Scudo Sports

Trans Doğu Karadeniz (TDK) 2012 (8 etap) 3. etap: Uzungöl - İkizdere

delibalta

Forum Bağımlısı
Kayıt
24 Eylül 2004
Mesaj
728
Tepki
2.945
Şehir
kuzeyli
Başlangıç
1997—98
Bisiklet
Bisan
Bisiklet türü
Dağ bisikleti
(link)

1.etap (Trabzon-Taşköprü)
2.etap (Taşköprü-Uzungöl)

Bir espri vardır; a zaten oradaymış, b'yi üstüne yapmışlar diye. Bu turun rotasını da Soğanlı(2) geçidinin üzerine yaptım. İlk işaretlediğim nokta burasıydı. Ardından kuzeye geri dönecek noktayı aramaya koyuldum ve fazla geçmeden de buldum: Kızılgedik geçidi, 3100 m. Bitiş noktası İkizdere olabilirdi. Noktaları birleştirdim ve o gün havanın iyi olması için dua ettim.

Sabah uyandığımda mezar gibiydim.Saat 06:30 civarıydı, akşam çok geç uyuyabilmiştim. Bu henüz çözemediğim ve aşmam gereken bir problem. Yoğun efor sonrası enerjik halim uzun süre devam ediyor ve dinlenmeye geçmem çok geç başlıyor. Sonuç ise yeterince uzun süre dinlenme şansı bulamamam. Şöyle akşam 22:00'de bebek gibi uyusam ve sabah alarmla 07:00'de kalksam çok daha mutlu olacağım. Ama öyle olmadı saate son baktığımda saat 01:00'di ve 6:30'da kendiliğimden uyandım. Biraz bekleyip dışarı çıktım. Müthiş bir sessizlik ve içime çekerken tadını alabildiğim bir hava vardı. Değişmeyeceğini biliyordum ama yine de havanın hala açık olduğunu görmek çok moral verici. Bisikleti yıkayıp temizledim, depoyu doldurmam çok geç oldu ve inanılmaz şekilde yola 09:00'da çıktım. Olması gerekenden en az 1 saat geç yani.

Bugünkü planım kısaca Uzungöl'den yukarı devam edip Demirkapı köyünü, Balıklıgöl'ü ve Aygır gölünü geçtikten sonra Şoğanlı(2) geçidinden arkaya devirmek. Arkada yaklaşık bir 30 km ve 1200 m tırmanışla tekrar kuzeye geçmek üzere Kızılgedik geçidine çıkacağım. Bu arada 3-4 Bayburt köyünden geçeceğim: Çataldere ve adını bilmediğim diğer köyler. Geçitten sonra uzun bir iniş beni bekliyor taa İkizdereye kadar. Otel farklı bir vadide, İkizdereden 6 km yukarıda ve 300 m daha yüksekte. Son bir tırmanış var yani inişten sonra soğuk bünyeyle.

Rotayı kuzey-güney yönünde zigzaglar çizecek şekilde tasarlamamın en büyük nedeni hava şartları. Hava kötü olursa güney tarafta çoğunlukla açık olacağı için bana ısınma ve kuruma şansı verecek, tüm günü sisin altında geçirmemi engelleyecek.
rota3.jpg


D3_GE_profil.jpg
Profil bu şekilde, 2 büyük ve ortalarında bir küçük tımanış var.



trans_20120723_438.JPG
saat 7:00. Sabah hava fıstık gibi, güneş tepeleri yakalamış bile. Dün 2 sırtlan öldürmüş, bir zebra yemiş ve üstüne 20 saat uyumuş aslan gibi geriniyorum. Beklentiler büyük.


trans_20120723_444.JPG
hazırım galiba. Arkadaki poşetleri iç lastikle bağladım, çok sağlam oldu. Bozuk zeminde dökülen torbalar tarihe karıştı.



trans_20120723_472.JPG
oraları aşacağım, bir sürü manzara göreceğim. Oralarda yaşayıp 45 gün sisin kalkmasını beklemeyen anlamaz açık havada yaylanın ne demek olduğunu :)



trans_20120723_480.JPG
Sarp kayalıklar ve inatçı çamlar iki yandaki manzarayı belirliyor. Çok yüksekler gerçekten.



