UCI Dünya yol bisikleti şampiyonası(16-23 eylül Valkenburg-Hollanda)

Herkese selam,
Şampiyona neredeyse bitecek hala konu açılmamış diyerek son iki güne yetişelim bari...
C.tesi kadınlar,pazar günü erkekler yol yarışı ile eurosporttan canlı takip edebilirsiniz.
Hafta içi koşulan bireysel zamana karşılarda Almanlar bir önceki ünvanlarını hem kadınlarda J.Arndt ile hem tony Martin ile korudular.Özellikle Tony Martin 4-5 sn. farkla Taylor Phinney'i geçerken müthiş keyif verdi.Contador anlaşılan sezonu erken kapatmış.Kendisinden2 dk.sonra çıkan T.martin yanından geçerken şöyle bir elini kaldırıp hareket yapması olayı bitirmişti zaten
Gönlüm Boonen diyor.Bahar klasiklerinden sonra fazla ortalarda görünmedi ama ondan herşey beklenir.
Parkur bilgileri ekte.

İyi seyirler...

(link)

@Okan Örs
Bu konu herhalde sezonu kapatan pek cok kisi icin ilginc degil galiba.
Parkur konusunda yukaridaki linkte pek acik secik belirli degil. Ilk 100 km. bittikten sonra, 1998 deki dünya sampiyonasinin oldugu Valkenburg' taki parkura geliniyor ve 10 tur atilliyor. Son kilometreleri meshur Cauberg yokusu. %12 meyilli 1 kilometre. Bu Tom Boonen icin bir dezavantaj olur gibime geliyor. Bu yüzden ayni takimdan Philippe Gilbert' in sansi daha fazladir bence.
Ayrica Hollandalilar parkuru mutlaka kendi adamlarina uyacak sekilde secmislerdir.

Tony Martinin Condatoru geçiş anı cidden çok keyifliydi Condatorun sen ne yapıyorsun der gibi elini sallaması ise izlenmesi gereken bir sahneydi.Okanın yazmayı unuttuğu bir nokta da Tony finiş noktasında direk yere yattı oksijeni dayadılar son haddine kadar kullanmış nefes alamıyor durumdaydı.Tam hatırlamıyorum ama zamana karşıda Tony nin ortalama hızı 56 km/saat diye hatırlıyorum.Hatırlayanlar veya yabancı sitelerden tam değeri bulanlar paylaşırsa sevinirim....

Etap 45.7 km uzunluğundaymış.Tony Martin in zamanı 58dk 39 sn.Ortalama hızı 46.75 km/saat ediyor.

@Ferhat Öz

Demek 6 aklımda kalmış 56 diye

@ferhat köse

Kızı anaokulundan almak için ,yarış sonu apar topar çıkmak zorunda kaldım,kaçırmışım O2 olayını
Sevgili ihtiyar'ın dediği gibi parkur Gilbert için çok daha uygun aslında.Zamana karşılarda da kullanıldı bu kısmı sanırım.Üstelik Gilgert,Son 1-2 aydır da eski formuna oldukça yaklaşmış görünüyor.Ama dedim ya gönül bu

Aynı haber sitesinde muhtemel on favoriyi değerlendirmişler.Son zamanlardaki tahminlerinin tuttuğunu görmedim ama listede en azından isim olarak Peter Sagan'da son tırmanışı kaldırabilir gibime geliyor.

(link)

Az önce eurosport Türkiye yayın akışına baktım.TSİ 12.00-18.15 arası yarışın tamamı yayınlanıyor görünüyor.

Haklısınız,nedense bisikletçiler gibi biz de sezonu kapatıp transfer dedikodularına odaklandık.Dünya şampiyonası hiç bir zaman ilgimi çekmedi;bu gün de öyle.Buna olimpiyatlar da dahil.Bahar klasikleri,Giro,TDF ve İspanya yetiyor da artıyor bile.önümüzdeki yıl,bazı etapları izlemeyeceğim bile.Gerçekten de saatlerce tv başında,internet başında,beynim sütlaç kıvamına geldi.Yazın evden uzakta mobil internetiydi,tivibu paketiydi derken harcadığım paralar cabası.Akyaka'da,TDF koşulurken,oturduğum kafe'nin dev ekranlı televizyonunda kimsenin izlemediği bir müzikl kanalı vardı.Çaktırmadan kumandaya kadar ulaşıp,bir iki deneme yaptım.Şrak,diye buldum eurosport'u.Etabın bitmesine 40-50 km vardı.Arka masadaki müştemilatı,biraz daha önlere taşıyıp keyifle yapıştım ekrana.Üstelik yayın ingilizceydi ve salak saçma türkçe konuşmalar,sulu sulu espriler dinlemek zorunda da kalmayacaktım.

