Barış Çavuş
Gezgin Kızanlar
- Kayıt
- 7 Eylül 2009
- Mesaj
- 285
- Tepki
- 1.005
- Şehir
- İstanbul-Avrupa
- Bisiklet
- Sedona
Bugünkü rotamız Landshut şehrinden çıkıp Isar Nehri Bisiklet Yolunu takip ederek Deggendorf’a ulaşmak.
Tuna Nehri Bisiklet Turumuzun dördüncü gününe Landshut’ta yağmurla uyandık. Dün akşam bazı eşyalarımızı havalanması için bisikletlerimizin üzerine asmıştık ancak sabaha karşı başlayan yağmur dışarıda bulunan eşyalarımızın hepsini ıslattı. Yağmur yağarken toparlanamadığımız için kahvaltımızı çadırımızın içerisinde yaptık.
Yağmurun bizi bu kadar seveceğini bilemezdik çünkü ilerleyen günlerde de bir türlü peşimizi bırakmadı
Neyse ki yolda her şeye hazırlıklı olmamız gerektiğini en başından beri biliyorduk, hazırlıklarımızı ona göre yapmıştık. Tura çıkmadan önce yağmuru hesaba katıp yanımıza yağmurluk aldık. İyi ki iyi ki almışız Kahvaltımızın bitmesine yakın yağmur yavaştan durmaya başlayınca hızlıca toparlanıp saat 11:00 gibi yola koyulduk.
Landshut’ta adada bulunan kampingten ayrılıp Isar Nehri Bisiklet Yoluna tekrar bağlandık. Şehrin içerisinden çıkınca yol, ağaçların arasından nehrin kenarında ilerleyen çok küçük taşlı bir yola dönüştü.
Yağmurdan sonra yüklü bisikletlerimiz ile birlikte bu yolda ilerlememiz yer yer zorlaşmaya başladı. Eğer yağmur yağmamış olsaydı bu muhteşem bisiklet yolundan asla ayrılmazdık.
Sabah yağmur sebebiyle yola tahminimizden çok geç çıkmak zorunda kaldık. Hedefimiz bugün Tuna Nehri kıyısına çıkmak olduğu için bir şekilde araç yolunun yanında bulunan asfalt bisiklet yoluna çıktık ve buradan devam ettik.
Asfalt yol bir süre sonra yine bizi Isar Nehri Bisiklet Yoluna götürdü. Yol üzerinde bir yerde öğle yemeği olarak müsli yedik. Kısa bir molanın ardından yol hakkında bir değerlendirme yaptık.
Buradan sonra eğer Isar Nehri Bisiklet Yolunu takip edersek kamping bulunmayan bir yerde akşam olacaktı. Biz de bunu istemediğimiz için bisiklet yolundan ayrılıp, araç trafiğinin az olduğu bir yolu tercih edip Deggendof’a doğru devam ettik. Bu yol üzerinde güneş paneli kurulu alanlar gördük.
Yol üstünde bulunan bu güzel kasabada lezzetli bir dondurma molası verdik. Böylece burada yaşayan insanların günlük yaşantılarına kısa süre de olsa tanıklık ettik. Açıkçası pek çok geçtiğimiz kasaba gibi burasının da temiz, derli toplu ve sessiz bir yer oluşuna özendik.
Bu şirin kasabadan ayrıldıktan sonra şehre yaklaşık 10 km kala benim arka tekerleğimden bir jant teli kırıldı. Bu şekilde yolumuza bir süre devam ettik. Yaklaşık bir saat sonra Deggendorf şehri sınırlarına giriş yaptık.
Yol üzerinde bulunan bisiklet yolu tabelalarını takip ederek sadece yaya ve bisikletlilerin geçtiği, Tuna Nehri üzerindeki ilk köprümüzden geçiş yaptık. Tuna Nehri’ni görmek bizi oldukça heyecanlandırdı.
Sonraki dakikalarda birbirimize ne kadar şaşkın olduğumuzu anlatıp durduk. Bu köprüden sadece yayalar ve bisikletlilerin geçiyor olması, motosikletlilerin hiçbir engel olmamasına rağmen bu köprüyü kullanmaması maalesef bizim gördüğümüz bir durum değildi İnsanların yürüyerek, koşarak, bisiklet sürerek, hayvanlarını ve çocuklarını gezdirerek bu köprüden geçmesi bizde sevinç ve biraz da burukluk hissettirdi. Neden dedik ve sustuk yine..
Hayranlıkla geçtiğimi bu köprünün hemen bitişiğinde bulunan kampinge giriş yaptık. İki kişi, bir gece, bir çadıra 13€ ödeme yaptık. Tam nehri ve köprüyü görecek bir yere çadırımızı kurduk.
Akşam yemeğimizin menüsü dün akşamki ile aynıydı ancak manzara farkından mıdır bilinmez sanki bu akşam menümüz daha bir lezzetliydi.
Bugün itibariyle artık Tuna Nehri Bisiklet Yolunu yani oradaki ismi ile Donau Radweg’i takip ederek Budapteşte’ye kadar devem edeceğiz.
Günlük yol bilgileri: Landshut’ta konakladığımız kampingten Deggendorf’ta konakladığımız kampinge kadar 84 km yol aldık.
Tuna Nehri Bisiklet Turu 1. Gün Yazısı için tıklayın.
