Scudo Sports

Yol Bisikletine Başlayış Hikayeleriniz

Batuhan Ustaoğlu

Aktif Üye
Kayıt
2 Temmuz 2010
Mesaj
166
Tepki
70
Şehir
İstanbul
Yol bisikletine nasıl başladınız,başlarken neler yaptınız ? hem yeni başlayanlara bir rehber hemde eskiyi hatırlayalım :)
İlk ben başlıyım :

2-3 sene önceydi.Ağır bir dağ bisikletim vardı.Arada sırada öylesine binerdim.Sonra TRT'de Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nu gördüm.İlginç gelmişti 200'e yakın bisikletiyi izlemek.Ertesi gün tekrar denk geldim.Sonra her gün izlemye başladım.Hoşuma gitmişti.Bisikletlerin çok ince tekerlekli oldugunu ve gidonlarının farklı olduğunu öğrendim.Fiyatlarının 8-9 bin doları buldugunu öğrenmekte ayrı bir şok oldu tabi :) Bazı şeyleride spikerlerden öğrendim,takımları bisikletleri v.b
öyle devam ederken diğer yarışlarada ilgim oldu.En baba yarışın tour de france oldugunu öğrendim.ve bunu kanserden kurtulup 7 kere üst üste kazananın lance armstrong oldugunu öğrendim.Birden bir ilgim oldu.Kitabını bulup okudum.(yaşama çevrilen pedal)
Kitapta kanser oluşunu,tedavisini ve tour'ları kazanışını anlatıyordu.
Bu kitaptan çok şey öğrendim.Peleton ve bisiklet hakkında.

Kitabı bitirdiğimde içimde sebebini tam anlayamadıgım bir bisiklet sevgisi oluştu.
Her an bisiklete binmek istiyordum,bir yol bisikletim olsun istiyodum.
Ama yol bisiklete her ilk başlayanda oldugu gibi fiyatları görünce bir "ooouuv" oluyorsunuz.
orta hallinin biraz altında bisikletler için 2-3 bin lira vermek zor.
Gözüme bir tane kestiriyorum. 1 bin lira cıvarında bianchinin sora donanımlı bisikleti.bütçemin en yüksek seviyesi :)
Parayı zar zor biriktiriyorum (öğrenciyiz :) )
Sıra babamı ikna etmeye geliyor.Haftalarca dil döküp sonunda ikna ediyorum ve alıyoruz.İlk bir hafta alışmak biraz zor.Aerodinamik pozisyon belinizi biraz yoruyor.İnce tekerlekler öyle olmasada düşecekmişsiniz hissini veriyor.Gidonu biraz çekinerek sadece en alttan tutabiliyorsunuz :D
Bir ayın sonunda herşeyine alışıyorsunuz.-pro bisikletçiler kadar olmasada,bir uzvunuz gibi oluyor.Nerede geçer,ne kadar basar,ne zaman durur,nerden dönebilir her ayrıntısını biliyorsunuz.Hele bir iki "yol"cu arkadaş bulup tempo yaptıgınızda süper oluyor.Bisiklette 3-4 ayım geçtikten sonra imkan buldugum her yarışı ve bisikletçiyi takip ettim.Yarışları oturup izlerdim,sonra bittiğinde,podyum olmadan gaza gelip dışarı çıkardım :)
Hala da öyle.
Yol bisikleti başka birşey.16 yaşındayım,yarışlara katılmaya karar verene kadar kendi başıma turlıyacagım,yeşilköy sahiline ve bakırköy çevresine beklerim :)

Zahmet edipte okuyan varsa teşekkürler,bu kadar uzun olmasada sizde yazarsanız sevinirim
 
Scudo
Çok güzel bir hikaye olmuş diyerek sözüme başlıyorum :)

