Scudo Sports

Ülkenin Doğu'su mu Almanya mı?

Doğu'da öğretmenlik mi? Almanya'da sıfırdan başlamak mı?

  • Doğu'da öğretmenlik

    Katılım: 7 9,7%
  • Almanya'da sıfırdan başlamak

    Katılım: 65 90,3%

  • Toplam katılım
    72
Hocam bu laf uydurma. İyi niyet varsayıp bilmeden yazdığınızı varsayıyorum. Aşağıdaki linkte ve benzer pek çok yerde hiçbir dayanağının olmadığı, doğrulanamadığı yazıyor.

(link)
Abdurrahman dilipak gibi Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı bir yalakanın yazılarını bile yayınlayan,bir internet platformunun yazdıklarının doğruluğuna nasıl inanıcaz? ne kadar güvenilir bir site? ATATÜRK Bu lafı etmemiş bile olsa,altı o kadar dolu bir laf neden seni rahatsız etti? bırak söylememiş olsun ama biz söyledi diyelim!
Not:tarafınızı ve düşüncelerinizi daha önceki konulardan bildiğim için bunları yazdım.
 
Scudo
+ Almanya mı yoks...
- Almanya...

Ülkenin doğusu batısı önemli değil. 5 oligarkın hergün daha da zenginleştiği ve zenginliğinin komisyonunu totaliter bir tek adam rejimine aktardığı sistem ile sosyal hukuk devletini kıyaslamak komik...
 