trans_20120723_489.JPG
bir su molası ve ilk ciddi tırmanış başlıyor. Uzungöl 1150m, burası 1750m. Çıktığım ilk geçit 3000m.


trans_20120723_490.JPG
baktım baktım bir eksik bulamadım. Evler güzel, çamların kenarında, yanında ve aşağısında dere var, dağ manzarası da bol. Hemen bir toki.



trans_20120723_498.JPG
burada bir hata yapıp sağdaki yoldan gitmedim, fazla düz geldi bana yukarı gitmeyip ileride bitecek gibiydi. Dik olan bulunduğum yoldan devam ettim. Yol aniden çok dikleşti ve 1. viteste tüm gücümle ancak çıkabildim. Zincir kesilecek diye korkuyorum böyle durumlarda. Taşınma ve montaj sırasında oluşmuş küçük bir hasar burada başıma çok iş açabilir. Yanımda zincir anahtarım var ama emin değilim yapabileceğimden. Kestirme yolu değil de uzun yolu takip etmeliymişim; %20-25 eğimi çıkıp gereksiz yoruldum.


trans_20120723_510.JPG
Demirkapı (Haldizen) köyünün yaylası.
Yayladan geçen yol Ziyaret tepenin yanından 2950 metrelik bir geçitten Anzer'e geçiyor.


trans_20120723_511.JPG
irtifa yükselince sertleşen manzara, toprak yerini kayalara bırakıyor.


trans_20120723_530.JPG
Balıklıgöl'e yoldan bir patika ile ulaşılıyor. Geç kaldığımdan kararsız kaldım ama şimdi değilse ne zaman diyerek saptım yolda. 25 dakikama maloldu ama göl de çok güzeldi. Birkaç balık gördüm ama kıyıya pek yanaşmıyorlar sanırım.



trans_20120723_542.JPG
geldiğim vadi ve köy tüm mahalleleriyle. Taa arkada saat 13 yönündeki yol Uzungöl-İkizdere arasındaki en kestirme yol. 2750 metreden geçip hızla İkizdere'ye inmek mümkün.


trans_20120723_555.JPG
Solda Balıklı göl sağda Aygır gölü.


trans_20120723_559.JPG
virajlar birbiri ardına beni yukarıya taşıyor.


trans_20120723_563.JPG
ve geçit. Turun şimdiye kadarki en yüksek noktasındayım. 3001m. Levha 3050m diyor ama sanmam.


trans_20120723_574.JPG
Önceki fotoğraflarla neredeyse aynı yerden güneye, Bayburt tarafına bakıyoruz. Manzara anında değişti. Bitki örtüsü, yer şekilleri, renkler...
farklı bir coğrafya.


trans_20120723_578.JPG
Geçit aynı zamanda Trabzon-Bayburt sınırı. Buralar da artık Bayburt yaylaları.


trans_20120723_582.JPG
biraz indikten sonra soldaki cılız yola girip ilerideki tepeye çıkacağım.


trans_20120723_606.JPG
geç mi kalıyorum ne. Ufak bir mola ve durum değerlendirmesi. O sırada çantanın üstüne taktığım rota notları kağıdım uçuyor, rüzgar çok sert olduğundan anında gözden kayboldu. Böyle şeyleri hatıra olarak sakladığımdan biraz üzüldüm.Ama geç kalma korkusu ağır bastı.
2250 metreye kadar inip geri 3100 metreye çıkacağım. Geçit fotoğrafın sol üst köşesindeki zirvenin altından geçiyor.


trans_20120723_600.JPG
hızlı inmeye çalışıyorum. Saat 15:15


trans_20120723_611.JPG
köye yaklaştım. Vadi çok ıssız, köylerde pek hareket yok. Biraz da sıcaktan dışarıda kimse yok.


trans_20120723_616.JPG
yoldan ayrılıp geçit yoluna girdim. İkinci köyden de geçiyorum, artık tırmanış başladı. Buradaki bir çeşmeden suyumu tamamladım tırmanış öncesi.