Herşey bundan 3 sene evvel başladı :D Arkadaşımla havuza girmek için şehre 30 km uzakta bir havuza gidelim dedik bisiklet kiraladık girdik o sırada eskişehirin bisikletçileri de gelmiş orda Ferhat abimi tanıdım dönüşte 1.25 dk da döndük(gelirken 3 saatte gelmiştik) evde sedona borla mtb mi yeni almıştım derken ferhat abinin düzenlediği turlara katıldım kendimi geliştirdim 2 yıl sonra Eskişehir gençlik spor takımına giren Ferhat abimin peşinden bende takımda buluverdim kendimi :) Altıma 2.500 tl lik bisiklet sırtıma forma verdiler performansımın acayip şekilde arttığını gördüm bisiklet sanki parçam olmuştu mtb de hiç böyle hissetmiyordum.İstediğim zaman yüksek hızlara ulaşabiliyordum.Derken bende yarışları gördüm izlemeye başladım günlük hayatta abilerimden bu işin ayrıntılarını öğrendim.Alberto Contador'u favori adamım seçtim :D Ve şimdi yol yarışlarına giriyorum bisikletle ilgili çoğu şeyi biliyorum aslında yol bisikletine başlamamdaki en büyük faktör Ferhat Köse abim olmuştur.Şu an hala takımdayım ve kendi bisikletim de var(hem mtb hem de yol) hangisini daha çok sevdin derseniz de TABİKİ YOL :)
 
Batuhan tebrik ederim..umarım tutkuyla devam eder, profesyonel bir yolda devam eder ve başarılı bir sporcu olursun...
 
Mehmet,teşekkürler umarım başarılı olursun.

Engin abi saol iyi dileklerin için.


Başkalarıda paylaşsa güzel olur :)
 
öncelikle merheba batuhan
hikayeni çok beyendim;ben henüz yeniyim bir carraro grunge 420 aldım sürekli yarışları seyrediyordum ve birden bir tutku oluştu önceden hiç ilgilenmiyordum bir bisikletim vardı ama yanlızca şehir içinde kullanıyordum ama bu yeni aldığım mtb ile kendi çapımda tek başımada olsa turlar yapıyorum ve her tura çıkışımda bisiklet sevdam biraz daha artıyor ve bianchi slr 200 almaya karar verdim babamı ikna ettim ama parayı yeni biriktiriyorum galiba artık bu gidişle 2012ye alırım

bu sporu herkesede tavsiye ederim
 
  • Beğen
Tepkiler: Fevzi Orak
İnşallah alabilirsin.
Bi yandan slr 200 le acemiliğini atman iyi olur. Ama biraz daha biriktirip 105 takımlı bir bisiklet alıp orta altı seviyeyi girmen iyi olur düşünüyorum.Vermişken bir kerede ver.
karar senin ama
 
kendım mtb ıle antreman ypıyordum corumda takım yoktu 4 ay önce yıne kendı mtb bısıkletım ıle antremandan dönerken corumun takımını antremana cıkarken gördüm hemen babamla konustum ve takıma katıldım hersey bır anda oldu ve su anda ıkı yarısa katıldım cok ıyı olmasam da calısmalara devam edıyorum umarım ıyı yerlere gelebılırsın tabı ben de :D
 
Birden, "acaba böyle bir konu var mıdır" diye bir arama yapmak aklıma geldi.
Madem varmış hortlatalım bari :)
Benim yol bisikletine başlamam tamamen eşimin sayesinde oldu. Kendisine buradan tekrar teşekkür etmiş olayım :)

Bir gün durup dururken "bisiklet alsak ya, beraber biner gezeriz" dedi. Kendisi bisiklet sürmeyi bilmiyordu o zaman.
Düşe kalka öğreneceği için 90 Liraya ikinci el bayan kadro bir MTB aldım. Gerekli yönlendirmeler ve desteklemelerle 2 saat içerisinde kendi başına bisiklet üstünde kalmaya ve dönüşleri yapmaya başladı.

Ben ise en son 90'lı yıllarda bir BMX sürmüştüm. Aynı yıllarda en iyi arkadaşımın ağabeyinde bir Peugeot yol bisikleti vardı. Sanırım 60'lık bir kadroydu. O zamanki boyumla o bisikleti sürmem imkânsızdı tabii ki...
Taa o zamanlardan içimde yol bisikleti arzusu kalmış. Bunu eşimin bisikletine sele bağlantı aparatı almak için Decathlon'a gidip yol bisikletlerini görünce anladım. O ay elim sıkışık olmasına rağmen kendime engel olamayıp eve bir fitness bisikleti (Fit 3) ile döndüm :)

1 ay sonra da eşime bir Triban 3 aldık. Benim bisikleti de elime para geçtikçe ikinci el yol parçalarıyla yükselttim. Şu an 105, Ultegra karışımı bir set ile kullanıyorum.
 
