Scudo Sports

tayland(kuzey)-laos-kambocya-tayland(guney)

Scudo
Farklı görüşler insanlara has bir özelliktir. Önemli olan düşünerek hataların farkına varılmasıdır ki bunların tekrarı olmasın ve siz hatanızı pardon hata demiyelim:) kusurunuzu hepmizin ortak paydası olan SAYGI kavramı ile kapatarak Evrim Bey'in ve sevenlerinin konusuna aydınlık kattınız:) Önemli olan da buydu! Teşekkürler :winekn457
 
@receptimur

Teşekkurler Recep Bey,

Bende dusuncelerin demokratik ortamlarda otaya konulmasından yanayım.Yanlış anlamada olabilir.Hepsi insana has olaylar.Farklıda dusunulecek.Ayni düşünürsek neyi tartışacagızki.

Fakat,bir konuyu acmak isterim.Genclerimiz asla özgürce tartışma ortamları bulamıyorlar.Kadınlarımızda bu konuda şanssız bence.Hem gençlerimiz,hemde kadınlarımız için kendilerini ifade edebilecekleri platformların olması dilegimdir.


Kadınlarımız isteklerini bizzat kendileri dile getirsinler.
Gencler isteklerini kendileri talep etsinler.
Bakın çözüm inanın daha kolay olur.


Daha demokratik bir Türkiye için hep birlikte el ele....
 
Merhaba ben uzak doğuyu hep merak etmişimdir. Taylan denilince benim aklıma hep sokak ortalarında kurulmuş ringlerde muay thai yapan insanlar geliyor. Gerçekten öyle mi? Hiç dövüşçüleri görün mü? Ben de muay thai yapıyorum ve fırsat bulduğumda Tayland'a eğitim almaya gidicem. Sana iyi gezmeler yolun açık olsun.
 
@Ahmet Mumcu

Öyle bir ihtimal varsa mutlaka görüşürüz. Ben de hem thai boks hem de bisiklet turu için bulunurum bir taşla iki kuş vurmuş olurum :)
 
  • Beğen
Tepkiler: evrimyigit
bizim hocamızda eğitimi tayland'ta almış,camp gibi bir yerde,bende muay thai sporu yapıyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: rockbu
@rockbu

Taylanda ilk geldigimde bu spora olan ilgiyi farkedebiliyorsun. Burada insanlar hep alcak sesle konusuyorlar. Cogu zaman ne soylediklerini duyamagacaginiz kadar alcak sesle konusuyorlar. Fakat televizyonda muay thai izlerlerken onlari gormek ayri bir olay sanki iceride baska bir dovus var gibi hic olmadiklari kadar gurultulu oluyorlar. Bu taylanddaki en ufak kasabalarda ve laosta ta ayni.
Burada, pattaya da dun gordugum bir barda bira icerken ortadaki ringte canli olarak muay thai izlemek umumkun. Dovus sov amacli olsada gercegine cok yakin gibi gorunuyordu.
Ayrica buyuk sehirlerde buyuk spor salonlarinda bu sporla ilgili egitimler ve musabakalar duzenleniyor. Bangkoktakine gitmegi ertelemistim fakat bu gidisimde veya donus zamanimda gitmegi dusunuyorum.
Bizdeki gures veya yagli gures sadece belli bolgelerde mesala edirnede gercekten halkin ilgisini toplamisken burada butun bolgelerde bu spora olan ilgi buyuk.
ayrica taylanddaki transseksuellerle ilgili onemli bir adimda bu sporda sampiyon olan birisi tarafindan atilmis. hep ikinci sinif olarak gorulen transeksueller bir muay thai sompiyonunun cinsiyet degistirmesi ile (erkekken kadin olmasi) ilk sefa toplum tarafindan saygi dugulan transeksuelini kazanmis. Sadece erkeklerin bu spor yaptigi bir ortamda sampiyon olmak ve cinsiyet degistirmek bizdeki bulent ersoy durumundan biraz daha farkli bir durum olsa gerek.
 
