Türkiye kadınıyla Avrupa kadını arasındaki fark

@Şevket Şahin

Cok karamsarsiniz! Dünyanin o kadar ömrü var mi?

Dünyada iki millet vardır . Kadınlar ve erkekler . Dünyanın neresine giderseniz gidin , siz bayan arkadaşınıza yeterli ilgiyi (bayana göre değişir ) göstermezseniz karşılık bulamazsınız . Bunun bisikletle alakası yok

Niye hep kadın ve erkek niye bir türlü insan diyemiyoruz.bu bu kadar zormu?her konuda kadın isterse erkek isterse yok araba yok bisiklet kim neye binmek istiyorsa binsin kullansın.ve niye avrupa,amerika yok bilmem neresi bize ne onlardan bizden çokmu üstünler çokmu ilerdeler nedir bu özenti biz türkiyedeyiz ve bisiklet seven bir avuç insan burda yazıp çiziyoruz serdar ortaç bisiklet profu olmuş yada olacak bu bence normal nihat doğan gibi biri teknik direktör olup takım yönetilen bir ülkede herkes her şey olur ucuz ölümler ucuz şöhretler ülkesi burası.ama bu kadar olumsuzluğa rağmen biz bireyler ne yapıyoruz ne katıyoruz ülkemize ve neden herşeyi devlet denen yapılanmadan bekler oluyoruz.bisikletten konuyu kadın ve erkek ve ordan aşk meşk durumlarına getirenlere'de allah akıl fikir versin forumun konusu ne insanlar neyi tartışır olmuşuz yaaa

Türk toplumu bilinçli olarak yozlaştırılmıştır. Alın sizde kanıtı:

1950'li yıllar. Aksaray

https://fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net/hphotos-ak-snc6/603109_409826539101012_844197782_n.jpg

Fotoğrafı anlatmama gerek yok heralde. Bu sadece en basit örnek. Geçmişte ülkemizde bisiklet yarışları bir çok kez yapıldı. Fransız, italyan ve ingiliz menşei yol bisikletleri sahipleri bolca mevcuttu. 50-60'lı yıllarda istanbulda bir çok fabrika işçisi kendi aralarında yarışlar düzenlediler. Bizim şimdi spd pedal dediğimiz pedallara onlar kalpiye pedal diyorlardı. Ve ozamanlar hiç yollardan şikayet etmeden yol bisikletiyle yarış koşuyorlardı.

Başka bir arkadaş başka bir konuda çanakkalede yapılan yarışları da gazete küpürleriyle göstermişti. Tabii burda mesele yarış koşmak değil, esas anlatmak istediğim şey o zamanlar bisiklet kullanımında heleki yarış bazında avrupadaki amatörlerden daha aktiftik.

Bunları bilince esas sorunun bizim hatunlar olmadığını iyi anlıyorum. Ama esas sorun neydi? Düğmeye kim, nasıl ve nezaman bastı çıkartamıyorum..

Bir millet nasıl yozlaştırılır ? Milletin beyni yok mu ? Bisiklete binmeyin mi denildi ? Araba , bisikletin alternatifi mi ? Herşeyi devlet büyükleri mi yapacak ?

Bence sorun , bizim milletin sporu sevmemesi . Kıçının üzerinde kahvede oturmak daha kolay çünkü . Bugün böylede , 100 sene önce farklı mıydı ? Avrupa'da 150 senelik bisiklet klüpleri , spor klüpleri var . Adamların keyfi yerinde , bizimkiler hep savaştılar derseniz o da komik olur . Bugün Almanya , Polonya vs. savaşta yaşadığı yıkımları hangi ülke yaşadı ?

Kadınlarımıza gelirsek onlar zaten sporun varlığından habersiz . Erkekler hiç olmasa haftada bir halı saha maçına gidiyorlar. Bizim kızlarımız ise yolda yürürken cep telefonunda mesaj yazmak konusunda dünya şampiyonu.

Sorunlar şunlar

1. Sporu sevmiyoruz

2. Spor sanayii yok

Herşey tepeden inmez , halktan gelirse kalıcı olur . Bizdeki tek spor kahvede oturup Drogba'nın aldığı parayı konuşmak .

Dünyanın en pahalı benzini satılan ülkede bu kadar araç yollardaysa buna kim ne yapabilir ? Vatandaş hıyarsa , birileri de onu soyup yiyecek .

Cem bey polonya ve almanya dediniz yıkımdan en çok etkilenen ama burda bir eksiklik var.bir kere yıkımı asıl başlatan almanya idi zaten 1.dünya savaşında yenilmelerinin acısını hitler yeterince çıkardı görüşündeyim ve asıl yıkımı yaşayan japonya oldu 2 tane atom bombası yemek her ulusa nasip olmuyor.ve bu adamlar bugün dışa bağımlı yaşadıkları halde dünya devi olmuş durumdalar.teknoloji devi olmuşlar ve bu kadar kısa zamanda bu kadar büyük bir ekonomi olmak herkesin harcı değil bence.ve tabiki biz yıkımsa bizden daha zorunu gören ulus yoktur.saygılarımla

Yıkım meseleleri ayrı bir konu. Bakın diyorum ki, 50'li 60'lı yıllarda şimdi herkesin hor gördüğü fabrika işçileri kendi aralarında yol yarışı düzenliyorlardı. Nereden, nereye diyorum. Sporu sevmediğimiz doğrudur ama nasıl sevmemeye başladık? İşte benim için soru işareti bu. Öncelikle sorunun hatlarını ortaya çıkarabilirsek işte ozaman çözüme ulaşabiliriz.

