Mesut Girgiç
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 28 Mart 2006
- Mesaj
- 4.517
- Tepki
- 11.601
- Şehir
- Konya
Bu Pazar günü (7 Ekim) Ramazan olmasına rağmen kendimizi daha fazla tutamadık ve uzun yola gitmek istedik.
Şerafettin Camii (Konya) önünde toplanmaya karar verdik.
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at.jpg
Ekibe ısrarla iki delikanlı (Çocuk) katılmak istedi..
Fotoğraf çekimi için bizden müsaade kopardılar..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at2.jpg
İşte ekibin tamamı.
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at1.jpg
Konyada insanları sadece fotoğraf karelerinde değil, şehrin heryerinde bisiklet üzerinde görmek mümkün..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at4.jpg
Şehrin trafik keşmekeşi bizi bunalttı.. En kısa yoldan şehir dışına kendimizi zor attık..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at3.jpg
Sarı lale:
(Not: Aralara serpiştirdiğim çiçek makroları gezdiğimiz yerlerden değil maalesef. Bizim evin bahçesinden...)
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at17.jpg
Ekip kendini şehir dışına atınca çok rahat etti.. Ohhh dünya varmış dedi...
Saraçoğlu yolundan Çatalhöyük istikametine doğru gidiyoruz..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at7.jpg
Aslında gezinti modunda yapmayı planladığımız etkinliğimizi Ahmet hoca resmen bir yarış havasına çevirdi. Yakalayabildiğim üç ironu arkama alıp ironman tarzı foto çekiyorum.
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at5.jpg
Karşıdan rüzgar o kadar kuvvetli esiyor ki, kimse önündekinin rüzgar tünelinden(deryarından) dışarı çıkmak istemiyordu.
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at9.jpg
Birara yarışçı Ahmet hocayı da yakalayıp arkama alıyorum. (Soldaki bisikletçi)
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at6.jpg
Ortalama 30 km. hızla rüzgara karşı pedal basarak yaklaşık 45 km. de vücutlarımızdaki tüm yedek su rezervini tüketiyoruz.
Daha doğrusu Ahmet hoca bizi tüketiyor..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at10.jpg
Küpeli: ( Bu gezi de bizim kulağımıza küpe olsun)
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at20.jpg
Nihayet 40 km. civarında ilk Çatalhüyük tabelasına rastlıyoruz.
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at13.jpg
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at19.jpg
O sırada Ahmet hocayı evden telefonla arıyorlar(cepten). Allahtan olacak ki iftara misafiri gelecekmiş. Mecburen geri dönüyoruz. (Ekip çok üzülüyor ve neredeyse üzüntüsünden def çalıp oynuyor)
Bu noktada biraz dinlenme fırsatı bularak sizler için manzara fotosu çekmeye çalışıyorum. Ama etrafta pek manzara göremiyorum. Gördüklerim sadece şunlardı. (Beğenmezseniz anlayışla karşılarım)
İşte sığırlar.
Zannımca “sığır gibi bakmak” tabiri bu fotodaki sığırları gören biri tarafından ilk olarak kullanılmıştır.
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at15.jpg
Boğa abi, ben burdayım diyor ama, boğadaki bir eksiği bakalım bulabilecekmisiniz?
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at14.jpg
Susuzluktan dilimiz damağımıza yapıştı ancak bisikletlerde ne suluk var ne de su..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at16.jpg
Susuzluktan kıvranırken şu tarlayı bile kıskandık..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at12.jpg
Dönüşte açlık ve susuzluktan dolayı ritim düştü, ekip koptu..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at11.jpg
Gezimiz toplam 80 km. idi. 3.5 saatte bitti. Çatalhöyüğe gitmedik. Daha önce oraya 3 kez bisikletlerle gitmiş ve sizlerle paylaşmıştık. Dileyen bu sitedeki arama motorundan o gezi paylaşımlarımıza ulaşabilir.
Not: Yolda giderken bir ara Ahmet hocanın bize moral verip sonra daha da hızlandırmak için anlattığı bir fıkrayı size aktarmak istiyorum.
Aç bir tilki bir ramazan ayında ormanda karnının doyurmak için geziniyormuş.
Birden karşısında bubi tuzağına bağlanmış koskoca bir but görmüş.
Tuzağı farkettiği için kenara çekilip beklemeye başlamış.
O sırada bir kurt gelip eti görmüş. Tilkiyi de farketmiş ve ona dönerek
- “Niye eti yemiyon len Tilki” demiş.
Tilki de cevapla:
- “Niyetliyim(oruçluyum) kurt abi” demiş.
Kurt eti tek başına yemeye karar vererek haarrrt diye ısırmış.
Aynı anda bubi tuzağı GÜÜÜÜÜMMM diye patlayarak eti bir yana kurtu bir yana fırlatmış atmış...
Tilki de koşup eti yemeye başlamış..
Kurt kan revan içinde yattığı yerden bir gözünü zoru zoruna aralayarak tilkiye bağırmış..
- Ülen serseri, hani niyetliydin?
Tilki cevapla:
- Top patladı abi..