Forumda bugun cok guzel konular gunyüzüne cıkıyor. :krnz:
Kısaca ben de kendı hıkayemı anlatmaya calısayım :)
Bisiklete duzenlı olarak baslamam bir daıremızdekı bisikletımı dıger eve getırmemle oldu.O zaman ıcın kendımce buyuk bir mesafeyı katetmıstım.Oradan da aldıgım cesaretle evdekı eskı bisikletlere yavas yavas el atmaya basladım.Yeterlı bilgiye de sahıp olmadıgım ıcın forumu, Google Gorseller vasıtası ıle buldum.Forumu bulunca da Klasık Bisikletler bolumundekı tum konuları okudugumu bılırım. :okyrm: Gel zaman gıt zaman kullandıgım bısıklet yeterlı gelmedı. Biz de elımızden geldıgınce bılınclenmeye kendımıze yenı ufuklar acmaya calıstık.Forumdakı psıkolojık baskının da etkisı ıle yol bisikletı aldım. :p Çok ta keyıflıyım.Darısı ısteyen herkesın basına :)
 
2 senelik mtb suruslerinden sonra yol bisikletine merak salmaya başlamıştım ki üniversiteden amator DH yapan arkadaslarla tanışınca bende bisikleti biraz geliştirip Uludag inislerine gitmiştim. Sonrasinda surekli birlikte sürdüğüm arkadaşlardan bazilari yol bisikletine gecip asfaltda beni uzunce(bu arada bende mtb 2 takim jant dagitmisyim) yeter artik diyerek yol bisikletine geçtim. Yaklaşık 7-8 ay oldu yol alali fakat mtbyi de ozlemedim desem yalan olur. En iyisi bir yol bir mtb.
 
Hiç yol bisikletim olmadı ancak GCN ve özellikle Martyn ashton yol bisikletine yönelmeme sebep oldu.Hemen sattım dağ bisikletimi.Yaklaşık bir sene bisikletsiz kalacağım ancak Work & Travel programı ile gideceğim için ABD'ye oradan Yer uçağım olan bir Caad10 alacağım.Senelerce kullanıp sonra duvara asmak istiyorum.Klasik olacak sonuçta :D
 
  • Beğen
Tepkiler: Gün A.
Benim bisiklet hikayem 2006 yılında babamın bana 2. sınıf karne hediyesi olarak 4 tekerlekli bir bisiklet almasıyla başladı. 2007 yılında artık 2 tekerlekle sürmeyi öğrenmiştim mahalledeki 13-14 yaşındaki çocukların el bırakarak sürmesine özenip ben de o hareketleri denemeye çalışıyordum ama yapamıyordum bir gün denerken düştüm ve sağ kolumu kırmıştım ondan sonra uzun bir süre bisiklete binmedim. :) 2011 yılında tekrardan 24 jant Ümit marka çelik kadrolu 20 kiloluk bir MTB ile bisiklete başladım. Tabii başladım derken o zamanlarda sokak arasında 3-5 tur atıyordum. :) 2013 yılı yaz mevsiminde bisikletimin artık bana küçük gelmesiyle beraber bisikleti değiştirip bir şeyler öğrenmeye başladım. :) 2013 Haziran ayında 26 jant Trek MTB kullanmaya başladım, yaptığım mesafeleri arttırmaya başladım artık sokak aralarında değil, caddede nasıl bisiklet sürülür, nelere dikkat edilir onları öğrendim ve BisikletForum'u keşfettim. Bisikletler hakkında okuduğum bir çok yazıdan sonra şehir ve yol türlerini keşfettim araştırmaya başladım onları araştırırken vites gruplarının isimlerini hangilerinin hangilerinden üstün olduğunu öğrendim. 2013 Ekim sıralarında bisikleti satıp şehir bisikletine geçmeyi düşünmüştüm ama takas edecek birini bulamayınca nakite sattım ve yol bisikletleri hakkında tekrardan araştırmaya geçtim. Okuldaki bir arkadaşım Triban3 sahibi, gel sende yol ailesine katıl dedi ve yol hikayem aslında bu andan itibaren başlamıştı. Hafta sonları bana bir kaç kez bisikleti denemem için verdi. İlk başlarda çok konforsuz gelmesine rağmen asfalta çıktığım an "işte bisiklet budur" diyordum ve net olarak yol bisikletine geçme kararını vermiştim. Yol bisikleti konusunda benim ve ailemin çekindiği tek konu ince lastiklerdi ama BisikletForum sayesinde "Yol bisikletlerinin lastikleri incedir, hemen patlar" anlayışının yanlış ve tamamen yalan olduğunu öğrendim ve 2014 Mayıs ayından bu yana Carraro Race 052 sahibiyim. Kesinlikle yol bisikletine geçtiğim için pişman değilim ve artık hayatım boyunca MTB veya şehir bisikleti kullanmayı düşünmüyorum. :)
 
benimkisi bir hikaye değil belki ama kalpte bir kıvılcım diyebilirim. ama zararsız yani.

