Bir bisikletin yeniden doğuşu

Doğukan Aksu

instagram/no85atelier
Kayıt
2 Ağustos 2009
Mesaj
2.144
Tepki
4.142
Şehir
Ankara / Çankaya
Bisiklet
Diğer
Merhabalar, yazıma başlamadan önce siz dostlarıma, kardeşlerime sevgi ve saygımı sunuyorum. Bildiğimiz üzere hepimiz yegane ortak noktamız olan bisiklet ve buna dair paylaşımlarımızı yer yer birbirimizden esirgemeksizin burada sunuyoruz. İşte bende bu bağlamda kendimce ve elimden geldiğince siz dostlarımı yönlendirmek, tecrübelerimi paylaşmak istiyorum diyerekten uzatmadan başlamak istiyorum. Bildiğimiz gibi son zamanlarda custom bisikletlere yönelmede bir artış söz konusu. *Bu arada yer yer İngilizce terimli kelimelere de yer vereceğim lütfen bunu anlayışla karşılayın sonuçta bizim dilimiz dışında daha kalıplaşmış kelimeler bunlar. Custom bisiklet anlayışından kastımda bilmeyenler için örnek verecek olursam bunlara kısaca kişisel bisikletler diyebilirim. Fixed Gearlar(track, fixie..vs), Single Speedler gibileri. İşte söz gelimi bu custom bisiklet anlayışının modern türleri olmakla beraber en geçerli ve revaşta olanı eski klasik yol kadrolarıdır. İşte bu klasik hanımları toplamak bir hayli sabır, özveri, emek ve duruma göre maddiyatı da beraberinde getirmektedir. İşte size başlık ve alt başlıklarında açıklamalı, örneklemeli olarak siz dostlarıma aktaracağım.

KADRO
Yeniden doğacak bisikletimizin en önemli boktası, bel kemiğidir. Bu yüzden toplamaya başlamadan önce mutlaka kadromuzun geçmişini araştırmakla başlamalıyız. Üzerinde varsa etiketi ya da logosundan, yoksa lug detaylarından o da yoksa düşük bir ihtimal olan seri numarasından yola çıkmalıyız. (etiket yoksa luglardan büyük bir ihtimalle marka çıkarılabilir.) Unutmayın ki tarihçesi, geçmişi bilinen bir kadro üzerinden bisikleti toplamak ileri içinde iyi olacak, aksaklıkları minimum düzeye indirecektir.

MAŞA
İlk olarak kadro ile olan uyumuna bakmak gereklidir, ki bunu kadrodaki lug ve maşadaki pantol ilişkisinden hemen anlayabilirsiniz.

JANT
27” Jant güzel gösterişli durur bu bisikletlerde elbet ama unutmayın ki iyi bir 27” jantı, uyumlu lastik ve çeşitlerini bulmak bir hayli zor ve sıkıntılıdır. Bu yüzden mümkün olduğunca 28” jant uyumlu kadrolara sıcak bakın. Gerek çeşitlilik, gerek kullanım alanı daha geniş ve sınırsız bir yelpaze sahiptir. Duruma göre rengarenk lastiklere ve profilleri farklı jant türlerine bisikletinizde kolaylıkla yer verebilir, sıkıldığınızda kolaylıkla değişime gidebilirsiniz.

GENEL DURUM
Gelelim olması ya da olmaması gereken kadromuzun durumuna. Eski bir klasikten yola çıkacak olursak birçoğunun iyi bir boyaya ya da passız olmasını beklemek biraz abest kaçacaktır. Haliyle geneli hi-ten, cro-moly olan bu kadrolar yaşları gereği korozyon beliritileri gösterdiklerii yetmedikleri gibi metal yorgunluğuda üretildiği madenin durumuna göre olacaktır. Boyayı, pas durumunuda geçtikten sonra gelelim kadro üzerindeki ezikliklere… Çekiçlesen olmaz, mengeneye sıkıştırsan eski halini arattırır. Bu yüzden de sizlere tek tavsiyem zahmetlide olsa çelik macun olacaktır. Çelik macun dediğimede bakmayın bu şekilde adı geçen çift komponetli hamur yapışkanlardır. (Henkel Pattex Magic Bar ya da tavsiyem Sun Fix) Bu yapışkanlar aklınıza gelebilecek her aside, hava koşuluna dayanaklı olmakla beraber, ekstra tutucu, yapıştırıcı dolgu maddeleridir. Bu ürünler ile her ezik kapatılıp, katlar halinde zımparalar ile yüzeyin şekli verilebilir, o bölge ekstra sağlamlaştırılabilir.