Hayır bir öğretmen en zor şartlar altında hayatını idame ettirmelidir doğru bir bakış açısı değil. Bizim ülkemizde bu böyle ve böyle dayatılmaya çalışılıyor.
Öncelikle buradan başlayalım. Halbuki anlaşılması zor olmayan, kurgusu kolay bir cümle kurmuştum.
Cümlemde hiçbir söz sanatı olmadığı gibi gayet yalın bir şekilde düşüncemi ifade etmiştim.
Demiştim ki:
"Bir öğretmen en zor şartlar altında dahi aldıklarıyla yaşamını bir şekilde idame ettirebilir."
Burada öğretmenlerin en zor şartlar altında "ettirmelidir" gibi bir anlamı nasıl çıkardınız.
Benim dünya görüşümde herhangi vasıflı ya da vasıfsız bir kişi - burada önemli olan bir birey, bir insan olması- insan haysiyet ve şerefine yakışır en azından asgari yaşam standartına sahip olmalıdır. Şimdi siz burayı da yanlış anlarsınız,asgari yaşam standartı nelerine yetmiyor filan dedi dersiniz. Bundan dolayı "En azından" sözcüğüne dikkat çekiyorum. Ben bu forumda defalarca "Bir birey çevreye, doğaya, hayvanlara, diğer bireylere zarar vermedikçe helalinden düzgün de kazanıyorsa herşeyin en iyisine layıktır" demişimdir.
@hamlet2006 siz ne işle iştigal bilmiyorum ama burada 2 ihtimal görüyorum,
1- ya siz de öğretmensiniz ve bu ülkede nasıl zorluklar içinde yaşandığını iyi biliyor ama bir yandan da bu arkadaşın kurtulması bir şekilde sizi rahatsız ediyor,
2- sabit bir yerde çalışan ya da kendi işine sahip birisiniz, öğretmenlik alakanız yok, kulaktan dolma beylik laflarla burada yok öğretmen zora dayanır yok ona göğüs gerer olmazsa yürü kapı orada diye bol keseden atıp ahkam kesiyorsunuz. (bu tahminim doğru ise yani öğretmen değilseniz, hemen yaptığınız işi icra etmek için lütfen bir an önce doğu anadolunun ücra yerlerinden birinde hayat kurun kendinize. Bir öğretmen insan ise siz de insan iseniz farkınız yok demektir. Aynı koşullar sizin için de geçerli o zaman hadi önden buyurun. Ya da kapı orada... Nasıl kulağa güzel geliyor mu?
Bundan sonraki cümlelerinizdeki benimle ilgili kurduğunuz tezler, olasılıklar daha da bir garip. Sebep sonuç ilişkileriniz, kurduğunuz tezler pek de mantığa uymuyor.
İki ihtimal vermişsiniz. Bir kere ikisi de tutmuyor.
1.ihtimal
Öğretmen değilim. Ülkemizde hayat şartlarının, ekonominin ne kadar zor olduğunun, ülkede hukukun üstünlüğünün olmadığını , insanların kendilerini ifade etmesinde gerekli demokratik ortamın olmadığının, temel hak ve hürriyetlerin zedelenmiş olduğunun da farkındayım. "Bir şekilde kurtulması seni rahatsız ediyor" ifadesini nereden çıkarttınız anlamak imkansız.
2.ihtimal de vahim,alakasız çarpıtılmış ifadelerle dolu.
Birincisi ben bir mühendisim. Anadolu Lisesi, Fen Lisesi görmüş yüksek puanlarla mühendis olmuş, sosyal, aktif bir kişi için gerektiği değeri görmüş bir mühendis miyim? Muhtemelen hayır. Alakasız işler yaptım. Ama biliyorum ki kim ülkede hakkettiği değeri görebiliyor ki.
Annem, babam öğretmen. Öğretmenlikle alakam o. Annem ve babam gerçek birer eğitimciydi. Türkiye Cumhuriyetinin kazanımlarına bağlı, vatanını milletini seven,saygılı fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirdi. Ekonomik zorluklar yaşadık mı evet. Biz yaşadık, herkes yaşasın mı, kimse yaşamasın.
Kusura da bakmayın o gidecek bu gidecek kim kalacak. Kalmak istemeyen gitsin,Allah yolunu açık etsin. Geri de kalan mücadeleye devam etsin.Gemiyi de en son öğretmenler terketsin bir zahmet.Mesleğin kutsiyet kısmı da belki de burasıdır.
Bir de neden ben işimi gücümü bırakıp doğuya gideyim ki. Ben herkes zor şartlar altında ezilsin mi demişim.Doğu da vatan toprağı, nasibim varsa giderim. Hayat bu.
Bir de ben şunu anlayamıyorum. Bir kişi bir konuda fikir beyan edebilmesi için illa ki o işi mi yapmalı.Fikir beyanını bile ahkam kabul etmişsiniz.
Mesela sabah yumurta yemiştim. Allah affetsin yumurtanın pek de güzel olmadığını söylemiştim. Halbuysam ben ne bir tavuktum ne de bir horozdum. Ahkam kesmişim,özür dilerim.
 
Bana kalırsa gitsin öğretmenliğe başlasın. Almanyaya gidince iki dilsiz ,iki işsiz olacaklar. Memleket göçmen işgaline uğramış, bizde diyoruz ki git Almanyaya başarırsın. Yiyecek ekmeği yoksa gitsin, idealleri tükendiyse gitsin. 30 yaşındaki bir insan için adaptasyon süreci hem çetin geçer,hemde gençliğinden alır.
Gitme kardeş , bu kaçış nereye . Forumdaki bir çok üye hayatını zarla ,zorla idame ettiriyor. Almayı düşündüğümüz markalardan çok uzağız. Görücüye çıkmış yerli bisikletlere bile vitrinden bakıyoruz. Herşeye rağmen buradayız.
Abdurrahman dilipak gibi Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı bir yalakanın yazılarını bile yayınlayan,bir internet platformunun yazdıklarının doğruluğuna nasıl inanıcaz? ne kadar güvenilir bir site? ATATÜRK Bu lafı etmemiş bile olsa,altı o kadar dolu bir laf neden seni rahatsız etti? bırak söylememiş olsun ama biz söyledi diyelim!
Not:tarafınızı ve düşüncelerinizi daha önceki konulardan bildiğim için bunları yazdım.
Dostum yarı alıntı yapmayı beceremediğim için hepsini alıntı yaptım. Öğretmen maaşının Milletvekili maaşından daha fazla olması gerektiği kimseye rahatsızlık vermemeli. Atatürk bu lafı etmişmidir, kesinlikle etmiştir. Etmediyse de bu vatanın evladı olarak bizler ettik ve Atamıza bağışladık. KİME NE.
 