o bisikleti yerinden kaldırmayacaktım.

mtb iyidir.

kendinle çelişmek.
 
  • Beğen
Tepkiler: YüzSürKoş
Ben de ilk ve tek yol bisikletimi oğlumun sayesinde aldım, bak şimdi anlatıyorum:

Yetişkinlikte ilk bisikletim bir Sedona 741'di. Spor salonunda koşu bandında koşmaktan bayılınca Erdoğanlar'dan almıştım.

Sadece hafta sonları ve bahar / yaz akşamlarında da olsa, çok severek bindim. Bu duyguyu buradaki kimseye tarif etmeye gerek yok, evin önünden çıkıp pedalları çevirmeye başlayınca ilk bir kaç dakika insan "Şu anda dünyanın en mutlu insanı benim" diye düşünüyor, tekerleklerin dönüşüyle beraber bütün kafa yavaş yavaş boşalıyor...

Bisikleti aldıktan bir kaç ay sonra, ince tekerleklerin yolda daha iyi performans verdiğini (muhtemelen forumdan) öğrenmemle beraber evin oradaki Delta Bisiklet'e giderek slick lastik taktırdım. Hakikaten traktör lastiklerinden sonra çok farketti. Bir sonraki gidişimde, Delta'dan Ercan kardeşim lastiklerden memnun olduğumu öğrenince "Abi sen bir de yol bisikletine binsen uçarsın vallahi" dedi. Düşününce çok mantıklı geldi, traktör lastiğinden slick lastiğe geçiş bu kadar olumlu yansıyorsa, adam haklı dedim. Tabi o dönemde dükkanda Caad 8' veya 9'lar vardı, fiyatını öğrenince yol bisikletine binme arzum atmosfere karıştı.

Bir kaç yıl boyunca ne zaman Delta'ya gitsem o Caad 8'leri, Caad 9'ları veya Corratec'leri gördükçe aklımdan şunlar geçti:


İç ses 1: Hey yavrum şunun güzelliğine bak kuğu gibi yeminle :(

İç ses 2: Bir bisiklete o kadar para verilir mi?

İç ses 1: Verilir kardeşim neden verilmesin, para benim değil mi ulan?

İç ses 2: Olm manyak mısın? O paraya motor alınır(!) Bisikletse bu da bisiklet işte bin nerede bineceksen!

İç ses 1: :( .........


Bu ve bunun gibi iç çelişkiler nedeniyle yol bisikletine binme kararımı erteledim, erteledim, erteledim.


Ta ki bu yıla kadar.

23 Nisan'da oğlumun doğum günüydü, ilk bisikletini almaya yine Delta'ya Ercan'ın dükkana gittik, 5 yaş için bir tane Örümcek Adam'lı bisiklet beğendi, pazarlık yaptık aldık. Bisikletin ayarları yapılırken oğlum o kadar mutluydu ki anlatamam. O böyle zıp zıp zıplarken, ben de eski düşüncelerime geri döndüm. Duvarda kuğu gibi beyaz bir Caad 8 asılıydı. O bana baktı ben ona baktım, o bana baktı ben ona baktım...

Bu esnada düşünce balonu:

İç ses 1: Olm bir daha bu yaşa mı geri mi geleceksin, şimdi binemezsen, 50 yaşından sonra mı bineceksin? Hem o yaşa geleceğin ne malum ulan?

İç ses 2: Adam haklı beyler :(


Dış ses: Ercanım, bu makineyi kaça bırakırsın?


Sonuç: Çetin pazarlıkların sonunda el sıkıştık, Caad 8 yerine Caad 10 almaya karar verdim, kaporayı verdim çıktık dükkandan. Oğlumun bisikletini hemen aldık, benimki de 4 Temmuz'da, bu sefer benim doğum günümden bir gün sonra geldi. Baba oğul 2014 yılını muhteşem hediyelerle kapatmış olduk.