PİVOT-KABLO TAŞIYICILAR
Eğer ki dönüşü olmayan bir proje yapacaksanız hiç tereddüt etmeden kullanılmayacak olan pivot ve taşıyıcılar kesilip varsa bir el frezesi ya da eğe ile zeminle eşit hale getirilebilir. Bu konuda dikkat edilmesi nokta fazlasıyla emek ve uğraş gerektirmesidir. Çünkü kadro pivotları, taşıyıcıları bir çok kadroda pirinç kaynağı ile yapılmaktadır, sağınızdan solunuzdan terler akarsa bu kelimelerim aklınıza gelsin.

DROP OUT ve KADRO-MAŞA DİNAMO KASNAKLARI
Fazlalıkları evet kesin, kesinlikle kesin. Drop Outlar da ki sepet, çamurlukluk bağlantılarından tutun, maşa-kadro arka çatalında varsa dinamo kasnağına hepsini kesin atın. Custom bisiklette bizim için birincil öncelik unutmayın ki sadelik olacaktır. Zaten kullanılmayacaksa neden dursun ki? Hepsini kesin, atın zeminle eşitleyin.

BOYA KALDIRMA
Mevcut boyadan kurtulmanın türlü türlü yolları vardır. Özellikle de yurdum insanı her geçen gün yeni bir şey bulmakta, uydurmaktayken artık kararı siz verin. Kimi zımpara uygun değil derken, kimi uygun görür ama amaç burada hızlı ve kolay olandan faydalanmak değil, doğru yoldan uygun işlemi uygulamaktır. Sıralama ile bunu ele alacak olursak en iyisi tartışmasız kumlama yöntemi olacaktır, ki bunu herkes yaptıramayabilir ya da astarı yüzünü geçer diye düşünebilir. O yüzdendir ki en iyi ve tercih ettiğim yol en zahmetlisi de olsa zımparalama olacaktır. Yalnız dostlarım zımparalama da kişiye kullanıma göre değişir, yaradana deyip 150-200’lük zımpara ile kolayca boyadan kurtulmak çözüm değildir, olmamalıdır da. Buna dair tavsiyemde acele etmeden, sabırlı ve kararlı bir şekilde 400-600 ve son olarak 1200 nolu zımpara ile geçmeniz olacaktır. Anlatımı şuan her ne kadar kulağa hoş gelsede bu işlem günlük 2 şer saat uygulamalar ile 4 günü bulmaktadır. Bu da yine ter, yine emek demek… Daha az ter, daha az zımpara çeşidi ile geçiştirmek isteyenlere de tavsiyem sünger-köpükten takoz zımparalar olacaktır, ki Atlas’ın 150 – 180 numarasından bir düzine alırsanız zımpara işi tadından yenmez. Takoz’un bir avantajıda kağıt zımparalardaki parmaklardaki su toplamasının olmayacağıdır. Unutmadan ulaşılması güç lug ve pantollarıda varsa tas fırça ile freze ya da matkapa takabilirseniz mükemmel olur.

Zımpara yöntemi yerine boya sökücü de var diyenleri duyar gibiyim, hemen bu konuyada biraz değinmek istiyorum. Boya sökücü evet... Bisiklet kadrosu konusunda tam bir tembel işi olmakla, gelişi güzel bir yöntemdir. (Diğer sektörde ve uygulamaları dışında tuttum, kimse boya sökücünün kolaylığını sonra övmesin, söz konusu kadrolar.)

