Scudo Sports

Minibüsler; varlığı yokluğundan beter!

Anonim

Silinmiş hesap
Kayıt
27 Nisan 2005
Mesaj
0
Tepki
1
Asfaltta,hele trafikte nadiren bisiklet sürerim; ama buna rağmen özellikle trafikte en az oto sürücüsüymüş gibi strese girerim. Bunun tek nedeni minibüsler; istedikleri yerde istedikleri zaman ve istedikleri kadar duran, istedikleri zaman (ve hep genelde) boşa klakson,korna çalan ve böyle yaparak insanların başını şişiren, düzenli yapmadıkları motor bakımlarından dolayı en çok ses ve egzoz dumanı çıkaran,trafiği altüst eden ve birçok kazalara da sebebiyet veren, en büyük stres kaynağı olan ve de neredeyse en çok trafikte bulunan şu minibüsler...Varlıkları,yokluklarından daha beter hale gelmiştir. Eksileri artılarını silip süpürmüştür. Ve artık trafikte bulunmalarının hiçbir esprisi kalmamıştır. Şehirlerin en önemli çağdaşlık göstergelerinden biri de ulaşımda minibüs kullanıp kullanmamalarıdır;bir bakın, hangi avrupa ülkesinde minibüs vardır; hiçbirinde yoktur. Peki hangi afrika veya g. doğu asya ülkelerinde minibüs yoktur; hemen hepsinde de vardır. O zaman hiç bir bürokratın bu durumda çağdaşlık nutku atmaması lazımdır. Bir an önce minibüslerin kaldırılması için gerekli zeminler ,tedbirler alınmalıdır; kimse mağdur edilmesin ve her iki taraf da memnun olsun isterim ve tabi ulaşım da ona göre ayarlanmalıdır.. Ve bir anket yapılsa eminim ki minbüslerden pek çok kimse veryansın edecektir...
 
Scudo
Sonuna kadar haklısın.

Bu ucube şey lerin (taşıt diyemiyorum) başka bir ülkede kullanılmasına veya üretilmesine izin verileceğini de sanmıyorum.

Gürültü, egsoz ve diğer çevre unsurları, güvenlik ve konfor standartlarını karşılamadığı için büyük ihtimalle sınırı geçmesine izin verilmez.

Ön tarafı arkasından yüksekte olan başka bir dört tekerlekli de görülmemiştir.

Ben minibüsleri, ülkemizdeki "hötöröflüğü" (kelime bulamıyorum) en kısa şekilde özetleyen varlıklar olarak görüyorum.

Bunun dışında sürücüsü ile bu kadar bütünleşmiş, uyum sağlamış başka bir alet de hayal edemiyorum. Lance bile bisikletin üzerinde iğreti kalıyor bizim bileklerindeki tesbih ile, bir metre arkada duran kurukafalı vites kolunu değiştiren minibüsçülere bakınca...
 
valla fazla söze gerek yok sonuna kadar haklısın
 
minibüsler çok sağlıklı bir ulaşım ve dialog aracı değil belki ama nihayetinde büyük bölümü çok zor koşullarda çalışıyo, şoförlük zor zanaat nede olsa..hepimiz çoğu zaman çile çekiyoruz dolmuşlardan ama herşey bir yana, toplu taşım sistemi geliştirilmediği sürece, bu tür sıkıntılara mecburuz...ve bunu yapacak olanlar, malumunuz, bi bilene sormadan, rantla çalıştığı için ki şehir plancılarının ne çektiğini bir ben bi de diğerleri bilir....ankara nın geleceğini hiç iyi görmüyorum...
 
Zamanında her taraf tramvay ve metro ağıyla örülseydi bu illetleri hiçbir zaman trafikte göremezdik; ne yapalım, burası herşeyin her zaman olabileceği bir ülke; sabredeceğiz...
 
size sonuna kadar katılıyorum ...

en azından sadece duraklarda dursalar sorunun byuk bir kısmını cozmus oluruz ...
 
@stratus

50 lerden yillardan sonra tramvaylarin kaldirildigini ve caddelerin otomobillere birakildigini goruyoruz. Yani geriye gidis var.

Su anki "otoban manzarali bilmemnecity" seklindeki sehirlesmemiz de otomobil bagimliligini arttirmakta.