Hocam bu laf uydurma. İyi niyet varsayıp bilmeden yazdığınızı varsayıyorum. Aşağıdaki linkte ve benzer pek çok yerde hiçbir dayanağının olmadığı, doğrulanamadığı yazıyor.

(link)
Siz oradaki anlamı yakaladınız. Önemli olan o. Çocukları emanet ettiğin kişinin bazı kaygılarının olmaması lazım.
 
Bunda ikilemde kalınmaz bile.Dediğinize bakılırsa çalışma izni vs gibi bir sıkıntı da yok. Gerçekten Almanya'nın sakin bir kasabasıyla Batman'da Hakkari'da öğretmen olmakla mı kıyaslıyorsunuz? Düşünmesinler bile. Bu topraklar,bu yöneticiler,bu insanlar kendi tüm değelerine ihanet içerisinde. Ben artık hiç bağdaştırmıyorum kendimi bu ülke ilr ya da bu topraklarda yaşayan insanlarla onların değerleriyle. Çünkü nefret kin öfke ayrımcılık şiddet kabalık kol geziyor ve bunu bile bile seve seve yapıyor toplumumuz.
 
Doğudaki terör de es geçilmemeli. Öğretmenler, memurlar, mühendisler, işçiler tehdit edilip kaçırılıyor. Belki birkaç yıl öncesi kadar yok ama bu ülkede hemen her şey hızlıca kötüye gidebilir. Ben askerliğimi 2016'da Hakkâri'de yaptım. Bilirsiniz oralarda, garnizondan dışarı çıkmak izne tabiidir. Neyse noterde bir işimiz oldu. Şehre indik. Noter binasına koşar adımlarla bir ilerleyişimiz var görmeniz lazımdı. Sanki düşman toprağındaydık. Yanımdaki uzman, noterde tembihledi "bana komutanım deme, abi de" diye. Notere bile güven yok. Hem desem ne olacak o sarışın ben kumral, kafamız asker tıraşlı. Giderken dönerken zırhlı aracımız taşlanıyor. Hastaneye giden arkadaşlarımıza ters ters bakmalar, laf atmalar oluyordu. Bazıları kelle koltukta gezemeyecek asker olmasın diye düşünebilir ama uygulamada böyle olmuyor işte..
 
Öncelikle buradan başlayalım. Halbuki anlaşılması zor olmayan, kurgusu kolay bir cümle kurmuştum.
Cümlemde hiçbir söz sanatı olmadığı gibi gayet yalın bir şekilde düşüncemi ifade etmiştim.
Demiştim ki:
"Bir öğretmen en zor şartlar altında dahi aldıklarıyla yaşamını bir şekilde idame ettirebilir."
Burada öğretmenlerin en zor şartlar altında "ettirmelidir" gibi bir anlamı nasıl çıkardınız.
Benim dünya görüşümde herhangi vasıflı ya da vasıfsız bir kişi - burada önemli olan bir birey, bir insan olması- insan haysiyet ve şerefine yakışır en azından asgari yaşam standartına sahip olmalıdır. Şimdi siz burayı da yanlış anlarsınız,asgari yaşam standartı nelerine yetmiyor filan dedi dersiniz. Bundan dolayı "En azından" sözcüğüne dikkat çekiyorum. Ben bu forumda defalarca "Bir birey çevreye, doğaya, hayvanlara, diğer bireylere zarar vermedikçe helalinden düzgün de kazanıyorsa herşeyin en iyisine layıktır" demişimdir.