Ne gezer.Az sonra bir grup teenagers doluştu kafeye.İçlerinde konuşan tek bir çocuk yoktu:Hepsi bağırarak anlaşmaktaydılar:"Olsun" dedim....Olmadı.az sonra,kolunda bacaklarında ve ensesinde "Fake" dövmeli ve kaburgalarının sırayla izlenebilecek kadar zayıf ve bir o kadar da "Zıpır" olanı,masadaki kumandayı,en küçük bir sorgu sual olmaksızın kaptığı gibi,önceden bildiği bir numaraya basarak Kral tv yi açtı.o kadar,oturup izlemediler bile.Hep birlikte bağırmaya devam ettiler.Kalkıp gittim elbette.

Demem o ki,bu bisiklet bağımlılığını biraz kontrol altına almak (almam) lazım.

Bir kaç kelam da Okan kardeşimin açtığı konuya ilişkin edeyim;

Bir kaç isim var ki dilimden düşmez.Bunlardan biri de Tony Martin.Ben yüksek performansı pek sevdğim ve saygı duyduğumdan,zamana karşıları dikkatle izlerim.Takım zamana karşı ve biriysel zamana karşılarda tek favorim,kayıtsız şartsız Tony idi.Yayın esnasında,saçma sapan yorumlar yapan ekip "Contador" u da zamana karşı da söz sahibi olabileceğine ilişkin yoruma başlayınca ,saçmalıyorlar,dedim ve bisikletimi alıp çıktım.Neticede fırtına gibi esti Tony.Hele hele bireysel zamana karşı yaptıkları inanılmazdı.Bakmayın öyle yarış sonu dağılmasına.Gerçek Tony Martin,in rakibi olamaz Tylor Phiney ve Cancellara dahil.Sonuçta,kişisel kanaatim,Tony Martin in,bisiklet tarihinde,zamana karşı'nın en büyüğü olacağı yönünde.Çok ileri gittimse de gittim ne yapayım

ve etapta o zamana karşı için oldukça zorlayıcı eğimler olmasaydı o sürüşle 52-55 km ortalamasına ulaşabilirdi.Etap profili farklı olsa da Wiggins Froome ve bir kaç kişi daha TDF bireysel zamana karşı da 50 km ortalamayı geçmişti.

Yine uzattık;özlemişiz yahu

@Derya Keçeci
Mutlaka önemli bir detay bagimlilik konusu.....
Ben yol bisikleti sezonunu Ekim sonunda kapatirim. Acilis her zaman 1 Subat. Biraz buralarin iklimine bagli bir durum. Son senelerde kis aylarinda da arada sirada binme olanagi oluyor ama, genellikle dag bisikletinde kaliyor. Ama kesin birakmak diye bir sey yok. Kis antrenmani baska, yaz antrenmani baska! Bisikletten tamamen ayrilmak zaten söz konusu degil. Yoksa üc ay yaz tatilinden sonra okula dönen cocuga dönersiniz. Ilgilenen insan icin haber, bilgi cok. Bir iki örnek; Fuentes hapis cezasiyla karsi karsiya, 2013 Giro d' Italia 15. etap Galibier' nin tepesinde bitecek.............
Yani yazi kisi olan bir bilgi birikimi degil. Kis aylarinda " 6 gün" yarislari var velodromlarda.... vs., vs.
Hayatimiz sadece bisikletten olusmuyor tabii ki. Fakat almancada bir tabir vardir. " En cok zevk veren yan ilgi alanlarindan birisi" olarak tercüme edilebilir.
Buralarda bisikletin günlük hayat icerisindeki önemi, büyük rol oynuyor tabii olarak. Yani bir bagimlilik olmasi normal ve gerekli de ayni zamanda.
Dünya sampiyonasindan biraz sapti konu ama, neticede bisiklet konusu. Her gün yeni bir sey ögreniyorum. Dün bir bisiklet ustasindan normal kullanicilar icin kac cesit yol bisikleti üretildigini, ne gibi geometrik detay farklari oldugunu, bunlarin bir bakista nasil taninabilecegini ögrendim. Inanilir gibi degil. Kisaca yol bisikleti sezonunu kapatmak, yaris olsun, malzeme bilgisi olsun,....bisiklet ile ilgili seylere, kapanmak degil.

