Scudo Sports

Teşekkür ederim kibar beyefendi

ben bir şeyi anlayamıyorum, Şöförler neden bisikletlilere düşman ? ne yaptık kan davası mı var aramızda durmadan sıkıştırıyorlar korna çalıp bağırıyorlar ?
 
Scudo
özellikle münübüs şoförleri
kuralları içselleştirememişler biraz da eğitimsizlik vs
yanımdan öyle geçiyolar ki düşürüp suçu üstlenmeyecekler!
bir gün birisi benden fena dayak yiyecek sonunda o olacak
 
Valla bunlara paranızın zırnığını kazandırmamanız en güzel mücadele yöntemi gibi geliyor ama eminim ki şikayet ettiğiniz o minibüslere eninde sonunda biniyorsunuz. Ben mi? en son bindiğimde yirmili yaşlardaydım.... Daha sonra sıkı bir İETT disiplini edindim, tabii bu biraz da güzergah meselesi, ancak envai çeşit otobüsün artı metronun bulunduğu sözgelimi bir E5 hattında minibüse binenlere yazık diyorum. Şikayet etme hakkınız yok.
 
@nazmi bilmez

adam çalışıyor sen bisikletle geziyon diye muhtemelen.. ne de olsa bisiklet bu topraklarda hala çocuklar için karne hediyesi kıvamında
 
@türkay yılmaz
çok doğru , bisikletin ulaşım aracı olduğunu nasıl öğreteceğiz insanımıza :( .
 
Sen dolmusta mezbahaya goturulen koyun gibi tasinmak icin tonla para vermezsin ha?! Tabi ki sıkıştıracak!
Bu bisiklet sogutuyor adami toplu tasimadan. Dun aksam bisiklet yoktu otobuse binmek de istemedim 8 km yürüdüm o yagmurda.. :D
Ayrica bisikletliler olarak centipmenlik konusunda diger arac suruculerinden cok daha iyi bir durumdayiz :) boyle devam eder umarim

 
@türkay yılmaz

Olur mu öyle bende çalışıyorum okuyorum. O zaman bende gidiyim otobüslerin tekerlerini bıçaklayayım hazmedemeyip. Eğitimsizlik kötü bir şey gerçekten
 
2010 dan beri ietteye binmedim dolmuşlarada yılda 1-2 defa,iett ve dolmuşlara bakınca istiflenmiş koyun sürüsü görüyorum
 
Bu ülke de her şey olabilir, Meril Çiğdem bisiklet sürerken kaza sonucu hayatını kaybetti,Meril Çiğdem'in hayatını sonlandıran şahıs 8 yıl yatıp insanların arasına karışacak, insan hayatı mı? bu kadar ucuz.

Bisiklet sürerken 4 gözlü oluyorum.. yapacak pek birşey yok ortalık yaratıklar ile dolu,dikkat etmek şart.
 
@Çağlayan

ben araba kullanırken bile tedirgin oluyorum, kurallara uymayan o kadar çok sürücü var ki.. kırmızı ışıkta durmuyorlar en basitinden.. kırmızı yahu sen dur diye yanıyo ama yok, özellikle ticari araçlar saldım çayıra mevlam kayıra modunda takılıyorlar.. bütün bu kaosu çözmesi gereken idari kurumların içindeki insanlar da aynı kafadan olduğundan yapacak birşey yok..
 
Trafikte yaşanacaklar konusunda çok dikkatli olmak gerekiyor. Kimi zaman kaza geliyorum diyor ve olan oluyor. Anlatmama gerek yok bisiklet motosiklet sürücüleri hep mağdur yaralı yada ölü. Buna rağmen birbirinin yarasını sarıyor moral veriyor eylemler yapıp Trafikte bizde varız diyor. Gel görelim devlet ne yapıyor aslında hiç birşey yapmıyor. Yapılanlarda göstermelik. Bisikletliler için trafik denetlemesi yok, güvenlik yok, bilgilendirme yok, kamu spotu yok, yeterli yol yok, yok yok yok. Aslında durum çok basit her şey bisikletin üzerinden düşene kadar ya yaralırsın ya ölürsün. Şanlıysan yaralı halde yardımına koşan olur şansızsan işin zor. Bende her kim olursa olsun ister yaya ister bisikletli yardım için elimden ne gelirse yaparım ve yapacağım. Herkesin aynı hassasiyetle durumu değerlendirmesini rica ederim. Konuyu açan Nil hanıma geçmiş olsun. Yardımına koşan beyede saygılarımı sunarım. Trafikte hiç bir kimsenin zarar görmemesi dileğiyle.... İyi forumlar
 
@Mehmet Tuğrul CANBAŞ

Toplu taşımayı kullanmak onların tercihi. Onlar da pekâlâ bisiklet ile ulaşımlarını sağlayabilir.
"Aman bisiklet çok tehlikeli, trafikte bisiklet mi kullanılır, evim çok uzak, yağmur yağıyor, şu bu bilmem ne..." diyerek bahane üretirlerse, otobüslerdeki görüntü de çok iyi olmaz.
Tabiri hakkında bir şey söyleyemem. Ama söylemek istediği de çok açık.