Bundan sonraki cümlelerinizdeki benimle ilgili kurduğunuz tezler, olasılıklar daha da bir garip. Sebep sonuç ilişkileriniz, kurduğunuz tezler pek de mantığa uymuyor.
İki ihtimal vermişsiniz. Bir kere ikisi de tutmuyor.
1.ihtimal
Öğretmen değilim. Ülkemizde hayat şartlarının, ekonominin ne kadar zor olduğunun, ülkede hukukun üstünlüğünün olmadığını , insanların kendilerini ifade etmesinde gerekli demokratik ortamın olmadığının, temel hak ve hürriyetlerin zedelenmiş olduğunun da farkındayım. "Bir şekilde kurtulması seni rahatsız ediyor" ifadesini nereden çıkarttınız anlamak imkansız.
2.ihtimal de vahim,alakasız çarpıtılmış ifadelerle dolu.
Birincisi ben bir mühendisim. Anadolu Lisesi, Fen Lisesi görmüş yüksek puanlarla mühendis olmuş, sosyal, aktif bir kişi için gerektiği değeri görmüş bir mühendis miyim? Muhtemelen hayır. Alakasız işler yaptım. Ama biliyorum ki kim ülkede hakkettiği değeri görebiliyor ki.
Annem, babam öğretmen. Öğretmenlikle alakam o. Annem ve babam gerçek birer eğitimciydi. Türkiye Cumhuriyetinin kazanımlarına bağlı, vatanını milletini seven,saygılı fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirdi. Ekonomik zorluklar yaşadık mı evet. Biz yaşadık, herkes yaşasın mı, kimse yaşamasın.
Kusura da bakmayın o gidecek bu gidecek kim kalacak. Kalmak istemeyen gitsin,Allah yolunu açık etsin. Geri de kalan mücadeleye devam etsin.Gemiyi de en son öğretmenler terketsin bir zahmet.Mesleğin kutsiyet kısmı da belki de burasıdır.
Bir de neden ben işimi gücümü bırakıp doğuya gideyim ki. Ben herkes zor şartlar altında ezilsin mi demişim.Doğu da vatan toprağı, nasibim varsa giderim. Hayat bu.
Bir de ben şunu anlayamıyorum. Bir kişi bir konuda fikir beyan edebilmesi için illa ki o işi mi yapmalı.Fikir beyanını bile ahkam kabul etmişsiniz.
Mesela sabah yumurta yemiştim. Allah affetsin yumurtanın pek de güzel olmadığını söylemiştim. Halbuysam ben ne bir tavuktum ne de bir horozdum. Ahkam kesmişim,özür dilerim.
2. İhtimali anlatmaya çalışırken onun içinde oluşturduğum tablo dahilinde ahkam kesmekten bahsetmiştim. Yoksa size direkt olarak ahkam kesiyorsunuz demek değil niyetim. Yazı uzayınca 2. Madde bitmiş genel devam ediyor gibi algılanmış olabilir.

Ailenizin öğretmen olması çok güzel. Onların zamanında da eminim kendilerine göre zorluklar vs vardı. Günümüzde o kadar aşağılara çekilmiş durumdalar ki ya kamuda deve adımı atıp yaşamaya çalışacaklar ya da özel sektörün kölesi olacaklar. Hak ettikleri değeri gördüklerini sanmıyorum.
"Ettirebilir" dediniz evet ben cümlenin genel anlamından çıkarım yaparak, ettirebilir yani ettirmiyorsa şaşırırım anlamını çıkarmıştım. O anlamı nereden çıkarttınız anlaşılır değil demiştiniz onu ifade edeyim.

Mantığa uymayan yerleri de belirtseydiniz açıklamak isterdim yanlış bir şey vardı ise de düzeltmek.