Tayland'lıların muay thai sporuna olan saygısı, ilgisi o sporun geçmişine dayanıyor. Gerçek anlamda sahiplenmişler. Orda yapılan maçları canlı izlemek büyük bir ayrıcalıktır tadını çıkar :) Uzak doğu kültürünü yakından tanımak bizede nasip olur umarım. Sana iyi gezmeler yolun açık olsun
 
  • Beğen
Tepkiler: evrimyigit
@evrimyigit

Burdan şunu çıkardım.Demekki neymiş gezen çok çok daha iyi biliyormuş.Bunların tümü okumakla öğrenilecek şeyler değiller.Belirtmek istedim...
Yolun açık olsunn
 
bankoktan selam herkese,
gezinim ilk basladigi yer, bisikletimi ilk aldigim yer, ayni guesthouse, ayni calisanlar ve ayni oda ayni yatak 52numara. yaklasik 3 ay hergun fakli yerde farkli odada yattiktan sonra tanidik bir yer gormek beni mutlu etti.

bugun butun islerimi hallettim sayilir.
malzeya bisden vize istemiyor, bu cok iyi bir haber. kambocyadan taylandda girerken bana 2 aylik vize vermisler, bu da cok iyi bir haber. vizemi uzatmam gerekmegecek.
tum bunlarin disinda on ve arka gobekler deore ve lx, pedallar, zincir ve ruble degisti. uzun suredir yazamadigimi fark ettim fakat bir bu islerimi netlestirene kadar kendimi rahat hissetmiyordum.
yarin biraz internette vakit gecirip gecen gunler ile ilgili bilgileri aktaraagim.
sevgiler
 
@evrimyigit

Sevgili Evrim
Bizden de Bankok'a selamlar..
Herşeyin yolunda olması,senden iyi haberler almak,mutlu olduğunu bilmek seni izlerken bizleri de çok mutlu ediyor.Daha önce söz etmiştim.Biz de turluyoruz oralarda seninle birlikte...Gözlemlerin,deneyimlerin ve anıların biriktikçe bu turun kitaplaşacağına olan inancım pekişiyor.Bloğundaki fotoğrafları imrenerek izliyorum..Forum'a yazdıklarından daha çok,henüz fırsat bulup yazamadıklarını bekliyorum heyecanla..
Üç ay sonra aynı noktaya dönmek ki,Haritacılık dilinde Lüp çevirmek deriz biz buna. Çok güzel bir duygudur. Neler hissettiğini çok iyi anlıyorum.
Bu duygunun,üç ay önce tanıştığın insanlarla yeniden karşılaşmak,aynı odada ve aynı yatakta uyumaktan daha fazla birşey olduğunu da biliyorum. Başarmış olmak, gurur,özgüven tazelenmesi, aidiyet,insan sevgisi,dost bir yüze özlem,iç yolculuğun ve en önemlisi ruhunda oluşan doluluk gibi pek çok duyguyu harmanlayan bir şey bu....
Dağlarda da benzer duyguları hisseder insan.Tırmanırsın.Binbir zorlukla doğaya uyum sağlayarak tırmanırsın. Dağ emeğine saygı göstererek kolaylaştırır zirve yollarını.Günler sonra tırmanışı tamamlayıp dönersin yorgun argın tırmanışa başladığın noktaya..Keyifle uzun uzun izlersin tüm rotayı..Giderken bir çok bilinmezlik aşılmıştır artık. Bulunduğun noktadan başını kaldırıp sisler içindeki zirvelerde dolaşır gözlerin.Gerçekliğine kendin bile inanmakta zorluk çekerek,daha bir kaç gün önce orada mıydım gerçekten diye şaşkın şaşkın ama gururla izlersin ulaştığın dorukları.. Üç ay sonra aynı noktaya dönmek te sanki biraz benzer bir duygu bence..
Sevgili Evrim
Gerçekleşen her hayal,yeni hayallerin, tamamlanan her rota yeni rotaların müjdecisidir. Hayallerin ve rotaların hiç tükenmesin..Yüreğine,pedalına kuvvet..
Sana sağlıkla keyifli turlar diliyorum. Bizi uzun süre habersiz bırakma...
 