trans_20120723_619.JPG
İkinci köyü geçer geçmez yol beni korkuttu çünkü kullanıldığına dair hiçbir iz yoktu. Tek bir araç izi vb olmadığı gibi normalde yollarda olan ikili teker izinin yerine hayvanlar tarafından açılmış tek patika vardı. İleride de böyleyse çok zaman kaybedebilirdim.


trans_20120723_623.JPG
neyseki yol hemen sonra normal bir görünüm aldı, kullanılmasa da zemini gayet düzgündü. Zirve de net şekilde göründü.


trans_20120723_631.JPG
inekler bugün gördüğüm nadir canlılardan.


trans_20120723_639.JPG
koyun sürüsü, çoban ve köpekleri. Kalabalıklaştı burası.


trans_20120723_641.JPG
saat 16:30. 2500m civarındayım. 3100 metreye çıkıp 500 metreye geri ineceğim. Aklı başında turcu şimdi otel odasında olurdu. Geç kaldığımda önümde bir de rampa varsa rüyamda üstüme birşey geliyor ve ben hareket edemiyorken hissettiğime benzer bir duygu yaşıyorum.


trans_20120723_659.JPG
geçide neden Kızılgedik dedikleri anlaşıldı.


trans_20120723_663.JPG
3050m ve geçide doğru son bir dönüş. Toprağın kızıllığı arttı.


trans_20120723_668.JPG
hava çok sert, dağın gölge tarafındayım. Her şey birden çok ıssız ve soğuk oluyor.


trans_20120723_673.JPG
bu ara tamamen 3000 metrenin üstünde. Kuzey tarafa devirmeden geldiğim vadiye son bir bakış. Bir daha ne zaman kim bilir.


trans_20120723_688.JPG
kapıya doğru heyecanla ilerliyorum, ne çıkacağı belli değil.


trans_20120723_704.JPG
bu çıktı...


trans_20120723_701.JPG
ve bu..


trans_20120723_693.JPG
dik vuran güneşten dolayı net çıkmadı ama olsun.
23 temmuz 2012 17:38. Kızılgedik'te bir bisiklet. Sürücü geç kaldığı için endişe etse de vakit ayırıp bu anı ölümsüzleştiriyor.


trans_20120723_721.JPG
Kuzeyden kapıya böyle çıkılıyor. Artık Rize'deyim.
daha 50 km yolum ve 2500 m iniş beni bekliyor.


trans_20120723_723.JPG
tutunacak toprak bulabilmiş çimenler. Arkada bir derenin doğduğu yeri görüyoruz.


trans_20120723_725.JPG
kapı yamacın arkasında gözden kayboluyor. sanki hiç gitmemiş, görmemişim gibi bir anda hatıra oluyor.


trans_20120723_731.JPG
2600 metrelere, derenin hizasına indim ama ne kol kaldı ne omuz; yol ciddi bozuk. Normal bir otomobilin hasar almadan geçebileceğine inanmıyorum.


trans_20120723_733.JPG
uzaklaştıkça dönüp yaşadığım tecrübeyi düşünüyorum.
O kapıdan geçmek, rüzgar ve akşam soğuğuyla gelen içgüdüsel korku.


trans_20120723_739.JPG
sağdan soldan küçük dereler ve yollar vadideki dereye katılıyor. Aynı geçen ömrümüz ve ona eklenen hatıralar gibi. Kiminin deresi katıla katıla ırmak olurken kimininki kuruyup cılız bir su olarak sona, denize ulaşıyor.



trans_20120723_742.JPG
eski tip yayla evleri kelifler.


trans_20120723_743.JPG
saat 18:30. Dağda akşam hızlı çöker. Vadiyi hızla indikçe kapı uzaklarda kalıyor. Gelen karanlıkla birlikte Kızılgedik artık tam anlamıyla bir hatıra.



trans_20120723_755.JPG
Anzer vadi boyunca uzanmış. Hızla geçiyorum.. geç kaldım. Geleneksel güzel evler olduğu gibi tipsiz beton yığınları da var.
İrtifa 2000 m bu arada.


