Fatih Buzgan
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 10 Ekim 2004
- Mesaj
- 2.562
- Tepki
- 3.085
- Şehir
- İzmir
Yine gelen bir pişman, gelmeyen bin pişman turlarımızdan biriyle karşınızdayız
Pazar sabahı buluşma yerine Musti ile biraz geç kalsak da herkesin orada olduğunu görmek bizi sevindirdi.
Bu kalabalıklık, günboyu sürecek olan eğlencenin ne kadar fazla olacağını şimdiden
bizlere belli ediyordu.
Ayrıca arkadaşlarımı tebrik ediyorum, bu güzel ve özel tur için sabahı 04:25'inde yollara koyulmuşlar.
İşte bisiklet aşkı bunu gerektirir.
Buluşma noktasında patlak lastikle uğraşan Onur kardeşimle ve yine yeni bir arkadaşımız
olan Umut'la tanıştık, onlar da tura hazır görünüyorlardı.
Hep birlikte yola koyulduk, turun ilk 300metresi %40 gibi bir eğime sahip asfalt bir rampayı
tırmanmayla başlıyor, haliyle herkes içinden nerden geldik bu tura sözünü daha ilk 300
metreden söylemeye başlamışlardır
Rampadan sonra düzlük, Üçyol'dan beklemekten ağaç olmuş Serdar arkadaşımızı alıyoruz,
yine devam.Sonra da Orcaner'den de yine beklemekten sıkılıp da az kalsın dönecekken
yetiştiğimiz Emrah'ı alıyoruz.
Saat sabahın 7'si ve hava nispeten iyi.Allah'tan herkese sabah 6da buluşcaz demişiz
Boş olan Karabağlar yolunda yavaş bir hızla ilerliyoruz.
Gaziemir ve Menderes civarlarında devri artırıyoruz, kopmalar başlıyor,ekip 2'ye ayrılıyor.
Ama çok geri kalınca bekliyoruz ekibimizi.
Her çeşmede durup el yüz yıkama ile serinletiyoruz motorları.
Çeşmelerin suları çok iyi su olmasa da yol üzerinde çeşme olması bile çöl sıcağında iyi
oluyor tabi.
Ahmetbeyli'den Kuşadası yoluna dönerken, bir mola verdik, yiyecek-su molası ve gideceğimiz yerde
bunların olmaması ihitmaline karşın çantalara yükleme yaptık.
Genelde bisküvi,kraker,meyve suyu,soda alındı ve tüketildi.
Onan arkadaşımız ise ekmek aldı, e herkes doyma isteğine göre
Ahmetbeyli kavşağından sola dönerek Kuşadası yönüne devam ettik, birkaç yokuş çıkıldı.
Ama yolu asıl bilen Musti arkadaşımız arkamızda olduğu için sürüden kaçan koyunlar gibi
biz önden Serdar, Emrah, Onur ve ben, 4ümüz kaptırmışız ve fazladan 10km gitmişiz
Musti ise bize arkadan defalarca seslenmiş ama duyuramamış, en sonunda biz durduk da öyle
buluştuk Musti'yle ve bir fırça yedik bu haftaki rehberimizden
Geri dönüyoruz Baradan koyu yönüne, fakat asıl rotamız olan Baradan'a gitmekten vazgeçildi.
Çünkü ülkemizin tüm güzel sahilleri gibi orası da parsellenmiş ve paralı yapılmış.
Biz de Yoncaköy denilen mevkiye gittik, girişinde Jandarma kontrol noktası bulunuyor.
Site içerisinde ve tesisli, güzel bir yer.
Saat ilerledikçe kalabalıklaşıyor, etraf cıvıl cıvıl insan kaynıyordu.
Biz önce ekip olarak sahilin en kuytu koyuna gittik, sonra buranın denize girişini beğenmediğimiz
için plaja geri döndük.
Plajda 3 şemsiye tutuldu, altında da bükümlü şezlonglardan, o şezlonglar ile baya cebelleştiğimiz oldu
Ekibimiz hem şemsiye altında dinlendi, hem yemek yedi, manzara seyretti, eğlendi, dinlendi.
Bu turda herşey yaşandı kısaca.
2 grup halinde denize girildi, 50metre ileride bile dizine gelen deniz kesmedi,
iskeleden atlamalarla eğlenildi.
Sonra abartıldı, iskeleden şov atlayışları ve komik atlama denemeleri kameramıza kaydedildi.
Turumuzda eksik olan hiçbirşey yoktu, güzel ve stresten arındıran her etkinlik,
her eğlence zaten mevcuttu.