Siz de mühendis olarak farklı işler yaptığınızı dile getirdiniz. Şartlar ne getirir bilinmez ama sizin de benzer imkanlarınız olsa bu durumda ben almayayım kalsın diyeceksiniz bunu anladım. Çoğumuzun böyle imkanları olmuyor. Yani yurt dışında hazır bir sisteme adapte olabilme imkanından bahsediyorum. Yoksa atlar gideriz elbet başlanır bir şekilde yeni bir hayata ama çok daha zorlanarak tabi.

Asgari yaşam standardı olabilir burada yanlış anlaşılacak bir durum yok. Nelerine yetmiyor gibi anlamak için ön yargılı bakmak gerekir. Sadece öğretmen olduğu için belli bir donanıma sahip olduğundan dolayı, öğretmen olmayana göre daha bir dayanma gücü var dediğinizi sanarak ve de öğretmen olmasa o zorluklara dayanamaz gider ama öğretmen olmasına rağmen dayanamıyor ise buyurun kapı orada gibi bir anlam çıkararak bunlar yazdım.

Sonuç olarak yukarıda sa bahsettiğim üzere siz fikir beyan ettiğiniz için ahkam kesiyor olmuyorsunuz. Sadece 2. Örnekleme dahilinde geçen bir koşula bağlı durumdu o. O koşul sağlanmadığı için o ahkam kesme göndermesi boşa çıkıyor. Üzerinize alınmayın.

Son olarak ben neden oraya gideyim ki dediniz. Onu önermemdeki sebep öğretmen atama alınca gitmeyince problemli bir durum gibi ortaya çıkıyor, öğretmen olmayan biri, sizin gibi ya da ben de olabilirim, gidip birden oralarda hayat kurar mıyız? Bunu anlatmak için o örneği verdim. Sizin için öğretmenler sürünsünler dediniz demedim 🙂 burası yanlış anlaşılmış.

Öğretmenlerin gemiyi son terk etmeleri, kaldığında kim için kalacak? Eğitim sistemini talan ettiler hangi sistemden bahsediyoruz. Her yer imam hatip doldu. Eski zaman öğretmenlerimin idealizmi ile günümüzdeki idealizm aynı değil. Motivasyon aynı değil. Ülkenin onlara bakışı aynı değil. Sırf öğretmenler değil yakın zamanda pandemi ile gördük sağlık çalışanlarına bile bir yerden sonra ya siz de oturun oturduğunuz yerde demediler mi? Sağlık bakanı doktorlara prim verip sağlık çalışanlarını bunun dışında tutmadı mı? Ayırımcılık yapılmadı mı? Geminin kaptanı zaten geminin burnunu batırmış suya hala gaza basıyor bastıkça gemi batmaya devam ediyor. Bunun için mi heder olacaklar.
 
@Burak Uğurlu
Muhtemelen "çıkışlar Kapıkule'den" demem biraz fazla itici geldi.Bu ifade mesajımın anafikir ve anaduygusuna çok etki etti. Aslında ben kendimi çok doğru ifade edemediğimden siz de reaksiyon verdiniz. Ben de size reaksiyon verince biraz iş karıştı. Yazı ile anlatımda insicam kolay bozulabiliyor, duygu ve düşünceler çok net anlatılamayabiliyor biliyorsunuz.
Karşılıklı muhabbette olsaydık birbirimizle çok kaliteli iletişim kurabilirdik, düzyazı biraz daha karmaşıklaştırabiliyor. İkimizin bu konu hakkındaki görüşleri de öyle akla kara değil. Rakip düşünceler bile değil esasen.
Siz forumun yeni bir üyesisiniz. Bu kısa sürede ben sizin düzgün bir çizginizin olduğunu, kendinizi düzgün bir şekilde ifade edebildiğinizi yazdıklarınızdan anlayabiliyordum.Yine de ister istemez tepki verdim.
Siz de benim bu tarz konulardaki önceki düşüncelerimi bilseydiniz daha rahat anlaşabilirdik.
Ufacık bir anlaşmazlık yaşadığımızı düşünerek iyi forumlar diliyorum.
Öğretmenlerin gemiyi son terk etmeleri, kaldığında kim için kalacak? Eğitim sistemini talan ettiler hangi sistemden bahsediyoruz. Her yer imam hatip doldu. Eski zaman öğretmenlerimin idealizmi ile günümüzdeki idealizm aynı değil. Motivasyon aynı değil. Ülkenin onlara bakışı aynı değil. Sırf öğretmenler değil yakın zamanda pandemi ile gördük sağlık çalışanlarına bile bir yerden sonra ya siz de oturun oturduğunuz yerde demediler mi? Sağlık bakanı doktorlara prim verip sağlık çalışanlarını bunun dışında tutmadı mı? Ayırımcılık yapılmadı mı? Geminin kaptanı zaten geminin burnunu batırmış suya hala gaza basıyor bastıkça gemi batmaya devam ediyor. Bunun için mi heder olacaklar.
Geminin durumu konusunda hemfikiriz. Sadece terketme konusunda görüş ayrılığımız var. Kaptan için değil gemi için gitmeyecekler. O gemi emanet. İyi kaptanlar da gitti kötü kaptanlar da gidecek ama kim onu fırtınadan limana götürecek?
 