Sevgili Evrim
Bizden de Bankok'a selamlar..
Herşeyin yolunda olması,senden iyi haberler almak,mutlu olduğunu bilmek seni izlerken bizleri de çok mutlu ediyor.Daha önce söz etmiştim.Biz de turluyoruz oralarda seninle birlikte...Gözlemlerin,deneyimlerin ve anıların biriktikçe bu turun kitaplaşacağına olan inancım pekişiyor.Bloğundaki fotoğrafları imrenerek izliyorum..Forum'a yazdıklarından daha çok,henüz fırsat bulup yazamadıklarını bekliyorum heyecanla..
Üç ay sonra aynı noktaya dönmek ki,Haritacılık dilinde Lüp çevirmek deriz biz buna. Çok güzel bir duygudur. Neler hissettiğini çok iyi anlıyorum.
Bu duygunun,üç ay önce tanıştığın insanlarla yeniden karşılaşmak,aynı odada ve aynı yatakta uyumaktan daha fazla birşey olduğunu da biliyorum. Başarmış olmak, gurur,özgüven tazelenmesi, aidiyet,insan sevgisi,dost bir yüze özlem,iç yolculuğun ve en önemlisi ruhunda oluşan doluluk gibi pek çok duyguyu harmanlayan bir şey bu....
Dağlarda da benzer duyguları hisseder insan.Tırmanırsın.Binbir zorlukla doğaya uyum sağlayarak tırmanırsın. Dağ emeğine saygı göstererek kolaylaştırır zirve yollarını.Günler sonra tırmanışı tamamlayıp dönersin yorgun argın tırmanışa başladığın noktaya..Keyifle uzun uzun izlersin tüm rotayı..Giderken bir çok bilinmezlik aşılmıştır artık. Bulunduğun noktadan başını kaldırıp sisler içindeki zirvelerde dolaşır gözlerin.Gerçekliğine kendin bile inanmakta zorluk çekerek,daha bir kaç gün önce orada mıydım gerçekten diye şaşkın şaşkın ama gururla izlersin ulaştığın dorukları.. Üç ay sonra aynı noktaya dönmek te sanki biraz benzer bir duygu bence..
Sevgili Evrim
Gerçekleşen her hayal,yeni hayallerin, tamamlanan her rota yeni rotaların müjdecisidir. Hayallerin ve rotaların hiç tükenmesin..Yüreğine,pedalına kuvvet..
Sana sağlıkla keyifli turlar diliyorum. Bizi uzun süre habersiz bırakma...


dagci_gezgin abi bu muhteşem tur için söylenebilecek en güzel şeyleri söylemiş, senin için dilenebilecek en güzel dileklerde bulunmuş. Bu muhteşem dileklerin hepsini onun izniyle sizin için tekrarlamak istiyorum. Yeni yazılarınızı merakla bekliyor, dagci_gezgin abinin ifadesiyle "Forum'a yazdıklarınızdan daha çok,henüz fırsat bulup yazamadıklarınızı bekliyoruz heyecanla.."



Bu arada Bangkok havaalanı ile ilgili gördüğüm bir haberi sizinle paylaşmak istiyorum.


Tourists Warned of Thailand Airport Scam

21 July 2009

New allegations have been made that a number of passengers are being detained every month in the duty free area at the new international airport in Bangkok, Thailand on suspicion of shoplifting, and then held by the police until they pay large sums of money to buy their freedom.


Kaynak: (link)


İstanbula dönerken; Bangkok tan dönerseniz lütfen dikkatli olun.
 
Merhaba Sevgili Evrim Kardeş,
Gezini ilgi ile takip ediyoruz. Seninle aynı duyguları yaşayamasakta, bu mutluluğu bize yaşatıyorsun. Binlerce kez teşekkürler... Senden iyi haberler duymak çok güzel işlerini rayına koymana çok sevindim. Bisikletine gerkli bakımı yapmışsın daha rahat edersin artık yeni resimleri ve notlarını bekliyoruz. Kendine dikkat et Antalyadan kucak dolusu selamlar
 
