Fatih Buzgan
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 10 Ekim 2004
- Mesaj
- 2.562
- Tepki
- 2.984
- Şehir
- İzmir
Askere gitmeden önce İstanbul'daki dostlarıma veda etmek için yine İstanbul'a gitmeye karar vermiştim.Fakat bu sefer kalacak yer sorunum
olduğu için kafamda soru işaretleri varken yola geç koyuldum, 12:30da İzmir'den çıktım.
Torbalı'da ters rüzgar vardı, sartımda ise yüklü bir çanta.İzmir merkeze girmem gerekiyordu çünkü uzun yola aynasız çıkmak benim için riskli
bir durumdu ve ilk kask aynamı almak üzere Ata bisiklet'e gittim.
Aynamı taktım ve yola devam.Bornova'yı geçip Manisa'ya doğru Sabuncubeli'ne yakın uzun rampalardan birinde polis durdurdu.Hemşehrim nereye gidiyorsun diye
merak etmiş
İstanbul'a deyince dumur oldu, sonra üşümüyor musun dedi üzerimdeki yukarı çekilmiş kısa taytı ve kolları omuza kadar katlanmış kısa kollu
formayı görünce
Bisiklete binerken hareket ettiğim için sıcak olduğumu anlattım, karşılıklı iyi dileklerde bulunup ayrıldım yanlarından.
Fakat yanlarından ayrılalı 2 km olmuştu ki ön lastiğim patladı.Hemen yamadım.Yine yokuş tırmanışına devam.
http://img248.imageshack.us/img248/3884/imgp0548ct2.jpg
http://img263.imageshack.us/img263/7655/imgp0549svh3.jpg
Sabuncubeli geçidinden inerken yana yatarak araçları sollamak zevkliydi.Ne şanssızlıktır ki iniş bittiğinde ön lastiğim yine patlamıştı.
Kenara kontrollü şekilde çekip yine yamadım.
Manisa'nın girişini hızla geçtim.Manisa'nın Hacırahmanlı köyü civarlarında Akhisar'a giderken yollar kötü, aklınızda bulunsun.
Hep titreşimle ilerliyorsunuz.Bir kırmızı ışıkta yakaladığım kamyonun arkasından giderken yine lastik patladı ve yine sağa yanaştım,
benzinliğe çektim, yamadım.Bugün lastik patlatma günüymüş
O yol üzerinde scooter'lı bir çocuk yanıma yanaştı, yine diğerleri gibi merakla nereye gittiğimi sordu, cevaplayınca o da şaşırdı ve iyigünler diyerek
yanımdan ayrıldı.
Akhisar merkezinde trafik ışıklarında kamyonlar beklerken bir baktım ki oranın yerlisi çocuklar, bisikletleriyle harekete geçecek olan kamyonlara
tutunarak eğlenmeye çalışıyorlar.Beni görünce daha bir gaza geldiler
Ama onları uyardım, tutunmayın dedim.
Işıklarda yine bir kamyon bulup 10km kadar arkasında devam ettim.Dinlenmeye ihtiyacım olduğunu hisedince kenara çekilip yavaş şekilde
ilerledim.
http://img87.imageshack.us/img87/4168/imgp0555sjz1.jpg
Yolun sağ tarafında bir çeşme vardı.Orada hem evden yanıma aldığım tavuklu sandviçi yedim hem de maden suyumu içtim.
http://img256.imageshack.us/img256/2643/imgp0561sii4.jpg
Hava kararmıştı, daha Gelenbe köyüne bile varmamıştım.
Kararımı Balıkesir'e kadar pedallayıp oradan otobüse binmek şeklinde değiştirdim.
Karanlıkta ilerlerken hele ki şehirlerarası yolda biniyorsanız, dikkat, görünürlük, reflekslerin hızlı olması önem kazanıyor.
Deryer kullanmayı neden o kadar madde ile şartlara bağladığıma 2 örnek teşkil edebilecek olay yaşadım ve 2 kez ölümle burun
buruna geldim.Balıkesir'e giderken, arkasına geçtiğim bir kamyon ile değişken olarak 70-80-90 ile gidiyordum.
70'le giderken ve kask aynamdan gördüğüm kadarıyla arkamda araçlar varken, önümdeki kamyonla da aramda 2 metre varken birden kamyonun dorsesinden tuğlalar
yola devrildi.Fakat o hızda giderken yere düşen tuğlalar öyle bir ses çıkardı ki, yol yarılıyor zannettim.
Bunlar hep saniyeden bile kısa geçen zamanda oluyor tabi.Önümde birden yere düşmüş ve parçalanmış büyük tuğlalar varken ve 70'le giderken
soğukkanlılığımı koruyarak gidonu sıkı tuttum ve küçük, ani bir slalom yaptım.Tabi burada Allah'ın yardımı, tecrübem ve soğukkanlılığım
hepsiin yardımı dokundu.Bu olayı yaşayıp da kurtulduğum anda hemen yolun sağına geçtim ve yalnız devam ettim.
Bir başka kamyonun arkasında 60la giderken yine aniden yerde bir karaltı gördüm ve hemen hızlı şekilde bunny-hop yaptım.
İyiki de yapmışım çünkü o karaltı sandığım gibi bir çukurmuş, arka tekerim denk geldi ve düşmeden devam edebildim.
Balıkesir'otogarına da baya dolanarak ulaşabildim.Vardığımda saat gece 00:15'i gösteriyordu.
Katettiğim mesafe 250km.
