KevSerSeri
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 2 Ağustos 2006
- Mesaj
- 1.351
- Tepki
- 3.345
- Şehir
- Ankara
Merhaba Bisiklet Severler,
Tura gecmeden once sizlere soyle bir ilk izlenimlerimden bahsedeyim. Havaalanindan eve gelinceye dek yorgunluktan ve uykusuzluktan gozumu acabildigim kadar etrafi izledim. Oncelikle "aman Allah`im! Burasi nasil baskent yemyesil!" diye bir sasirdim. Merkeze yaklasinca yol kenarinda yayalar ve bisikletliler icin oze olarak yapilmis bisiklet yolunu gordum. Cift tarafli bu yolda herkes kendi seridinden cikmamak kaydiyla kosuyor, yuruyor, bisiklete biniyor. Sonradan ogrendim ki bu yolun toplamdaki uzunlugu 400km'mis. Biz de kendi ulkemizde bisikletle gezilebilecek yere gidene kadar trafikte kendimizi kasalim duralim. Hos burada trafikte bisiklet surmektense kendi ulkemin karislikligini tercih ederim. Tamam insanlar birbirine cok saygili, kurallara uyuyorlar ama hic abartmiyorum adim basi lamba var. O kadar da yesile denk geleyim diye ayarliyorum ama artik durup kalkip yayalari beklemekten gina geldi. Buraya geleli 12 gun oldu ama hala lamba olayina alisabilmis degilim. O yuzden en mantiklisi kalabaliktan kacip bir an once kendinizi bisiklet yoluna atmaniz. O zaman huzura kavusuyorsunuz. Nehrin kenarindan, agaclarin arasindan, cimlerin icinden gecen muhtesem bir yol. En yakin zamanda oralarin da fotograflarini ceker sizlerle paylasirim.
Bu pazarki tur fikri soyle olustu. Erhan sabahtan ise gitti Erkut ise ogleden sonra gidecekti. Hal boyle olunca yine bir Pazar gunu Kevser evde yalniz kalacakti. Madem ki artik bisikleti var evde durmamaliydi. Izdirap haline donusem ayaklarina kara sular inmesine neden olan o yollar artik eglenceli olmaliydi. Disarida dogru duzgun bir sey yiyemedigim icin taaa uzaklardaki Turk Market`e gitmeye karar verdim. Nehrin karsisin gecip ordan da Pentagon`un ilerisine gitmem gerekiyordu. Erkut da aklind kaldig kadariyla ban haritadna yollari tarif etti. Acelem var mi? diye sordum kendi kendime! hayir yoktu. Oyleyse biraz turlayip oyle gideyim dedim kendi kendime.
Sizin icin de bir kac fotograf cektim. (Hani burada Beyaz Saray yok falan demeyin. Onlari ayri bir zamanda ekleyecegim insallah.)
Bursi filmlerde gordugumuz Reflecting Pool denilen su meshur havuz. (Bir de benim bisikletim.)
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8011.jpg
Arkamda gordugunuz Dikilitas`a benzeyen yapi ise Washington Monument (Washington Aniti) (Niye senin kaskin yok demeyin. Daha ona sira gelmedi. Yavas yavas tamamlayacagim eksikleri.)