29 07 09
sa kaeo-

500baht toplam harcamam.
biraz daha dinlenebilemek icin sa kaeo da bir gun daha kalamaya akrar veriyorum. burasi oldukca ufak ve yapacak cok fazla sey yok. fakat dun aksam otelime donerken cok yogun bir yagmura yakalanmistim. sirilsiklam odama dondugumdede baya bitkin hissediyordum. bu bitkinlik sabahta devam etti. bitkinlikle beraber sabah yagan yagmur beni bir gun daha kalmaya ikna etti.
biraz silkelenip kendime gelebilmek icin bol bol meyve yemege karar veriyorum. buradaki meyvelerin ilac gibi olduklarini soylemeligim. birtanesi tuliyen isimili olani karpuz buyuklugunde kavun renginde ve uzerinde diken yada baynuzumsu cikintilar oldugundan elle tutmak oldukca zor. bu meyvegi ilk yedigimde dadi rahatsiz etmisti beni. ozellikle garip bir kokusu vardi. fakat ertesi gun canim sevmemis oldugum bu meyveyi yemek istedi. ve bu istek gic gecmedi. yani ilk denemem ile birlikte tam bir tuliyen tiryakisi olmustum. buradaki en pahali meyve olmasina ragmen bu cografyada bu meyve icin herkes deli oluyor sanki. su kaktus meyveside midede bir rahatsizlik varsa birebir.
bok atistirmadan sonra aksam uzeri kendime geliyorum. tekrar enerjik hissediyorum. simdi tek korkum yarinki yolu tamamlayabilmek. 160kmlik yol cok uzun olmasada beni korkutuyor. bir suredir uzerimdeki miskinlik bu yola hazir olmadigimi hissetmeme neden oluyor. bende caresiz sabah erkek yola cikip yoruldugum yerde ilk konaklama yerinde dinlenmege karar veriyorum.
yakinda ilk okyanusumu gorecegim. yarin chantaburiden gormek mumkun olmayacak fakat ertesi gun okyanus kenarinda bisiklete binecegim. guney tayland basliyor.
sevgiler.
 
30 07 09
sa kaeo-chantaburi 160km
oda250baht dahil 495baht.
sabah erken yola basliyorum. ilk yol ayrimina kadar oldukca hizli gidiyorum. buraya gelirken ayni yoldan gecmistim ve hissedilmesede yokus cikiyor olmak beni yormustu. simdi aksi yonde giderken burasinin hafif bir yokus oldugunu farkedebiliyorum.
biraz yol aldiktan sonra keyfim yerine geliyor. yaol boyunca ufak guesthouselar var. konaklama erdim olmayacak buda bana guven veriyor.
yaklasik 100.km de gordugum bir kasabada buyuk bir yemek molasi veriyorum. burasinin pazar yeri en tok insana bile yemek yedirecek cinsten. ilk olarak biraz tavuk ile basliyorum. uzerine bir butun ananas, 4 tane buyuk haslanmis misir ve artik yer kalmadi derken gordugum kurabiye benaeri tatli yapan bir yerde durup yapmis oldugu 5 cesit tatlilarin hepsinide deniyorum. koca bir gobekle yola devam.
chantaburi buyuk sayilacak bir yerlesim. ben gun batimina yakin buraya variyorum, cok keyifli bir nehiri gectikten sonra ana sehir basliyor. sehir merkezini bu guzel nehirle ilikisi yok ne yazikki. inat edip 160km yi bitirdigimden biraz yorulmus hissediyorum ve cok fazla oda arayip vakit kaybetmemege karar veriyorum. ilk gordugum otelde 250bahtta oda var. birazdaha arasam mi diye dusunurken turdan donen bir bisikletci (buyuk ihtimalle burada calisiyor) ile sohbet ediyoruz. bana nerede kaldigimi sorunca bu otelde cevabini veriyorum. 250 baht odeyip odama gidiyorum. pompamim calinmasi biraz canimi sikmisti bu yuzden de odamin giris katinda olusu bisikletimi odama alabilecegim icin beni rahatlatiyor. 160km yorgunlugunun ardindan aksam yatmadan soyle bir bisikletine bakmak insana mutluluk veriyor.
aksam biraz daha oburluk yapmaya karar verip disari cikiyorum. daginik olan aksam marketini bir turlu bulamiyorum. anlasilan ufak ufak bir cok market alanini sehire yaymislar gibi. biryerde guzel bir corba icip odama donemege karar veriyorum.

bir sure yollarda olduktan sonra ve yeni yeni sehirlerde bulunduktan sonra insanin yon bulma yetenegi gelisiyor. bendede yeterince gelismis olan bu yetenegime guvenip otelime farkli bir yoldan gitmek istiyorum. polis karakolunun etrafinda bir tur atip buraya ulastigima gore karakolun etrafindaki turumu tamamlamak beni daha kisa yoldan otele ulastiracaktir.

