ThePoorWanderer
Aktif Üye
- Kayıt
- 4 Haziran 2006
- Mesaj
- 164
- Tepki
- 88
- Şehir
- Kayseri
Arkadaşlar Merhaba,
Tuz Gölü'ne yapmış olduğumuz gezinin fotoğraflarını sizinle paylaşmak istedim.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/1.jpg
Tuz Gölü'nün uzaktan görünümü.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/2.jpg
Sizce hangisi Bianchi Aspid?
Şimdi bu resime bakınca ben de karıştırdım, hangi kadro hangi bisiklete ait, bir birine girmiş de
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/3.jpg
Asıl yol uzun olduğundan dolayı resimde görülen çalı-çırpıdan oluşan bu yolu tercih ettik. Önce tereddütlüydük, lastiğimiz patlar diye. Patlaması sorun değil de, çok fazla sayıda patlarsa o zaman işimiz kötüydü. Hatta ben muhaliftim bu yoldan gitme fikrine. 3 kişi gittik, kaç defa patladı lastiklerimiz sizce? El cevap: Hiç kimsenin lastiği patlamadı.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/4.jpg
Ufuk çizgisine doğru, hedefe kilitlenmiş bir vaziyette gidiyoruz...
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/5.jpg
Geldiğimiz yer.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/6.jpg
Başka bir açıdan geldiğimiz yer.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/7.jpg
Bir çeşit çamurun içinden geçiyoruz. İlerledikçe yumuşuyor. Yürürken ayaklarımız çamur oluyor; ileriye doğru devam ettikçe ayakkabılarımız daha fazla çamura saplanıyor. Bisiklet ile devam edemedik belli bir aşamdan sonra. Dolayısıyla, yürüyerek devam ediyoruz.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/8.jpg
Genel görünüm.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/9.jpg
Sanki yerimde durdukça daha çok batıyorum. Yani, sanki adım atmadan, hareket etmeden bir yerde durunca daha fazla batıyorum. Sanki biraz sonra, arkadaşlar, arkalarını dönüp de bana bir bakacaklar sadece başımı görecekler gibi hissediyorum.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/10.jpg
Şunu farkettim, tuz gölü çok ıssız bir yer olmuş, in cin top oynuyordu. Canlı olarak bir sinekler var dı bir de bu garip şey. Şey diyorum çünkü ne olduğunu bilmiyorum. Ama gruptaki arkadaşımız zehirli birşey olduğunu söylemişti. Şimdi unuttum ne olduğunu. Bilen varsa beri gelsin, bizi aydınlatsın.
............
Bilinçsiz ve aşırı sulamadan dolayı tuz gölü çok kurak bir yer olmuş. Borularla, Tuz Gölü'nün altından suları çekiyorlar, tarlaları sulamak için. Aslında bunda bir problem yok ama aşırı su çekince orası kurak bir yer haline dönüşmüş. İnsanlar şöyle düşünüyor: Su nasıl olsa bedava, az sularsak iyi oluyorsa, çok sularsak daha iyi olur. Halbuki, aslında, az sulama ile verim elde edilebilir. Tabii ki, insanlar bunun bilincinde değil. 10 sene sonra ancak anlarlar gibi geliyor bana.
Neredeyse hiçbir canlı yaşamıyordu.
Ben fotoğraf çekmek için oyalanırken arkadaşlarım yola çıkmıştı. O anda şöyle hayal ettim. Burada bir şezlong olsa, şöyle güzelce bir uzansam, içecek soğuk birşey olsa falan... O kadar sessiz bir yer ki, o sessizlik bana huzur veriyordu; dinleyebildiğim tek şey sessizliğin sesiydi. Ara sıra sessizliğin sesini dinlemek gerek diye düşünüyorum.
Bu arada, yanımda tuz getirmediğime üzülüyordum. Salatalık ve domatesi tuzsuz yiyemem de. İyiki yanımda tuz getirmemişim
Son olarak Tuzhisar'ın halkı çok yardımsever idi. Karşılaştığımız çoğu insan bir şekilde bize yardım etmek istiyordu. Çoğu hal-hatır sordu. Birşeyler ikram etmek istedi. Kahvehanede çay içtiğimiz zaman herkes etrafımıza toplandı. Sohbet ettik. Bize hiçbir ücret ödetmediler. Yurdumun insanını seviyorum.
Bir de bizim niye bu kadar yolu bisikletle geldiğimizi merak ediyorlardı insanlar. Bazıları pek mantıklı bulmamıştı. Ama nereli olduğumuz sorunca ha dediler. Üç kişiydik, birimiz aslen Trabzon'lu, birimiz Artvin'li, birimiz de Rize'li. Yani üç Karadeniz'li.
