Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Uludağ turu ardından...

doğuş

Üye
Kayıt
13 Eylül 2004
Mesaj
87
Tepki
41
Şehir
Istanbul, Küçükyalı
Cumartesi sabahı 09:30’da ba$layan yolculuk, saat 12 civarında Bursa’ya varmamızla sürüyordu. Birkaç eksiğimizi giderdikten sonra Uludağ’a tırmanmaya ba$ladık. Hava mükemmeldi, tam spor havası; ne soğuk ne sıcak. Önceden konu$tuğumuz üzere Bursa ekibi (Yakup Bey ve grubu) saat 11’de Uludağ milli parkta bizleri bekliyordu,1,5 saatlik gecikmeyle yanlarına vardık. İlk parkuru bize gösterdiler, zorlayıcı ve yıpratıcı bir parkurdu. Yani bir XC parkurunda ne olması gerekirsa her$ey vardı. Ee tabi ilk turda zorlandık hepimiz, daha sonra ki turlarda durumu toparladık :) Bir sonra ki parkur Doğa Otel’de geçen yıl düzenlenen yarı$ın parkuruydu. Bu yarı$a katılmama rağmen parkuru unutmu$um. Yine Bursa ekibiyle bir tur atarak hem parkuru hatırladım hemde yava$ yava$ ısındık. Daha sonra Bursa ekibi evlerine geri döndü, bizlerde parkurun keyfini sürdük tabi. Hava müthi$, doğa müthi$, hiç bir sorun yok, daha ne isteyebilirdik ki? 3 turdan sonra biraz sıkılmı$ olmalıyız ki milli parkta ki parkura geri döndük. Birkaç turdan sonra anladık ki -ben, Atilla Abi ve Özkan- zorlanıyoruz, otele geri döndük. Ne de olsa ertesi gün zirve turu vardı, kendimizi fazla zorlarsak ertesi gün ne kadar güçlük çekeceğimizin farkındaydık. Otele geri döndük, du$umuzu aldık, yemeğimizi yedik ve $ömine ba$ında yerlerimizi aldık. Uludağ’ın soğuk gecesine kar$ın $ömine ilaç gibi gelmi$ti, içimiz ısındı :) Atilla Abi’ler okey oynadı, biz laptop ba$ında eski yarı$ ve turların fotoğraflarına baktık. Özkan ile ben fazla dayanamadık, 20:30 gibi yattık. Cenk ve Mustafa 00:30 gibi yatmı$lar..

Ertesi gün bulu$ma saatimiz yine 11:00 idi. Ben ve Özkan –erken yatmamıza rağmen- en geç kalktık. Saat 10:10 gibi kahvaltıya oturduk, daha sonra hazırlıklar tamamlandı, lastikler deği$ti, sular dolduruldu ve Gürsel Abi’lerin yanına, Uludağ oteller bölgesine çıkıldı. Beklediğimizden kalabaklık olmu$tuk, 26 ki$iydik!!! Tabi bu artı$ın sebebi Bursa’dan gelen yakla$ık 7-8 ki$ilik ekipti. Toplu fotoğraflar çekildi, herkes merhabala$tı ve yola koyulduk. Yakup Bey sağolsun yine gelmi$ti, onu takip ederek zirve yolunu tırmanmaya ba$ladık. İlk ba$larda koloni halinde giden 26 ki$i birden bire 4-5 gruba bölündü tabi, herkesin performansı birbirinden farklı. En önde; Gürsel, Tolga, Burak, Mustafa, Cenk, Yakup. Yakla$ık 8 dakika gerisinden ben ve Özkan.. İlk mola yerine vardığımızda hava bayağa kapamı$tı. Bu sebepten zirveye çıkmayı erteledik, yağı$a yakalanırsak kötü olabilirdi. Tırmandığımız yolu bu sefer “kaptırarak” geri döndük. Yolda bir gram asfalt yok, tamamen ta$larla örtülü ve toprak bir yol. Yüksek hızlarda çok tehlikeli olabilecek bu yolu tahminen 10-15 dakikada indik. Gerçekten zevkli bir ini$ olmu$tu.. Oteller bölgesine geri dönerken yağmurda ba$lamı$tı artık...

