five
Part time turcu
- Kayıt
- 29 Temmuz 2005
- Mesaj
- 1.506
- Tepki
- 4.123
- Yaş
- 54
- Şehir
- İstanbul-Bostancı
- Başlangıç
- 1995—96
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
Merhaba,
Geçen yılın son ayında, uzun bir araştırma ve bekleme süresi sonunda siparişini verdim Tito’nun. Tito dediğim yeni bisikletim. Tİtanium TOuring’den arakladığım bir kısaltmayı ismi yaptığım, önceleri titanyumun neden olduğunu bilmediğim çekiciliğine bir de çekiş sistemini değiştirip tamamen yeni bir konsepte (Rohloff+belt drive) geçişle farklı bir dünyaya adım attığım bisikletim. Araştırma, fiyatlandırma ve sipariş süreçlerinin ardından kayınbiraderimin bağlantıları sayesinde hem elimdeki kullanmak istediğim malzemeleri (Rockshox Paragon maşa, Brooks sele, Marathon Mondial lastikler) gönderip hem de bisikletin Türkiye’ye getirilmesini sağladım. Triton Bikes’ın sahibi ve her şeyi Dmitry ile mesajlaşıp onun önerileri ve benim tercihlerimle konfigürasyonu şekillendirdik. Birkaç hafta önce havalimanından alıp sahilde kısa sürüşlerden sonra ilk kısa ama esaslı turu geçen hafta sonu gerçekleştirdim. Rotam Akyazı’dan başlayıp Sülüklügöl, Taşkesti, Göynük, Taraklı, Geyve, Mekece, İznik, Yalova, İstanbul şeklindeydi. Bu rotayı 2.5 günde geçmeyi planlamıştım.
Babamdan beni aracıyla Akyazı’ya götürmesini rica etmiştim. Uygun bir benzinlikte hazırlanıp kendisiyle vedalaştım ve yola çıktım. Kendisi beni ilk yokuşun başına kadar götürmek istemişti ama ben önlemimi almıştım. Arabayı ben kullandığım için Akyazı’ya yakın bir kavşaktan geriye dönüp benzinlikte ineceğimi ve yola çıkacağımı söylemiştim. Aslında bıraksam babam beni Göynük’e bile götürürdü.
1. gün : Akyazı – Sülüklügöl – Taşkesti-Göynük
Mesafe : 107,28 km
Yolda geçen süre : 09:17 saat
Ortalama hız : 11,54 km/s
Maksimum hız : 50,93 km/s
Ortalama eğim çıkış : %6
Maksimum eğim çıkış : %16
Ortalama eğim : %-3
Maksimum eğim iniş : %-13
Babamla yola çıkmadan önce selfie
Yola çıkmadan önce son kontrol
Yola çıktım. Hava çok güzeldi ama daha da ısınacağı belliydi.
Uygun bir ayak bulamayınca ve bu kadroya takma denince Bisiklet Evim’deki arkadaşın önerisiyle Topeak’ın bikestand ürününü aldım. Bir ayak kadar pratik olmasa da işe yaradı.
Dokurcun’a kadar ana yoldan devam ettikten sonra ayrılıp Dokurcun’un merkezine girdim. Bir çorba içip Sülüklügöl’e çıkmak için ana yoldan ayrıldım. Yol ve çevresi harikaydı.
Yaklaşık 10 km.’lik tırmanışın 7 km.lik bölümü stabilize ve topraktı. Yükseldikçe hem eğim artıyor hem de zemin bozuluyordu. Belirli bir noktadan sonra artık bisiklet üzerinde ilerleyemedim ve yaklaşık 2 km.’lik bir bölümü bisikletimi ele alıp çıkmak zorunda kaldım. Arada tekrar bisiklete binmek için denemeler yaptığım bir sırada sol diz kapağımın hemen üstündeki kasın kasılması sonucu birkaç dakika bisiklet üzerinde hareket edemez bir biçimde kaldım. Ne bisikletten inebiliyor ne de pedala basabiliyordum. O anda daha fazla zorlamamaya karar verip dönmeyi düşündüm ama oraya kadar gelmişken dönmemek için biraz dinlenip devam ettim.
Sonunda Sülüklügöl’e vardım. Benim dışımda yolda beni geçen arabalı gençler vardı. Kampa gelmişlerdi. Sessiz, sakin, muhteşem bir doğa içinde kamp yapmak harika olmalı…
Yolun dönüşü, 10 km’lik inişe rağmen çıkış kadar yorucuydu. Bozuk, eğimli ve sürekli frenle iniyorsunuz…
Yol indikten sonra bir noktaya kadar sürekli yükselen, sonra da Taşkesti’ye inen yoldan devam ettim. Karnım çok açtı ve Taşkesti’de yemek yemeyi planlıyordum.
