Yapılan en zor branş.

@Mustafa İçdağ

Boks aslında sevilecek bir spor değil ama olimpik düzeyde boks müsabakaları gerçekten oldukça zevkli . Teknik olarak harika bir branş . Severek seyrediyorum . Profesyonel boks için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Misafirimiz olan eski bir Bulgar güreşçiyle konuşmuştum . Bu tip 5-10 dakika süren , performans gerektiren sporların güç ve kondisyon açısından oldukça zorlu olduğunu söylüyordu. Kendisi Türkiye'de Yaşar Doğu Turnuvasında birincilik almış bir sporcu.

Takım sporları ise güç dağılımı açısından bireysel sporlarla karşılaştırılamaz kanımca . 50km bisiklet takım yarışı gibi zamana karşı mücadeleler farklı tabii . Ben rakibe karşı takım müsabakalarını kast ediyorum

@Soner Sarihan

nedemek soner ,burada konuşuyoruz,herkesin birbirini anladığını ve neler demek istediğini anlıyorum,yapılan katkılara zaten diyecek birşey yok,çok güzel

@Cem Unden

boks inanılmaz anaerobik bir spor ,zaten sürelerinden belli,karşıdan görüldüğü gibi birşey değil,herkes televizyonlardan boksörlere niye vurmadıkları için bağırır durur,halbuki adam zaten vurmak için orada,vurabilse vuracak aslında

Kürek gerçekten amatör olarak ilgilenmek istediğim bir spor . Ama kürek malzemelerine bakınca bisiklet fiyatları bedava kalıyor yanında . Kayakla beraber bisiklete en faydalı sporlardan biri .

Yerine kanoyu düşündüm ama kano bacak geliştirmiyor.

@Cem Unden

kürekçilerin inanılmaz akciğer hacimleri oluyor,hemen hemen ölçülen en büyük onlarda hatırladığım kadarı ile,ve güç,ancak biraz tek düze oluyor,bildiğimiz normal kürekçilik,benim için çok zevkli ancak biraz tekdüze,ama açık deniz
kürekçiliği fazlasıyla heyecan verici ve bilinmez,zaten zevkli hale getiren şey bilinmezlik!

Yabancı kaynaklı bir dergide okumuştum, dünyada dayanıklılık sporlarında sıralamayı şu şekilde yapmışlar ; 50km kayak mukavemet, ironman ve maraton. Tabii okyanusu kürekle geçmek ve zorlu tırmanışlarda kendi çaplarında derecelendirilebilir, ancak sözü edilen bu aktiviteler kişiye özel ve zamana karşı yapılmayan türden sporlar. asıl zor olan dayanıklılığı belli bir zaman dilimi içinde ortaya koymak. Örnek olimpik triatlonu, zaman sınırı olmadığı durumlarda çoğu sağlıklı yaşam sporcusu tamamlayabilir. Ancak aynı triatlonu 2 saat veya daha iyi bir dereceyle tamamlamak herkesin haddi değildir. Ben Dekatlon branşında milli olup balkan atletizm şampiyonasında yarıştım ayrıca yedi yıl aktif olarak triatlon ile ilgilendim ve kırk küsür yarış koştum. Bana ikisini kıyasla deseniz kıyaslayamam, çünkü biri vücudun adaptasyon yeteneğine ve patlayıcı güce bağlı (dekatlon) diğeri ise dayanıklılığın çok etkin olduğu bir branş. Yani elma ile armutu kıyaslamak gibi oluyor sanki. Ama maraton mu zor yoksa İronman mi diye sorulsa cevap açık ; İronman in sonunda maraton koşuluyor zaten. Benim düşüncem, kategoriler arasında benzerlik bulunan spor dalları karşılaştırılırsa sonuca daha çabuk ve net ulaşılır...