Son düzenleme:
@Burak Uğurlu
Muhtemelen "çıkışlar Kapıkule'den" demem biraz fazla itici geldi.Bu ifade mesajımın anafikir ve anaduygusuna çok etki etti. Aslında ben kendimi çok doğru ifade edemediğimden siz de reaksiyon verdiniz. Ben de size reaksiyon verince biraz iş karıştı. Yazı ile anlatımda insicam kolay bozulabiliyor, duygu ve düşünceler çok net anlatılamayabiliyor biliyorsunuz.
Karşılıklı muhabbette olsaydık birbirimizle çok kaliteli iletişim kurabilirdik, düzyazı biraz daha karmaşıklaştırabiliyor. İkimizin bu konu hakkındaki görüşleri de öyle akla kara değil. Rakip düşünceler bile değil esasen.
Siz forumun yeni bir üyesisiniz. Bu kısa sürede ben sizin düzgün bir çizginizin olduğunu, kendinizi düzgün bir şekilde ifade edebildiğinizi yazdıklarınızdan anlayabiliyordum.Yine de ister istemez tepki verdim.
Siz de benim bu tarz konulardaki önceki düşüncelerimi bilseydiniz daha rahat anlaşabilirdik.
Ufacık bir anlaşmazlık yaşadığımızı düşünerek iyi forumlar diliyorum.

Geminin durumu konusunda hemfikiriz. Sadece terketme konusunda görüş ayrılığımız var. Kaptan için değil gemi için gitmeyecekler. O gemi emanet. Kaptanlar da gidecek ama kim onu fırtınadan limana götürecek?
Ikımlı yaklaşım için teşekkür. Dediğiniz gibi karşılıklı otursak çok yüksek ihtimalle bahsettiğiniz gibi olurdu.
Gemi konusunda da ben giderim demedim dikkatinizi çekerim gidene dur demem beden gittin demem 🙂 yani ben gitmesem de gidenler elbet olacaktır, gönül koymam (vatan millet toprak manasında) 🖐️
 
Gemi konusunda da ben giderim demedim dikkatinizi çekerim gidene dur demem beden gittin demem 🙂 yani ben gitmesem de gidenler elbet olacaktır, gönül koymam (vatan millet toprak manasında) 🖐
Benimki de çok benzer aslında.
Gidene niye gittin diye kızmam - zaten böyle hakkımız da yok- hayırlısı derim, eğer eğitimliyse sitem ederim o kadarı da olur.
 