Tuna Nehri Bisiklet Turu 2. Gün Yazısı için tıklayın.
Tuna Nehri Bisiklet Turu 3. Gün Yazısı için tıklayın.
(link)
(link)
(link)
Tuna Nehri Bisiklet Turumuzun dördüncü gününe Landshut’ta yağmurla uyandık. Dün akşam bazı eşyalarımızı havalanması için bisikletlerimizin üzerine asmıştık ancak sabaha karşı başlayan yağmur dışarıda bulunan eşyalarımızın hepsini ıslattı. Yağmur yağarken toparlanamadığımız için kahvaltımızı çadırımızın içerisinde yaptık.
Yağmurun bizi bu kadar seveceğini bilemezdik çünkü ilerleyen günlerde de bir türlü peşimizi bırakmadı
Neyse ki yolda her şeye hazırlıklı olmamız gerektiğini en başından beri biliyorduk, hazırlıklarımızı ona göre yapmıştık. Tura çıkmadan önce yağmuru hesaba katıp yanımıza yağmurluk aldık. İyi ki iyi ki almışız Kahvaltımızın bitmesine yakın yağmur yavaştan durmaya başlayınca hızlıca toparlanıp saat 11:00 gibi yola koyulduk.
Landshut’ta adada bulunan kampingten ayrılıp Isar Nehri Bisiklet Yoluna tekrar bağlandık. Şehrin içerisinden çıkınca yol, ağaçların arasından nehrin kenarında ilerleyen çok küçük taşlı bir yola dönüştü.
Yağmurdan sonra yüklü bisikletlerimiz ile birlikte bu yolda ilerlememiz yer yer zorlaşmaya başladı. Eğer yağmur yağmamış olsaydı bu muhteşem bisiklet yolundan asla ayrılmazdık.
Sabah yağmur sebebiyle yola tahminimizden çok geç çıkmak zorunda kaldık. Hedefimiz bugün Tuna Nehri kıyısına çıkmak olduğu için bir şekilde araç yolunun yanında bulunan asfalt bisiklet yoluna çıktık ve buradan devam ettik.
Asfalt yol bir süre sonra yine bizi Isar Nehri Bisiklet Yoluna götürdü. Yol üzerinde bir yerde öğle yemeği olarak müsli yedik. Kısa bir molanın ardından yol hakkında bir değerlendirme yaptık.
Buradan sonra eğer Isar Nehri Bisiklet Yolunu takip edersek kamping bulunmayan bir yerde akşam olacaktı. Biz de bunu istemediğimiz için bisiklet yolundan ayrılıp, araç trafiğinin az olduğu bir yolu tercih edip Deggendof’a doğru devam ettik. Bu yol üzerinde güneş paneli kurulu alanlar gördük.
Yol üstünde bulunan bu güzel kasabada lezzetli bir dondurma molası verdik. Böylece burada yaşayan insanların günlük yaşantılarına kısa süre de olsa tanıklık ettik. Açıkçası pek çok geçtiğimiz kasaba gibi burasının da temiz, derli toplu ve sessiz bir yer oluşuna özendik.
Bu şirin kasabadan ayrıldıktan sonra şehre yaklaşık 10 km kala benim arka tekerleğimden bir jant teli kırıldı. Bu şekilde yolumuza bir süre devam ettik. Yaklaşık bir saat sonra Deggendorf şehri sınırlarına giriş yaptık.
Yol üzerinde bulunan bisiklet yolu tabelalarını takip ederek sadece yaya ve bisikletlilerin geçtiği, Tuna Nehri üzerindeki ilk köprümüzden geçiş yaptık. Tuna Nehri’ni görmek bizi oldukça heyecanlandırdı.
Sonraki dakikalarda birbirimize ne kadar şaşkın olduğumuzu anlatıp durduk. Bu köprüden sadece yayalar ve bisikletlilerin geçiyor olması, motosikletlilerin hiçbir engel olmamasına rağmen bu köprüyü kullanmaması maalesef bizim gördüğümüz bir durum değildi
İnsanların yürüyerek, koşarak, bisiklet sürerek, hayvanlarını ve çocuklarını gezdirerek bu köprüden geçmesi bizde sevinç ve biraz da burukluk hissettirdi. Neden dedik ve sustuk yine..
Hayranlıkla geçtiğimi bu köprünün hemen bitişiğinde bulunan kampinge giriş yaptık. İki kişi, bir gece, bir çadıra 13€ ödeme yaptık. Tam nehri ve köprüyü görecek bir yere çadırımızı kurduk.
Akşam yemeğimizin menüsü dün akşamki ile aynıydı ancak manzara farkından mıdır bilinmez sanki bu akşam menümüz daha bir lezzetliydi.
Bugün itibariyle artık Tuna Nehri Bisiklet Yolunu yani oradaki ismi ile Donau Radweg’i takip ederek Budapteşte’ye kadar devem edeceğiz.
Günlük yol bilgileri: Landshut’ta konakladığımız kampingten Deggendorf’ta konakladığımız kampinge kadar 84 km yol aldık.
Tuna Nehri Bisiklet Turu 1. Gün Yazısı için tıklayın.
Tuna Nehri Bisiklet Turu 2. Gün Yazısı için tıklayın.
Tuna Nehri Bisiklet Turu 3. Gün Yazısı için tıklayın.
(link)
(link)
(link)