Gelecekten fazla umitli degilim.
 
ewet:)okuudgm bi kitapta şşakınlıgım tavan yaptı...adamlar istanbu içinde sürekli tramvayla gidiyolardı gidicekleri yere.... şişliden fatih'e..beşiktaştan vesaireye....şimdi burala binbir zorlukla raylı sistem döşemeye çalışmaları pek komik we acıklı geliyo insana bunları okuudktan sonra...@Başar
 
@jerry_f

Fotograflara ulasirsan daha da sasiracaksin.

20 sene icinde yapilan tek sey Istiklal Caddesi ve Bahariye nin tasit trafigine kapatilmasi olmustur. Oralarda cok trafik vardi, minibusler falan geciyordu, hatirliyorum.. Trafige kapatilmasi delilik gibi geliyordu herhalde. Simdi ise kimse trafige acilmasini teklif edemez.

Daha sonra boyle bir sey yapilmadi.
 
@kcuk_
Bunlar, otobüs duraklarında da durarak şoföre ve yolculara cinnet geçirttiklerine çok kez şahit olmuşumdur. Otobüsde sırf bunlar yüzünden az zaman kaybetmedim ben. Şoför ne kadar kornaya basarsa bassın hiç oralı bile olmuyorlar; mesela çalıştığım yerdeki caddede minibüsler aniden yolcu için durunca arkadaki arabaların acı acı fren seslerini ve korna seslerini duyarım. Kurallara uymazlar,kendilerine karışan yok, kabadayılık taslarlar,trafikte onlardan daha rahat hareket eden yok, onları kaldırmayı düşünen hiç yok; ohh ne kebap. Bizler onlara binip bunları beslediğimiz sürece bunlar hep azacak ve varolacaklardır. Ben şahsen, çok çok acil ve hayati bir durum olmadığı sürece asla minibüslere binmem. Aslında kimse bunlara binmese, bunlar iş yapamayıp teker teker zamanla tarihe karışırlar, yavaş yavaş hatlar kapanır. Ama dediğim gibi burası Türkiye; ve bizim toplum da biraraya gelip bunu da beceremez ki..
 
@stratus

Ben bunu yapiyorum yillardir. 92-98 arasında şehir içinde taşıt olarak bisikleti kullanmaya başladım.

Bisikletin sadece bir spor ve eğlence aracı değil aynı zamanda bir taşıt olduğunu göstermemiz gerekiyor. Oratalama trafik hızının 17 km/saat olan şehirde bir çok yere ulaşmak için çok da hızlı bir yol!
 
  • Beğen
Tepkiler: fangornents
Sonuna kadar katılıyorum görüşlerinize :)
Daha dün başıma geldi, işaret edip dolmuşun birinden yol aldım;
Hızım 30 civarı adam solladı birden önüme kırıp durdu,
bahanesi yolcu indirmek...nasıl olsa duracak
ben de yürüme hızıyla gitmiyorum, ne anlamı var şimdi bu hareketin??
İnsanımız ilkel düşünüyor; bisiklete yol verince, heralde içinde kalmış olacak,
koskoca dolmuşçuyum bisiklete geçilicek adam mıyım lan diye düşünmüş
benden de böyle bir intikam almış, hey be ne büyük adammış...
Şoförler bu mantıktan vazgeçmedikçe, şehir içinde belirli istikametleri,
durakları olan ve ''yolların kralı olma'' hırsı olmayan otobüs ve tramvayların
bunların yerini alması şart.
 
haklısın kardeşim hem eksileri çok .yetmezmiş gibi bir de fiyatı çok:mad:
 
Minibüsler konusunda her kesimden herkesin söyleyeceği birşeyler her zaman vardır; çok kimse çok şey söyler de icraate gelince iki yüzlülüğünü gösterir; tıpış tıpış yine minibüsün yolunu,durağının yolunu tutar. Önüne Başka başka seçenekler koyması lazım, minibüse nasıl bağımlı olmayabilirim, bunun yerine neye binebilirim. Patene mi,kaykaya mı, bisiklete mi,e. bisiklete mi, m.siklete mi?... Artık birşeylern olması lazım; eğer ki bunları gerçekten istemiyor ve karşı çıkıyorsak ,sabahleyin de ezbere, direkt minibüse binmemeli, yukarda saydığım diğer ulaşım araçlarıyla "nasıl gideceğim yere gitmeliyim" diye düşünmelidir.(bunlar ayrıca ekonomiktirler). İş yine biz de bitiyor, çünkü bunları kaldırmak için "babayiğit" bir büroktat lazım. Kaldırılması düşünülseydi şimdiye kadar olurdu da bundan sonra ben de pek ümitli değilim. Sanırım iş cesaret işi,kimse yanaşmak istemiyor;ben ümidi ve umudu kestim bu konuda, o halde iş yine bizde bitiyor; toplum olarak ortak hareket ederek bunları tarihe gömmemiz lazım. Aksi takdirde daha çok çekeceğiz bunlardan, çünkü sittim sene kalkacak gibi görünmüyor...