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8014.jpg
Burasi da Lincoln Memorial,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8016.jpg
Girisinde altin renginde heykellerin bulundugu bu kopru ise nehrin karsi tarafina gecisi saglayan koprulerden sadece bir tanesi. (Arlington Bridge)
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8021.jpg
Nehir oldukca genis ve su sporlari icin elverisli. Su bisikletinden' su kayagina' kanoya kadar bircok sporu yaparken goruyoruz insanlari. Ozenmemek elde degil.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8022.jpg
"Amerika`nin cogu obez!" derler ya inanmayin. Ben hayatimda bu kadar cok kosan ve bisiklete binen insanin oldugu bir sehir gormedim oldugunu soylerlerse de sak diye dusup bayilirim. Insanlar burada sporu hayatlarina dahil etmis. Valla cogu bildiginiz tas gibi. Kizilay merkezi dunusun! Iste oyle merkezi yerlerde bile kosan bircok grup var. Adamlar kirmizi isiga yakalaninca olduklari yerde kosuyor. "Ben hayatta boyle saatlerce kosamam" diyorum. Erhan da "erkekler daha hizl kosuyor neredeyse benim otobusu yakalamak icin kostugum hizda kosuyorlar" deyince ben kopmustum tabi.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8023.jpg
Burasi da Air Force Memorial,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8025.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8027.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8028.jpg
Kuslar da sicaktan yanmis olacak ki tepede ruzgara vermisler kendilerini.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8029.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8030.jpg
Pentagon`un onunden de gectim ama kusbakisi bakmayinca insan onun Pentagon oldugunu anlamiyor ki canim. Bildigin kocaman bir bina gibi duruyor. Burada dogru duzgun tabela olayi yok. Bir yandna iyi bir yandan kotu. Goruntu kirliligi olusmuyor ancak o yapinin dibine gidip kucucuk yazisini okuyana kadar ne oldugunu anlayamiyorsunuz. Bu da kotu tarafi.
Neyse Pentagon beni cok da ilgilendirmiyor. Tek hatirladigin uzerine dusen ucak sayesinde tanindigidir. Onun yanindan gectikten sonra Colombia Pike yolu daha cezbedici. Neden? Cunku uzerinde Atilla Turk Market var. Daha dogrusu bakkal gibi bir yer. Keske orada da foto cekseydim ama gozum donmus olacak ki unutmusum. Burada cok fazla peynir cesidi olmasina ragmen aliskin oldumuz beyaz peynir ve zeytin yok. Oyle kahvalti mi olurmus caniiiiim, azicik ondna azicik bundan derken tam 3 poset doluyor. Sirt cantama yukluyorum ama ne yuk. Hani ben hep derim ya "esek gibi tasirim, kral gibi yasarim" diye bu kez hakikaten sirtimda bir tek semerim eksik.
Ayni yerden bir kez daha geciyorum anca bu sefer yuzumun gulmesi icin sirtimda tam 11kg'lik bir sevinc kaynagi var. Henuz bir bagajim yada bagaj cantam yok. O yuzde de eve gidene kadar kollarima kan oturuyor. Eeeee kolay degil tabi. Her keyfin bir bedeli var. Olsun en azindan cay icerken yanina halleyim, findikli canparem, eticinim var. Amerika`da biskuvi kavrami yok denecek kadar az. Tamam cok cesitli kurabiyeler var, ama yagi tuzu damak tadma uymuyor. Cok agir geliyor.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8031.jpg
Kilometre saatim de olmadigi icin ne kadar gittim bilemiyorum ama Erkut`un dedigine gore git-gel 50km kadar varmis.
Eve gidene kadar yollarda helak oldum. E kolay degil 3 kilo bile tasimazken 11kg yuku sirtlamak. Marketteki Korhan Bey beni o yukle gorunce "sen nasil gideceksin boyle?" deyip durdu. Sahibi orda olsaydi seni arabayla eve birakirdi dedi ama kismet degilmis tabi. Fiyatlara gelince Turkiye`dekinin 2-3 kati kadar. E gemiyle o kadar yolculuk yapmanin bedeli bu olsa gerek. Buradaki marketlerde de durum cok farkli degil. Yiyecek icecek oldukca pahali. Ucuz diye maymun gibi kendimizi muza verirken 3 dolara kiyip maydanoza alamayisimiz da icimize oturdu. Oyle salatalikmis, cacikmis zate unut gitsin. Hepsi kolum kadar...
Korhan Bey`in dedigine gore yillardir ilk defa buranin havasi bu kadar guzelmis. Normalde daha nemli ve cekilmez oluyormus. O yuzden de bisiklette bunalmazsin cok fazla dedi. Allah biliyor tabi Kevser sikintiya gelemiyor, hemen daraliyor.
Nasil da gelir gelmez buranin da havasini degistirdim ama puhahahahhahaha! .ok
Maceralarimiz devam edecek bizi izlemeye devam edin...