bence listeye uzun macera yarışlarını da eklemek gerek..Ben en uzun 2 günlük macera yarışına katıldım ve tükendim.. ama çok daha uzunları var.. Aşağıda hürriyet'in haberinden bir alıntı..
+++
Dört kişilik Türk macera yarışı takımı, Şili’de düzenlenen dünyanın en zor dayanıklılık yarışmasında 560 kilometreyi 163 saatte geçti. Bakiye Duran, Ali Rıza Bilal, Utkuer Yaşar ve Faruk Kar’dan oluşan ekip Şili’deki Patagonya Ekspedisyonu’nda 10 takımla yarıştı. Dağ bisikleti, koşu, kono, ip etapları, mağara ve buzul geçişlerinden oluşan yarışı sadece dört takım tamamlayabildi.
+++

dayanıklılık sporu olarak genelleme yapılırsa ilk 3ü mukavemet kayağı,kürek ve su topu. bunların hepsi zamana ve rakibe karşı yapılan yarışmalar. dayanıklılık zorluk olarak değerlendirilirse tabi zor anlayışı herkeze göre değişir

Fırat a yetenek konusunda çok katılmıyorum. Çalışma ile yetenek geliştirilebilir ancak bunun da bir sınırı vardır. Yani fiziksel kapasite veya genetikden gelen sınırlar. Bence bu da aslında değişen ve gelişen bir şey. Bilim Teknik Dergisinin eski sayılarından birinde "Epigenetik" başlıklı bir yazı vardı. Bu yazıda yaşanan her şeyin genlerimizi değiştirdiğini ve tek yumurta ikizi olarak doğan kardeşlerin bile zamanla genlerinin önemli ölçüde değiştiğini söylüyordu. Mesela Fırat çocuğun var mı bilmiyorum, varsa ya da ilerde olursa sportif olarak senden daha gelişmiş bir insan olacak, çünkü senin spor geçmişini daha doğuştan genlerinde taşıyacak.Hep duyarız mesela müzisyen bir anne babanın çocuğu olarak doğdu 5 yaşında piyano çaldı 10 yaşında beste yaptı vs. diye tesadüf mü?
Yetenek çalışma ile gelişir ama doğuştan avantajlı olan kişide daha hızlı gelişir ve biz ona "yetenekli" deriz, fark budur.
Zor spor ya da branşı konuşurken arkadaşlarımız çok güzel örnekler vermişler ve aslında karşılaştırmanın zor olduğunu söylemişler.
Bence insanoğlunun sınırlarını bilmekle ve zorlamakla ilgili müthiş bir yapısı var, rekabeti ve kendini sınamayı çok seviyor.Bu yüzden yaşadıkça bugün verdiğimiz örneklerden ve hatta hayal ettiklerimizden çok daha fazlasını göreceğimize eminim.
Sonuç olarak bence en zoru Ironman. Yarış bir yana bütün yıl haftada 5-6 gün saatlerce antrenman dile kolay geliyor. Zaten o idmanı yapabilirsen yarışta bitiyor. Yani başkasının sıralaması beni ilgilendirmez ben yaptığımı bilirim 2008 de sprint triatlonu bitirene kadar akla karayı seçtim Ironman ı düşününce tüylerim ürperiyor.

"Bitirmem mucize değil. Asıl mucize başlamak için gösterdiğim cesaret".
John Bingham

@mcaliskan23

tabiki katılmak zorunda değilsiniz zaten ,onlar benim düşüncelerim,ama yetenek ile ilgili küçük bir açıklama yapayım,sportif anlamda düşündüğümüz yetenek,hiç antrenman yapmadan hiçbir bilgi vermeden olandır.örneğin voleybol :iki çocuk düşünün ,ikiside aynı yaş kilo cinsiyet ,boy,vs vs. ikisinde aynı anda parmak pas gösterilir ve yapılması istenir,işte ikisi arasındaki fark yetenektir,yada,aynı şartlada durarak sıçramaları yada 20m koşmaları istenir aradaki mesafe ve zaman doğuştan gelen yetenektir,öğrencilerim oldu hayatında hiç eğitim almamış bir çocuk koşarken kolları,adım atışı vücud eğimi kol çekisi,vs kenyalı bir sporcudan farksızdı ,diğerleri ise yaşının gerektirdiği şekilde dağınık olarak koşuyordu.yetenek derken bu çocukları bulup amaca uygun çalıştırmak,16-17 yaşında 400m yi 52 sn koşamayan bir çocuk dünya klasmanında triatlet olamaz.bunun gibi şeyler,yoksa amatör lig ,prof liglerde 2. 3. ligler,age grup yarışlarında yarışamaz demiyorum,o enerjiyi zamanı parayı,bilgiyi doğru kişilere kullanmak gerek.yoksa zamanımızda her türlü hayvan bile eğitilip istenilen herşey yaptırılıyor.ama ,hedef önemli, kiminle neyi hedeflediğiniz.Tabi unutulmaması gereken o yeteneğin yanında istek,hırs,acıya dayanmaya,kazanmayı istemekte önemli ,yoksa var olan yeteneğin anlamı yok ,yada yetenkli ama isteksiz bir sporcu yeteneksiz ama arzulu istekli bir sporcu kadar başarılı olamıyor...