@ihtiyar

Çok değerli bir bilgi;Umarım bir kısmını da bizimle paylaşırsınız.

@Derya Keçeci
Seve seve paylasirim. Fakat farkliliklari ayirdetmek icin gerekli resimler ve semalar lazim. Eger bu tip görseller bulabilirsem mutlaka sunarim.
Yine de kisaca bir örnekle izah etmeye calisayim:
Yol bisikletlerinin genel geometrileri arasinda cok büyük bir fark yoktu. Kadin sporcular da erkek sporcular icin hazirlanmis bisikletlerle yarisiyorlardi. Kadinlarin erkeklere göre daha uzun bacakli, göreceli olarak belden yukarilari ve kollarinin daha kisa olmasi, kücük kadro,sele pozisyonu, gidon bogazinin uzunlugu ile dengeleniyordu. Fakat daha cok kadinin yol bisikletini bos zaman eglencesi ve spor olarak kullanmaya baslamasi, anatomilerine uyan kadrolarin üretilmesine yol acti. Genel olarak 1.75 boyunda bir kadin ile 1.80 boyunda bir erkek ayni boy (56 cm.) kadroyu kullanabilir. Sadece erkek icin üst boru da 56 cm. olabilirken kadin icin 50 cm. yi gecmemesi gerekir. Bu yüzden gidon yataginin iceren alin borusu biraz uzamasina ragmen, ön tekerin alt boruya degmemesi icin acisi diklesir. Dolayisiyla kadin icin üretilen yol bisikleti, erkek icin üretilene göre daha kisa ve daha "hircin", "oynak" olur.
Bu tabii ki genel bir örnek. Yaris icin üretilen( kriteryum, etap yarisi, dag cikisi.....) , sportif binisler icin üretilen, gezi amacli üretilen, maraton yarislari icin üretilen..... bisikletler ve bu tiplerin ayrica kadinlar icin üretilenleri.....
Görüldügü gibi arz talebe bagli olarak pek cok farkli kadro üretiliyor. Hibrit, kros,.... kadrolarini hic saymadim. Oturup ders calisir gibi her farkli kadronun hangi noktalarinin biribiriyle kiyaslanmasi gerektigi, bazi kaba el kol dirsek ölcü kurallari yaninda, cok göz asinaligina dayali tecrübeyle ögrenilecek bir sey.
Dirseginizi sele burnununa dayayip kolunuzu ve elinizi gidona dogru uzattiginiz zaman, parmak ucunuzla gidon arasina bir parmak mesafe varsa gezi, iki parmak mesafe varsa sportif, üc parmak mesafe varsa, amatör sporcu- maratoncu, dört parmak mesafe varsa elit yarisci kurali gibi.

@ihtiyar


Abi bu cümle dikkatimi çekti, bu bilgiye dayanarak 5 parmak ve fazlası varsa kadro size büyük diyebilir miyiz?

Oldukça geç bir saatte okudum ancak konuyla daha önce de ilgilendiğim için herkesle paylaşmak istedim.Şöyle ki;

Yıllardır her bisiklet için kadro boyu hesapları nette dolaşır durur.Bir başka konu altında paylaşmıştım.Bisiklet geometrileri kadar insan geometrileri de farklı.Profesyonelseniz size göre kadro üretirler ancak amatör ve standartlara uygun değilseniz işiniz zor.İhtiyar güzel bir kadro boyu hesabı örneği vermiş;onun üzerinden ilerleyelim.Sadece lady'ler için değil,erkekler için de bu bacak boyu sıkıntısı var.Örnekleyelim:

Boy 1.84,bacak boyu 84 cm .Kadro boyu L
Boy 1.74 bacak boyu 84 cm .Kadro boyu L ,seat tube 56 cm.İşte bu hesap yanlış.Neden yanlış? Boyu (Benim gibi) 1.84 olan birinin gövde uzunluğu 1 m,boyu 1.74 olan birinin gövde uzunluğu 90 cm dir.Her iki bacak ta 56 cm lik kadro için eşit sele borusu yüksekliği kullandığında,gövdesi 10 cm daha kısa olan kişi için top tube uzunluğu fazla gelecek,şahıs bu handikapı ortadan kaldırmak için,mecburen selesini öne yaklaştıracak,ya da önemsemeyip,beline ve omuzlarına ekstra yük bindirecektir.

