Scudo Sports

Tedavisi olmayan 40 Türk hastalığı

@Mythshaman Evet maalesef Anadolu'nun bu durumu binlerce yıllık bir hikaye. Şevket Süreyya Aydemir'in 'Suyu Arayan Adam'ında çok güzel anlatılıyor bu yokluk ve cehalet. Ama şu da var bu saydıklarınızın çoğu tüm ülkelerde yaşanan insanlara ait zaaflar. Her yerde var.
 
  • Beğen
Tepkiler: felixyakuza
Scudo
Bölgesel bir konu değil bu tam olarak köylü-kentli olmakla ilgili
Rahmetli İsmet İnönü CHP'nin başındayken, o dönemde dünyada yükselen değer olan sol-sosyalizm kaynaklı sınıflar arası mücadele vb. fikirleri partiye eklemlemek isteyen gençleri toplamış ve onlara şöyle demiş:

"Türkiye'de sınıflar yoktur; köylüler ve kentliler vardır."

Yani paşam "Alışmamış g.tte don durmaz" lafının kibarcasını söylemiş gençlere :)

Avrupa'da burjuva sınıfının ortaya çıkması, bu sınıfın sanayi, ticaret ve hizmet sektörüne yatırımları sonucu iş gücüne ihtiyacın artması, bu ihtiyacı karşılamak için kırsaldan kentlere göçün hızlanması, kentlerin kalabalıklaşması, üstüne sanayi devrimi ve büyük bir işçi sınıfının oluşması, kent kültürünün bu sınıfı sanat, edebiyat, spor, müzik, tiyatro, sinema, sendika vs. derken soğurması ve dönüştürmesi, kentlileşen ve bilinçlenen işçi sınıfının mücadelesi ve kazanımlar elde etmesi....

Biz bu ülkede bu süreçlerin hepsini ıskaladığımız için, ülkede doğru düzgün bir burjuva sınıfı olmadığı, tüm rant ve zenginliğin devlet tarafından yaratıldığı ve kontrol edildiği, sadece devletin uygun gördükleri arasında bölüştürüldüğü, sakıncalı gördüklerinin malına-mülküne çöküldüğü ve yok edildiği için ne doğru dürüst bir yatırım-refah ortamı oluşabildi, ne de sınıflar arası mücadeleye dayanan hak kazanımları elde edilebildi.

Tüm rant ve zenginliği devlet kontrol ettiği ve dağıttığı için de, ülkedeki tüm çıkar gruplarının, tüm tarikat ve cemaatlerin yegane amacı "devleti ele geçirmek" oldu.
 
Bu başlık tam bana göre. Yeni bir olgu ile karşılaştım onu yazayım. İstanbul'da, güneşin uzaklarda battığı bir teras katına sahipseniz (önünüzdeki apartmanın çatısına batıyosa bi anlamı olmaz tabi), "sunset party" lemek isteyen genç gruplarına dairenizi kiraya veriyosunuz. Her gece başka bir gruba. Kablosuz hoparlörlerini ve alkollü içeceklerini (haplarını da tabi) alıp akşam 8 gibi geliyolar. Gecenin 2-3'üne kadar bangır bangır müzik. Bizim apartmanın en üst katı bu terası görebildiği için, her gün farklı insan gruplarından oluşan bir fotoğraf serisi ile şikayette bulunduk devlete. Bakalım...
 
Bu başlık tam bana göre. Yeni bir olgu ile karşılaştım onu yazayım. İstanbul'da, güneşin uzaklarda battığı bir teras katına sahipseniz (önünüzdeki apartmanın çatısına batıyosa bi anlamı olmaz tabi), "sunset party" lemek isteyen genç gruplarına dairenizi kiraya veriyosunuz. Her gece başka bir gruba. Kablosuz hoparlörlerini ve alkollü içeceklerini (haplarını da tabi) alıp akşam 8 gibi geliyolar. Gecenin 2-3'üne kadar bangır bangır müzik. Bizim apartmanın en üst katı bu terası görebildiği için, her gün farklı insan gruplarından oluşan bir fotoğraf serisi ile şikayette bulunduk devlete. Bakalım...
Gün geçmiyor ki yurdum insanından yeni bi girişimcilik örneği görmeyelim.
 