trans_20120723_768.JPG
dere iyice büyüdü, bitki örtüsü sıklaştı. Orman sınırına da geldim.


trans_20120723_785.JPG
İnişe rağmen bir türlü yolu tüketemiyorum. Bu şartlarda 50 km çok ciddi bir mesafe.
Az aşağıda vadiye çökmüş sise girdim. Bozuk yolla ve tozla biraz daha boğuştuktan sonra beton yol başladı. Sisle birlikte hafif bir çise de var.



trans_20120723_789.JPG
beton yol da yetmedi, karanlık bastırıyor. Saat 19:50 ve 15 km falan yolum var daha. Üstüne son 5-6 km'si de tırmanış. 1 saatte gidersem iyidir.
Kafa lambamı taktım karanlıkta stresli bir sürüşe hazırlandım. Etraf ve yol ıssız, rakım hala 1000 metrelerde ve ormandayım. Yani herşey olabilir. Çise de arttı alçaldıkça.


trans_20120723_792.JPG
ve İkizderedeyim. Bir saat gecikmeyle 20:10'da. 19:00'da buraya gelip hava kararmadan önceki 30-40 dakikada da otele ulaşmam gerekiyordu.
sonuç:
Yol ayrımından otel'e giden yola girdikten sonra biraz sağduyulu düşünüp güçlü bir kafa lambam olsa da pek güvende olmadığıma kanaat getirdim. 6 km ve hafif bir eğimle tırmanış olan yolu bu yorgunlukla 20-30 dakikada alacaktım çevre ise son derece boş ve karanlıktı.
Ben de İkizdere merkeze geri inip beni otele götürmesi için bir kamyonetle anlaştım. Kasasında bisikletin yanında havadar bir yolculuk oldu. Bu araçların bu kadar hızlı viraj dönebildiğini bilmiyordum; yorgun kollarım demirlere asılmaktan ve bisikleti tutmaktan alev alev yandı. Ve yolu görünce ne kadar iyi bir karar verdiğimi anladım, tek bir ışık kaynağı yoktu otele kadar, tamamen sisin ve yağmurun altındaki ormanın içinden ilerliyordu. Sonradan konuştuğum bir rehber ise geceleri buralar ayıların diyince kararın doğruluğu kesinleşti.



D3_edgedata.jpg
veriler... 10 saat hareket, 1 saat 35 dakika duraklama. Düne göre yarım saat daha fazla duraklamışım. Buna 1 saat geç çıkmam da eklenince karanlıkta kalmayı hakettiğim anlaşılıyor. Temel sebepler en zor günü tam vaktinde bitirmenin verdiği rahatlıkla bugünü hafife almam ve en sevdiğim tipte yerlerle karşılaşınca fazlaca oyalanmamdı. 108 km yol alıp 3000 m tırmanmışım. İkizdere merkezden sonraki araç yolculuğu olmasa 114 km olacak ve 3300 m tırmanmış olacaktım.

Otele vardığımda tipim kayık olduğundan hemen koşan görevli beni ön kapıdan değil arka kapıdan içeri aldı. Genelde kalabalık aileler veya gruplarla karşılaşan görevliler tek başına gelen müşteriyle nasıl ilgileneceklerini bilemez gibiydi. Komik ve sinir bozucu anlar yaşandı ama önemli değil. Önemli olan benim iyi bir dinlenme ve beslenme süreci yaşamam. Akşam geç kalmış olsam da açık büfede yeterince yiyecek vardı ve rekorumu zorladım. Termal havuzlara girmek ve hırpalanmış vücuduma bir destek olmak isterdim ama hiç halim yoktu, yığılıp kaldım. Geç saatlere kadar da uyuyamadım.
 

