Yayla Yayla Doğu Karadeniz…4. (Son) BÖLÜM
(Sıfır Yok Oluş'a Pedal Turu)
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7003.jpg
Son olarak zorlu bir tırmanış sonrası Sultan Murat Yaylası’na gelmiştik, buradan devam edelim…
Turumuzun önceki bölümlerini görmedinizse:
İlk Bölüm : https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=15659
2. Bölüm : https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=15873
3. Bölüm : https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=16061
(9 Temmuz Pazartesi)
Sabaha karşı cama çarpan su damlalarıyla uyanıyorum, yağmur yağıyor sanıyorum ve “eyvah yine yağmur!” diyorum ama korkum yersiz çıkıyor, sabah çiğiymiş cama serpiştiren… Dışarıda önceki günlere nazaran daha güzel bir hava var. Güneş sıcak yüzünü gösteriyor bugün…
Sabah kahvaltısını herkes kendi gönlünce yapıyor bu sefer. Kimimiz çay bisküviyle, kimimiz peynir ekmek…
Gerek akşam geldiğimizde ve gerekse de sabah açık havada yaylanın güzelliğini doya doya seyrediyorum, göz alabildiğine yeşillik. Çevrede yayla evleri, bazen dağınık bazen toplu halde yaylaya serpilmişler. Bazıları çatılarının değişik rengiyle göze çarpıyor...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/2007.020.jpg
Sercan böyle pür dikkat nereye bakıyor acaba?..
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300590.jpg
Savaş alanını, pardon yaylayı seyrediyormuş meğer…
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300592.jpg
Bisikletlerimiz de her sabah olduğu gibi hazır olunca “Hoşçakal Sultan Murat Yaylası !..” deyip yola koyuluyoruz. Henüz sabah serinliği var, onun için sıkı giyimliyiz...
Önce bir tırmanış bizi bekliyor…
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7024.jpg
Az sonra daha yüksek bir rakımda çevreye hakim çok güzel bir seyir noktasında duruyoruz biraz, son olarak yaylanın tadını çıkarmak için...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6983.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6984.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6986.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7014.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300601.jpg
Şuna bakar mısınız? İşte bu da yayla evi oluyo…
Bunun gibi az değildi hani…
http://img120.imageshack.us/img120/7831/img7019kq4.jpg
"S" çizerek giden yayla yollarında bir inerek bir çıkarak pedallıyoruz...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300606.jpg
İşte Sultan Murat'ta her yana serpilmiş yerleşimlerden biri daha...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300605.jpg
Karşıda bir çıkış yine bizi bekliyor...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3798.jpg
Sığırlar tertemiz bir ortamda kendileri de tertemiz vaziyette otluyorlar, doğanın kendilerine sunduğu bu sınırsız yiyecek deposundan nasipleniyorlar…
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3800.jpg
Ardından iniş başlıyor…
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3792.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7028.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3804.jpg
“Yaylanın çimeninde kuzu yayılur kuzu, kuzu yayılur kuzu…” Başlarında çobanları, bir koyun sürüsü de yaylanın taze otlarından ibaret menüyle ziyafet sofrasındalar...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300609.jpg
Mola verdiğimiz bir noktadan yeniden hareket etmek üzereyiz...Mahşerin beş atlısı demir atlarının üstünde, pedallamaya hazırlar…Açılın yollar geliyoruuuz !..
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300619.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3805.jpg
Şu sonsuz gibi gözüken, göz alabildiğine yeşilliğe bakar mısınız?..
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3801.jpg
Sercan'ın lastik patlamış, onarım var...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7030.jpg
Bir süre böyle gittikten sonra bir yol ayrımına geliyoruz, hem gelirken karşılaştıklarımıza hem de ayrımın bir kolundakilere “Sarıtaş Yaylası” nı soruyoruz ama bilen kimse yok!.. Adaşımın da okey vermesiyle sağa sola sapmadan karşıya giden yola sapıyoruz. Epeyce ilerledikten sonra biraz geride kalan Yavuz sesleniyor: “Durun, durun!..” Ne olduğunu anlamaya çalışıyorum ama pek anlaşılır gibi değil. Artık yanımıza gelmesini bekliyoruz ve gelince “bu yol yanlış, bu tarafa gitmeyecektik” diyor… Bizler şaşkınlık geçiriyoruz önce, sonra aramızda bir muhasebe yapmaya başlıyoruz. O sırada biraz daha ileride bulunan Erhan’la da konuştuğunu gördüğüm bir araba yanımıza yanaşıyor ve sürücüsü inerek bize nereye gitmek istediğimizi soruyor ve bölgedeki gidilebilecek güzergahları anlatıyor. En makul gidiş yolunun, biraz daha uzun olmakla birlikte gittiğimiz yola devam edip Aydıntepe’ye gitmemiz, oradan Gümüşhane ve Maçka’ya geçmemiz olduğunu anlatıyor. Maçka, çünkü oradan Sümela’ya çıkacağız.