Bilmeyenler jel bir bir asit olarak düşünebilirler bu maddeyi. Olabildiğince keskin ve solunmaması gereken ciddi tahriş gücüne sahip bir asittir. Yinede uygulamayı bu şekilde ilk kez yapacaklar için kesinlikle maske ve eldiven kullanmalarını öneririm. Kapalı alanda da kesinlikle yapmamalarını. Eldiven içinde ufak bir öneri, öncelikle ellerinize bolca krem sürünüz, sonra üst üste olabildiğince eldiven giyiniz. Kremde nereden çıktı derseniz, asit ten ile temas halinde doku üzerinde ciddi yaralar açmaktadır, bu yüzden gliserin teninizi bu asite karşı daha da koruyacaktır. Kat kat eldivenlerde daha uzun süreli uygulamalara dayansın diye. Eriyip parçalanan bir eldiven eldiven değildir. ;) Boya sökücü kadroya tamamen uygulandıktan sonra bu uygulamaları tekrar olmak üzere 30’ar dk arayla tekrar uygulayın ve ardından da sert tel bir fırça ile tarayın. Yalnız bu aşamada gözünüzü koruyacak bir maske ile açıkta olan teninize sıçrayacak olan boya parçaları ve boya sökücü parteküllerine dikkat edin, bu işlemi hafife almayın sonuçları ciddi sağlık sorunlarına kadar gidebilir sonra. Bu işlemide tamamladıktan sonra kısmen eski boyadan arınan kadronun geri kalan kısımlarını zımpara ile geçin ve işi sonlandırın.

ELDEN GEÇİRME
Kadrodan çıkan mevcut iş görecek parçalarda kullanılacaksa bir takım önemli uygulama ile yeniden hayat bulabilir. Fren bacakları, krank ve krom ağırlıklı diğer yan parçalar gibi. Öncelikle bir wd-40(ince mekanik parça yağlayıcı, pas sökücü) yardımıyla bu parçaları bir değişle yıkayabiliriz. Böylelikle eski kalın yağ kalıntıları, yüzeysel paslar yüzeyden ayrışarak ayrılacaktır. Bu temizlik ardından size önerim bir polish uygulama olacaktır. Bol temiz bez ve krem polish ile bakın metal parçalar nasıl sizi şaşırtacak temizliğe ve parlaklığa ulaşacak, yeter ki ardı ardına birkaç uygulamayı sıkılmadan uygulayın.

ASTAR - YENİ BOYA
Bu başlıktaki işlemlere geçmeden son bir kez kadronuzu selülozik tiner ile tamamen silin. Silin ki yağlı parmak izleri, zımpara, eski boya tozları yüzeyde kalmasın. Uygulama kısmına gelince forumumuzda bir hayli çok olan ve sık açılan bir konudur hepimiz biliriz. Fırçayla uyguladım süper oldu, sprey attım harika oldu diyenlerde yok değildir hani. Ama neye göre, kime göre güzel olduğu önemlidir burada. Bu yüzden bu konuda detaylı, uygulamaları başlıklar halinde netliğe kavuşturacağım.

-FIRÇA UYGULAMA
En sıradan, en vasat uygulamadır. Boya kaldırılmadan mevcut eski boya üzerine kaba tabirle yalap şap yapanıda vardır, mevcut boyayı kaldırıp yine fırça ile uygulayanı da. Aleni ve sıradan bir yöntem olup, fırça darbelerinin eksik olmayacağı boyama biçimidir.

-SPREY UYGULAMA
Gelip geçici, basit ve hızlı bir yöntemdir. Prosedürüne göre uygulayanı neredeyse yok gibi olup kime sorsanız en iyi kendi uygulayanıdır. Doğru uygulama şekli; Enamel (Metal Astar) diğer bir deyiple anti-pas öncelikle katlar halinde yüzeye atılmalı, her kat ince bir zımpara ile pürüssüzleştirilmeli ve üzerine tekrar atılmalıdır. Enamel sonrası yine aynı şekilde sprey boya oda sıcaklığı ve üzeri ısıda hareler oluşturmayacak ve akmayacak şekilde katlar halinde atılmalı, son kata kadar ara katlara kuruduktan sonra ince zımpara geçilmelidir. Son olarak tercihen ya da kullanılan sprey boyanın niteliğine göre UV dayanımlı vernik atılmalıdır.