Dosyalar

  • trans_20120723_443.JPG
    trans_20120723_443.JPG
    164,3 KB · Okunma: 2
  • trans_20120723_495.JPG
    trans_20120723_495.JPG
    154 KB · Okunma: 2
  • trans_20120723_503.JPG
    trans_20120723_503.JPG
    144,9 KB · Okunma: 2
  • trans_20120723_504.JPG
    trans_20120723_504.JPG
    85 KB · Okunma: 1
  • trans_20120723_592.JPG
    trans_20120723_592.JPG
    141 KB · Okunma: 1
  • trans_20120723_619.JPG
    trans_20120723_619.JPG
    133 KB · Okunma: 1
Son düzenleme:
Scudo
Kaptan pedal'ın O KOCAMAN CESUR YÜREĞİNE VE KUVVETLİ BİLEĞİNE SAĞLIK.
Tek kelime ilen herkesin cesaret edemeyeceği şey budur! olay zaten bu da!..
Ben bile orman yolundan inerken sağ'dan ayı tepeme atlayacak bir şey çıkacak diye ürküyorum...
Fakat 3000ler az bile sana ..
Hiç bir şey yaşanmadan anlaşılmaz kaptan pedal yani eline su dökecek kimseyi göremiyorum..
Gösterin deselerde bu kadar yapamaz yada ben görmedim..
Bir gün buralardan yakın gecersen mutlakki benimde haberim olsun abim.
Elini sıkmayı ve sohbetini almayı çok isterim..
Dağların atmacısı.
Selam olsun sana selam..
 
Hüseyin, motosiklet turunda bizim tayfadan ayrılıp bu rotayı geçmeye çalıştım. Ve aklıma "Hüseyin burayı geçer mi" sorusu geldi. Sisten dolayı beni Anzer tarafına salmadı köylüler. Ben de geri inip asfalttan devam ettim; sisi sen düşün.

İkizdere'de kaldığın otel neresiydi? Yazarsan çok faydalı olur.
 
@SerkanNamazcı

geleceğim bir çayını içmeye, İstanbul'a gelirsen haberim olsun.



@Aybars Öge Sürücü

Özellikle de hava bozdu mu kimsenin fikrini sormamak lazım? Oradan arkaya yol olduğunu bile bilmiyor çoğunluk. Ama o yol uygun olmayan bir motorla çok zor geçilir, sen işi biliyorsun ama acemi biri enduro ile geçemeyebilir. Pek çekemedim yolu ama aynakolu değdirdim bir iki yerde. Bir yerde de çok sivri taşlar vardı; etrafı kolaçan edip elimde geçtim :)

İkizderede termal otelde kaldım. Genelde kaldığım yerleri paylaşmıyorum ama isteyene bilgi veririm. Zaten internette arayınca çıkan ilk yerler çoğu.

Pokut dağ evi ve Şenyuva Doğa otel hariç. Onların yeri apayrı. İkisini de kesinlikle tavsiye ediyorum. Gidin, kalın, selamımı söyleyin.
 
  • Beğen
Tepkiler: SerkanNamazcı
kaptan yüreğina sağlık bizlere doğa harikası yerler syrettirdin tebrik ediyorum nede olsa karadeniz :)))
 
  • Beğen
Tepkiler: delibalta
Hüseyin kardeşim harika bir gezi olmuş, Karadeniz'in dağlarını çok nefis bir şekilde bizlere seyrettirdin onun için ayrıca sağ ol. Yaylalar korkunç güzel yeterki, oralarıda betonlarla doldurmayalım ama, Ayder tarafı yavaş yavaş bina dolmaya başlamış, keşke oraları olduğu gibi bakir haliyle gelecek nesillere bıraka bilsek ama nerede. Güzel resimler içinde teşekkürler, ayaklarına sağlık.
 
  • Beğen
Tepkiler: delibalta
@Cüneyt HOCAOĞLU

teşekkürler abi; beni asıl korkutan sahile paralel yüksek rakımdan geçecek ve dağların her iki yüzüne de geçitlerle bağlanacak bir yol projesi var. Karadeniz'i turizme açmak için gerekliymiş.

