yıllarca 3 büyük turu gün-gün seyredip Alp D'uez, Tourmaulet, de corones hayalleri kurduktan sonra geçtiğimiz günlerde yol bisikleti aldım. bunda yeni taşınmış olduğum anadolu yakası sahil şeridinin büyük etkisi vardır. istanbul gibi bir beton cangılı kenti kıvrımlı ve sakin yokuşlarla kıyaslamak elbetteki yersiz ancak insan ister istemez hayallerinin denizinde yüzdürüyor kendini.kendimi bir dağ bisikleti üzerinde hiç düşünemedim, halbuki bu durum 8-10 yıl önce bambaşkaydı, yol bisikletleri hakkındaki düşüncelerim böyleydi o zamanlar. 5 ay önce ise oturduğum yerden dolayı (beşiktaş-ıhlamur) içimde bir heves, dışarı çıkıp iki pedal çevirecek halim olmazdı. bence (ben gibi beginnerlar için) farkı inanç ve hayal gücü belirler. inancı ise koşullar (çevre, iklim, imkan ve olanaklar)
bu söylediklerimi başlangıç seviyesini aşmış olanlar dikkate almasınlar.