-PİSTOLE UYGULAMA
Oto boyama da kullanılan yöntemdir. Kompresör ve Pistole Tabanca ile uygulanır. Basınçlı sprey boyaların yöntemleri ile aynı olup buna ek daha iri tanecikli boyalar atılabiliyor olmasıdır. Sprey boyaya oranla daha fazla çeşitliliği vardır. Vukameti yüksek olup statik boyaya yakın kalitedirler.

-STATİK BOYA
Dış şartlar başta olmak üzere her türlü etmene karşı en vukammetli, en kalıcı yöntemdir. Uygulanacak boya toz halde olup yine pistole ile atılır. Uygulama sırasında metale elektro statik elektrik verileren pistole ile boya toz partekülleri halinde atılır ve metale bu parteküller tutunur, son işlem olarak belli bir süre boyanın niteliğine göre fırınlanır. *Yukarıda sözünü ettiğim çelik macunlu kadronuz üzerinde bu boya uygulamasını yapmamanız gerekmektedir.

**Toz boya ürünleri genelde 200 derecede 10 dakikada kürleşirler. Yine her kafadan çıkan bir fikir için notumu da iliştireyim. Fırındaki 200 derece sıcaklıkta hi-ten, cro-moly ve aluminyum kadrolarda her hangi bozulma, deforme olmayacaktır. Fırın ısısındaki meydana gelecek anlık küçülme aynı oranda kadro üzerinde gerçekleşeceğinden fırın sonrası eski haline gelecektir, ki bu küçülmede bahsi geçilen ölçüler mikron ebadındadır ki, varın gelin gerisini siz düşünün.

-NİKELAJ
Güzel ülkemizde her ne kadar hakkını verebilecek bir ustaya rastlamamış olsam da etkileyici ve sofistike sonuçlar elde etmek mümkündür. Mevcut krom komponentler dışında maşada kullanımı da bisikletlerimize rijit bir görünüm katmaktadır. Metal dışı, plastik yüzeylere uygulanabiliyor olması da çeşitli kişisel uygulamalarımızda ayrı esneklik sağlamaktadır.

RENK
Ne renk yapayim, nasıl olsun demekten vazgeçmelisiniz. Öncelikle içinize sinmesinin yanında toplamaya karar verdiğiniz bisikletin tarzını, dönemini ve üzerine toplayacağınız malzemelerin durumunu, uyumunu da gözden geçirin. Bu bisiklet Retro mu olacak? Modern mi olcak? Bu bir kere önemli bir husus. Tutup retro bir bisiklete siyah fazla sıradan olabilirken kırık bir beyaz bu işi çok farklı bir boyuta getirebilir. Ya da yine aynı şekilde modern bir bisiklete krem, bej rengi… O yüzden Aliye, Veliye renk konusunda fikir danışmadan mantıklı ve olması gereken yolu kullanın. ;)

TARZ
Zaten amacımız kişisel, tamamen el emeği bir bisiklet toplamak, bunu neden biraz profesyonelce yapmayalım? Sonuçta bu bisikletin gündelik kullanımda vermek istediği ilk mesajda, kullanıcı olan sahibi gibi tarzı değil midir? Bu öyle olmalı ki bisiklet hakkında bilgisi olmayana bile mesajını iletebilmeli, narin kadrosundan tutun, luglarındaki süsemelerinden, ince lastiklerinden ben buyum diyebilmeli. Yani işin özü, retroysa retro çizgiler taşımalı, modernse modern çizgiler taşımalı, ben buyum diyebilen bir kimliği olmalı.

KOMPONENTLER
Yukarıdaki retro-modern ayrımını iyi analiz etmekle komponent arayışına girişilmelidir. Yarı retro yarı modern bir bisiklet ne kadar iyi olacağı düşünülse de melezdir. O yüzden net ve kararlılık bu tercihlerde önemlidir.