(Simdiden her seyi ozledim ama caktirmayin. Alismaya calisiyorum. )
Tum dostlara selam olsun... Sevgilerimle...
Tura gecmeden once sizlere soyle bir ilk izlenimlerimden bahsedeyim. Havaalanindan eve gelinceye dek yorgunluktan ve uykusuzluktan gozumu acabildigim kadar etrafi izledim. Oncelikle "aman Allah`im! Burasi nasil baskent yemyesil!" diye bir sasirdim. Merkeze yaklasinca yol kenarinda yayalar ve bisikletliler icin oze olarak yapilmis bisiklet yolunu gordum. Cift tarafli bu yolda herkes kendi seridinden cikmamak kaydiyla kosuyor, yuruyor, bisiklete biniyor. Sonradan ogrendim ki bu yolun toplamdaki uzunlugu 400km'mis. Biz de kendi ulkemizde bisikletle gezilebilecek yere gidene kadar trafikte kendimizi kasalim duralim. Hos burada trafikte bisiklet surmektense kendi ulkemin karislikligini tercih ederim. Tamam insanlar birbirine cok saygili, kurallara uyuyorlar ama hic abartmiyorum adim basi lamba var. O kadar da yesile denk geleyim diye ayarliyorum ama artik durup kalkip yayalari beklemekten gina geldi. Buraya geleli 12 gun oldu ama hala lamba olayina alisabilmis degilim. O yuzden en mantiklisi kalabaliktan kacip bir an once kendinizi bisiklet yoluna atmaniz. O zaman huzura kavusuyorsunuz. Nehrin kenarindan, agaclarin arasindan, cimlerin icinden gecen muhtesem bir yol. En yakin zamanda oralarin da fotograflarini ceker sizlerle paylasirim.
Bu pazarki tur fikri soyle olustu. Erhan sabahtan ise gitti Erkut ise ogleden sonra gidecekti. Hal boyle olunca yine bir Pazar gunu Kevser evde yalniz kalacakti. Madem ki artik bisikleti var evde durmamaliydi. Izdirap haline donusem ayaklarina kara sular inmesine neden olan o yollar artik eglenceli olmaliydi. Disarida dogru duzgun bir sey yiyemedigim icin taaa uzaklardaki Turk Market`e gitmeye karar verdim. Nehrin karsisin gecip ordan da Pentagon`un ilerisine gitmem gerekiyordu. Erkut da aklind kaldig kadariyla ban haritadna yollari tarif etti. Acelem var mi? diye sordum kendi kendime! hayir yoktu. Oyleyse biraz turlayip oyle gideyim dedim kendi kendime.
Sizin icin de bir kac fotograf cektim. (Hani burada Beyaz Saray yok falan demeyin. Onlari ayri bir zamanda ekleyecegim insallah.)
Bursi filmlerde gordugumuz Reflecting Pool denilen su meshur havuz. (Bir de benim bisikletim.)
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8011.jpg
Arkamda gordugunuz Dikilitas`a benzeyen yapi ise Washington Monument (Washington Aniti) (Niye senin kaskin yok demeyin. Daha ona sira gelmedi. Yavas yavas tamamlayacagim eksikleri.)
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8014.jpg
Burasi da Lincoln Memorial,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8016.jpg
Girisinde altin renginde heykellerin bulundugu bu kopru ise nehrin karsi tarafina gecisi saglayan koprulerden sadece bir tanesi. (Arlington Bridge)
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8021.jpg
Nehir oldukca genis ve su sporlari icin elverisli. Su bisikletinden' su kayagina' kanoya kadar bircok sporu yaparken goruyoruz insanlari. Ozenmemek elde degil.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8022.jpg
"Amerika`nin cogu obez!" derler ya inanmayin. Ben hayatimda bu kadar cok kosan ve bisiklete binen insanin oldugu bir sehir gormedim oldugunu soylerlerse de sak diye dusup bayilirim. Insanlar burada sporu hayatlarina dahil etmis. Valla cogu bildiginiz tas gibi. Kizilay merkezi dunusun! Iste oyle merkezi yerlerde bile kosan bircok grup var. Adamlar kirmizi isiga yakalaninca olduklari yerde kosuyor. "Ben hayatta boyle saatlerce kosamam" diyorum. Erhan da "erkekler daha hizl kosuyor neredeyse benim otobusu yakalamak icin kostugum hizda kosuyorlar" deyince ben kopmustum tabi.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8023.jpg
Burasi da Air Force Memorial,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8025.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8027.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8028.jpg
Kuslar da sicaktan yanmis olacak ki tepede ruzgara vermisler kendilerini.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8029.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8030.jpg
Pentagon`un onunden de gectim ama kusbakisi bakmayinca insan onun Pentagon oldugunu anlamiyor ki canim. Bildigin kocaman bir bina gibi duruyor. Burada dogru duzgun tabela olayi yok. Bir yandna iyi bir yandan kotu. Goruntu kirliligi olusmuyor ancak o yapinin dibine gidip kucucuk yazisini okuyana kadar ne oldugunu anlayamiyorsunuz. Bu da kotu tarafi.
