Serkan Taşdelen
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 28 Şubat 2006
- Mesaj
- 2.659
- Tepki
- 4.757
- Şehir
- Türkiye
(link)
27 Haziran 2011
Günlerdir beklediğimiz tura çıkmak için çok sabırsızlanıyoruz. Erzincan’dan bisiklet sevdalısı dostumuz Kaan Kadir Yüksel ve Bitlis’den Nesim Gözeten arkadaşımızın katılımı ile Trabzon’dan Sinop’a kadar gideceğiz. Normalde tur kadromuz biraz daha kalabalık olacaktı ama diğer arkadaşların işleri planlandığı gibi gitmeyince 3 kişi olarak tura başlayacağız.
Nesim bir gece önceden ulaşıyor Trabzon’a. Biz ise tur günü sabahı 5:00′te bineceğiz otobüse. Sabah 9:30 – 10:00 gibi Trabzon’da olmayı planlıyoruz. İndikten sonra hazırlanıp hemen yola çıkacağız.
Erzincan otogarında beklerken çekildiğimiz bir fotoğraf…
(link)
Yol boyunca Nesim ile irtibat halindeyiz. Varacağımız saati bildiriyoruz ve otogarda buluşmak üzere sözleşiyoruz. Saat 9:30′u geçiyor ve biz Trabzon’a ulaşıyoruz. Bisikletlerimizi hemen bagajdan çıkartıp topluyoruz ve hazır olurken de Nesim’i tekrar arıyoruz.
(link)
Nesim’de gecikmeli olarak otogara geliyor ve burada hatıra fotoğrafı çekilerek ayrılıyoruz. Burada Kaan ve Nesim’de tanışıyorlar. Tabi Nesim Kaan’a, “Kaandir” diyor. İnternetten aklında öyle kalmış ismi. Kaan Kadir ‘in birleşmiş hali olarak kullanıyor. Tur sonuna kadar bu turun geyiği oluyor ve Kaan’ın adı Kaandir olarak kalıyor.
Kahvaltı yapmak için uygun bir çorbacı arıyoruz. Çok zorlanmıyoruz ve hemen oturuyoruz bir yere. Nesim kahvaltı yapmış, Kaan ile ben çorbalarımızı yudumlarken Nesim’de çayını yudumluyor.
(link)
Kahvaltı molamızı kısa tutup hızlıca yola koyuluyoruz. Zaten Trabzon’a geç ulaşarak zaman kaybettik epey, o nedenle daha fazla vakit kaybetmek istemiyoruz. Hava kapalı, arada serpiştiriyor. Yağmurluğumu giyiniyorum ama çok geçmeden ıslanmadan, terden sırılsıklam oluyorum. Çıkartıp atıyorum ve tekrar yola devam ediyoruz.
(link)
Akçaabat’a 8 km yolumuz var, tabi aç değiliz o neden köfte yiyemiyoruz. Başka bir sefere erteliyoruz artık. Bitlis – Tatvan’dan aramıza katılan dostum Nesim ile bir hatıra…
(link)
Bisikletlerimizin önüne tur rotamızı gösteren plakalarımızı astık. Baştan sona kadar gideceğimiz tüm il ve ilçeleri gösteriyor.
(link)
Akçaabat’ı hızla geride bırakıyoruz. Trafikte bisiklet sürmek epey zor oluyor ve bir an önce trafikten çıkmak için hızla ilerliyoruz. Akçaabat çıkışında Çarşıbaşı’na 20 km yolumuz kaldığını gösteren tabelada fotoğraf çekiliyoruz bu defa.
(link)
Karadeniz kudurmuş gibi hırçın dalgalar ile sahili dövüyor adeta. Bizde bu güzel manzarayı izlemek için kısa bir mola veriyoruz.
(link)
Mola sırasında bol bol fotoğraf çekiyoruz tabi. Bunlardan birisi de kendimi çekme çabası ile ben… Gülüyoruz tüm tur boyunca, gülmeliyiz de zaten… Keyifli bir turun daha ilk günündeyiz, neler bekliyor bizi neler…
(link)
Bu güzel manzara fonunda sevgili Kaan’ı fotoğraflıyoruz.
(link)
Şöyle bir daha ben çekileyim diye geçiyorum objektifin önüne.
(link)
Ufukta ki manzara ise muhteşem ötesi. Kara bulutların ardında yüzünü göstermeye çalışan güneş ışıkları. Çok güzel bir manzara gerçekten.
(link)
Bu güzel manzara fonunda Kaan’ı fotoğraflıyorum.
(link)
Biz burada fotoğraf çekilirken bisikletlerimiz ise bizi yol kenarında beklemedeler.
(link)
Nesim kardeşimin objektifinden bir fotoğraf.
(link)
Çarşıbaşı’ya ulaşıyoruz, ama burada da oyalanmıyoruz ve yolumuza devam ediyoruz.