Akşam saatlerinde daha 40 km. yolum vardı ama plan Göynük’tü ve devam edecektim. Yol bir süre düz devam etti. Taşkesti’deki yağmur tehlikesi kısa zamanda sona erdi. Akşam oldu ve hava karardı. Kalan yolun bir kısmı çıkış gerisi de inişti ama yol çalışmasına denk gelince far ışığında inişi yolun çukurlarından kaçarak gerçekleştirebildim.
Göynük’ün girişindeki kapı tanıdık gelmişti Ankara’dan. Sonra yoldaki Ankara Büyükşehir Belediyesi yazısını görünce “Tamam.” dedim.
İlk gün rotası ve eğimler
2. gün : Göynük-Geyve-Mekece-İznik
Mesafe : 124,33 km
Yolda geçen süre : 07:13 saat
Ortalama hız : 17,19 km/s
Maksimum hız : 63,67 km/s
Ortalama eğim çıkış : %4
Maksimum eğim çıkış : %11
Ortalama eğim : %-2
Maksimum eğim iniş : %-7
Ay akşamdan ışıktır/ Yaylalar yaylalar/ Yüküm şimşir kaşıktır/ Yaylalar yaylalar
Eşimin Göynük’ten siparişi şimşir kaşıktı
Göynük’ten sabah manzaraları
Yol boyu yeşil göz alıyordu.
Yol bilgisayarında sıcaklık 41-42 dereceyi gösterirken Taraklı sonrası tırmanış başladı. Yoldaki çeşmelerden su takviyesi yaparak devam ettim.
Geyve’de yemek molası sırasında lokantadaki arkadaş bisikletimi görü “Abi karbon mu ?” diye sordu. Kendi bisikleti karbonmuş. Epeyce bir bisiklet muhabbeti yaptıktan sonra Geyve’den ayrılırken yanlışlıkla tali yola girdim ama bu yol beni Sakarya nehrinin üzerindeki tarihi köprüye götürdü. Sakarya dingin ama heybetli bir şekilde akıyordu.
Adapazarı-Bilecik yolundan ayrılıp İznik istikametine girdikten kısa süre sonra Çerkesli Göleti karşıladı beni.
Gece İznik’te dolaşırken oldukça yorulmuştum.
İkinci gün rotası ve eğimler
3. gün : İznik – İstanbul
Mesafe : 82,43 km
Yolda geçen süre : 05:28 saat
Ortalama hız : 15,07 km/s
Maksimum hız : 50,93 km/s
Ortalama eğim çıkış : %3
Maksimum eğim çıkış : %9
Ortalama eğim : %-2
Maksimum eğim iniş : %-6
İznik Gölü çevresi, klasik antrenman rotamız olduğundan artık fazla fotoğraf çektiğim bir ortam değil. Kuzey yolundan Orhangazi’ye doğru ilerlerken yolda yol bisikletleriyle geziye çıkmış birkaç bisikletli görüp selamlaştım. Ardından kırmızı beyaz formalarıyla adet bir Worl Tour takımı formatında olan bir grupla karşılaşıp selamlaştım. Tam yanlarından geçmiştim ki “Murat Beey” diye bir ses duydum. “Eveet” diye bağırdım. Durdum. Baktım grup da durmuştu. Aramızda 100 m. civarı mesafe vardı. Dönüp onlara doğru sürdüm. Grup Arçelik Beylikdüzü bisiklet grubuydu. Çok güzel bir tesadüf eseri karşılaşmıştık. Gruptan Mustafa Bey beni “format”ımda tanıdığını söylemişti. Koyu forma ve kask ve yeni bisikletimden…
Üçüncü gün rotası ve eğimler
Yeni bisiklet ve Rohloff hakkında
Yeni bisiklette sadece titanyum kadro ve özellikle karbon kayışlı Rohloff vites sistemini de test etmiş oldum. Eski sistemde pedal çevirmeden vitesi değiştirilemiyordu ama göbekten vitesli sistemde pedalı çevirmemek gerekiyor. Vites aralıkları diğer bisikletimdeki XT vites sistemine yakın olduğu için vites aralıklarını yadırgamadım. Durduğum yerde vitesleri değiştirebiliyor olmak yeniden pedal çevirmeye başladığım yerlerde çok büyük avantaj sağladı. Ama gripshift’i kullanmak için biraz daha çalışmalıyım. Arada vitesi düşürmek yerine arttırdığım oldu.