- - - - - - - - - - - -
Haydi, hoşçakalın... ALLAH kimseyi aç ve susuz bırakmasın...
Şerafettin Camii (Konya) önünde toplanmaya karar verdik.
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at.jpg
Ekibe ısrarla iki delikanlı (Çocuk) katılmak istedi..
Fotoğraf çekimi için bizden müsaade kopardılar..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at2.jpg
İşte ekibin tamamı.
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at1.jpg
Konyada insanları sadece fotoğraf karelerinde değil, şehrin heryerinde bisiklet üzerinde görmek mümkün..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at4.jpg
Şehrin trafik keşmekeşi bizi bunalttı.. En kısa yoldan şehir dışına kendimizi zor attık..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at3.jpg
Sarı lale:
(Not: Aralara serpiştirdiğim çiçek makroları gezdiğimiz yerlerden değil maalesef. Bizim evin bahçesinden...)
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at17.jpg
Ekip kendini şehir dışına atınca çok rahat etti.. Ohhh dünya varmış dedi...
Saraçoğlu yolundan Çatalhöyük istikametine doğru gidiyoruz..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at7.jpg
Aslında gezinti modunda yapmayı planladığımız etkinliğimizi Ahmet hoca resmen bir yarış havasına çevirdi. Yakalayabildiğim üç ironu arkama alıp ironman tarzı foto çekiyorum.
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at5.jpg
Karşıdan rüzgar o kadar kuvvetli esiyor ki, kimse önündekinin rüzgar tünelinden(deryarından) dışarı çıkmak istemiyordu.
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at9.jpg
Birara yarışçı Ahmet hocayı da yakalayıp arkama alıyorum. (Soldaki bisikletçi)
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at6.jpg
Ortalama 30 km. hızla rüzgara karşı pedal basarak yaklaşık 45 km. de vücutlarımızdaki tüm yedek su rezervini tüketiyoruz.
Daha doğrusu Ahmet hoca bizi tüketiyor..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at10.jpg
Küpeli: ( Bu gezi de bizim kulağımıza küpe olsun)
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at20.jpg
Nihayet 40 km. civarında ilk Çatalhüyük tabelasına rastlıyoruz.
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at13.jpg
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at19.jpg
O sırada Ahmet hocayı evden telefonla arıyorlar(cepten). Allahtan olacak ki iftara misafiri gelecekmiş. Mecburen geri dönüyoruz. (Ekip çok üzülüyor ve neredeyse üzüntüsünden def çalıp oynuyor)
Bu noktada biraz dinlenme fırsatı bularak sizler için manzara fotosu çekmeye çalışıyorum. Ama etrafta pek manzara göremiyorum. Gördüklerim sadece şunlardı. (Beğenmezseniz anlayışla karşılarım)
İşte sığırlar.
Zannımca “sığır gibi bakmak” tabiri bu fotodaki sığırları gören biri tarafından ilk olarak kullanılmıştır.
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at15.jpg
Boğa abi, ben burdayım diyor ama, boğadaki bir eksiği bakalım bulabilecekmisiniz?
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at14.jpg
Susuzluktan dilimiz damağımıza yapıştı ancak bisikletlerde ne suluk var ne de su..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at16.jpg
Susuzluktan kıvranırken şu tarlayı bile kıskandık..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at12.jpg
Dönüşte açlık ve susuzluktan dolayı ritim düştü, ekip koptu..
http://i201.photobucket.com/albums/aa225/ozmesra/at11.jpg
Gezimiz toplam 80 km. idi. 3.5 saatte bitti. Çatalhöyüğe gitmedik. Daha önce oraya 3 kez bisikletlerle gitmiş ve sizlerle paylaşmıştık. Dileyen bu sitedeki arama motorundan o gezi paylaşımlarımıza ulaşabilir.
Not: Yolda giderken bir ara Ahmet hocanın bize moral verip sonra daha da hızlandırmak için anlattığı bir fıkrayı size aktarmak istiyorum.
Aç bir tilki bir ramazan ayında ormanda karnının doyurmak için geziniyormuş.
Birden karşısında bubi tuzağına bağlanmış koskoca bir but görmüş.
Tuzağı farkettiği için kenara çekilip beklemeye başlamış.
O sırada bir kurt gelip eti görmüş. Tilkiyi de farketmiş ve ona dönerek
- “Niye eti yemiyon len Tilki” demiş.
Tilki de cevapla:
- “Niyetliyim(oruçluyum) kurt abi” demiş.
Kurt eti tek başına yemeye karar vererek haarrrt diye ısırmış.
Aynı anda bubi tuzağı GÜÜÜÜÜMMM diye patlayarak eti bir yana kurtu bir yana fırlatmış atmış...
Tilki de koşup eti yemeye başlamış..
Kurt kan revan içinde yattığı yerden bir gözünü zoru zoruna aralayarak tilkiye bağırmış..
- Ülen serseri, hani niyetliydin?
Tilki cevapla:
- Top patladı abi..
- - - - - - - - - - - -
Haydi, hoşçakalın... ALLAH kimseyi aç ve susuz bırakmasın...