Patlayan lastikler onarıldı, öğleden sonra dönüş yoluna çıkıldı.Aynı rotayı kullanarak
dönüşe geçtik, Yoncaköy'den Ahmetbeyli kavşağına 10dk'da gelmek zevkliydi, çünkü yol
neredeyse hep inişti.
Kavşakta durduk çünkü ekibi topladık, ayrıca Musti'nin arka lastik patlamıştı, onu da halledip önden
salıverdiğimiz arkadaşlarımıza yetişmeye çalıştık
Günboyu güneş altında olmanın, denize girmenin, antremansız olmanın, aşırı sıcağın,
bozuk dönüş yolunun ve tersten esen rüzgarın zorluğuna rağmen, tüm ekip arada kopmalarla,
ama lokomotiflerin ekibini toplamaya çalışarak birarada gitmeye çalışmalarıyla eğlenceli
sürüyordu.
En son Menderes'e yaklaşırken, Umut arkadaşımızın benzin lambası yandı, rüzgara girme
yöntemiyle de 1-2km gittikten sonra daha fazla zorlamanın zararlı olacağına kanaat getirerek
arkadaşımız bizden ayrıldı.
Şükür ki yolda otostop çekmiş ve bir kamyonet tarzı araçla bizim yakınlarımızda seyrederek
sağlıklı bir tur sonu gerçekleştirmişti.
Biz de çok yoğun konvoylu dönüş trafiğinde arkadaşımızı gördük, içimiz rahatladı.
Umut'u tebrik ediyorum çünkü 60km'den fazla binmemiş biri için bizim ortalamamız ve dünkü
hava koşullarında birinin o kadar mesafe bile gitmesi çok büyük başarıdır.
Kendinle gurur duymalısın, Umut
Giderken ortalamamız 28km gibiydi.Fazladan gittiğimiz 10km yol ile 89km gitmişiz,
dönüşte bir o kadar yani 180km'ye yakın bir mesafe idi çoğumuz için.
Ben Menderes'ten arkadaşlarımla vedalaşıp, Torbalı yönüne gün sonu olmasına rağmen bir süre 45km ortalamayla
eve devam ettim.
Turumuza katılan, emeği geçen, yardımlarını esirgemeyen, bu eğlenceye ortak olan
tüm ekibime teşekkür ederim.
Bir dahaki turda görüşmek üzere...
Sabah buluşma noktasına geldiğimizdeki görüntü,
daha sabahın 6sında lastik patlağıyla uğraşan gençlik
http://img69.imageshack.us/img69/7373/11iv4.jpg
Pazar sabahı buluşma yerine Musti ile biraz geç kalsak da herkesin orada olduğunu görmek bizi sevindirdi.
Bu kalabalıklık, günboyu sürecek olan eğlencenin ne kadar fazla olacağını şimdiden
bizlere belli ediyordu.
Ayrıca arkadaşlarımı tebrik ediyorum, bu güzel ve özel tur için sabahı 04:25'inde yollara koyulmuşlar.
İşte bisiklet aşkı bunu gerektirir.
Buluşma noktasında patlak lastikle uğraşan Onur kardeşimle ve yine yeni bir arkadaşımız
olan Umut'la tanıştık, onlar da tura hazır görünüyorlardı.
Hep birlikte yola koyulduk, turun ilk 300metresi %40 gibi bir eğime sahip asfalt bir rampayı
tırmanmayla başlıyor, haliyle herkes içinden nerden geldik bu tura sözünü daha ilk 300
metreden söylemeye başlamışlardır
Rampadan sonra düzlük, Üçyol'dan beklemekten ağaç olmuş Serdar arkadaşımızı alıyoruz,
yine devam.Sonra da Orcaner'den de yine beklemekten sıkılıp da az kalsın dönecekken
yetiştiğimiz Emrah'ı alıyoruz.
Saat sabahın 7'si ve hava nispeten iyi.Allah'tan herkese sabah 6da buluşcaz demişiz
Boş olan Karabağlar yolunda yavaş bir hızla ilerliyoruz.
Gaziemir ve Menderes civarlarında devri artırıyoruz, kopmalar başlıyor,ekip 2'ye ayrılıyor.
Ama çok geri kalınca bekliyoruz ekibimizi.
Her çeşmede durup el yüz yıkama ile serinletiyoruz motorları.
Çeşmelerin suları çok iyi su olmasa da yol üzerinde çeşme olması bile çöl sıcağında iyi
oluyor tabi.
Ahmetbeyli'den Kuşadası yoluna dönerken, bir mola verdik, yiyecek-su molası ve gideceğimiz yerde
bunların olmaması ihitmaline karşın çantalara yükleme yaptık.
Genelde bisküvi,kraker,meyve suyu,soda alındı ve tüketildi.