1. Bisikletli görünce arkadan sinsice yaklaşıp havalı korna çalmak
2. Bisiklet süren birine, artık otomobile terfi etsen demek
3. Bisiklete bakıp kaç fites demek
4. Oha bir bisiklete o kadar para verilir mi diye söylenmek
 
Son düzenleme:
Şikayetçi olmak yerine bu durumu fırsata çevirmeyi deneyebilirsin. Partilere davetsiz misafir olarak katılıp ortamın tadını çıkarmak da bir seçenek :)
O'nun derdi davet edilmemek zaten.
Bu başlık tam bana göre. Yeni bir olgu ile karşılaştım onu yazayım. İstanbul'da, güneşin uzaklarda battığı bir teras katına sahipseniz (önünüzdeki apartmanın çatısına batıyosa bi anlamı olmaz tabi), "sunset party" lemek isteyen genç gruplarına dairenizi kiraya veriyosunuz. Her gece başka bir gruba. Kablosuz hoparlörlerini ve alkollü içeceklerini (haplarını da tabi) alıp akşam 8 gibi geliyolar. Gecenin 2-3'üne kadar bangır bangır müzik. Bizim apartmanın en üst katı bu terası görebildiği için, her gün farklı insan gruplarından oluşan bir fotoğraf serisi ile şikayette bulunduk devlete. Bakalım...
Bu pasajı okuyunca giriş, gelişme bölümleri diyor ki "Ben de kop koptayım" , sonuç bölümünde ise" şikayet ettim" diyorsun. :snzdglsn:
 
Süleyman, Can ve kafa dengi bir kaç bekar forumdaşla bir araya gelip bir parti yapsanız diyorum...
 
Ben olaya biraz fransız kaldım sanırım.😵‍💫
Toplanıp bisiklet sürelim.😁
Benim katılmam zor ya...🫤
@cazci hocam diyor ki Süleyman ve Can kankilerinizi de toplayıp aççık buralardan gidin, az ötede oynayın.
 
  • Hahaha
Tepkiler: Cemal Ç.
sağ tarafta düz yanaşacak kadar iki araba arası boşluk olmasına rağmen , yolun ortasında durup geri yanaşmak yoluyla trafiği mahvetmek.
 
  • Beğen
Tepkiler: Eray BAYĞAR
sağ tarafta düz yanaşacak kadar iki araba arası boşluk olmasına rağmen , yolun ortasında durup geri yanaşmak yoluyla trafiği mahvetmek.
Bir gün oturup arkadan girme önden girmeye kıyasla avantaj sağlıyor mu, ne kadar sağlıyor onu hesaplayacağım. Çok merak ediyorum sonucu.
 
Bugün marmaray'da eve dönerken, yanıma bi hödük oturdu, açtı telefon, sesli sesli sohbet ediyor. Yorgundum, mecburen ineceğim durağa kadar bekledim, tartıştığım kişiyle kolum temas halinde yanyana oturamam. Yanıma oturduğunda saate bakmıştım, durağa geldiğimde 26 dakika oldu. Ben kalkarken, (halen konuşuyor):

- Toplu taşımada böyle keyfii konuşulmaz. İnsanlar senin telefon konuşmanı dinlemek zorunda mı?

+ (Şaşırmanın verdiği boşluk, sonra ayıkmak ve kaşları çatarak öfkeli bi tonla) Zorunda evet, zorunda. Telefonda mı konuşmayacaz?

- Konuşursun, ama insanları rahatsız etmiş olursun.

+ Ya deminden beri yanında konuşuyorum, bişey demeye g.tün yemedi, şimdi inerken söylüyosun di mi?
 