İnsanlar kendilerini minibüse, otobüse ve dolmuşa şartlandırdığı için şoförler de arsız ve saygısız oluyor. Nasıl olsa müşteri bulacak ve o minibüsler o hat üzerinde mitoz bölünmeyle çoğalacak.
Onlar tıkış tepiş otobüste gidiyor, biz bisiklet üzerinde ölüm tehlikesiyle gidiyoruz. Bence bisiklet kullanmayanlar, bize ayak uydurmadığı için özür dilemeli ve aramıza katılmalı.

Çok mu cesaretliyiz yoksa diğer insanlar mı çok korkak?
 
Gideceğim yer çok uzak olmadığı sürece toplu taşımayı tercih etmiyorum. İsterse 1 saat yürümem gereksin, yine yürürüm ama o otobüse, dolmuşa vs binmem. Belim ağrır bacağıma kramp girer yine de yürürüm. Sabırsız insanlar, balık istifi gibi üst üste gitmene rağmen daha çok insan almaya çalışan şöfor, kültürsüzlük, yer vermeyince pörtlek gözlerle bakan orta yaşlı teyzeler... Bisiklet aldığıma çok memnunum bu yüzden. Bisiklet süremeyecek durumum olsaydı da gider elektrikli bisiklet, scooter vs alırdım.

Konudan alakasız oldu ama geçmiş olsun tekrardan. Dolmuşçulardan ayrıca nefret ediyorum. Sürücü kursundayken beni sıkıştırıp kaza yapmama sebep olmuştu bi tanesi. Araba sürmeyi yeni öğrenen bi insanı sıkıştırıyor. Gerisini siz düşünün.
 
Öncelikle geçmiş olsun.

Kramp sancısıyla birlikte aklınıza gelmemiştir eminim ama bu gibi durumlarda;

- Yaralandığınızı gösterir fotoğraf,

- Kazanın oluş tarihi ve saati,

- Sizi sıkıştıran aracın gidiş istikameti, plakası (rengi modeli vs ek bilgiler ekiplerin işini daha da kolaylaştıracaktır),

- Son olarak da olayın oluş şeklini anlatır kısa ve açıklayıcı bir metin hazırlayıp (link) adresine iletirseniz legal yollardan da sürücüler bisikletliler konusunda dikkatli davranmaya zorlanmış olur.

Özellikle bu konuda dolmuş şoförüne kesilecek bir ceza o hattaki şoförlerin %80'inin kulağına gideceği anlamına gelir.

Çünkü dolmuş şoförleri kırmızı ışık ihlali, hız sınırı aşımı gibi sebeplerle kesilen trafik cezaları konusunda birbirlerini sürekli uyarmaktalar.

Kazasız belasız sürüşler...
 
Türkiyedeki toplu taşıma şartları ve imkanlarından yola çıkarak hizmet alan insanları hedef almak çok doğru olmaz. Sebebi bir sürü şeye bağlı olabilir ve bu sebepler de herkesin kendince doğru sebebidir, bir büyükşehirin bir ucunda yaşayıp öbür ucundaki işine veya okuluna ulaşmak zorunluluğu olan binlerce onbinlerce insan olabilir. Bu insanların ihtiyacına cevap olmak devletin ve-veya belediyelerin vazifesidir. Yetişemediği yerde bu kamu hizmetini şahıslara taşere ediyor ve bunu denetleyemiyor ama şehrin kalabalığı insanları bu taşeronları kullanmaya mecbur bırakıyor. İşin siyasi yönleri de tartışılabilir, her kim kime oy verdiyse kamu hizmetini alırken-verirken eşit mesafede ve adil olunmalı. Ama siz sözgelimi yaz kış köprü geçmek zorundaki binlerce insanı, altyapısı hazırlanmamış bir ortamda bisiklet kullanmıyor diye eleştiriyorsunuz. Durakta fosur fosur sigara içerek otobüs bekleyen 3 kat göbek bağlamış adamı bisiklete binmiyorsun diye eleştirin bakalım (şahsınıza söylemiyorum, bunu ben söylesem ne tepki görürüm acab diyorum).

Ve sonunda sarmal şekilde, insanları büyük şehirin radyoaktif büyüsünden kurtarıp kendi memleketine, kendi toprağına geri döndürecek yatırımların, reformların gerekliliğine geri dönüyoruz (ben dahil, ne işim var lan benim istanbulda?)
 