-MODERN
Modern kimine göre tartışmasız iyidir. (bana göre hayır) Modernin avantajları da tabi ki yok değildir, kullanılan materyallerin aluminyum yer yer titanyum, karbon oluşu beraberinde hafifliliği de getirmektedir. Parça temin edilmesindeki kolaylık ve bulunabilirlilikte cabası. Piyasada fsa, miche, eighthinch, origin8 gibi markaların sınırsız çeşitlilikteki ürünlere ulaşmak hem ucuz, hem de pratiktir. Bu yüzden modern bir bisiklet toplamak maliyet anlamında pahalı olacağı düşünülse de aksine hesaplı ve kolaydır.

-RETRO
Duruşları, geçmişin o ince ruhlarını taşımaları bile yeterlidir. Parlak kromlarının yanı sıra tek düze renkleri, yekpare gidon boyunları ve ince işçilikleri ve detaylarında saklı güzellikleriyle adeta birer sanat eseri gibidirler. Parça temin ve tedariği bir hayli maliyetli olmakta yeri geldiğinde bulunamayacak kadar ender ve kıymetli olabilmektir de. Bu tarz parçaların uyumuna modernlere oranla çok daha fazla dikkat edilmelidir. Fransız, İngiliz, İtalyan gibi standart farklılığı çıkabilmekte, marka ve modeline göre farklı türevleri bulunabilmektedir. (shimano dyna drive- biopace…gibi. ) Retro konusunda Shimano, Campagnolo, Gipiemme, Sun Tour, Sugino gibi markaların çeşitli modelleri tercih edilebilir. *Favorim ve tercihimse daima Shimano 600 modellerinin bulabildikçe “Arabesque” modelidir. (62.. nolu seri), Gidon-Boyun konusunda “Nitto”

PARÇA TEMİN
Parça temini biraz sıkıntılı bir dönemdir, özelliklede ülkemizde yaygın olmayan ekstrem bir bisiklet toplanacaksa bu iş daha da bir sıkıntılıdır. Bu yüzden ilk tavsiyem varsa denk gelinebiliyorsa bisiklet forum yoksa ve kesinlikle tavsiyem “Ebay” sitesi üzerinden olmalıdır.

EBAY
Gerek çeşitlilik, gerek aranılan malzemeye ulaşma konusunda ebay daima yardımcı olacaktır. Ebay de de elbet dikkat edilmesi gereken, göz ardı edilmemesi gereken unsurlar vardır. Bunlar bisiklet parçası konusundaki nitelendirmeler ile başlar ve gider. NOS, NIB, NJS, EX, VG, G şekilde satılan ürünlerde açıklamalar kısmında yer alır. Örnek açılım NOS (New Old Stock), NIB (New In Box), EX (Excellent Condition)….şeklindedir.

SHIP+
Ship satın alımlarda en önemli husus olmakla, kesinlikle çok dikkatli olunması gereken bir husustur. Her ne kadar dürüst satıcı olsa da, ince detaylar ile farklı ödeme şekline getirenleri de vardır. Örneğin piyasası 90 dolar olan bir malı 60 dolar gösterip +40 ship gösterip kargoyu “gift” (hediye) gösterip bu ücreti de aradan tırtıklayanlar gibi. Ya da teklifli ürünlere “best offer” seçeneğinde gönderim için ship’i gizli tutup alışveriş sonrası bunu fiyata dahil edenler gibi. Bu yüzden bunlara dikkat etmeyi göz ardı etmeyin ve siz siz olun “buy it now” (hemen al) seçenekli net ve belli fiyat politikaları olan ürünlerden yana tercihinizi kullanın. Açık arttırma usulu ürünlere bel bağlamayın saat/zaman farklılığından dolayı ben kazandım dediğiniz ürünleri bir bakmışsınız ki sizden sonra 3-5 kişi daha teklifle götürmüş yükseltmiş.

