@Ersydn
Merhabalar Ersoy,
Benim uyguladığım koruma şeritleri bunlar (Velox), decathlon'dan 28 jant için olanını almıştım geçen yıl tura
çıkmadan önce, her iki jantın içine de düzgünce yapıştırdığınızda söylediğim gibi tel başlarından ya da metal
çapaklarından kaynaklanabilecek iç etkenli lastik patlamalarının önüne geçmiş oluyorsunuz.
Çifti 14 TL.
(link)
ve tur fotoğraflarıma kaldığım yerden devam ediyorum...
Datça, Taş İskele
Datça'nın merkezindeki balık restoranlarının ışıkları...
Ertesi sabah kahvaltıdan sonra soluğu Kargı Koyu'nda alıyorum. Deniz bugün muhteşem... Suyun içindeki herşeyi cam gibi görebiliyorsunuz... Aslında bugün en az iki koy gezmekti niyetim fakat akşama kadar bu güzel denizden çıkmak istemedim...
Kargı Koyu...
Datça, Taş İskele yakınları.
Çadır kampına döndüğümde beni çok güzel bir sürpriz bekliyor. Tekirdağ'dan Marmaris turuna çıkan Mesut da buraya çadır kurmuş. Hemen kucaklaşıp çadırlarımızı yan yana getirdikten sonra neler yaşadığımızı anlatmaya başlıyoruz birbirimize. Mesut ne yazık ki daha turun başlarında aksiyon kamerasını düşürüyor bagajların arasından. Hızla indiği yokuşun sonunda farkettiği için de ne yazık ki bulamıyor kamerayı. Teselli etmeye çalışıyorum ama yine de canı çok sıkkın doğal olarak...
Yarın sabah Marmaris'e birlikte pedallayacağız Mesutla. Kısa sürecek olsa da bir yol arkadaşı bulduğum için sevinçliyim : )
Sabah yat limanının köşesindeki kumru büfesinde kahvaltımızı yaptıktan sonra market alışverişimizi de yapıp yola koyuluyoruz.
Datça'ya gelirken tanıştığım Ramazan Abi'ye veda etmeden geçip gitmek olmaz. Ramazan Abi gibi işini sevgiyle yapan bisikletçilere her şehirde her ilçede büyük ihtiyaç var...
Datça'ya veda ediyoruz...
Datça'nın 7 Km. dışındaki tarihi yel değirmenleri (Kızlan Köyü)...
Benzinlikte durup elimizi yüzümüzü yıkıyoruz, su alıyoruz tekrar...
Yolda asfalt eridiği için lastiklerimiz ziftle kaplanıyor.
Bazı yerlerde asfalt çok eridiği için lastiklerimiz zift atıyor.
Aynakol dişlilerinin son durumu...
Çam ağaçlarının arasında yol almak çok güzel, ama keşke arasında değil de altında yol alabilsek...
Kovanlık Tabiat Parkı'nın muhteşem manzarası...
Kovanlık Tabiat Parkı
Kovanlık Tabiat Parkı
Kovanlık Tabiat Parkı
Bir su kenarında yarım saat dinlenip mataralarımızı doldurduk. Suyun başında yüzlerce arı uçuşuyor. Eski İlker olsa o suya kolay kolay yaklaşamazdı... Şimdi ise "suyun tadı güzeldir inşallah, soğuk olsa bari" diye düşünüyorum, arıları kale bile almıyorum : ) Tur bana daha şimdiden iyi şeyler kazandırdı...
Artık deniz seviyesinden 400 metre kadar yüksekteyiz...
O kadar yokuş çıktıktan sonra bu tabela beni mutlu etti mi ? Hayır etmedi... Çünkü bu sert inişler bu kadar yüklü bisikletle inanın tehlikeden başka birşey değil... Marmaris yolundaki en tehlikeli geçişler bu noktalar bizim için...
İnbükü Tabiat Parkı'nın girişine geldiğimizde güneş batıyor... Mesut vakti kısıtlı olduğu için karanlık çökmeden Marmaris'e kadar zorlamak istediğini söylüyor. Bu noktada vedalaşıyoruz. Ben geceyi İnbükü'nde geçiriyorum. Çadır kurma telaşı v.s. derken nerede olduğumun bile farkında değilim. Yanımdaki çadırlarda kalan ailelerle gece geç saatlere kadar çay kahve içip turdan konuşuyoruz. Ancak ertesi sabah, nasıl muhteşem bir koyda olduğumu anlayabiliyorum...
Burası tek kelimeyle muhteşem bir yer...
İnbükü Tabiat Parkı
İnbükü Tabiat Parkı
İnbükü Tabiat Parkı
İnbükü Tabiat Parkı
Sabahın ilk ışıklarından öğle saatlerine kadar İnbükü'nün tadını çıkarıyorum. Burayı keşfeden şanslı insanların arasına katıldım ben de... Buradan gitmeyi kim ister ki... Ama yola devam etmeliyim...
Sabah kahvaltısını Mehmet Abilerle (solda) yaptım...
Mete Abi ve ailesiyle dün gece denize girdik, geç saatlere kadar çay kahve içip sohbet ettik...
Mehmet Abi'nin oğlu...
İnbükü Tabiat Parkı turumun en güzel keşiflerinden biri oldu... Tekrar görüşmek üzere İnbükü...
İnbükü'nün Datça - Marmaris yolundan görünüşü...