(link)
Karadeniz’in sahil görüntülerinden bir kaç görüntü daha.
(link)
(link)
Lastik havalarımızı tamamlamak için bir petrol istasyona giriyoruz ve gerekli psi ile tamamlıyoruz lastiğimizi.
(link)
Yine fotoğraf çekmek için uygun yerler bakıyoruz. Ben iş başında iken Nesim beni yakalıyor.
(link)
Karadeniz sahil yolunda hızla ilerliyoruz. Yol düz ve geniş olduğu için hiç bir sıkıntı çekmiyoruz.
(link)
Vakfıkebir’deyiz ve uzun bir mola veriyoruz. Dinlenirken de çaylarımızı yudumluyoruz. Yola çıkalı 50 km kadar oldu. Herşey yolunda ve keyifle yol alıyoruz.
(link)
Molanın ardından tekrar yoldayız ve Vakfıkebir çıkışında bir fırın önünde duruyoruz. Türkiye’nin her noktasında bulunan Meşhur Vakfıkebir ekmeğini vatanından, merkezinden alıyoruz.
(link)
Beşikdüzü ilçesini geçtikten sonra yağmur tekrar başlıyor ve uygun bir yer bulana kadar sırılsıklam oluyoruz. Ahmak ıslatan dediğimiz türden yağan yağmur çok kısa sürede sucuk gibi yapıyor. Bir petrol istasyonuna sığınıyoruz ve üzerimizi kuru birşeyler ile değiştiriyoruz. Acıkmışız da, hemen ekmeğimizi çıkartıp kesmeye çalışıyoruz. Kocaman ekmek, neresinden başlasak diye düşünmeden edemiyoruz tabi. Nesim bıçağı eline almış, ekmek ile savaşmaya başlıyor.
(link)
Kaan’ın evden getirdiği gül reçeli ile ekmeğimizin bir kısmını yiyoruz. Tabi bu ekmeği bitirmek pek kolay değil. Kaç gün taşırız bilmiyorum.
Yemeğimiz bitti çaylarımızı da içtik ama yağmur devam ediyor. Onu beklerken de muhabbet ediyoruz. Nesim ile 2 yıl aradan sonra buluşuyoruz ve konuşacak birçok şey birikmiş. Daha önce 2009 yılında Muğla-İzmir-Van turunda Elazığ’dan sonra birlikte pedallamıştık. Tekrar bir turda buluşmak gerçekten çok güzel.
(link)
27 Haziran 2011
Günlerdir beklediğimiz tura çıkmak için çok sabırsızlanıyoruz. Erzincan’dan bisiklet sevdalısı dostumuz Kaan Kadir Yüksel ve Bitlis’den Nesim Gözeten arkadaşımızın katılımı ile Trabzon’dan Sinop’a kadar gideceğiz. Normalde tur kadromuz biraz daha kalabalık olacaktı ama diğer arkadaşların işleri planlandığı gibi gitmeyince 3 kişi olarak tura başlayacağız.
Nesim bir gece önceden ulaşıyor Trabzon’a. Biz ise tur günü sabahı 5:00′te bineceğiz otobüse. Sabah 9:30 – 10:00 gibi Trabzon’da olmayı planlıyoruz. İndikten sonra hazırlanıp hemen yola çıkacağız.
Erzincan otogarında beklerken çekildiğimiz bir fotoğraf…
(link)
Yol boyunca Nesim ile irtibat halindeyiz. Varacağımız saati bildiriyoruz ve otogarda buluşmak üzere sözleşiyoruz. Saat 9:30′u geçiyor ve biz Trabzon’a ulaşıyoruz. Bisikletlerimizi hemen bagajdan çıkartıp topluyoruz ve hazır olurken de Nesim’i tekrar arıyoruz.
(link)
Nesim’de gecikmeli olarak otogara geliyor ve burada hatıra fotoğrafı çekilerek ayrılıyoruz. Burada Kaan ve Nesim’de tanışıyorlar. Tabi Nesim Kaan’a, “Kaandir” diyor. İnternetten aklında öyle kalmış ismi. Kaan Kadir ‘in birleşmiş hali olarak kullanıyor. Tur sonuna kadar bu turun geyiği oluyor ve Kaan’ın adı Kaandir olarak kalıyor.
Kahvaltı yapmak için uygun bir çorbacı arıyoruz. Çok zorlanmıyoruz ve hemen oturuyoruz bir yere. Nesim kahvaltı yapmış, Kaan ile ben çorbalarımızı yudumlarken Nesim’de çayını yudumluyor.