Onan arkadaşımız ise ekmek aldı, e herkes doyma isteğine göre
Ahmetbeyli kavşağından sola dönerek Kuşadası yönüne devam ettik, birkaç yokuş çıkıldı.
Ama yolu asıl bilen Musti arkadaşımız arkamızda olduğu için sürüden kaçan koyunlar gibi
biz önden Serdar, Emrah, Onur ve ben, 4ümüz kaptırmışız ve fazladan 10km gitmişiz
Musti ise bize arkadan defalarca seslenmiş ama duyuramamış, en sonunda biz durduk da öyle
buluştuk Musti'yle ve bir fırça yedik bu haftaki rehberimizden
Geri dönüyoruz Baradan koyu yönüne, fakat asıl rotamız olan Baradan'a gitmekten vazgeçildi.
Çünkü ülkemizin tüm güzel sahilleri gibi orası da parsellenmiş ve paralı yapılmış.
Biz de Yoncaköy denilen mevkiye gittik, girişinde Jandarma kontrol noktası bulunuyor.
Site içerisinde ve tesisli, güzel bir yer.
Saat ilerledikçe kalabalıklaşıyor, etraf cıvıl cıvıl insan kaynıyordu.
Biz önce ekip olarak sahilin en kuytu koyuna gittik, sonra buranın denize girişini beğenmediğimiz
için plaja geri döndük.
Plajda 3 şemsiye tutuldu, altında da bükümlü şezlonglardan, o şezlonglar ile baya cebelleştiğimiz oldu
Ekibimiz hem şemsiye altında dinlendi, hem yemek yedi, manzara seyretti, eğlendi, dinlendi.
Bu turda herşey yaşandı kısaca.
2 grup halinde denize girildi, 50metre ileride bile dizine gelen deniz kesmedi,
iskeleden atlamalarla eğlenildi.
Sonra abartıldı, iskeleden şov atlayışları ve komik atlama denemeleri kameramıza kaydedildi.
Turumuzda eksik olan hiçbirşey yoktu, güzel ve stresten arındıran her etkinlik,
her eğlence zaten mevcuttu.
Patlayan lastikler onarıldı, öğleden sonra dönüş yoluna çıkıldı.Aynı rotayı kullanarak
dönüşe geçtik, Yoncaköy'den Ahmetbeyli kavşağına 10dk'da gelmek zevkliydi, çünkü yol
neredeyse hep inişti.
Kavşakta durduk çünkü ekibi topladık, ayrıca Musti'nin arka lastik patlamıştı, onu da halledip önden
salıverdiğimiz arkadaşlarımıza yetişmeye çalıştık
Günboyu güneş altında olmanın, denize girmenin, antremansız olmanın, aşırı sıcağın,
bozuk dönüş yolunun ve tersten esen rüzgarın zorluğuna rağmen, tüm ekip arada kopmalarla,
ama lokomotiflerin ekibini toplamaya çalışarak birarada gitmeye çalışmalarıyla eğlenceli
sürüyordu.
En son Menderes'e yaklaşırken, Umut arkadaşımızın benzin lambası yandı, rüzgara girme
yöntemiyle de 1-2km gittikten sonra daha fazla zorlamanın zararlı olacağına kanaat getirerek
arkadaşımız bizden ayrıldı.
Şükür ki yolda otostop çekmiş ve bir kamyonet tarzı araçla bizim yakınlarımızda seyrederek
sağlıklı bir tur sonu gerçekleştirmişti.
Biz de çok yoğun konvoylu dönüş trafiğinde arkadaşımızı gördük, içimiz rahatladı.
Umut'u tebrik ediyorum çünkü 60km'den fazla binmemiş biri için bizim ortalamamız ve dünkü
hava koşullarında birinin o kadar mesafe bile gitmesi çok büyük başarıdır.
Kendinle gurur duymalısın, Umut
Giderken ortalamamız 28km gibiydi.Fazladan gittiğimiz 10km yol ile 89km gitmişiz,
dönüşte bir o kadar yani 180km'ye yakın bir mesafe idi çoğumuz için.
Ben Menderes'ten arkadaşlarımla vedalaşıp, Torbalı yönüne gün sonu olmasına rağmen bir süre 45km ortalamayla
eve devam ettim.
Turumuza katılan, emeği geçen, yardımlarını esirgemeyen, bu eğlenceye ortak olan
tüm ekibime teşekkür ederim.
Bir dahaki turda görüşmek üzere...
Sabah buluşma noktasına geldiğimizdeki görüntü,
daha sabahın 6sında lastik patlağıyla uğraşan gençlik
http://img69.imageshack.us/img69/7373/11iv4.jpg