşlar, tavuklar, közlenen patlıcanlar, salkımlardan göz kırpan üzümler : )
Avcı ve biricik yavruları...
Bu kadar tatlı olmak zorunda mısın : )



























