ve kayboluyorum. uzun uzun yurudukten sonra bir suredir tutmakta oldugum tuvalet ihtiyacim izdirap haline geliyor. vazgecip tum yollari geri yuruyup yarim saat kadar sonra odama (daha dogrusu tuvaletime) yetisiyorum.
soyle bir yataga uzanip bisikletime bakip uyuyorum.

sevgiler
 
31 07 09
chantaburi-klaeng 87km
426baht toplam harcamam 180baht oda dahil.
bugun biraz daha keyifli yollardan gitmek istiyorum. haritamda gorunen talihi yol benim icin daha keyifli olacaktir. klaeng 45km kadar uzakta bulunan bir yerlesim. ve yolumu uzakmak benim icin cokta onemli olmayacaktir.
dun chantaburide kayboldugum gibi burada da kaybolmayi ve kocaman bir daire cizdikten sonra ana yola ulasip 45kmlik mesafeye 87km sonra ulasabiliyorum. ama keyfim yerinde. 40km kadar ormalik alanda yagmurun altinda gitmek, ve 3 defa patlayan lastigimi tamir etmek (icine girmis cam parcasini 3. yamada gorebildim ancak) herkesin keyif alacagi bir zevk degildir.
anayol ile talihi yol kesisiminde biraz yemek molasi vermek istiyorum. daha yemek yenecek yere gelmeden iki kopek beni kovalamaya basliyorlar. biraz kovalayip duruyorlar ben yavaslayinca tekrar kovaliyorlar. kopekleri ekip lokantada bolbol tikiniyorum. daha corbami bitirmeden bizim iki kopek yanima geliyor. birisini kendisini sevmeme izin veriyor.

klaeng oldukca ufak bir yer.bir ozelligi yok fakat bana sevimli gorunuyor. otel bulmak icin halka soru sormak burada en iyi cozum olacak cunku kent ufak oldugundan ve fazla yabanci bulunmadigindan latin harflerini kullanmiyorlar. bir yerin otel olup olmadigini ancak tahmin edebilirsiniz. buradaki yasam tarzi biraz farkli oldugundan dolayida tahminlerimizde yanilma sansimiz cok fazla. bende sansimi zorlamayip ilk gordugum kisiye otel soruyorum. zaten bir otelin onunde bulunuyormusum. sadece parmayi ile yolun karsi tarafini gosteriyor. ucuz diye de ekliyor.

aksam bisikletimi guveli bir yere kilitliyorum. su yuzunden bisikletimin butun parcalari bozuldu bu yuzden de bisikletimi yagmur altinda birakmak istemiyorum.

aksam yemegini yiyip, daha once gormedigim iki meyve gorugorum. burada bu kadar gezdikten sonra daha tadina bakmadigim birseylerin olmasi bana garip geliyor. anlasilan buradaki butun yemekleri denemege kararliyim.
aksam odama donup odamda sersem sersem dolasan hamam bocegini oldurup yatiyorum.
okyanusu gormek yarina kaliyor.
sevgiler.
 
01 08 09
klaeng-ko samet-hat mae rampeang 63km
odo4506km

bugun ilk hedef ko samet. biraz arastirinca cok ucuz bir ada olmadigi anlasiliyor. anayoldan bir sure gittikten sonra ko samet adasina sapan yola variyorum. bu yol adayi tam karsidan gorecek. ve tabi ilk okyanusu gorme animida burada yasayacagim.
yol okyanus kenarina ulasinda sahil yolunda biraz ilerliyorum. yoln basinda bana yolu tarif eden motorlu vatandas aradan yarim saat gecmesine ragmen beni bulup tekrar hangi yone gidecegimi gosteriyor.
sahilde biraz fotograf cekip yemek yiyorum. kosametin nerede oldugunu sorunda hemen karsimda duran adayi gosteriyorlar. bu ada tahminimden daha ufak gorunuyor. adaya gitmek icin botlarin hareket ettigi yere variyorum. burasi bir truzim bolgesi. yolda kerkez size seslenip bot bileti satmaga calisiyor. merkezdeki ofise gidip bir bilet almak istiyorum. benden 100baht istiyorlar. bisiklet icinde 200 baht. toplam 300baht almaya calismalari ve beni kaziklamaya calismalari sinirimi bozuyor ve adaya gitmekten vazgeciyorum. yolda ikinci bir ofis goruyorum. benden 100+50 baht gibi makul bir fiyat istiyorlar. hemen kalkacak olan vapura yetisip adaya variyorum.