(link)
Kahvaltı molamızı kısa tutup hızlıca yola koyuluyoruz. Zaten Trabzon’a geç ulaşarak zaman kaybettik epey, o nedenle daha fazla vakit kaybetmek istemiyoruz. Hava kapalı, arada serpiştiriyor. Yağmurluğumu giyiniyorum ama çok geçmeden ıslanmadan, terden sırılsıklam oluyorum. Çıkartıp atıyorum ve tekrar yola devam ediyoruz.
(link)
Akçaabat’a 8 km yolumuz var, tabi aç değiliz o neden köfte yiyemiyoruz. Başka bir sefere erteliyoruz artık. Bitlis – Tatvan’dan aramıza katılan dostum Nesim ile bir hatıra…
(link)
Bisikletlerimizin önüne tur rotamızı gösteren plakalarımızı astık. Baştan sona kadar gideceğimiz tüm il ve ilçeleri gösteriyor.
(link)
Akçaabat’ı hızla geride bırakıyoruz. Trafikte bisiklet sürmek epey zor oluyor ve bir an önce trafikten çıkmak için hızla ilerliyoruz. Akçaabat çıkışında Çarşıbaşı’na 20 km yolumuz kaldığını gösteren tabelada fotoğraf çekiliyoruz bu defa.
(link)
Karadeniz kudurmuş gibi hırçın dalgalar ile sahili dövüyor adeta. Bizde bu güzel manzarayı izlemek için kısa bir mola veriyoruz.
(link)
Mola sırasında bol bol fotoğraf çekiyoruz tabi. Bunlardan birisi de kendimi çekme çabası ile ben… Gülüyoruz tüm tur boyunca, gülmeliyiz de zaten… Keyifli bir turun daha ilk günündeyiz, neler bekliyor bizi neler…
(link)
Bu güzel manzara fonunda sevgili Kaan’ı fotoğraflıyoruz.
(link)
Şöyle bir daha ben çekileyim diye geçiyorum objektifin önüne.
(link)
Ufukta ki manzara ise muhteşem ötesi. Kara bulutların ardında yüzünü göstermeye çalışan güneş ışıkları. Çok güzel bir manzara gerçekten.
(link)
Bu güzel manzara fonunda Kaan’ı fotoğraflıyorum.
(link)
Biz burada fotoğraf çekilirken bisikletlerimiz ise bizi yol kenarında beklemedeler.
(link)
Nesim kardeşimin objektifinden bir fotoğraf.
(link)
Çarşıbaşı’ya ulaşıyoruz, ama burada da oyalanmıyoruz ve yolumuza devam ediyoruz.
(link)
Karadeniz’in sahil görüntülerinden bir kaç görüntü daha.
(link)
(link)
Lastik havalarımızı tamamlamak için bir petrol istasyona giriyoruz ve gerekli psi ile tamamlıyoruz lastiğimizi.
(link)
Yine fotoğraf çekmek için uygun yerler bakıyoruz. Ben iş başında iken Nesim beni yakalıyor.
(link)
Karadeniz sahil yolunda hızla ilerliyoruz. Yol düz ve geniş olduğu için hiç bir sıkıntı çekmiyoruz.
(link)
Vakfıkebir’deyiz ve uzun bir mola veriyoruz. Dinlenirken de çaylarımızı yudumluyoruz. Yola çıkalı 50 km kadar oldu. Herşey yolunda ve keyifle yol alıyoruz.
(link)
Molanın ardından tekrar yoldayız ve Vakfıkebir çıkışında bir fırın önünde duruyoruz. Türkiye’nin her noktasında bulunan Meşhur Vakfıkebir ekmeğini vatanından, merkezinden alıyoruz.
(link)
Beşikdüzü ilçesini geçtikten sonra yağmur tekrar başlıyor ve uygun bir yer bulana kadar sırılsıklam oluyoruz. Ahmak ıslatan dediğimiz türden yağan yağmur çok kısa sürede sucuk gibi yapıyor. Bir petrol istasyonuna sığınıyoruz ve üzerimizi kuru birşeyler ile değiştiriyoruz. Acıkmışız da, hemen ekmeğimizi çıkartıp kesmeye çalışıyoruz. Kocaman ekmek, neresinden başlasak diye düşünmeden edemiyoruz tabi. Nesim bıçağı eline almış, ekmek ile savaşmaya başlıyor.
(link)
Kaan’ın evden getirdiği gül reçeli ile ekmeğimizin bir kısmını yiyoruz. Tabi bu ekmeği bitirmek pek kolay değil. Kaç gün taşırız bilmiyorum.
Yemeğimiz bitti çaylarımızı da içtik ama yağmur devam ediyor. Onu beklerken de muhabbet ediyoruz. Nesim ile 2 yıl aradan sonra buluşuyoruz ve konuşacak birçok şey birikmiş. Daha önce 2009 yılında Muğla-İzmir-Van turunda Elazığ’dan sonra birlikte pedallamıştık. Tekrar bir turda buluşmak gerçekten çok güzel.
(link)