Şahsa verdiği bilgi için teşekkür ediyoruz ve o yoluna devam ediyor. Yavuz hala Sarıtaş üzerinde ısrarcı, Aydıntepe üzerinden yolun çok uzayacağını söylüyor ama o zaman da ne tarafa gideceğimiz hakkında bir fikrimiz yok, daha doğrusu net değil… Çoğunluk yola devam diyor ve Aydıntepe güzergahında ilerlemeye başlıyoruz… Soğanlı Dağları'ndayız...
Soğanlı Dağları'nın güneyine, Bayburt tarafına doğru iniyoruz. Buradan itibaren yeşile bir süre için veda ediyoruz...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300626.jpg
Biraz tepe çıktıktan sonra iniş başlıyor, benim için de kabus dolu anlar… Çünkü inişin büyük bölümü mıcırlı, benim en nefret ettiğim yol yani!. Bisikletten kaç kere düşmüşsem hep mıcırda kaymaktan dolayı olmuştur… Diğer arkadaşlar bisikletleri salıyorlar bayır aşağı ( sonra söylediklerine göre hızları 70 km/h a kadar çıkmış), bense ya çok yavaş sürerek ya da elde giderek onlara göre bayağı yavaş iniyorum… Onları yaklaşık yarım saat kadar aşağıda bekletmişim… Aydıntepe’de bir lokantaya gidip karnımızı doyuruyoruz.
Ardından yer altı mağarası gezisi...
http://img186.imageshack.us/img186/4898/img7031uq9.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7032.jpg
Yola çıkıyoruz ama asfalta temas etmemizle birlikte hepimize bir burukluk çöküyor ve tur bitti duygusu hakim oluyor, hiç birimiz daha bitmesini istemiyoruz içten içe…
Gümüşhane karayoluna varıyoruz ama devam etmiyoruz. Yavuz pedallamak istemiyor, “abi benim için tur bitti” diyor. Onu, durdurduğumuz maden yüklü bir kamyona bindirip Trabzon’a yolcu ediyoruz… Bizler pedal basacağız diye ben yola koyuluyorum ama az sonra arkamdan gelen bir “dat dat” sesiyle duruyorum. Diğer arkadaşlar da küçük bir kamyonetin kasasındalar ve bana “atla abi” diyorlar. Ben de bisikleti kasaya atıp, kendim sürücünün yanına oturuyorum. Zeki ve kardeşi Orhan’la sohbet ederek gidiyoruz. Konu genel olarak bizim geziye ilişkin, onlar soruyor ben yanıtlıyorum… Onlar da bir işleri için Erzurum’dan Trabzon’a gidiyorlarmış.
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3808.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300639.jpg
"Dağlarda gezen kartalım
Kırıldı mı kanatların?
Can mı çıktı boğazından,
Niye düştün düz tarlaya?
Tut elimden, kalk gidelim, oy gidelim Zigana'ya,
Nanina dido, dido anam dido, dido babam dido, dido nanina."
Zigana Dağları'ndayız...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300645.jpg
Yeşile tekrar kavuşuyoruz...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300684.jpg
Artık Maçka'ya yaklaşıyoruz...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300689.jpg
Maçka’da ineceğiz ama Zeki dalıp biraz geçiyor, sonra işaret levhasından uyanıp az ilerde bizi indiriyor. Biz de geri dönüp Maçka’ya geliyoruz, hemen kamp için bir yer arıyoruz. Biraz zor da olsa bir yer bulup kamp atıyoruz.
Erhan ve Sercan, “bu son gecemiz, bir mangal yapalım” diyorlar… Onlar Maçka’ya yiyecek malzeme almaya gidiyor ben de hem kamp ateşi hem de mangal ateşi yakıp hazırlık yapıyorum.
Hazırlıklar tamamlandı, kendimize bir ziyafet çekeceğiz. Ortalık karanlık, mangalı fener ışığında yapıyoruz.
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3811.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3812.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300706.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300707.jpg
Bu arada da, kamyoncunun indirdiği ve yeniden araç bulmakta sıkıntı yaşayınca fikir değiştirip bize katılmaya karar veren Yavuz’u bekliyoruz. Az sonra o da geliyor.
Hep birlikte Sercan, Erkut ve Erhan’ın hazırladığı şiş kebabımızı mideye indiriyoruz. Mımm nefis olmuş…elinize sağlık!.. :lick3:
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300709.jpg
Kamp ateşi çevresinde biraz sohbet ve istirahate çekiliş. Sabah, ne zamandır gitmeyi düşlediğimiz Sümela’ya çıkacağız...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300711.jpg
Aşağıda devam ediyor!!..