Daha turun tadı çıkmamı$tı, nede olsa yaptığımız kilometre daha 15-20lerdeydi. Bu sefer yine Yakup Bey ve grubu e$liğinde, Sarıalan’dan Doğa Otel’e, Doğa Otel’den milli park giri$ine uzanan parkuru takip ederek müthi$ bir bini$ yaptık. Asfalt yol kullanmadık, tamamen ormandan. Bu sırada Özkan’ı kaybettik, ilk molada durduğumuzda farkına varabildik. Body kuralı uygulanıyordu ve benim body’im Özkan olduğu için tabi doğal olarak hemen farkına vardım. Hep birlikte ormana doğru seslendik, 4-5 kez aradık ama nafile.. Telefondan rüzgar sesi geliyor, dü$ündük ki: ormanda kaybolunca asfalt yola çıkıp basıp gitti. Rüzgar sesi geri dönüp Özkan’ı aramamamıza sebep oldu. Yakla$ık yarım saatlik bekleyi$in ardından jandarmanın $unları söylemesiyle turumuz devam etti: 25 dakika evvel, sarı $eritli lastikli (conti explorer), uzun boylu ve siyah bisikleti bir arkada$ burdan geçti. Özkan’ı birebir tanımlıyordu bu anlatım, bu yüzden bizde turumuza devam ettik. Yakup Bey ve grubunun bir kısmı aceleleri olduğundan asfalt yoldan Bursa’ya döndüler. Bizimle kalan 3 arkada$ ile birlikte toplam 9 ki$i olarak, milli parktan Bursa’ya, toplam 22 km’yi orman içinden, patika yollardan inmeye ba$ladık. Yolun en ba$ları çok tehlikeliydi, sağ tarafımız uçurum ve en küçük hata pahalıya patlayabilirdi. Buraları dikkatlice geçtikten sonra esas yerlere geldik. Burayı nasıl anlatacağım bilmiyorum çünkü kelimeler yetersiz kalacak buna eminim. Bir ekip bu kadar mı birbirine yakın olur? Hiç kimse arkada kalmadan, ortalama 45km süratle, tamamen toprak/ta$ yoldan indik. Herkesin arasında 20cm aralık, ve 45 km sürat!! Kimse yolu göremiyor, herkes öncedekinin gittiği yoldan hiç durmadan gidiyor ve virajlar, kaymalar... Zaten yağmur yüzünden ta$lar kaygan.. Müthi$ti, tek kelimeyle MÜTHİ$!! Bu ini$in ortalarına doğru fren pabuçlarım bitti. Evet tamamen bitti, pabuçların içindeki aliminyum artık jantımı çizmeye ba$ladı, kamyon freni gibi garip sesler çıkarmaya ba$ladı. Ee tabi ister istemez yava$lamak zorunda kaldım. Bir yerde frenim tutmadığı için duramadım ve dü$tüm. Neyse ki ta$ların olmadığı bir yere dü$tüğümden bir$ey olmadı, yola devam ettik. 5 dakika sonra ikinci bir dü$ü$.. Bu sefer çukura girip çıkamama durumu :) Bisiklet üzerinden attı. Taytımda ufak yırtıklar, vücudumda çizikler.. Bunu da atlattık neyse ki.. Hemen sonra lastiğim patladı. Kısacası bu grup benden çok çekti :) Her molada fotoğraflar çekildi, ve tabi ki parkurun mükemmeliğiydi tüm gün konu$tuğumuz... Daha sonra ba$ka bir arkada$ın 2 kez lastiği patladı, ufak molalar.. Tabi artık benim frenler hiç tutmaz olmu$tu, bu yüzden bir hayli yava$lamak zorunda kaldım, bu andan sonra ini$ benim için tam bir çile olmu$tu. Son olarak bir arkada$ın jantının fazla ısınmasından dolayı lastiği patladı. İni$ boyunca hep fren kullandık, bir an bile ellerimizi çekemedik. Neyse, sapasağlam Bursa’ya geldik.. Herkes için müthi$ bir deneyimdi. Herkes keyif almı$tı, müthi$ti..
Bursa’ya vardığımızda halen Özkan’dan haber yoktu, jandarmaya haber verildi, bizler yukarı çıkıp aramalara yardım etmeye hazırlanırken Özkan’dan haber geldi, iyiymi$, gerek kalmadı..