Balıkesir'den otobüse binip özlediğim İstanbul'a vardığımda turum tamamlanmıştı.
Herkese selamlar, sevgiler.
olduğu için kafamda soru işaretleri varken yola geç koyuldum, 12:30da İzmir'den çıktım.
Torbalı'da ters rüzgar vardı, sartımda ise yüklü bir çanta.İzmir merkeze girmem gerekiyordu çünkü uzun yola aynasız çıkmak benim için riskli
bir durumdu ve ilk kask aynamı almak üzere Ata bisiklet'e gittim.
Aynamı taktım ve yola devam.Bornova'yı geçip Manisa'ya doğru Sabuncubeli'ne yakın uzun rampalardan birinde polis durdurdu.Hemşehrim nereye gidiyorsun diye
merak etmiş
İstanbul'a deyince dumur oldu, sonra üşümüyor musun dedi üzerimdeki yukarı çekilmiş kısa taytı ve kolları omuza kadar katlanmış kısa kollu
formayı görünce
Bisiklete binerken hareket ettiğim için sıcak olduğumu anlattım, karşılıklı iyi dileklerde bulunup ayrıldım yanlarından.
Fakat yanlarından ayrılalı 2 km olmuştu ki ön lastiğim patladı.Hemen yamadım.Yine yokuş tırmanışına devam.
http://img248.imageshack.us/img248/3884/imgp0548ct2.jpg
http://img263.imageshack.us/img263/7655/imgp0549svh3.jpg
Sabuncubeli geçidinden inerken yana yatarak araçları sollamak zevkliydi.Ne şanssızlıktır ki iniş bittiğinde ön lastiğim yine patlamıştı.
Kenara kontrollü şekilde çekip yine yamadım.
Manisa'nın girişini hızla geçtim.Manisa'nın Hacırahmanlı köyü civarlarında Akhisar'a giderken yollar kötü, aklınızda bulunsun.
Hep titreşimle ilerliyorsunuz.Bir kırmızı ışıkta yakaladığım kamyonun arkasından giderken yine lastik patladı ve yine sağa yanaştım,
benzinliğe çektim, yamadım.Bugün lastik patlatma günüymüş
O yol üzerinde scooter'lı bir çocuk yanıma yanaştı, yine diğerleri gibi merakla nereye gittiğimi sordu, cevaplayınca o da şaşırdı ve iyigünler diyerek
yanımdan ayrıldı.
Akhisar merkezinde trafik ışıklarında kamyonlar beklerken bir baktım ki oranın yerlisi çocuklar, bisikletleriyle harekete geçecek olan kamyonlara
tutunarak eğlenmeye çalışıyorlar.Beni görünce daha bir gaza geldiler
Ama onları uyardım, tutunmayın dedim.
Işıklarda yine bir kamyon bulup 10km kadar arkasında devam ettim.Dinlenmeye ihtiyacım olduğunu hisedince kenara çekilip yavaş şekilde
ilerledim.
http://img87.imageshack.us/img87/4168/imgp0555sjz1.jpg
Yolun sağ tarafında bir çeşme vardı.Orada hem evden yanıma aldığım tavuklu sandviçi yedim hem de maden suyumu içtim.
http://img256.imageshack.us/img256/2643/imgp0561sii4.jpg
Hava kararmıştı, daha Gelenbe köyüne bile varmamıştım.
Kararımı Balıkesir'e kadar pedallayıp oradan otobüse binmek şeklinde değiştirdim.
Karanlıkta ilerlerken hele ki şehirlerarası yolda biniyorsanız, dikkat, görünürlük, reflekslerin hızlı olması önem kazanıyor.
Deryer kullanmayı neden o kadar madde ile şartlara bağladığıma 2 örnek teşkil edebilecek olay yaşadım ve 2 kez ölümle burun
buruna geldim.Balıkesir'e giderken, arkasına geçtiğim bir kamyon ile değişken olarak 70-80-90 ile gidiyordum.
70'le giderken ve kask aynamdan gördüğüm kadarıyla arkamda araçlar varken, önümdeki kamyonla da aramda 2 metre varken birden kamyonun dorsesinden tuğlalar
yola devrildi.Fakat o hızda giderken yere düşen tuğlalar öyle bir ses çıkardı ki, yol yarılıyor zannettim.
Bunlar hep saniyeden bile kısa geçen zamanda oluyor tabi.Önümde birden yere düşmüş ve parçalanmış büyük tuğlalar varken ve 70'le giderken
soğukkanlılığımı koruyarak gidonu sıkı tuttum ve küçük, ani bir slalom yaptım.Tabi burada Allah'ın yardımı, tecrübem ve soğukkanlılığım
hepsiin yardımı dokundu.Bu olayı yaşayıp da kurtulduğum anda hemen yolun sağına geçtim ve yalnız devam ettim.
Bir başka kamyonun arkasında 60la giderken yine aniden yerde bir karaltı gördüm ve hemen hızlı şekilde bunny-hop yaptım.
İyiki de yapmışım çünkü o karaltı sandığım gibi bir çukurmuş, arka tekerim denk geldi ve düşmeden devam edebildim.
Balıkesir'otogarına da baya dolanarak ulaşabildim.Vardığımda saat gece 00:15'i gösteriyordu.
Katettiğim mesafe 250km.
Balıkesir'den otobüse binip özlediğim İstanbul'a vardığımda turum tamamlanmıştı.
Herkese selamlar, sevgiler.