Tuz Gölü'ne yapmış olduğumuz gezinin fotoğraflarını sizinle paylaşmak istedim.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/1.jpg
Tuz Gölü'nün uzaktan görünümü.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/2.jpg
Sizce hangisi Bianchi Aspid?
Şimdi bu resime bakınca ben de karıştırdım, hangi kadro hangi bisiklete ait, bir birine girmiş de
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/3.jpg
Asıl yol uzun olduğundan dolayı resimde görülen çalı-çırpıdan oluşan bu yolu tercih ettik. Önce tereddütlüydük, lastiğimiz patlar diye. Patlaması sorun değil de, çok fazla sayıda patlarsa o zaman işimiz kötüydü. Hatta ben muhaliftim bu yoldan gitme fikrine. 3 kişi gittik, kaç defa patladı lastiklerimiz sizce? El cevap: Hiç kimsenin lastiği patlamadı.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/4.jpg
Ufuk çizgisine doğru, hedefe kilitlenmiş bir vaziyette gidiyoruz...
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/5.jpg
Geldiğimiz yer.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/6.jpg
Başka bir açıdan geldiğimiz yer.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/7.jpg
Bir çeşit çamurun içinden geçiyoruz. İlerledikçe yumuşuyor. Yürürken ayaklarımız çamur oluyor; ileriye doğru devam ettikçe ayakkabılarımız daha fazla çamura saplanıyor. Bisiklet ile devam edemedik belli bir aşamdan sonra. Dolayısıyla, yürüyerek devam ediyoruz.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/8.jpg
Genel görünüm.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/9.jpg
Sanki yerimde durdukça daha çok batıyorum. Yani, sanki adım atmadan, hareket etmeden bir yerde durunca daha fazla batıyorum. Sanki biraz sonra, arkadaşlar, arkalarını dönüp de bana bir bakacaklar sadece başımı görecekler gibi hissediyorum.
http://www.goktug.net/gallery/tuzgolu/10.jpg
Şunu farkettim, tuz gölü çok ıssız bir yer olmuş, in cin top oynuyordu. Canlı olarak bir sinekler var dı bir de bu garip şey. Şey diyorum çünkü ne olduğunu bilmiyorum. Ama gruptaki arkadaşımız zehirli birşey olduğunu söylemişti. Şimdi unuttum ne olduğunu. Bilen varsa beri gelsin, bizi aydınlatsın.
............
Bilinçsiz ve aşırı sulamadan dolayı tuz gölü çok kurak bir yer olmuş. Borularla, Tuz Gölü'nün altından suları çekiyorlar, tarlaları sulamak için. Aslında bunda bir problem yok ama aşırı su çekince orası kurak bir yer haline dönüşmüş. İnsanlar şöyle düşünüyor: Su nasıl olsa bedava, az sularsak iyi oluyorsa, çok sularsak daha iyi olur. Halbuki, aslında, az sulama ile verim elde edilebilir. Tabii ki, insanlar bunun bilincinde değil. 10 sene sonra ancak anlarlar gibi geliyor bana.
Neredeyse hiçbir canlı yaşamıyordu.
Ben fotoğraf çekmek için oyalanırken arkadaşlarım yola çıkmıştı. O anda şöyle hayal ettim. Burada bir şezlong olsa, şöyle güzelce bir uzansam, içecek soğuk birşey olsa falan... O kadar sessiz bir yer ki, o sessizlik bana huzur veriyordu; dinleyebildiğim tek şey sessizliğin sesiydi. Ara sıra sessizliğin sesini dinlemek gerek diye düşünüyorum.
Bu arada, yanımda tuz getirmediğime üzülüyordum. Salatalık ve domatesi tuzsuz yiyemem de. İyiki yanımda tuz getirmemişim
Son olarak Tuzhisar'ın halkı çok yardımsever idi. Karşılaştığımız çoğu insan bir şekilde bize yardım etmek istiyordu. Çoğu hal-hatır sordu. Birşeyler ikram etmek istedi. Kahvehanede çay içtiğimiz zaman herkes etrafımıza toplandı. Sohbet ettik. Bize hiçbir ücret ödetmediler. Yurdumun insanını seviyorum.
Bir de bizim niye bu kadar yolu bisikletle geldiğimizi merak ediyorlardı insanlar. Bazıları pek mantıklı bulmamıştı. Ama nereli olduğumuz sorunca ha dediler. Üç kişiydik, birimiz aslen Trabzon'lu, birimiz Artvin'li, birimiz de Rize'li. Yani üç Karadeniz'li.