Son düzenleme:
+ Ya deminden beri yanında konuşuyorum, bişey demeye g.tün yemedi, şimdi inerken söylüyosun di mi?
O cümleden sonra insanın dokunulmazlığı olan bir katil olası gelir. 😒
 
Bugün marmaray'da eve dönerken, yanıma bi hödük oturdu, açtı telefon, sesli sesli sohbet ediyor. Yorgundum, mecburen ineceğim durağa kadar bekledim, tartıştığım kişiyle kolum temas halinde yanyana oturamam. Yanıma oturduğunda saate bakmıştım, durağa geldiğimde 26 dakika oldu. Ben kalkarken, (halen konuşuyor):

- Toplu taşımada böyle keyfii konuşulmaz. İnsanlar senin telefon konuşmanı dinlemek zorunda mı?

+ (Şaşırmanın verdiği boşluk, sonra ayıkmak ve kaşları çatarak öfkeli bi tonla) Zorunda evet, zorunda. Telefonda mı konuşmayacaz?

- Konuşursun, ama insanları rahatsız etmiş olursun.

+ Ya deminden beri yanında konuşuyorum, bişey demeye g.tün yemedi, şimdi inerken söylüyosun di mi?

Kamusal alana, yani ortak paylaşılan alana saygı gösterememek bir köylülük örneğidir. Ve maalesef 50 yıl önceye kadar nüfusumuzun yaklaşık %60'ı kırsal nüfustan oluşuyordu. Aradan geçen zaman sizi yanıltmasın, şimdi %95 kentte yaşıyor ama köylülük baki. Köylülükten kastım bir zihniyet meselesidir. Alçak sesle konuşma, evde gürültü yapmama(apartman yaşantısında), farklı olana tahammül, çevreye saygı, çöp atmama, yere tükürmeme, asker konvoyu, mahalle-apartman arasında düğün yapma, parklarda-refüjlerde kurban kesme ritüeli vs. Bunların yerleşmesi için en azından bizim toplumumuz adına yolumuz var gibi görünüyor. Tabii ki köylü zihniyet yanında mağara adamı-kadını itemlerini de getirir, ona yönelttiğiniz en küçük tenkiti erkeklik gururu yapar. Çünkü zihnindeki köy yaşamı vahşidir, kuralsızdır. Daha çok yer kaplamalı, daha çok ses çıkarmalı ve diş göstermelidir. Yoksa malı-canı-ırzı tehlikeye girer.(şu an değilse de 3 kuşak önce öyleydi) Keşke daha kolay olsaydı yaşamımız. Sizi çok iyi anlıyorum Can bey, her gün defalarca kez maruz kalıyorum bu tip durumlara.
 
Kamusal alana, yani ortak paylaşılan alana saygı gösterememek bir köylülük örneğidir...
Bunu doğru bulmuyorum. ve kesinlikle düzeltmeniz gerektiğini hatta özür dilemeniz gerektiğini düşünüyorum.
Bunlara anca dağ ayısı diyebiliriz. Köyden(mahalleden) gelip gözü açılan ama gönlü kalbi kapanan cahillerdir.
Köylü milletin efendisidir ve her türlüsü en nazik ve kimseyi kırmamak için elinden geleni yapanlardır.
Mevcut köylerimiz(mahalle olanlar hariç) de hiçbir değişiklik yok.
Saygılar.
 
  • Beğen
Tepkiler: ByHan
Bunu doğru bulmuyorum. ve kesinlikle düzeltmeniz gerektiğini hatta özür dilemeniz gerektiğini düşünüyorum.
Bunlara anca dağ ayısı diyebiliriz. Köyden(mahalleden) gelip gözü açılan ama gönlü kalbi kapanan cahillerdir.
Köylü milletin efendisidir ve her türlüsü en nazik ve kimseyi kırmamak için elinden geleni yapanlardır.
Mevcut köylerimiz(mahalle olanlar hariç) de hiçbir değişiklik yok.
Saygılar.

Görüşünüze saygı duyuyorum ancak katılmıyorum. Köylülük-Kentlilik ikilemini kavramsal bazda irdelediğimde ben bu sonuca varıyorum. ''Köylülük'' kavramı tüm köyde yaşayanları menfi tenkit etmediği gibi kentlilik kavramı da tüm kentte yaşayanları övmemektedir. Hülasa, özür dilemem gereken bir husus olduğunu düşünmüyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: mcanerg
Geri