Zannedersem sevdikleri cins turistin; yani araçla otele gelen, yiyip için dinlenen, ufak aktivitelere katılan, alışveriş yapan, para harcayan kitlenin dağa, yaylaya vb uğramadığını gördüler. En fazla Uzungöl, Ayder vb gibi piyasa mekanlara uğrayan bu kalabalık müşteri kitlesini dağa çekmenin ve para kazanmanın tek yolu her yaylayı bir Ayder yapmak, sarsmayan yollarla ulaşımı sağlamak.
Açıkcası Ayder'li olmak istemezdim, tıpkı Venedikli vb olup turist'ten nefret eden bir italyan gibi nefret dolardım herhalde. Çocukluğunun tüm hatıraları ruhsuz kuru binaların altında yok olup gidiyor, ilk kavgan, ilk köpek ısırığın, ilk düştüğün ağaç.. hepsi binaların altında kalıyor, hayatında görmediğin insanların ayağı altında eziliyor. Seven çoktur elbette ama ben çok rahatsız oluyorum o fikirden.



arkadaşlar rota:
(link)

ayağa düşmeden gidin
yoksa geçit kafede sıraya girersiniz su almak için :)
 
  • Beğen
Tepkiler: SerkanNamazcı
Muhteşemsin Hüseyin.

Zorluklara rağmen yılmamışsın tebrikler.
 
  • Beğen
Tepkiler: delibalta
O kadar güzel anlatıyorsunuz ki çocukluğum hariç hayatımda hiç bisiklete binmemiş olmama rağmen hemen şimdi bir bisiklete atlayıp gidiverip geliveresim geldi :)
Bu formu son zamanlarda sık sık takipe diyorum. Siz gittiğiniz yerleri aynı zamanda yaşıyorsunuz.
 
Öf be tura bak. İmremmedim desem yalan olur. Buradaki oksijeni ben almış olsaydım 10 yıl gençleşirdim. Çok süper bir tur olmuş ayaklarına sağlık.
 
  • Beğen
Tepkiler: delibalta
Buranın ustası kaptan pedaldır. ;)
Eline su dökecek birisi varsa ya doğmadı yada burada yok ;)
 
  • Beğen
Tepkiler: delibalta
Çok özel bir gün daha hatırlandı.
Notlarımdan:
Kızılgedik. acaba yol var mı geçitlerinden biri. Köyü geçtikten sonra sola keskin dönüyorsun, tırmanış başlıyor, bir iki evin yanından geçiyorsun. Yol bitiyor. Yani, neredeyse bitiyor. Normalde iki teker izinin olması beklenir ama burada ortada tek bir iz var. Belli ki araba geçmiyor. Lan yoksa. O kadar saat bakmışsın uydudan ama emin olacağın bir kanıt yok. İçine bir ağırlık çöküyor. sürmeye devam ediyorsun, teker izinde taşların arasında sekmeye alışmış lastik artık bu teker değmemiş zeminde alışkın olmadığı nesnelerle karşılaşıyor. Çayır, çalı, eski bir karalastik. İrtifa 2400. Bizim yayla kadar yüksek ama daha 8km tırmanacağım diye düşünüyorsun. Geçit 3100 metrede. Bizim yaylanın oralardaki en yüksek zirveden daha yüksek. Hala pedallıyor olacağım. Eğer yol bulabilirsem. Az sonra kanlı canlı bir mucizeye şahit oluyorsun. Silik bir jip izi. Zamanında her sabah okula giderken bindiğin jipin lastik izini nerde görsen tanırsın. Burdan da geçmiş işte. O geçtiyse ben de geçerim. Az sonra jip izine bir kamyonet izi karışıyor. Bu iş tamam. Keyfin yerine geliyor, hızla yükselmeye devam ediyorsun. Zemin artık lastiğe aşina, tekerlerin sesi sabit bir horuldamaya dönüşüyor. Az sonra hava değişimi oluyor. Vadinin doyurucu ve anaç havası yerini kıraç ve sert dağ havasına bırakıyor. Evini bırakıp askere gelmiş gibisin. Her şey sert, metal her yerde, soğuk. Şakalar hep yarı ciddi, korku her duyguda, her bakış bir tehlike arıyor. Artık dağdasın.
 
Geri