Benim oyum Vendee Globe dan yana arkadaşlar..

(link)

Tüyler ürpertici. (bu arada yorum yazan arkadaşlara teşekkür ederim hiç duymadığım spor dalları öğrendim)

Ben de yazılanları zevkle okudum, çok güzel br başlık açmışsınız teşekkürler. Zorluk tabii ki derecesinin tespiti için standart bir ölçü belirlenemeyen bir kavram. Çok değişik ve zorlayıcı sporlar var. Örneğin bilek güreşi, patlayıcı enerjinin en yoğun olduğu ve anlık zorlanmanın maksimum düzeye çıktığı sporlardan biri. Antrenmanlarını izlemek bile insanı yorar. Birkaç saniye için bileğe binen yükü taşıyıp maçı kazanmak için teknik kullanmak, zamana yayılmış bir dayanımın belki toplamına eşit.
Bir de kendi uğraştığım bir daldan örnek vereyim ki bence zorluğu içerdiği riskte. Serbest Dalış. Uygun donanım ve vital kapasite ile pek çok kişinin hayal dahi edemeyeceği derinliklere inmek mümkün. Ancak her dalışta kişinin sanki son 3-4 dk sı gibi düşünülmeli, yani hayattaki son bir kaç dakikası. Çünkü yeterli seviyede olmayan bir sporcunun senkop (sığ su bayılması) geçirip bayılması ve ölmesi ihtimal dahilinde. Her yıl bu şekilde birkaç sporcu arkadaşımıza veda ediyoruz. Ayrıca antrenmanlarda limitlerin geliştirilmesi de oldukça zahmetli ve zaman alıcı.

@Fırat Dizman

Aslında aynı şeyi söylüyoruz sanırım, yetenek karmaşık bir kavram ve salt fiziksel yapı ya da beceri ile ilgili değil. Biliyoruz ki çoklu zeka diye bir şey var ve her insanda bunların ayrı ayrı seviyeleri farklı olabiliyor. Fakat bunların hepsi de gelişmeye açıktır zaten öyle olmasa zaten insanoğlu insan olmazdı.
Spor için şunu söyleyebiliriz özellikle bireysel olanlar için, uluslararası başarı kazanmak için üstün bir genetik miras çok avantaj getirir. Bunun üzerine kusursuz ve üst düzey bir çalışma konulduğunda başarı diğer sporculara göre daha kolay gelir.
Ama eminim normal bir insan olup olağanüstü bir çaba ile önemli uluslararası başarı kazanan pek çok sporcu vardır.
Yani yeteneğin bir kısmı genlerimizdedir ama belki çok daha fazlası irade gücü, disiplin ve diğer koşulların uygunluğuna bağlıdır.
Bahsettiğin Kenyalı gibi koşan çocuk belki çok başarılı olacak ama belki de diğer çocuklardan biri zamanla onun teknik becerisine ulaşıp çalışma disiplini ve fiziksel gücü ile onu geçecek. Veya bugün 400 mt 52 sn de koşamayan çocuk belki altı ay- bir yıl sonra rahatlıkla koşacak.
Takım sporlarında ise durum çok farklı tabi bence duygusal kontrol, zeka ve his gücü vb pek çok faktör yetenek kapsamına giriyor bence.