(Sıfır Yok Oluş'a Pedal Turu)
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7003.jpg
Son olarak zorlu bir tırmanış sonrası Sultan Murat Yaylası’na gelmiştik, buradan devam edelim…
Turumuzun önceki bölümlerini görmedinizse:
İlk Bölüm : https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=15659
2. Bölüm : https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=15873
3. Bölüm : https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=16061
(9 Temmuz Pazartesi)
Sabaha karşı cama çarpan su damlalarıyla uyanıyorum, yağmur yağıyor sanıyorum ve “eyvah yine yağmur!” diyorum ama korkum yersiz çıkıyor, sabah çiğiymiş cama serpiştiren… Dışarıda önceki günlere nazaran daha güzel bir hava var. Güneş sıcak yüzünü gösteriyor bugün…
Sabah kahvaltısını herkes kendi gönlünce yapıyor bu sefer. Kimimiz çay bisküviyle, kimimiz peynir ekmek…
Gerek akşam geldiğimizde ve gerekse de sabah açık havada yaylanın güzelliğini doya doya seyrediyorum, göz alabildiğine yeşillik. Çevrede yayla evleri, bazen dağınık bazen toplu halde yaylaya serpilmişler. Bazıları çatılarının değişik rengiyle göze çarpıyor...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/2007.020.jpg
Sercan böyle pür dikkat nereye bakıyor acaba?..
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300590.jpg
Savaş alanını, pardon yaylayı seyrediyormuş meğer…
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300592.jpg
Bisikletlerimiz de her sabah olduğu gibi hazır olunca “Hoşçakal Sultan Murat Yaylası !..” deyip yola koyuluyoruz. Henüz sabah serinliği var, onun için sıkı giyimliyiz...
Önce bir tırmanış bizi bekliyor…
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7024.jpg
Az sonra daha yüksek bir rakımda çevreye hakim çok güzel bir seyir noktasında duruyoruz biraz, son olarak yaylanın tadını çıkarmak için...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6983.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6984.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6986.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7014.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300601.jpg
Şuna bakar mısınız? İşte bu da yayla evi oluyo…
http://img120.imageshack.us/img120/7831/img7019kq4.jpg
"S" çizerek giden yayla yollarında bir inerek bir çıkarak pedallıyoruz...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300606.jpg
İşte Sultan Murat'ta her yana serpilmiş yerleşimlerden biri daha...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300605.jpg
Karşıda bir çıkış yine bizi bekliyor...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3798.jpg
Sığırlar tertemiz bir ortamda kendileri de tertemiz vaziyette otluyorlar, doğanın kendilerine sunduğu bu sınırsız yiyecek deposundan nasipleniyorlar…
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3800.jpg
Ardından iniş başlıyor…
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3792.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7028.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3804.jpg
“Yaylanın çimeninde kuzu yayılur kuzu, kuzu yayılur kuzu…” Başlarında çobanları, bir koyun sürüsü de yaylanın taze otlarından ibaret menüyle ziyafet sofrasındalar...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300609.jpg
Mola verdiğimiz bir noktadan yeniden hareket etmek üzereyiz...Mahşerin beş atlısı demir atlarının üstünde, pedallamaya hazırlar…Açılın yollar geliyoruuuz !..
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300619.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3805.jpg
Şu sonsuz gibi gözüken, göz alabildiğine yeşilliğe bakar mısınız?..
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3801.jpg
Sercan'ın lastik patlamış, onarım var...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7030.jpg
Bir süre böyle gittikten sonra bir yol ayrımına geliyoruz, hem gelirken karşılaştıklarımıza hem de ayrımın bir kolundakilere “Sarıtaş Yaylası” nı soruyoruz ama bilen kimse yok!.. Adaşımın da okey vermesiyle sağa sola sapmadan karşıya giden yola sapıyoruz. Epeyce ilerledikten sonra biraz geride kalan Yavuz sesleniyor: “Durun, durun!..” Ne olduğunu anlamaya çalışıyorum ama pek anlaşılır gibi değil. Artık yanımıza gelmesini bekliyoruz ve gelince “bu yol yanlış, bu tarafa gitmeyecektik” diyor… Bizler şaşkınlık geçiriyoruz önce, sonra aramızda bir muhasebe yapmaya başlıyoruz. O sırada biraz daha ileride bulunan Erhan’la da konuştuğunu gördüğüm bir araba yanımıza yanaşıyor ve sürücüsü inerek bize nereye gitmek istediğimizi soruyor ve bölgedeki gidilebilecek güzergahları anlatıyor. En makul gidiş yolunun, biraz daha uzun olmakla birlikte gittiğimiz yola devam edip Aydıntepe’ye gitmemiz, oradan Gümüşhane ve Maçka’ya geçmemiz olduğunu anlatıyor. Maçka, çünkü oradan Sümela’ya çıkacağız.