Ergon GP5’i de hem elcik hem de barend kombinasyonu olarak başarılı buldum. Yolda bir çok pozisyonda tutuş rahatlığı sağlıyor.
Geçen yılın son ayında, uzun bir araştırma ve bekleme süresi sonunda siparişini verdim Tito’nun. Tito dediğim yeni bisikletim. Tİtanium TOuring’den arakladığım bir kısaltmayı ismi yaptığım, önceleri titanyumun neden olduğunu bilmediğim çekiciliğine bir de çekiş sistemini değiştirip tamamen yeni bir konsepte (Rohloff+belt drive) geçişle farklı bir dünyaya adım attığım bisikletim. Araştırma, fiyatlandırma ve sipariş süreçlerinin ardından kayınbiraderimin bağlantıları sayesinde hem elimdeki kullanmak istediğim malzemeleri (Rockshox Paragon maşa, Brooks sele, Marathon Mondial lastikler) gönderip hem de bisikletin Türkiye’ye getirilmesini sağladım. Triton Bikes’ın sahibi ve her şeyi Dmitry ile mesajlaşıp onun önerileri ve benim tercihlerimle konfigürasyonu şekillendirdik. Birkaç hafta önce havalimanından alıp sahilde kısa sürüşlerden sonra ilk kısa ama esaslı turu geçen hafta sonu gerçekleştirdim. Rotam Akyazı’dan başlayıp Sülüklügöl, Taşkesti, Göynük, Taraklı, Geyve, Mekece, İznik, Yalova, İstanbul şeklindeydi. Bu rotayı 2.5 günde geçmeyi planlamıştım.
Babamdan beni aracıyla Akyazı’ya götürmesini rica etmiştim. Uygun bir benzinlikte hazırlanıp kendisiyle vedalaştım ve yola çıktım. Kendisi beni ilk yokuşun başına kadar götürmek istemişti ama ben önlemimi almıştım. Arabayı ben kullandığım için Akyazı’ya yakın bir kavşaktan geriye dönüp benzinlikte ineceğimi ve yola çıkacağımı söylemiştim. Aslında bıraksam babam beni Göynük’e bile götürürdü.
1. gün : Akyazı – Sülüklügöl – Taşkesti-Göynük
Mesafe : 107,28 km
Yolda geçen süre : 09:17 saat
Ortalama hız : 11,54 km/s
Maksimum hız : 50,93 km/s
Ortalama eğim çıkış : %6
Maksimum eğim çıkış : %16
Ortalama eğim : %-3
Maksimum eğim iniş : %-13
Babamla yola çıkmadan önce selfie
Yola çıkmadan önce son kontrol
Yola çıktım. Hava çok güzeldi ama daha da ısınacağı belliydi.
Uygun bir ayak bulamayınca ve bu kadroya takma denince Bisiklet Evim’deki arkadaşın önerisiyle Topeak’ın bikestand ürününü aldım. Bir ayak kadar pratik olmasa da işe yaradı.
Dokurcun’a kadar ana yoldan devam ettikten sonra ayrılıp Dokurcun’un merkezine girdim. Bir çorba içip Sülüklügöl’e çıkmak için ana yoldan ayrıldım. Yol ve çevresi harikaydı.
Yaklaşık 10 km.’lik tırmanışın 7 km.lik bölümü stabilize ve topraktı. Yükseldikçe hem eğim artıyor hem de zemin bozuluyordu. Belirli bir noktadan sonra artık bisiklet üzerinde ilerleyemedim ve yaklaşık 2 km.’lik bir bölümü bisikletimi ele alıp çıkmak zorunda kaldım. Arada tekrar bisiklete binmek için denemeler yaptığım bir sırada sol diz kapağımın hemen üstündeki kasın kasılması sonucu birkaç dakika bisiklet üzerinde hareket edemez bir biçimde kaldım. Ne bisikletten inebiliyor ne de pedala basabiliyordum. O anda daha fazla zorlamamaya karar verip dönmeyi düşündüm ama oraya kadar gelmişken dönmemek için biraz dinlenip devam ettim.
Sonunda Sülüklügöl’e vardım. Benim dışımda yolda beni geçen arabalı gençler vardı. Kampa gelmişlerdi. Sessiz, sakin, muhteşem bir doğa içinde kamp yapmak harika olmalı…
Yolun dönüşü, 10 km’lik inişe rağmen çıkış kadar yorucuydu. Bozuk, eğimli ve sürekli frenle iniyorsunuz…
Yol indikten sonra bir noktaya kadar sürekli yükselen, sonra da Taşkesti’ye inen yoldan devam ettim. Karnım çok açtı ve Taşkesti’de yemek yemeyi planlıyordum.