Aslında durum,İhtiyar abimizin de belirttiği gibi,seat tube 56 cm ise,bu tip biniciler için top tube 7-8 cm kısaltılarak handikap aşılabilir.Peki bu,erkek kadrolarında nasıl bir sonuç doğurur? Şöyle doğurur.Öncelikle Down tube,seat tube ve top tube den oluşan baklava daralarak,bisiklet daha dik bir hal alır.Bu handikapı aşmak,yani bisiklet boyunu L kadro ile eşitlemek için arka çatal açısını genişletmek gerekir ki,bu da bisikleti hareket ettiren gücün arka teker olması sebebiyle güç kaybı doğuracağından,pek tercih edilmediği anlaşılmaktadır.

Bir çok arkadaşımız boyları 1.85 cıvarı (Benim gibi) M kadrolarda da oldukça rahat etmekte zira top tubedeki 3-5 cm lik eksikliği,seleyi bir iki parmak geriye alarak çözebiliyoruz.

Sonuçta,bugün kadınlar yol yarışında da bahsedildi kadın yol kadrolarından.Sanırım kadın ve erkek pro'lar,kendi fiziksel özelliklerine göre bisikletlere bindikleri için çok şanslı.Bisiklet üreticileri,yüksek maliyetleri sebebiyle,vücut orantıları farklı biniciler için farklı kadrolar üretmiyor.Yıllardır,mahalle bisikletçisinden büyük marka bisikletçilerine hemen hepsi,top tube ile apışaramızda 4-5 parmak kalacak şekilde kadro boyu hesapladı.Sonra,iç bacak boyuna göre seat tube uzunluğu dikkate alınarak olay devam etti.İhtiyar'ın söz ettiği ve sadece bacak uzunluğunun yeterli olmadığı,gövde uzunluğunun da sürüşte çok önemli olduğu,umarım ülkemizde de anlaşılır.

Bugün sele borumla selemi değiştirdim ve emin olun,ilk bir saat içinde 4-5 kez durup yükseklik ve ileri geri ayarı yaptım.Sonraki bir iki saatte de çok memnun değildim.10-12 km rampa dolayısıyla seleyi bir kaç derece aşağı eğdim.Bu doğal olarak yük transferini öne aktararak,önce kollarıma,sonra da omuzlarıma büyük bir alışmadığım ağırlık ekledi.Daha rahat çıktım mı,evet.Mutlu oldum mu,hayır.ah,ah...Hep bunlar bisiklet üreticilerinin tek tip kadro üretmesinin sonucu oluyor.Şöyle M-L arası bir kadro olsa da binsek

@ferhat köse
Eğer selenin kızaklarda ileri geri kaydırılması ile karşılanmıyorsa, kesinlikle bir ölçü olarak söylenilebilir.
Araya parmak girmiyorsa da, kadro küçük demektir.
Çünkü burada selenin kızaklar üzerinde nerede durduğuna ait bir bilgi yok. Ama sele eğer ortalı ise, mutlaka bir dayanak noktası olarak alınabilir.
Diğer yandan gidon boğazı sabit ve ayarı olmayan bir eleman olmasına rağmen, değiştirme olanağını göz ardı etmemek lazım. Fakat 8 cm. altına düşerse bisikletin doğrusal(düz yolda gidiş) hareket kabiliyeti düşer, 12 cm. üzerinde de dönme(viraj) kabiliyeti zayıflar. Yani onun(gidon boğazı) uzunluğunun da belirli sınırları olması gerekir.
Kuraldan yola çıkarak kaba bir hesaba vurulursa; 1 parmak= 2 cm. , 4 parmak 8 cm. Üst boru ve gidon boyu toplamında 6 cm. ye kadar oynamak mümkün. Bu alan içerisinde kalıyorsa kadro bisikletçiye uygun demektir, sadece kadronun kullanma alanı(!) değişiktir.
Bu konuda göreceli olarak geniş bir yelpazesi olan Merida' nın sayfasını ziyaret etmenizi tavsiye ederim.(Reklam amaçlı değil.)