Bu hikayeden çıkarılacak sonuçlar:

1. Bisiklet dünyanın en güzel hediyesidir. Nokta, tartışmaya kapalı.

2. Bir röportajında Ünal Aysal demişti: Yetişkin bir erkekle, erkek çocuğu arasındaki fark oyuncaklarının boyutudur. Adam haklı beyler...

3. Bizim Ercan gerçekten iyi bir satıcıymış, 3 yıl vadeli de olsa bana yol bisikleti sattı.

4. İnsan gerçekten uçar gibi hissediyor.

5. 3 - 4 yıl boşa beklemişim, şimdiki aklım olsa hemen alırdım... :)
 
Benim hikayem biraz uzun, anlatmaya çalışayım :)
5-6 yaşlarındayken kullandığım ortadan katlanan Pinokyo ile başlayan iki teker maceram 30 yaşıma kadar çeşitli bisikletlerle çok amatörce ama her fırsatta bisiklete binerek geçti. Öyle seviyordum ki bisikleti tatile falan gidince uzun süre ayrı kalınca özlüyordum :) Sokakta çift kale maç yaparken devre arasında 5 dakika bisiklete binmeyi kar sayıyordum :)
En uzun süre kullandığım bisikletim Beldesan Colorado oldu. Aslında çelik yol bisikleti kadrosundan devşirme, sabit maşalı dağ bisikletiydi. Beldesan o yıllarda ayrı bir mtb kadro ile uğraşmak yerine böyle bir mtb yapmış, iyi ki de yapmış çok keyifli bir bisikletti. Üzerinde Shimano Altus c-10 set vardı, jant göbekleri shimano exage'dı. 90-91 yılından 2005 yılına kadar aktif olarak kullandım colorado'yu, bir kere bile üzmedi beni. Semperit marka reflektörlü lastikleri vardı, onca yıl boyunca sadece bir kaç kez patladı...
Sonra internet ve forumlar sayesinde benim gibi bisikletten ve dağda bayırda bisiklet turları yapmaktan hoşlanan arkadaşlarımla tanıştım, artık uzun offroad parkurlar yapmaya başlamıştım, dolayısıyla beldesan artık çok ağır kalmaya başladı. Deore'li Sedona 771 ile alüminyum dağ bisikletine giriş yaptım, kısa bir süre sonra da 30 yaşımdayken Scott Scale xt-xtr ağırlıklı, dt swiss jantlı 10 kg'lık, bir dağ bisikleti topladım. Hala fırsat bulursam Scott ile arazi sürüşleri yaparım. Bisikletle doğada gezmek müthiş keyifli, ama hep yol dışında sürmek olmuyor, yol turları da yapmaya başlayınca yol bisikletlerinin nasıl aktığını, nasıl ivmelendiğini, rüzgara karşı nasıl avantajlı olduklarını gördüm. Önce Scott'a ince, daha yüksek basınca müsade eden slick lastikler taktım, sabit maşaya geçtim ama asla bir yol bisikleti gibi olmadı ve en sonunda dayanamadım ve kayınbiraderimin gazıyla ani bir kararla bir pazar gecesi saat 21:30 gittim decathlon'a bir B'twin fc700 tiagra'lı yol bisikleti alarak yol bisikletine başlangıç yapmış oldum.
Yol bisikletine sanki yıllardır biniyor gibiydim, hiç yadırgamadım; sonuç olarak yol dışında mtb, yolda yol bisikleti müthiş keyifli, ikisini de çok seviyorum :)
 