Şunu hayal edin; bir günde trafikteki tüm bu "fazlalıkların" kaldırıldığını düşünün; sonuç ne olur?
* Trafikteki gürültüde hissedilir bir azalma
*Havanın kirlenmesinde kayda değer bir azalma
*Trafikteki streste hissedilir bir azalma
*Trafikteki yoğunlukta inanılmaz bir azalma, ve...
* İnsanların mutluluk hormonlarında inanılmaz bir artış...
 
Konuyu 104 kişi okumuş,14 kişi de cevap veya fikrini yazmış; o halde geriye kalan tam 90 kişi cevap veya fikir yazmadığına göre bu minibüslerden memnun olsalar gerek!
 
konu "minibüsler kaldırılsın" "tramvaylar metrolar yeniden alternatifsiz ulaşım aracı olsun" gibi sözlerle özetlenemeyecek kadar derin..

ülkenin makro boyutta neye yönlendirildiğine dikkat etmek gerek. otomobil kullanımının özendirilmesi ile petrole ve dışa bağımlı bir ekonomik modele geçersiniz. her yere otobanlar yaparak otomobil kullanımını özendirirsiniz. demiryoluna, metroya, tramvaya yatırım yapmayarak toplu taşımaya özendirmezseniz otomobil kullanımını teşvik etmiş olursunuz..bu teşviklerin sonucunda da petrole ve dolaylı olarak dışa bağımlı ekonomiye geçiş yaparsınız..


minibüsçüler...evet trafikte "deli fişek" oldukları doğru..hiç ortalama 10 saat şehir içi trafiğinde araç kullandınız mı? aslında çok ağırbaşlı ve sakin araç kullanan ben yaklaşık yarım saat sonra sabrımın son noktasına geliyorum.bahsettiğimiz insanlar bir kaç saat değil, bir kaç gün değil, neredeyse ömür boyu o koşullarda araç kullanıyorlar ve bu durumdan da rızkını çıkarmaya çalışıyor. burada demek istediğim "bu adamlar nasıl araç kullanırsa kullansın haklılar" değil elbette, yada mevcut zor koşulları onların trafikteki davranışlarını haklı çıkarmaz..ancak birazda konuya masanın diğer tarafından bakmaktan bahsediyorum...

eğitim düzeyi (gerçi "tahsil cehaleti alır -afedersiniz- eşeklik baki kalır sözü de antitezdir), mesleki (sürücü) ve fiziksel (araç) yeterlilik, trafik kurallarının uygulan(a)maması vs. vs. bir sürü başka konular da var irdelenmesi gereken....


 
@Başar

haklıssın otobüsten çok kısa sürede istediğim yere varabiliyorum.

minübüsler kaldırılmasın :D
minübüs kültürü yazıları argoları :p
iyi formula plotları çıkar onlardan değerlendirmek lazım.
koca makinayla onlarca kişinin sorumluluğunu alıp o kadar riskli sürüşler yapan adam tek başına şampiyon olur.
kapılardan camlardan fışkırmış yolcular
surdan 1 kişi ışıklarda ....:p
müsait yerde...her yer müsait farketmez.
fortlayanlar... zortlayanlar... ooo
 
minübüs üretimi için minübüsçüler federasyonuna üretici firma sormuş nedir beklentileriniz..cevap; ucuz yedek parçalı ve kapasitesi fazla araç..sonuç olarak bugün dünya üzerinde bukadar şekilsiz ve tuhaf araç yoktur diyom..hindistanda felan en azından adamlar süslemişler :d
 
Aslında sadece minibüsler değil diğer ticari araçlar da aynı şekilde trafik kurallarını aşırı ihlal ediyorlar.Örneğin çoğu ticari araç sürücüsü sinyal ve dörtlü flaşörlerini hiç kullanmıyor.
 
Geri