Arkadaşlar selam müthiş bir svanetya turunu bitirip ülkemize geri döndüm.kısaca söylemem lazımsa hayatımda gördüğüm en zorlu bisiklet yolu ve en güzel olanı.böyle bir rampa beklediğim için uzun süre hazırlık yapmıştım. o yüzden sıkıntısız çıktım.ama kondisyonsuz çıkılması çok ama çok zor bir coğrafya.İlk gün Batumda konakladım,koskoca bir sahil düşünün, km 'ce uzun olsun,elinizde havlunuzla evinizden çıkıp sahilin herhangi bir yerinde denize girin.(müthiş sakin ).hemen gerisinde ise yine km 'ce uzanan parklar olsun.şahsen sarp sınır kapısı ve civarındaki yerleri görmezden gelirseniz.güvenli ve keyifli bir tatil için mutlaka seçenekleriniz içine koyun derim.bu arada hayatınız boyunca bu kadar lüks arabayı hiçbir yerde göremeyeceğinizi bilmenizi isterim.hükümet kararı ile araç vergisi olmayınca fiyatlar çok uygun diyorlar.konuştuğumuz bir genç,aracını internetten japonyadan aldığını ve konteynerle gemiyle geldiğini söylediğinde şaşırdım ama cdi mercedesi 2500 -3000 dolara alıyoruz deyince bu şaşkınlık kızgınlığa döndü.(bizim ülkemiz aklıma geldi ama şimdi siyasete girmeyeyim,çünkü hiçbir parti bizde bu güzelliği yapmaz zaten) .Neyse şehirde sahil, yeni otel(kumarhane kamuflaj amaçlı) dolu.eğlence hayatı tamgaz devam ediyor ama problemsiz ve güvenli bir şekilde.yani ne tartışan insanlar nede sizi kolunuzdan tutup çekiştiren işletmeler görüyorsunuz(ailenizle rahatlıkla gidin pişman olmazsınız).birkaç fotoyla batumu göstermek istiyorum sizlere
En altta gördüğünüz ahşap bina yazlık tiyatro.bizde olmasını isteyebileceğiniz harika bir yer.ben ordayken dünya çocuklarını folklor gösterisi vardı ve içeri girdim.bayıldım.cam olmayan pencerelerden nefis deniz havası eserken siz gösteri izliyorsunuz.neyse artık birazda svaneti yolundan bahis edeyim.Yollar orta kalite asfaltla, bisikletlileri rahatsız etmeyen şoförlerle dolu(bizim Türk tır şoförleri burda bisikletliden uzaklaşarak sollama yapıyor gözünü sevdiklerim)İlk önce sahilden potiye kadar,nerdeyse düz bir yoldan gidiyorsunuz(poti bir liman kenti ve ben girmeden yoluma devam ettim.sonra ise zigdudiye kadar küçük rampalar başlıyor.yolda köy bakkalları ve harika meyveler satan küçük tezgahlar var.yani yiyecek taşımanızıa gerek yok.evler km boyunca iki katlı olarak inşa edilmiş.(sanırım SSCB döneminde yapılmış ve daha sonra mülkiyet oturanlara kalmış)yaklaşık2 dönüm arazi içinde sağlı sollu yol boyunca binlerce ev düşünün tamda budur dersiniz.bir ev fotosuda çekmiştim onu bulayımda hayalinizi zorlamayayım
Bu arada öndeki sarı borular havadan giden doğalgaz boruları.asfaltta gördüğünüz gibi
neyse yol boyunca bu evlere bakıp bakıp ah çekerken ,yavaş yavaş baldırlarınızı yanmasından dolayı ah çekmeye başlıyorsunuz .çünkü zigdududen sonra jvari adlı kente gelmiş ve rampa çıkmaya başlamış oluyorsunuz.yaklaşık 120 km boyunca süren bu rampada, irili ufaklı köylerden geçerek çıkıyorsunuz ama hayatınız boyunca görmekte çok zorlanacağınız ,güzellikte dağlar ve doğayı görünce iyiki geldim diyeceksiniz.birkaç yol fotosu ile hem kaldığımız yerleri hemde güzellikleri görmenizi isterim.Bu arada dip not olarak söyleyeyim bu bölgelerde yaşayan halkın adı svan,yani gürcü değiller ayrı dilleri ve kültürleri var.uzun hikayesi var siz netten bulursunuz.
Bu kuleler ,svan kuleleri olarak adlandırlıyor.her evin kendine ait bir savunma kulesi var.halk savaş ve saldırı anında bu kulelere kapanıp düşmanla savaşıyor.çok ilginç yapılar.ve yolun sonunda dağların kraliçesi olan Mestiaya geliyorsunuz.ve çadırınızı bir svan kulesinin altına kuruyorsunuz.bugünlük yol yorgunluğuyla bu kadar olsun.devamını sonra yazarım arkadaşlar.bu yolculukta bana yardımcı olan tüm arkadaşlara saygılarımı sunuyorum.görüşmek dileğiyle.