Derya Keçeci' nin güzel izahatlarına ek olarak son 15 sene içerisinde dağ bisikleti kadro geometrisinden esinlenerek yol bisikletine giren "slooping" geometrisinin bu tip zorlukları çözmede büyük bir kolaylık sağladığını, yol bisikleti için önemli bir değişiklik ve yenilik olduğunu vurgulamakta yarar var.
(Önceleri çok garip bakıyordum, fakat şimdiki kadrom daha da acayip!)

Abi aslında o sorun seleyi ileri geri yaparak pek aşılamıyor;yukarıda anlattım.Haklısınız,o hesap tam olarak ortalanmış bir seleyle yapılıyor ve bu da bize genel fark olan 8-10 cm nin yarısı kadar bir hareket alanı bırakıyor.Malumunuz,seleyi öne alarak yük transferini ileri aktarıp,özellikle ataklarda ivmelenmeyi arttırmak mümkün iken,bu tip boy kadro uyumsuzluklarında sonuç vermiyor.Merida malesef yurdumuzda pek te anlaşılmış değil;buna BMC yi de eklemek isterim.Şimdi,çizdiğim bir şemayla durumu özetleyeyim:

Aynı seat tube uzunluğuna karşın değişen top tube uzunluğunun,kadro geometrisine etkisini, kalın ve ince çizgilerle belirttim.Bununla birlikte Merida ve özellikle de BMC bisikletlerinde gördüğümüz seat stays ın top tube'ye daha aşağıdan bağlanmış olması,(Çizdiğim şekildeki R-W doğrusu;BMC lerde buna ek olarak top tube'yi seat tube'ye aşağıdan bağlayan küçük bir parça daha vardır.)Head tube açısı sabit kaldığında (Maşanın diklik açısı değişmeden) arkada, yani chain stays ve sead stays açılarının daralması anlamına gelir. BRC ve BRW açısal farkları izlenebilir.Bu açıları kullanan markalar birbirlerine ne gibi bir üstünlük kuruyorlar bilemem.Bir iki marka daha esnemez kadro üzerinde yoğunlaşırken,bir başkası,az da olsa biniciye konfor sağlamak ve yoldan gelen sarsıntıları azaltmak için teknoloji geliştiriyor (Pinarello) bunu konuşmuştuk.

Şimdi bunları,bizim sanayi sitesindeki Recep abiye anlatsam,"Lan oğlum ne diyon lan öyle açıydı maçıydı...,Alt borusu 54-üst borusu 56-58 olsun he mi?" diye özetlerdi

Yani seat tube ve top tube uzunlukları için farklı kombinasyonlarda bisiklet üretmek zor değil.Mesela konfeksiyonda,52 beden 6 drop var 8 drop var değil mi?

https://www.bisikletforum.com/a/img29/355/adszepmh.jpg

Bir de konuya dahil olan arkadaşlar kullandıkları bisikletleri yazabilirler mi,sakıncası yoksa.

Bu arada,şu anda eurosportta canlı yayın var.Muhabbeti aynen aktarıyorum

Yorumcu(Sarper Günsal) :"ben 34-50 aynakol kullanıyorum,rubleyi tam olarak bilmiyorum"
Sunucu(Berkem Ceylan) : bende de 34-50 var, rubleyi ben de bilmiyorum

İşte rublesini bilmeyen adamlardan bisiklet dinliyoruz.

@Derya Keçeci
O kendi arka dişli takımını bilememek benim de başıma geldi!(Çok meşgul zamanlarında kafam karmakarışık bir halde)
Bu yüzden hor görmeyin.
Bizim yorumcuları biliyorum. Bir kaç kere dinledim ve pes ettim.

Bu da benim şimdi kullandığım(link).

Çok güzel demek yetmez Willier'e;nazar değmesin diyelim.Willier'in Montegrappa modeli vardı bilirsin.Hani sead stay'i kambur gibi dıştan içe doğru kıvrık olan;işte ondan didimde bir turistin altında görmüştüm.Türkiyede başka Willier görmedim.Elbette vardır birilerinde.

@ihtiyar
Abi bende sıkıntı yok tam 4 parmak ölçtüm (sele ayarı da olması gerektiği pozisyondayken ) 56 kadro boyuma güre ufak diyorken tam çıktı demek ki.Fakat benim gidon boğazı uzunluğum 120 mm belkide ondan aradaki mesafeyi açtık olması gereken yere taşıdık.