En zor spor denince genelde insanın aklında en fazla dayanıklılık gerektiren sporlar geliyor. Bu manada muhtemelen en zoru okyanus kürekçiliği. Eco challenge tarzı ekstrem macera yarışlarını da unutmamak lazım. Bu arada bir arkadaş değinmiş 50 km. kayak mukavemetin de son derece zor olduğu söylenir.
Olimpik takım sporları içinde istisnasız en zoru su topudur. Su üstünde kalmaya çabalarken yukarda bir çekişme, su altında ise hakiki bir savaş söz konusu. Profosyonel olarak su topu yapan bir arkadaşımın triatlona geçer geçemez çok başarılı olduğuna şahit olmuştum.
Ama en zor sporu yapmak için sadece dayanıklılık yetmez. Aynı zamanda güç, refleks, ölüme meydan okuma gibi şeylerin de işin içinde olması lazım. Evet kesinlikle spor olarak görmüyorum ama ortada kafes dövüşü diye bir gerçek var. Bir diğeri de ağır siklet boks. Bence en zor branşlar bunlardır. Bu tip dövüş sporları safi gücün yanısıra kesinlikle çok iyi bir aerobik ve fiziksel dayanıklılık, muazzam refleksler ve de fazlasıyla cesaret gerektiriyor.

Bence normal ve ortalama insanların yapabileceği sporları değerlendirmek daha doğru. Bahsedilen sporların bir kısmını yapmak için pek çok insanın ne parası ne hayat şartları uygun olmaz. Ayrıca insanın kendine ve karşısındakine zarar vermesi üzerine kurulu olanları da zor spor diye bu kapsama sokmamak gerekir. Ağır siklet boks bunlardan biri mesela Sinan Şamil Sam en son karaciğer yetmezliğinden yoğun bakımdaydı.
Bi de ağır siklet boks deniyor da güreş neden demiyor ya da çok az söyleniyor, oda ayrı bir inceleme konusu.

@mcaliskan23

Sinan' ın ki düzensiz yaşam ve alkol kaynaklı imiş ama Muhammed Ali net bir örnek. Parkinson boksörler için neredeyse meslek hastalığı

Sinan için söylenenler doğru olabilir. Dediğiniz gibi her maçta kafanıza ve vücudunuza yüzlerce kilo etkisinde darbeler alırsanız mutlaka bir hasar kalır diye düşünüyorum.

@mcaliskan23

Bu sorunun cevabını aşağıda kendin vermişsin zaten

@mcaliskan23

@Güney Tuncer

Sanırım söylediklerimi yanlış anlamışsınız. Dediğim şu zorluk kişinin kendisiyle ilgili olmalı ve kişi doğrudan zarar görmemeli . Bir sporun zor olması için yapanın vücuduna ve sağlığına doğrudan zarar vermesi veya ciddi zararlar verme tehlikesi içermesi bir ölçü olmamalı demişim, yani bunlar değerlendirme dışı olmalı. Ama şiddet içeren sporların en zoru hangisi diye sorulursa bunlar söylenebilir.Ayrıca doğrudan yüksek ölüm tehlikesi içeren spor dalları var bu mantığınıza göre boks da bunların yanında kolay kalmıyor mu? Mesela ölüm oranı boks yapanlarda mı yüksek Dağcılarda mı?
Bence çok Rocky-Muhammed Ali filmi seyrettiğimizden olsa gerek boksu gözümüzde çok büyütüyoruz .Güreş hele yağlı güreş bence bokstan kesinlikle daha zor.

anaerobik açıdan ikiside birbirinden zor branşlar,ancak bokstaki durum biraz daha farklı benim için,her yerde güreşen insanlar görebilirsiniz,ama boks gerçek boks sadece ringlerde yapılır.buda benim gözümde boksun zorluk derecesini güreşe göre bir kademe arttırıyor.
gerçek boks maçlarını filmlerle karşılaştırırsak ,inanın filmler daha masum kalır