  • Beğen
Tepkiler: Burak Uğurlu
@Burak Uğurlu
Muhtemelen "çıkışlar Kapıkule'den" demem biraz fazla itici geldi.Bu ifade mesajımın anafikir ve anaduygusuna çok etki etti. Aslında ben kendimi çok doğru ifade edemediğimden siz de reaksiyon verdiniz. Ben de size reaksiyon verince biraz iş karıştı. Yazı ile anlatımda insicam kolay bozulabiliyor, duygu ve düşünceler çok net anlatılamayabiliyor biliyorsunuz.
Karşılıklı muhabbette olsaydık birbirimizle çok kaliteli iletişim kurabilirdik, düzyazı biraz daha karmaşıklaştırabiliyor. İkimizin bu konu hakkındaki görüşleri de öyle akla kara değil. Rakip düşünceler bile değil esasen.
Siz forumun yeni bir üyesisiniz. Bu kısa sürede ben sizin düzgün bir çizginizin olduğunu, kendinizi düzgün bir şekilde ifade edebildiğinizi yazdıklarınızdan anlayabiliyordum.Yine de ister istemez tepki verdim.
Siz de benim bu tarz konulardaki önceki düşüncelerimi bilseydiniz daha rahat anlaşabilirdik.
Ufacık bir anlaşmazlık yaşadığımızı düşünerek iyi forumlar diliyorum.

Geminin durumu konusunda hemfikiriz. Sadece terketme konusunda görüş ayrılığımız var. Kaptan için değil gemi için gitmeyecekler. O gemi emanet. İyi kaptanlar da gitti kötü kaptanlar da gidecek ama kim onu fırtınadan limana götürecek?
Adamı delirtme :koptum: Pek de bir güzel yazarmış, Üstadım benim. Hele bir söyle @Cemal Ç. İle bana niye bu kadar uzun yazmıyorsun. Bak ayar oldum şimdi. Çoğu zaman anlamıyorum ne demek istedi diye.:)
Aslında gitmeyi düşünen arkadaşlar için Avrupa'daki artan ırkçılık faaliyetleri de göz ardı edilmemeli. Bu konu hiç irdelenmiyor. İleriki zamanlarda Avrupa karışacak. Pandemi falan filan atlatılsın, değil Avrupa dünya farklı şeylere gebe kalacak. Almanya Macaristan-Germen imparatorluğundan bu yana Türklere kin güden ,herbirşeyi caiz gören bir ülke. Diğer Avrupa ve batılı ülkelerde çok farklı değil. Şu an düzen var, düzen sekteye uğradığında herşey mübah olacak Batı için.
Kimseye zorla burada kalın deme lüksümüz yok. Batı kültürü çok çok masum değil. Lütfen bunları hesaba katın , gitmeden önce demek isterim.
 
İnsanin SEÇENEĞİ VARSA sevdiği yerde sevdiği işi yapmali.
Baskasinin önerdigi yada para için yada siyasi görüş uğruna meslek seçilerek yaşâm kurulmaz.
 
@necmeddin
Ondan sonra diyorsun niye bana uzun cümleler kurmuyorsun diye.
İki yukarıdaki mesajda olduğu gibi bir emoji bile yetti gördüğün gibi. :ssrtcbya:
 
Merhaba,

Yine bir forum klasigi olarak zerre tecrube ve bilgisi olmadigi konular hakkinda amcasinin kizinin bacanaginin dunurunun komsusundan duyduklari %100 dogru ve herkesi kapsayacak kadar gecerli olan bilgiler uzerinden akil verilmis bol bol.

Istanbul'da dogdum buyudum, 30 seneden fazla yasadim doguya sadece askerlik hizmeti icin gittim. Goc ederken de once is bulup goc ettim, goc ederken bekardim. Arkadasiniz ile tamamen ortusmuyor durumum.

