Sayın mkaptanbasi,
Aynı olayın benzeri(hatta daha kötüsü) bu konuyu açtıgınız gün ve saatte benim başımdan geçmiştir.
Duygularım şuanda kontrol altına alınmış bulunmakta fakat konunuzu sıcagı sıcagına olay gecesi görüp yazmaya kalksaydım eğer agzımdan(yani klavyemden) çıkacak kelimeler beni satan daha dogrusu o büyük kazayı yaptıktan sonra beni hertürlü(Maddi-manevi en önemlisi manevidir
) yarıyolda bırakan adam hakkında inanılmaz pislikleri ortaya dökmeme sebebiyet vericekti..
Şuanda aklım yerinde ve gayet sakinim. Umarım bu sakinliğimden bile ders çıkarmasını bilir bu şahıs (zaten aramızda 3 yaş fark var olayların farkında olabilecek yaşta üstelik hayatı Formula F1 hızında yaşamış biri bana anlattıgına göre.. ama önemli olan insani değerinin olmayışıydı ne yazıkki!
)
Kaza'dan bahsetmem gerekirse yaptıgım kaza korkunçtu. Nasıl oldugunu anlatırsam benim çılgın biri oldugum ortaya çıkacak ama bu kişiliğim beni diğer insanlar üzerinde olumsuz etki yaratıcak birşey değil sadece bisikletle macera arayan bir kişiyim. Düşünün ki bu olay gece yarısı olmuş ve aileniz sizi sabahın köründe oğlunuz Antalya'nın en serin göletinde güzel bir bisiklet aktivitesi yapsın diye erkenden uyandırıp bir de kahvaltı hazırlıyor ve dualarla yolcu ediyor, bunun üzerine siz de macera olsun diye gece yarısı arkadaşların istekleri üzerine(yine aynı zatla beraberiz) Kundu-Aksu yolundaki macerayı (pardon aptallığı) elinizin tersiyle itmiyor aksine grup olmanın ve gruptaki insanlara güvenmenin verdiği şerefle bu talebi kabul ediceksiniz ve böylece grupla o karanlık(yolu iyi bilen birisine güveniyorum burada
) ve köpek sürüsü olup olunmadıgı başta bilinmeyen yolda ilerleyeceksiniz fakat sonradan köpeklerin saldırısına ugrayacaksınız..
Evet başıma gelen olayda çıkarmam gereken dersler tabiki var...
Başta niye böylesine yorucu bir günün ardından tekrar 80 km lik bir yol alma isteği duydum!
ve neden bu yolu kendisine güvendiğim adamla almak zorunda hissettim. Demekki o zat dış görünüşünden belli ediyormuş kendini..(Haysiyetsiz!) Diğer grup üyelerine diyecek bir sözüm yok gayet sıcakkanlı bir şekilde kazayı yaptıgımda bana ayaga kalkmamda yardımcı olup üstelik bir "geçmiş olsun" bile dediler. Ama diğer zat onun adını almaya gerek yok bile, o zat bir geçmiş olsun neren de ne var gibi bir kelime dahi etmedi, üstüne üstlük bir de tehdit aldım desem bu kişiden ne yapardınız !
Çok üzücü değil mi? Ama böyle saçma bir olay o gece beni bulmuştu. Ve güvendiğim dağlara kar düşmüştü. Yapacak bişey yoktu! Alper sus sesini çıkarma şu çocucuga dedim içimden sesimi kestim (üstelik ben de panikatak var yol boyunca havaya haykırdım içimden dışımdan agzımı tutamadım küfürü bastım ama ne fayda o beyni olupta düşünemeyen insancıga uzatılacak yardım eli artık benden gelemezdi! zaten yardım eline benim ihtiyacım var!
) ve o geriye kalan 70 km yi kırık çıkıklı halimle tamamlayıp evime yani ailemin yanına varmaktı bütün mesele! ve yol boyunca bizi sürekli köpekler kovaladı üstelik cünkü karanlık ve köy yoluydu ama anladım ki ben bana deger veren gerçek kişilere aittim onlar da ailem!
Siz siz olun her zaman insanlara insanca davranın ama insanlıktan nasibini almış olanlara..
"O istisnalar için kaide'yi bozmaya gerek yok! Siz kişiğinizi ve saygınlıgınızı koruyun! Bunlar kalıcı değerlerdir.." Hayat dersi volume 1 gibi oldu ama siz de faydalanın bu anlattıklarımdan dedim, hoşcakalın