Akşam saatlerinde daha 40 km. yolum vardı ama plan Göynük’tü ve devam edecektim. Yol bir süre düz devam etti. Taşkesti’deki yağmur tehlikesi kısa zamanda sona erdi. Akşam oldu ve hava karardı. Kalan yolun bir kısmı çıkış gerisi de inişti ama yol çalışmasına denk gelince far ışığında inişi yolun çukurlarından kaçarak gerçekleştirebildim.
Göynük’ün girişindeki kapı tanıdık gelmişti Ankara’dan. Sonra yoldaki Ankara Büyükşehir Belediyesi yazısını görünce “Tamam.” dedim.
İlk gün rotası ve eğimler
2. gün : Göynük-Geyve-Mekece-İznik
Mesafe : 124,33 km
Yolda geçen süre : 07:13 saat
Ortalama hız : 17,19 km/s
Maksimum hız : 63,67 km/s
Ortalama eğim çıkış : %4
Maksimum eğim çıkış : %11
Ortalama eğim : %-2
Maksimum eğim iniş : %-7
Ay akşamdan ışıktır/ Yaylalar yaylalar/ Yüküm şimşir kaşıktır/ Yaylalar yaylalar
Eşimin Göynük’ten siparişi şimşir kaşıktı
Göynük’ten sabah manzaraları
Yol boyu yeşil göz alıyordu.
Yol bilgisayarında sıcaklık 41-42 dereceyi gösterirken Taraklı sonrası tırmanış başladı. Yoldaki çeşmelerden su takviyesi yaparak devam ettim.
Geyve’de yemek molası sırasında lokantadaki arkadaş bisikletimi görü “Abi karbon mu ?” diye sordu. Kendi bisikleti karbonmuş. Epeyce bir bisiklet muhabbeti yaptıktan sonra Geyve’den ayrılırken yanlışlıkla tali yola girdim ama bu yol beni Sakarya nehrinin üzerindeki tarihi köprüye götürdü. Sakarya dingin ama heybetli bir şekilde akıyordu.
Adapazarı-Bilecik yolundan ayrılıp İznik istikametine girdikten kısa süre sonra Çerkesli Göleti karşıladı beni.
Gece İznik’te dolaşırken oldukça yorulmuştum.
İkinci gün rotası ve eğimler
3. gün : İznik – İstanbul
Mesafe : 82,43 km
Yolda geçen süre : 05:28 saat
Ortalama hız : 15,07 km/s
Maksimum hız : 50,93 km/s
Ortalama eğim çıkış : %3
Maksimum eğim çıkış : %9
Ortalama eğim : %-2
Maksimum eğim iniş : %-6
İznik Gölü çevresi, klasik antrenman rotamız olduğundan artık fazla fotoğraf çektiğim bir ortam değil. Kuzey yolundan Orhangazi’ye doğru ilerlerken yolda yol bisikletleriyle geziye çıkmış birkaç bisikletli görüp selamlaştım. Ardından kırmızı beyaz formalarıyla adet bir Worl Tour takımı formatında olan bir grupla karşılaşıp selamlaştım. Tam yanlarından geçmiştim ki “Murat Beey” diye bir ses duydum. “Eveet” diye bağırdım. Durdum. Baktım grup da durmuştu. Aramızda 100 m. civarı mesafe vardı. Dönüp onlara doğru sürdüm. Grup Arçelik Beylikdüzü bisiklet grubuydu. Çok güzel bir tesadüf eseri karşılaşmıştık. Gruptan Mustafa Bey beni “format”ımda tanıdığını söylemişti. Koyu forma ve kask ve yeni bisikletimden…
Üçüncü gün rotası ve eğimler
Yeni bisiklet ve Rohloff hakkında
Yeni bisiklette sadece titanyum kadro ve özellikle karbon kayışlı Rohloff vites sistemini de test etmiş oldum. Eski sistemde pedal çevirmeden vitesi değiştirilemiyordu ama göbekten vitesli sistemde pedalı çevirmemek gerekiyor. Vites aralıkları diğer bisikletimdeki XT vites sistemine yakın olduğu için vites aralıklarını yadırgamadım. Durduğum yerde vitesleri değiştirebiliyor olmak yeniden pedal çevirmeye başladığım yerlerde çok büyük avantaj sağladı. Ama gripshift’i kullanmak için biraz daha çalışmalıyım. Arada vitesi düşürmek yerine arttırdığım oldu.
Ergon GP5’i de hem elcik hem de barend kombinasyonu olarak başarılı buldum. Yolda bir çok pozisyonda tutuş rahatlığı sağlıyor.