Ozet geciyorum, bir gun dahi olsun goc ettigime pisman olmadim.
Arkadasiniz vergi vermis, erkek ise askerlik hizmetini yerine getirmis, oy kullanmis ve suca karismamissa vatandaslik gorevlerini yerine getirmis demektir. Bir vatandasin devletine bunlardan baska yukumlulugu ya da borcu yoktur. Romantik safsatalari bir kenara biraklim, buyuk istisnalar ( Mustafa Kemal Ataturk ) disinda bir bireyin bir ulkeyi kurtarmasi beklenemez. Ulusal kurtulus toplumsal bir caba gerektirir.

Arkadasiniz Almanya'ya goc ettiginde arkadaslarin bahsettigi gibi ozellikle dil konusunda sorun yasayacaklardir. Ortalama zeka sahibi birisi icin bu gecicidir, ogretmenlik gibi ogrenmeyi ve ogretmeyi meslek olarak secmis birisi icin ustesinden rahatlikla gelinebilecek sorundur bu. Is bulma konusunda da ilk basta sorun yasamalari mumkun fakat cocuklari olmayan bir cift asgari ucret ile dahi calissa Almanya gibi bir ulkede huzurlu, guvenli ve adil bir hayat yasayabilir. Eger arkadasinizin hayattan beklentileri cok yuksek degilse orta ve uzun vadede mutlu olacagini tahmin ediyorum.

Rabbim herkesin gonlune gore, mutlu ve huzurlu olabilecegi hayat versin.
 
Son düzenleme:
1990 1993 aralığında, 2 senem izmir fende geçti. Matematik hocası, 2 oğlu ile yeni aldığı arabasını silerdi okuldaki boş zamanlarında. Herkese karşı. Okulu özel ders reklam aracı için kullandığı aşikar. Bir de nefis bir tarih hocamız vardı. Sabah 2 akşam 2 otobüs parasını veremediği için tayinini istemek zorunda kaldı. Öğretmenlik eskiden kutsalmış sanırım.
Hikaye özetle şu. Herhangi bir iş için üniversite diploması şart koşulduğu için, ana babalar, evlatları bir üniversite diploması alsın diye çırpınıyor. Şu soruya getiriyor bu bizi, madem sıfırdan başlayacaktınız yaban ellerde, liseden sonra yada ortaokul sonunda gitseydiniz. Boşuna bir ara sınav final stresleri yaşanmazdı. 4 senelik masraf ile almanyada iş kurulurdu vs.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Abdurrahman dilipak gibi Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı bir yalakanın yazılarını bile yayınlayan,bir internet platformunun yazdıklarının doğruluğuna nasıl inanıcaz? ne kadar güvenilir bir site? ATATÜRK Bu lafı etmemiş bile olsa,altı o kadar dolu bir laf neden seni rahatsız etti? bırak söylememiş olsun ama biz söyledi diyelim!
Not:tarafınızı ve düşüncelerinizi daha önceki konulardan bildiğim için bunları yazdım.
Öncelikle bu forumda hiçbir siyasi paylaşım şu ana kadar yapmadım, "tarafınızı ve düşüncelerinizi bildiğim için" derken ne kastediyorsunuz? Hangi mesajımdan yola çıkarak hakkımda varsayımda bulundunuz? İleti geçmişime şimdi bir daha baktım, yok.

İkinci olarak ben Google'da ilk çıkan kaynağı koydum, başka kaynaklar da var. Kendiniz Google'a yazabilirsiniz.

Benim katıldığım bir laf. Ama Atatürk'e ait olmadığı (veya olduğuna dair bir delil olmadığı) gerçeğini değiştirmiyor.

İnternet gibi doğrudan çok yalanın yayıldığı bir ortamda "yalan olduğu ispatlanana kadar doğrudur" değil "doğru olduğu ispatlanana kadar uydurmadır" yaklaşımı daha doğru bilgiye ulaşmamızı sağlayacaktır.
 
İkileme düşülecek bir durum yok, ikilem olması için şıklar ;
-Büyükşehirde, geliri yüksek beyaz yaka bir işe sahip olunması,
-Avrupa'da sıfırdan başlamak,
şeklinde olmalı :D
 
Geri