Şahsa verdiği bilgi için teşekkür ediyoruz ve o yoluna devam ediyor. Yavuz hala Sarıtaş üzerinde ısrarcı, Aydıntepe üzerinden yolun çok uzayacağını söylüyor ama o zaman da ne tarafa gideceğimiz hakkında bir fikrimiz yok, daha doğrusu net değil… Çoğunluk yola devam diyor ve Aydıntepe güzergahında ilerlemeye başlıyoruz… Soğanlı Dağları'ndayız...
Soğanlı Dağları'nın güneyine, Bayburt tarafına doğru iniyoruz. Buradan itibaren yeşile bir süre için veda ediyoruz...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300626.jpg
Biraz tepe çıktıktan sonra iniş başlıyor, benim için de kabus dolu anlar… Çünkü inişin büyük bölümü mıcırlı, benim en nefret ettiğim yol yani!. Bisikletten kaç kere düşmüşsem hep mıcırda kaymaktan dolayı olmuştur… Diğer arkadaşlar bisikletleri salıyorlar bayır aşağı ( sonra söylediklerine göre hızları 70 km/h a kadar çıkmış), bense ya çok yavaş sürerek ya da elde giderek onlara göre bayağı yavaş iniyorum… Onları yaklaşık yarım saat kadar aşağıda bekletmişim… Aydıntepe’de bir lokantaya gidip karnımızı doyuruyoruz.
Ardından yer altı mağarası gezisi...
http://img186.imageshack.us/img186/4898/img7031uq9.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7032.jpg
Yola çıkıyoruz ama asfalta temas etmemizle birlikte hepimize bir burukluk çöküyor ve tur bitti duygusu hakim oluyor, hiç birimiz daha bitmesini istemiyoruz içten içe…
Gümüşhane karayoluna varıyoruz ama devam etmiyoruz. Yavuz pedallamak istemiyor, “abi benim için tur bitti” diyor. Onu, durdurduğumuz maden yüklü bir kamyona bindirip Trabzon’a yolcu ediyoruz… Bizler pedal basacağız diye ben yola koyuluyorum ama az sonra arkamdan gelen bir “dat dat” sesiyle duruyorum. Diğer arkadaşlar da küçük bir kamyonetin kasasındalar ve bana “atla abi” diyorlar. Ben de bisikleti kasaya atıp, kendim sürücünün yanına oturuyorum. Zeki ve kardeşi Orhan’la sohbet ederek gidiyoruz. Konu genel olarak bizim geziye ilişkin, onlar soruyor ben yanıtlıyorum… Onlar da bir işleri için Erzurum’dan Trabzon’a gidiyorlarmış.
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3808.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300639.jpg
"Dağlarda gezen kartalım
Kırıldı mı kanatların?
Can mı çıktı boğazından,
Niye düştün düz tarlaya?
Tut elimden, kalk gidelim, oy gidelim Zigana'ya,
Nanina dido, dido anam dido, dido babam dido, dido nanina."
Zigana Dağları'ndayız...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300645.jpg
Yeşile tekrar kavuşuyoruz...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300684.jpg
Artık Maçka'ya yaklaşıyoruz...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300689.jpg
Maçka’da ineceğiz ama Zeki dalıp biraz geçiyor, sonra işaret levhasından uyanıp az ilerde bizi indiriyor. Biz de geri dönüp Maçka’ya geliyoruz, hemen kamp için bir yer arıyoruz. Biraz zor da olsa bir yer bulup kamp atıyoruz.
Erhan ve Sercan, “bu son gecemiz, bir mangal yapalım” diyorlar… Onlar Maçka’ya yiyecek malzeme almaya gidiyor ben de hem kamp ateşi hem de mangal ateşi yakıp hazırlık yapıyorum.
Hazırlıklar tamamlandı, kendimize bir ziyafet çekeceğiz. Ortalık karanlık, mangalı fener ışığında yapıyoruz.
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3811.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3812.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300706.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300707.jpg
Bu arada da, kamyoncunun indirdiği ve yeniden araç bulmakta sıkıntı yaşayınca fikir değiştirip bize katılmaya karar veren Yavuz’u bekliyoruz. Az sonra o da geliyor.
Hep birlikte Sercan, Erkut ve Erhan’ın hazırladığı şiş kebabımızı mideye indiriyoruz. Mımm nefis olmuş…elinize sağlık!.. :lick3:
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300709.jpg
Kamp ateşi çevresinde biraz sohbet ve istirahate çekiliş. Sabah, ne zamandır gitmeyi düşlediğimiz Sümela’ya çıkacağız...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300711.jpg
Aşağıda devam ediyor!!..