İstanbul’a geri döndük..


Bir daha ki sefere herkesi bekliyorum, gerçekten çok eğitici bir bini$ oldu. Uludağ’ın o mükemmel doğası bizleri bekliyor..
 
Scudo
Uludağ turuna katılan arkada$lar, lütfen sizlerde bir$eyler yazın.. ;)
 
Gerçekten oldukça teknik yerlerde bisiklet sürdük buda çok eğitici oldu.Özellikle 22kmlik arazi inişi (single track) büyüleyiciydi.Tabii rezalet bir amortisör kullandığımdan ellerim artık tutmaz oldu(bileklerim ve avuç içi ağrımakta).Ama değdi doğrusu oldukça eğlenceliydi.Bir sonraki tura herkesin katılmasını tavsiye ederim.Zaten videoları gördüğünüzde hak vericeksiniz
 
Way beaw agzım acık okudum salyalar klavyede....
 


bende ne güzel yazmı$ım dimi ama $a$tım kendime
:D
 
$u ana kadar 35 ki$i okumu$ ama birkaç ki$i hariç kimse yorum yapmamı$.. arkada$lar yorum yapın :D
 
undefinedundefinedundefined
Dinlemek bile bu kadar keyifli olduğuna göre,"keşke orada olsam çok daha fazlasını yaşardım" diyorum kendime.Pazar günkü tura katılmayı planladığım halde ne yazıkki olamadı,Kısmet bir dahaki sefere.Ne diyelim arkadaşlar? safanız olsun... :)
 
ilk girilen single track'in tadı hala damağımda desem yeridir, inanılmaz güzeldi. Teknik parkurları sevenler için kesinlikle olağanüstü bir nimet diyebilirim. bir defa yetmedi, mutlaka bir daha gidilmeli, doğanın içinde zorlu patikaların içinde pedala basmalı...
 
Selam grup..
Valla bu yaşıma kadar en iyi ve en uzun teknik parkuru Uludağ'da tanıdım diyebilirim..Kaçkar'daki 40 km inişin tadı da başkaydı ama burada 5 saniyede bir adrenalin patlaması yaşıyorduk.. Özellikle ilk bölümde "o kayadan iner miyim, şuradaki ıslak kök beni yere serer mi , az ilerdeki 50-60 cm lik kargacık burgacık basamaklara takılır mıyım, bu dik ve ıslak kaya yüzeyinde frenlerim ne kadar tutar, 20 cm genişliğinde sağa doğru eğimli ve sağ tarafı uçurum patikada tekerim kaysa noolur acaba"larla geçen dakikalar inanılmazdı. Tadı damağımda kaldı. Bu yaşta :rolleyes: Performansıma :eek: ben kadar arkadaşlar da şaşakaldı. (En çok sevgili Tolga Çimen)

Uludağ'a gitme fikrini çıkaran Doğuş'a ve parkuru bize tanıtan Bursa'lı dostlara teşekkürler.. Bir kez daha gitmeyi iple çekiyorum..
Selamlar, bol adrenalinli günler..
Gürsel Akay
 
  • Beğen
Tepkiler: İbrahim sarı
ben te$ekkür ederim Gürsel Abi geldiğiniz için. siz olmasanız parkurun tadı çıkar mıydı?? Gerçekten çok $ey öğrendim.. Yani dü$melerime bile üzülmedim çünkü her$ey ba$ka bir $ey kattı bana :)

ekim ayında hava güzel olursa bir daha uludağ dü$ünüyorum, haberle$iriz yine, vakit olduğu taktirde gideriz günübirlik, sadece sarıalan'dan bursa'ya ini$ yeter bize, zirveye gerek yok :)
 
valla sizlere çok imrendim arkadaşlar..Sanırım bir dahaki sefere bende aranızda olucam ne olursa olsun gelicem :))
 
Demekki o dönemde foruma fotoğraf yüklenemiyormuş.
Çok zaman geçmesine rağmen topiğinize yazıyorum, Bursalı pedal dostlarımıza sevgiler.
 
Geri