@Murat Semiz

Elbette katılıyorum, ama 2 durak için taksi, 4 durak için de otobüs beklenmez ki. Yani azınlıkta olduğumuzu düşünürsek (çok da az değiliz aslında) bizim dışımızdaki çoğu insan yürümeyi ahmaklık olarak görüyor.
Zaten zamanında önlemini almadığı için o göbek 3 kat olmuş, 2 adım atsa... Bu arz talep meselesi sonuçta, insanlar talep etmese minibüsçülerin arzı olmaz.
İstanbul'un bir ucundan diğer ucuna işe gitmek hakkında çok şey söyleyebilirim. Onun yeri burası değil diyen çok çıkar. Bu yüzden kalsın. İşe, eve, markete bisikletiyle gidebilecek olan gitsin.
(Aslında köprü ulaşıma açılsa, otobüsteki insan sayısı da azalır. Sonuçta bu da bir belediye stratejisi)
Söylediklerim bölgesel çözüm gibi görünüyor ama herkes bölgesini çözse zaten sorun kalmayacak.

Amanın yine konu dışına çıktım. Kusura bakmayın.
 
@sedat_slave

Konunun cesaretle veya korkaklıkla alakası yok,

İnsanlar neden bisiklet kullanmıyor da dolmuş, taksi, otobüs, metro, tramvay, şahsi araç vs vs kullanarak ulaşımını sağlıyor konusu başlı başına bir tartışma konusu ve emin olun bunu burda tartışmamızın çözüme milyonda bir katkı sağlayacağına inanmıyorum.

ülkemizde (daha ziyade istanbul özelinde kalacak yazdıklarım, gidip görmediğim şehirler için fikir beyan etmem doğru olmaz.) Bisiklet bir ulaşım vasıtası olarak görülmüyorken,

Bisiklete ayrılmış özel yollarımızın oranı bütün yolların içinde %1'e bile ulaşamamışken, Bu % 1 bile olmayan bisiklet yollarımız da bilimum yabancı etmenlerin işgali altında iken,

Konunun açılmasına sebep olan olaylar her gün yüzlerce defa yaşanıyorken (forumu takip etmeyen bisiklet kullanıcılarının yaşadığı problemlerden haberdar olamıyoruz malesef),

Bisiklet kullanıcılarının yaşadığı kriminal olaylar POLİSLER TARAFINDAN bile ciddiye alınmadan geçiştiriliyorken,

İstanbul şartlarında her sabah işe gitmek için katedilen ortalama mesafenin 35.4 km civarlarında olması da göz önünde bulundurulduğunda.

"İnsanlar bisikletle işe gidip gelsin, biz de lüxemburg gibi, hollanda gibi, danimarka gibi ulaşımda bisiklet payının %50'den fazla olduğu memleketlerden biri olalım" demek, Bana göre polyannacılık malesef.

Tekrar söylüyorum, yukarıda yazdığım bütün olumsuzluklar olmasa dahi, insanları ulaşım konusunda yaptıkları tercih sebebiyle aşağılamak ve hakaret etmek hiç hoş bir durum değil.
 
@Mehmet Tuğrul CANBAŞ

Aşağılamayı desteklediğimi söylemedim. Sadece açıklamasını yaptım.
Polyannacılıksa benimkisi, sizinki de karamsarlık olur.
Çoğunluk olursak belediye yol yapmak zorunda da olur. Yani isteklerimizi yerine getirmeleri zor değil. Sahilde bisiklete binen çok diye para kazanmak için ispark, dandik bakımsız bisikletleriyle yerleşti hemen.
Önemli olan çoğunluk olmak. Bizim gibi 4 tane bisikletçi için hiçbir şey yapmazlar elbette. Elimizi taşın altına da koyup isteklerimizi her defasında dile getirmek, bu işe özendirmek lazım. Bisiklet için çabalamak lazım.

Polyannacılık diyerek sıyrılamayız.
 
Foruma 1 haftadır girmiyorum bu gidişle bu süre dahada uzayacak gibi. Her açılan konu amacından bu kadar mı sapar bu kadar mı gereksiz tartışma ortamı yaratılır amaç üzüm mü yemek bağcıyı öldürmek mi hiç bir anlam veremiyorum artık. Bu kadar karşıt görüşlü insanların ortak noktasının bisiklet olması aslında ne kadar evrensel bir spor dalı olduğunun kanıtı ama insanlarımızın birbirlerinin fikirlerine katlanaması ve kendi doğru bildiğini dayatması ortak noktayı kaybetmemize yol açıyor.

Hanımefendiye geçmiş olsun yardım eden arkadaşımıza'da iyi dileklerimizi sunabilmek bu kadar zor olmamalı
 
Geri