Sporu,sporcuyu,okumayı,kitapları sevmiyoruz.bunu tartışmaya bile gerek yok.en basit örneği kimlere oy verip de başa getiriyoruz.sonrada eleştiri yapıyoruz.en ufak bir olayda kenetlenen ve en ufak bir olayda birbirine kazık atmak için akıl almaz yollara başvuran bizden daha acayip ve ilginç bir toplum yokdur.şurdan desemki gelin yeni bir kütüphane açıldı gidelim bol bol kitap okuyalım gezelim eminim 3 yada 4 kişi belki ama hadi kahveye okey,yanık,pişti ve diğer ıvır zıvır lardan oynayalım belki onlarca kişi gelir.eğitim şart deriz ama daha küçücük çocuklarımıza cinsel eğitim vermekden aciz anne babalarımız.var kendi bilmiyorki anlatsın yani anlat anlat konular uzun ama sorunlar eksikler çok daha uzun yoksa bisikletle arabayla felan olacak iş değil bunlar saygılarımla.

Serdar Ortaç: Mesela ben hayatımda 42 yaşına kadar hiç bisiklete binmedim. Şimdi Chloe beni alıyor İstinye’den bir çıkıyoruz, Emirgan Parkı’na giriyoruz, Ortaköy’e kadar bisikletle gidiyoruz. :in:
(link)
Bir yanda 42 yaşına kadar bisiklete binmemiş bir erkeği bisiklete başlatan bir kadın, diğer yanda da sürekli bisiklete binmiş erkekleri onlarla evledikten sonra o bisikletten indirip, araba aldırıp kendi özel şöför haline getiren kadınlar...

Ben yine aynı şeyi yazacağım . Bizde bisiklet sanayisi yok . Bisiklet sanayisi adam gibi olmayan ülkede , bisiklet sporu nasıl gelişsin ? Bisan bile defalarca kapandı , defalarca açıldı . Çünkü piyasaya Çin malı girince ortalık altüst oldu . Bisiklet sporu olmadığı için üst segment bisiklet grubu gelişmiyor .

Şimdi kimileri diyecek ki 5000 TL'lik bisikletten kaç tane satılır bu ülkede . Bu ülkede herşey satılır da satması becermek , pazarlamak önemli olan bu . Satıcılar güçlü değil , müşteriyi desteklemiyorlar . Sponsor olmuyorlar .

Bugün örneğin Ümit Bisiklet , Türkiye'nin en büyük bisiklet firmasıdır . 2 tane yıldız , genç bisiklet takımı desteklese ne olur sanki . Hayrına da olsa desteklesin bakalım . 20 tane şehirde beşer kişilik takımlar kursa 100 tane bisiklet verse dokunmaz bile. Ama nerede ?

Geçen Pazar yeni bir kızla tanışıp randevulaştım. Randevu yerine bisikletle gittim kilitledim yanına gittim. ''Buraya kadar bisikletle mi geldin?!'' (yaptığım yol en fazla 2-2.5 km) dedi. Arkasından ha dedi ha diyecek derken; ''facebookta arabayla resmini gördüm onla niye gelmedin?'' dedi ve ben buz gibi oldum. Görüşmüyorum daha

@Tamer Varol En iyisini yapmışsın dostum ben daha ağır konuşurdum lafıda bir sokardım 10 yıl çıkaramazdı))))))))))))))

@Tamer Varol

of dağlar ooof. diyelim ki arabaya aşık oldun, randevuyuda araba için verdin. öyle bi laf denir mi ya? böyle birşeyin gerçekleşmiş olduğuna inanasım gelmiyor.

@Tuncay Üner

Sonuç itibariyle konuyu açan saygıdeğer kardeşime yürekten katılıyorum ve direk bu olayım, bu konuya tuz biber niteliğinde. Bizim kadınımız, bisiklete binen bir partner istemiyor. Direkman akıllarına ilk gelen şey " bisiklete biniyor bu. Demekki maddi durumu zayıf." Kesinlikle ama kesinlikle zevkimiz için,spor için vs. Bisiklet kullandığımız akıllarına gelmiyor. Bilinç yok. Olmaz da zaten çok zor

Bizim kadınımız bisiklete binen adam istemiyor(Bazı hatunlarımız hariç) peki arabayla geliriz artık yedirir,içirir herşeyin gereğinide yaparız sonrada karşılığını almak isteyince aaa başım ağrıyor,yok hastayım yok şöyle yok böyle demesinler çünkü kimse kimseye bedava hizmet sunmaz angelina jolide olsan salma hayekde olsan bu böyle sonra konuşmayacaklar aaaa bütün erkekler kafanız malum yerde her erkek aynı'dır hayır her erkek aynı değildir sadece böyle hatunlara böyleyiz çünkü hak ettikleri davranış buuuu