DURUM
Parça teminlerinde gelen ürünleri, parçaları temizlemekte durumlarına göre faydalı olacaktır. NOS, NIB ürün alıyorsanız tabi ki buna ihtiyaç duyulmayacaktır ama kullanılmış bir malzeme ise iş biraz farklıdır. Parçanın cinsine, niteliğine göre ince 1200 lük bir zımpara, metal polish iyi bir sonlandırma olabilir mesela. Ya da kontakt sprey ile eski yağları temizlemek, silmek…

*Metal Polish Uygulama

DETAYLAR
Gelelim bisikletimiz için vurgulayıcı daha doğru en can alıcı noktalarına. Kişiselleştirmenin, karakteristik özellik katmanın belki de en önemli kısmı burasıdır. Kullanılmayan arka fren bağlantı deliğinin bir aksesuar ile yer değiştirmesi, gidon barendlerinin iç kısım tıpaları, kadro üzeri çeşitli süslemeler, ahşap mini bagaj ya da tel ön sepet gibi. Bu sözünü ettiğim kısımlar işte gerçek el emeğinizi sergileyeceğiniz detaylar ve uygulamalar olacaktır. *Forumdan da çeşitli örneğini arkadaşlarımızdan görebilir, fikir edinebilirsiniz. Örneğin Burçak Bey’in kadro üzeri deri detay işçiliği, Burak’ın ahşap barend tıpaları ve benim bunlara ek olaraktan ahşap sepet uygulamam gibi.

SELE-GİDON SARGISI
Kesinlikle birbirleriyle aynı paralellikte olması gereken iki önemli hususdur. Renklerinden tutun, kullanılan malzemelere kadar birbirleriyle bağlantılı olmalıdır. Deri bir sargıya, deri bir sele, kumaş bir seleye kumaş bir sargı olmalıdır. Keza tıpalarda retro-modernliğe göre metal, inox ya da anodize olduğu gibi, mantar, ahşap bile olabilmelidir. Selede hafiflik değil kadronun tarzı ön planda tutulmalıdır. Retroysa Brooks, San Marco, Iscaselle, modernse fizik, selle italia gibi markalar öncelik olmak üzere tercih edilmelidir. Sargı konusunda da el işçiliği her zaman ön planda tutulmalıdır.

ETİKET
Boya vernik sonrası tercihe ya da kadronun durumuna göre etiketlemeyi dilerseniz folyo kestirerek kendiniz dilerseniz yine ebay tarzı sitelerden temin edebilirsiniz. Dikkat edilmesi gereken tek husus UV dayanımlı etiketler olmasına ya da “out door” dış cephe folyoları olmasına dikkat edin.

Umarım dostlarım anlaşılır bir şekilde siz dostlarıma bu konudaki bilgi ve tecrübelerimi aktarabilmişimdir. Nice bisiklet projelerinde görüşmek dileğiyle sevgiler, saygılar.

Doğukan AKSU
*fotograflardan yazıya şahsıma aittir.
 
Scudo

tolga1976

Forum Bağımlısı
Kayıt
12 Eylül 2009
Mesaj
1.717
Tepki
2.380
Şehir
İstanbul, Ümraniye
Süper..

Bende sabit konu olması taraftarıyım..

Paylaşım için teşekkürler..
 
  • Beğen
Tepkiler: Doğukan Aksu

-Paşa-

askssy
Kayıt
11 Aralık 2009
Mesaj
959
Tepki
579
Şehir
Malatya
Bisiklet
Specialized
harika bir anlatım ebay konusundaki fikirlerinize de katılıyorum gerçekten doğru tespitler. her zaman benim de hayalim böyle bir bisikleti toplamak kısmet olur inşallah
 
  • Beğen
Tepkiler: Doğukan Aksu

Doğukan Aksu

instagram/no85atelier
Kayıt
2 Ağustos 2009
Mesaj
2.144
Tepki
4.142
Şehir
Ankara / Çankaya
Bisiklet
Diğer
@Halil Uygun

Teşekkür ediyorum Halil.;)
Umarım faydası olur.
 

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
Faydası olmama şansı yok diye düşünüyorum.

Bizlerde ( toplasam 3 kişi aslında ) İstanbul da çeşitli projeler yapıyoruz ancak zamanımız olmuyor fotoğraflamaya.

Yolun düşerse bekliyorum her zaman