mehmetsunu
Kaldato ile sohbeti kestim.
- Kayıt
- 28 Eylül 2011
- Mesaj
- 5.684
- Tepki
- 13.214
- Şehir
- kayseri
- Başlangıç
- 2010—11
- Bisiklet
- Cube
- Bisiklet türü
- Yol bisikleti
Hayırdır Mario Başkanı paylaşmadan , tek başına çokomel gibi ham yapmayı mı düşünüyorsun.![]()
Şu konuya girmemek için kendimi zor tuttum ama daha fazla tutamayacağım
@mariokaldato bu ülkenin siyasi kriptosudur. O nereye kayarsa siyaset de oraya kayar. Yedirmeyiz. O refah içindeyse ülke de refah içindedir. O sıkıntıda ise ülke de sıkıntı içindedir. Mario abimiz çokomelli birisidir dikkat edin.

İş hukuku ,calişma şekli (24 saat esasina) ve görevin riskine gore bakıldığında bekci kıyaslamasi yanliş olur.Merhaba,
Sadece su kisma cevap vermeye calisayim.
İlkokul mezunu bekçi -> 5.008,221 TL
Lise mezunu bekçi -> 5.186,079 TL
Üniversite mezunu bekçi -> 5.421,4155 TL
Ogretmen Maasi -> 4.734 TL
Yazik olmamis mi zaten?
Maaslari internetten buldum, hataliysam dogrusunu bulen arkadaslar duzeltsin lutfen.
İş hukuku ,calişma şekli (24 saat esasina) ve görevin riskine gore bakıldığında bekci kıyaslamasi yanliş olur.
Not: öğretmen maaslari yetersizdir.

Bu ülkede eğitimine, birikimine ve emeğine yazık olmayan var mı hocam?Benim dusuncem ogretmenlerin birikimine, egitimine yazik oldugunu yonudeydi, onu ifade etmeye calistim.
Gerçekten çok yakın örnekler. Bu iyi oldu. Teşekkürler @ModernOblomovBen olsaydım ne yapardım, bilemiyorum. Cidden zor bir karar. Umarım kendisi için en hayırlı kararı verir arkadaşınız. Aynı ikilemi yaşayan bir öğretmen arkadaşımı örnek verebilirim. Tek fark onunki İngiltere idi. Sürekli, imkânı olduğu zaman İngiltere yerine öğretmenliği tercih ettiği için hayıflanmalarına tanık oluyorum. Muhakkak yurtdışında yaşamanın zorlukları da vardır ama Türkiye'de yaşamak da (hem gerçek hem mecazi anlamda) çok kolay değil. O, bunları kıyaslayarak verdiği karardan pişman.
Doğuda öğretmenim. 5 yıl önce üniversiteden mezun olduğumda tüm istediğim yurtdışında yaşamaktı. İlk yılda atanınca öğretmenlik, yaz tatili var , akmasa da damlar gibi düşüncelerle konfor alanımda kalmaya karar verdim. Üniversite eğitimini de çöpe atmak o kadar kolay bir karar değildi. Bir değerin olmayacak orada . Hizmet sektöründe sıfırdan bir hayat kurmak. Kulağa o kadar kolay gelmiyor.
Aslında hiç yurt dışına çıkmamışsanız çok da koymaz türkiye'de yaşamak. Belli bir süre geçirdikten sonra yurtdışında bu sefer Türkiye’deki eksiklerin maddi durum veya hayat standardından çok daha büyük olduğuny görüyorsunuz. Özellikle batılı bir gelişmiş ülkeden dönünce insanların mutsuzluğu, sabırsızlığı, aceleciliği direk yüzünüze vuruyor havalimanında. Öte yandan yabancı dil bilmek ve kültüre aşina olmak önemli böyle bir durumda. Herkesin mutlu olmayacağını düşünüyorum.
Ben okuduğum bölümle hiç alakası olmayan bir iş yapıyorum. 13 yıldır aynı sektördeyim. Bu da üniversite eğitimini çöpe atmak sayılıyorsa hiç pişman değilim.
Konfor alanından çıkmayan insanların gelişimi kısıtlı olur her zaman. Siz yurt dışına çıktığınız zaman karşılaşacağınız sıkıntıları yazmışsınız ama bu deneyimin size neler katacağını pek düşünüp hayal bile etmemişsiniz sanırım.
Tercihlerinize sonsuz saygı duyuyorum, yanlış anlamayın. Herkes istediği yerde yaşamakta özgürdür. Sadece naçizane fikirlerim çerçevesinde ufak bir eleştiri yaptım. Ayrıca bu eleştirilere muhatap kendimi de dahil ediyorum.
[/QUOTE
Yazdıklarıma tekrar baktım da kararsızlık içeriyor. Doğuda ya da güneydoğuda memurluk o kadar kötü bir tercih değil gibi. Yurtdışında da sıfırdan başlamak çok kolay değil kişinin elinde ihtiyaç duyulan bir meslek olmadıkça. O yüzden zor bir karar .
Olmak veya olmamak şu anda insanat dünyasını bekleyen en büyük tehlike tersine evrim sürecidir.Bir insanın en büyük özelliği nedir biliyor musunuz?
Konuşması mı, düşünmesi mi, sosyal bir canlı olması mı, alet kullanması mı, plan yapabilmesi mi? Hepsine hayır.
Bir insanın en büyük özelliği bence her şeye her duruma bir şekilde "adapte olabilmesidir"
Bir insanı Çöle koyarsınız adapte olur, buzullara koyun adapte olur isterseniz ıssız adaya atın yine adapte olur.
Hiç dilini kültürünü bilmediği yere koyun oraya da adapte olur.
Hiç anlamadığı işin başında da alışır gider.
Üniversitelerin bir insana kazandırdıkları da aslında bu adaptasyon sürecinde başlar. Eğitimli insanın adaptasyonu da en hızlı şekilde olur.
Bizim ülkemizde üniversite okuyanlar da, çocuğunu okutan da, işveren de bir üniversiteye hep aynı gözle bakar. Üniversite bizim ülkemizdeki gibi gelecek kaygısının had safhada olduğu ülkelerde birincil ve belki de tek amacı meslek sahibi olmak dötü kurtarmaktır. Tabii ki bu üniversitelerin bir amacıdır ama tek amacı kesinlikle değildir.
Üniversiteler bilim adamı yetiştirir. Özgür düşüncenin ortamı olduğundan bilim üretmenin ortamıdır. Ülkemizde var mı, tartışılır.
Üniversiteler bir insana vizyon kazandırır,her konuda farklı bakış açısını geliştirmenize fayda sağlar. Bu hayat konforunuzu, iş konforunuzu adaptasyon hızınızı geliştirir.
Şimdi arkadaşınız Alamanya'ya gidecek eğitimi ile ilgisi olmayan çok vasat altı bir işe girecek. Ama gerçekten üniversite kültürünü özümsemiş bir bireyse o işten bile isterse mutlu olabilecek, daha kolay bir şekilde terfi alabilecek. Üniversite eğitimi her zaman onun elinden bir şekilde ummadığı bir yerde bile elinden tutacak. Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?