Ben kasım gibi bu aşka tutuldum aa tamamen konuya acemiydim. Bütçe kısıtlıydı. Hepsiburada.com'dan bir kawasaki aldım maa nasıl berbat bişeydir. Direk fabrikadan geldi pedallar eksik. Aradım pedal istedim. Montajı yaptım gidon vidaları 10. km'den sonra gevşedi o oynak halde EV zor gittim. O sıra ön fren md idi. Kendim ayar yapamayınca bisikletçiydi gittim. Bu sırada disk geldiğinde yamuktu. Kargoda yamuldu herhalde deyip yenisini istedim. Geldi onu taktım o gelende yamukmuş. Bakırköy'de Tilmen'e gittim. Bisikletr baktı anlattı. Meğer çok dandikmiş, arka göbek ayarsızdı, frenler tırtdı. Vitesler kötüydü falan. O akşam direk iade bastım. Sonraki 1 ay iade ile uğraştım. Aynı anda bisikletle beraber çantada almıştım bana bisikleti iade alınca çantayı iade aldık diye 15 tl geri gönderdiler. Halbu ki iade açıklamasına bakıyorum '...ön ve arka tekerler sorunlu...' diye belirtilmiş ama ne alakaysa o anlama engelli kız çantayı iade düşmüş. Artık neresinde teker varsa:) Sonra sedona 701 aldım. Ondan çok memnundum ama günde 70-80 km yapınca ve ağırlıklı düzgün zeminde kullanınca yola geçme kararı aldım ve sonunda hi triban 3 aldım:)
 
Babam zaten her zaman işe bisikletle giderdi klasik yol bisiklletleriyle :) Gecen mayis ayında başladım simdi yeni yolla devam ediyorum :D
 
Bisiklete Sedona 321 tur bisikleti ile başladım. Aklımda hep yol bisikleti vardı fakat o zamanki bütçem ile alamıyordum. Ben de geometrisi yol bisikletine en çok benzeyen tur bisikletini aldım (2010 321 Cyclocross geometrisine sahipti)

Aldıktan sonra ilk fırsatta jantları Shimano R550, lastikleri de 25mm lastiklerle değiştirdim. Amacım parça parça yol bisikletine çevirmekti onu.
Neyse, bir gün forumda 2. el bir ilan farkettim. 54cm Scott S40. Bana küçüktü kadro olarak ama 2-3 ay boyunca satılamamış bir bisiklet. Sahibi de yurtdışına çıkacağı için fiyatı çok uygundu. Ayakkabısı (şansıma numarası da uyuyordu), pedalı, sulukları hatta ışıkları ile beraber aldım o bisikleti çok uygun bir fiyata. Param da yok, 6-7 ay taksitlerini ödedim o yüzden
İlk yol bisikletimi öyle aldım.

Sanırım ama o kadroda bir uğur vardı. Ben de yurtdışına çıkmak için sattım :D
 
çok özet geçmek gerekirse; mtb ile ağırlıklı olarak asfaltta sürmenin mantıksızlığını farkedince (bir yol bisikleti olmasa da) fitness bisikletine geçtim.
 
Herşey çok sevdiğim bir arkadaşımın yeni aldığı Cube Cross Race yer uçağını görüp dibimin düşmesi ile başladı.

O zaman Salcano City Fun 70 ile mutlu mesut geziniyordum. Öyle ya bisiklete o para verilir miydi, o paraya 92 şahin alınırdı :)

Sonrasında bu arkadaşıma nazarım değdi, iş için yurtdışına taşınması gerekti. Bisikletini de kime emanet bıraktı? Bana! :hhhhhh: Arada gezersin, durduğu yerde paslanmasın kuzu dedi giderken.

İlk 1 ay elimi bile sürmedim. Neydi o öyle boynuzlu falan. Hem benim bisikletimin yarısı ağırlık anca vardı, kırılırsa görürdüm günümü.
Sonra birgün cesareti toplayıp çıktım üzerine. Kilitli pedallarını normal pedalla değiştirdim tabi.

O nasıl birşeydi. Pedala dokunduğumda rüzgarın yüzümü yalaması müthişti. Dropbara alışmam 2 gün sürdü. Üstteki cyclocross tipi frenler daha tanıdıktı. Ama mikrop bulaştı bir kere

Sonrasında 2 tane daha şehir/tur hibriti değiştirdim. Hiçbiri Cube'dan aldığım hazzı vermedi ama bir anda 3400 TL vermem de mümkün değildi. Daha sonra geçenlerde kafayı bozup cyclocross a geçmeye karar verdim. Bunda @MURAT ARAS ın açtığı konu çok etkili oldu.

En başta tıpkı onun gibi Focus Mares AX4.0 alacaktım, ancak işin duygusal yanı ağır basınca Salcano CYC02'de karar kılmış oldum. Evet Cross race değil. Ancak şimdiye kadar çok memnun kaldım tercihimden. Seviyorum bu bisikleti :) Birdaha düz gidonu ancak katlanırda kullanırım.
 
Geri