Neyse Pentagon beni cok da ilgilendirmiyor. Tek hatirladigin uzerine dusen ucak sayesinde tanindigidir. Onun yanindan gectikten sonra Colombia Pike yolu daha cezbedici. Neden? Cunku uzerinde Atilla Turk Market var. Daha dogrusu bakkal gibi bir yer. Keske orada da foto cekseydim ama gozum donmus olacak ki unutmusum. Burada cok fazla peynir cesidi olmasina ragmen aliskin oldumuz beyaz peynir ve zeytin yok. Oyle kahvalti mi olurmus caniiiiim, azicik ondna azicik bundan derken tam 3 poset doluyor. Sirt cantama yukluyorum ama ne yuk. Hani ben hep derim ya "esek gibi tasirim, kral gibi yasarim" diye bu kez hakikaten sirtimda bir tek semerim eksik.
Ayni yerden bir kez daha geciyorum anca bu sefer yuzumun gulmesi icin sirtimda tam 11kg'lik bir sevinc kaynagi var. Henuz bir bagajim yada bagaj cantam yok. O yuzde de eve gidene kadar kollarima kan oturuyor. Eeeee kolay degil tabi. Her keyfin bir bedeli var. Olsun en azindan cay icerken yanina halleyim, findikli canparem, eticinim var. Amerika`da biskuvi kavrami yok denecek kadar az. Tamam cok cesitli kurabiyeler var, ama yagi tuzu damak tadma uymuyor. Cok agir geliyor.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/Amerika/IMG_8031.jpg
Kilometre saatim de olmadigi icin ne kadar gittim bilemiyorum ama Erkut`un dedigine gore git-gel 50km kadar varmis.
Eve gidene kadar yollarda helak oldum. E kolay degil 3 kilo bile tasimazken 11kg yuku sirtlamak. Marketteki Korhan Bey beni o yukle gorunce "sen nasil gideceksin boyle?" deyip durdu. Sahibi orda olsaydi seni arabayla eve birakirdi dedi ama kismet degilmis tabi. Fiyatlara gelince Turkiye`dekinin 2-3 kati kadar. E gemiyle o kadar yolculuk yapmanin bedeli bu olsa gerek. Buradaki marketlerde de durum cok farkli degil. Yiyecek icecek oldukca pahali. Ucuz diye maymun gibi kendimizi muza verirken 3 dolara kiyip maydanoza alamayisimiz da icimize oturdu. Oyle salatalikmis, cacikmis zate unut gitsin. Hepsi kolum kadar...
Korhan Bey`in dedigine gore yillardir ilk defa buranin havasi bu kadar guzelmis. Normalde daha nemli ve cekilmez oluyormus. O yuzden de bisiklette bunalmazsin cok fazla dedi. Allah biliyor tabi Kevser sikintiya gelemiyor, hemen daraliyor.
Nasil da gelir gelmez buranin da havasini degistirdim ama puhahahahhahaha! .ok
Maceralarimiz devam edecek bizi izlemeye devam edin...
(Simdiden her seyi ozledim ama caktirmayin. Alismaya calisiyorum. )
Tum dostlara selam olsun... Sevgilerimle...