İşe bisikletle gittiğim için kornalarla muhatap olmak zorunda kalıyorum. Özellikle bir hanımsanız bisiklete binmeniz de şart değil; yayayken bile kornalara maruz kalabilirsiniz!...Duyuş eşiği başlangıçta hassas olduğu için sürekli sinirleriniz bozulur; panik olabilirsiniz. Bunu yalnızca sizin sinirlerinizi bozmak için yapıp gürültü kirliliğinden başka işe yaramayanların sayısı ise hayli fazladır. Ama zaman geçtikçe duymaz oluyorsunuz. Ki her araç aynı amaçla o gürültü kaynağını kullanmıyor.
Kornalara basılmasının birkaç farklı nedeni var:
1. Sinir sisteminizi yerinden oynatıp sizinle eğlenmek için. Bunun temelinde yatan düşünce şudur: "İnsanlar spor yapıyor, bisiklete biniyor; ben sürücü koltuğundan popomu kaldıramıyorum; kahrolsun bisikletçiler."

Şaka bir yana; böyle düşünen insanların sayısı hiç de az değil. Kısacası kıskanılıyoruz.
2. Yukarıda yazıldığı gibi uyarmak için (bak geliyorum, dikkat et gibi), oysa biz zaten gelen homurtudan bile arkamızda bir araç olduğunu anlıyoruz; kornaya ne gerek var?...
3. Acemi & trafik yabancısı & yeterli sürüş becerisine sahip olmayan bir sürücüyse kendini garantiye almak için (bunların çoğunluğunu kadın sürücüler oluşturur). Meali: "Bak ben beceriksizim; seni de ezmeyeyim" 'dir.
4. "Merhaba. Ben de bisikletçiyim; iyi sürüşler!"

Bunların sayısı son derece azdır ve çaldığı korna sizi rahatsız etmeyecek desibelde olur; basış şeklinden bile anlarsınız.
Ancak trafiğe ne kadar hâkim olur; kendinizi ne kadar fark ettirirseniz, size duyulan saygı da doğru orantılı artıyor. Kaskla & eldivenle ve gerekli tüm ekipmanla bisiklet kullanmanın önemini tek tek anlatmaya gerek yok; trafiğe çıkınca farkı fark ediyorsunuz.