Sevgili arkadaşlarım, ultra mesafe deneyimlerimin sonuncusu ama en önemlisi kondisyon ...
Baştan itibaren enerji tasarrufu yaparak sürmekte çok büyük fayda var. Startla birlikte vücudunuzdaki adrenalin karşı konulmaz bir istek yaratır..

Hadi bas, millet gidiyor, sen en geride kaldın, bu ne ya hadi hızlan bakalım...vb gibi bir sürü düşünceyle boğuşmaya başlarsın...hatta, ya adamlar gitti, kaçırdım, artık yetişemem bıraksam mı...?ne yapsam...? gibi zararlı ve moral motivasyonunuzu olumsuz yönde etkileyecek bir sürü negatif düşünce sizi sıkıştırır...

Hayır..bu bir yarış değil..bizler, ülkemizde bisikletle ne kadar uzun mesafelerin gidilebileceğini göstermek adına bir araya gelmiş, bisiklet sporuna ve bisikletine gönül vermiş ultra mesafe katılımcılarıyız...

ve kendimizle yarışacağız..

İşte bu nedenlerden amacımız, belli bir günde finish noktasına varmak değil, kendi tempomuzun elverdiği zamanda bu mesafeyi sağlıklı bir biçimde bitirmek. Bunun için de, mesafeden korkmayacağız. İnsan vücudunun sonsuz enerji üretme yeteneği var. İlk üç günden sonra adaptasyon zirve yapıyor ve daha rahat sürmeye başlıyorsunuz.
Asla anaerobik zonda sürmeyin, yokuşları kesinlikle çok ekonomik çıkın, zorlamayın... Yokuşu iki üç dakika erken çıkmak için harcayacağınız efor, önünüzdeki km leri ızdıraba çevirir. Antrenmanlarınızda kendinize bir tempo ve o tempoyu devam ettirebilme süresi belirleyin. Yarışta bu stratejiye uyun. Unutmayın ki, bisikleti sürme kondisyonundan daha çok, bisikletin üzerinde saatlerce durabilmek kondisyonu çok daha önemli...

Ve hep hatırlayalım ki ; en kolay öğreneceğimiz deneyim, yaşayarak öğreneceğimiz olandır. En ucuzu da, başkasının bize aktardığı deneyimdir...

Sağlıkla kalın...