buraya gelmesemde olurdu. berbat bir yer sayilir. anlatacak cok sey yok. burada 250 bahta oda bulmak mumkun. ama burada kalmak benim icin bir iskence oacaktir. adadaki milli parkta bir tur yapiyorum. buraya giris parali. milli park adadanda kotu bir yer. burada millipark denilen yerde bisiklete binmek icin paraverdigime sinirlenip, hizla turumu tamamliyorum. ana karaya bir an once donup yoluma devam ediyorum. bu sefer okyanus kenarindaki yolu buluyorum. bu yol harika. sonsuz bir plaj, okyanus, cam agaclari (bana antalyayi hatirlatti), ve cok sakin rahat bir yol.
burada bir gece kalmamak buyuk bir hata olacaktir. gordugum bir guesthousa fiyat soruyorum, 550baht istiyorlar. oha diyip yandakine fiyat sormaya karar veriyorum ama burasinin cok luks oldugunu fark edip digerine gidiyorum hepside ayni fiyat.
tekrar luks olan guesthouseun onunden gecerken amerikali oldugunu ogrendigim birisi bana sesleniyor. biraz sohbet idiyoruz. trden oldugumu duyunca sasiriyor. daha once istanbulda bulunmus. bisiklet turuma 3 ay daha devam etmek istedigimi, para konusunda dikkatli davranmam gerektigini ve bu yuzdende 250 baht civarinda bir yer aradigmi anlatiyorum. gecen sene 1 yillik bir tur yaptigini ve durumumu anladigini soyluyor. belki arkalarda istegim fiyata bir yer bulabilecegimi soyluyor. eger hersey olumsuz gider ve bir yer bulamazsam burada 300baht ta kalabilecegimi ekliyor.
bu amerikali vatandas bu GHnin sahibiymis. 300 baht fiyati hemen kabul edip daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum.bisiketimi kumlardan (ko samette bembeyaz kumsalda bisiklete binme keyfini yasamistim. ada hosuma gitmesede plajlari mukemmeldi) temizliyorum.
odama cikinca biraz mahcup oluyorum. hayatimda kaldigim en iyi odalardan birisi. yere kadar olan camlardan sonsuz okyanusu gorebiliyorum. delirecek kadar mutlu hissedip dus alip odamin ve manzarasinin tadini cikariyorum. devamli gulumsuyorum.
asagida plaja gidip, sezlongda gunesin batisini seyredip bir bira iciyorum. bu mutlulugum gun boyunca gecmegecek. bulundugum yer kaldigim yer yaptigim sey o kadar keyifliki. bunu herzaman farkedemesemde zaman zaman gercekten nerede oldugumun ne yaptigimin farkina variyorum.
daha once anlaytttim mi hatirlamiyorum. istanbulda kalirken bir misafirim olmustu. finli bir kiz. 10 gun kadar bende kaldi. son gun bana tesekkur etmek icin hayatimda yedigim en keyifli aksam yemegini hazirlamisti. burada sohbet ederken o an cok mutlu hissettigini anlatti. cunku o anda gercektende istanbulda oldugunu hissetmis, yada farkina varmisti. 10 gun boyunca buradaydi fakat bunun gercekten fark etmesi son gunune denk gelmisti. bazen nerede oldugumuzu uutuyoruz ne yaptigimizi unutuyoruz ve bir anda ozelllikle sakin veya dinlenirken soyle bir etrafimiza bakip buradayim, taylandda yada istanbulda oldugunuzun gercekten farkina variyorsunuz. burada okyanus kenarinda yasadigim mutlulugun sebebi buydu. bir yadan burada olduguma inanamiyorken bir yandanda tadini cikariyordum. ben misafirimden daha sansli olamaliyim ki burada oldugumu fark edisim bu keyif son gunume denk gelmedi. defalarca taylandda bir pazar yerinin ortasinda, laosta bir dagin tepesinde bu farknda olusun keyfini surdum.
aksamin tadini sahilde dikarip odama donuyorum.
okyanusu birazda burada yatagimdan seyredip uykuya daliyorum.
ertesi gun burada kalmayi cok istesemde yoluma devam edecegim. eminim ki bu sadece baslangic. bundan sonra hep daha guzel yerler olacak gibi.
sevgiler.
 
Geri