Murtega
Daimi Üye
- Kayıt
- 6 Ocak 2014
- Mesaj
- 386
- Tepki
- 486
- Şehir
- Budapeşte
- İsim
- Murat B.
- Bisiklet
- b'Twin
1. gün (18 Temmuz 2015 - Cumartesi)
Son iki yazdir kah hava muhalefetinden kah tren yolundaki bakimlardan ötürü sürekli erteledigimiz Slovenya seyahatini nihayet bu hafta gerceklestirebildik. Sürekli güzelligini duydugumuz bu ülkeyi görebilmek de nasip oldu.
Cumartesi saat 13:35 treni ile Budapeste'den Ljubljana'ya dogru 8,5 saat sürecek yolculugumuza basliyoruz. Bütcemiz oldukca kisitli. Bisikletler dahil gidis-gelis tren biletlerine asagi yukari 120 Euro ödüyoruz. 7 günlük seyahat icin bütcemiz günlük 30 Euro.
Yari uyanik yari uyuklar sekilde kilometreleri deviriyoruz. Macaristan ovasindan cikip Slovenya'nin daglik cografyasina yaklasiyoruz.

Saat 22:00'ye yaklasirken Ljubljana'dayiz. Avrupa'nin en kücük baskentlerinden bir tanesi. Sloven bir is arkadasim sehirdeki herkesin birbirini tanimasindan sikayet ederdi sürekli. Nedenini sehri görünce anlamak zor olmadi. Eski sehir merkezi oldukca sirin.



Bu kadar fazla örümcegin oldugu bir sehir daha önce görmemistim. Köprü parmakliklarinda, cöp kovalarinin etrafinda, banklarin altinda... Her yerdeler.

Geceyi gecirecek yerimiz yok. Bu yüzden kaleye dogru yollaniyoruz. Sehre tepeden bir bakis...

Birkac saat de olsa kestirebilmek icin kalenin etrafindaki parkta gözden irak bir köse bulup günü noktaliyoruz.
2. gün
Insanlardan saklanmak mümkünse de sivrisineklerden kacmanin imkani yok. Tüm gece rahat vermediler. Sabah günesin ilk isiklariyla birlikte tekrar ayaktayiz.

Kahvalti bulmak icin tekrar sehre iniyoruz. Sabahin köründe birkac turist haric sehirde kimsecikler yok. Bir de acik börekci... Aylar sonra ilk kez börek yemenin verdigi keyif. Sirf bunun icin bile tekrar o 8,5 saatlik tren yolculuguna katlanabilirim.
Sehir bisiklet yolu acisindan oldukca iyi. En kötü sartta bile hic degilse kaldirima bir cizgi cizip bisiklet ve yaya olarak ayirmislar. Ara yollarda da zaten bisiklet yoluna ihtiyaciniz olmuyor. Ljubljana'yi cok rahat bir sekilde terk ediyoruz. Hedefimiz Bohinj'e gün sonunda ulasabilmek fakat harita tam bir labirent. Bulundugunuz noktadan bir rota ciziyorsunuz, "tamam, bu rota güzel. buradan rahatca gidilir" diyorsunuz ve yol bir anda hic olmayacak bir yerde bitiyor. Alternatif baska bir cikis da yok. Hop, basladigin noktaya dön, yeniden bir rota ciz... Aslinda Bled'e kadar dümdüz giden bir otoyol mevcuttu fakat bisiklet girisi yasak tabelasi daha baslangicta karsimiza dikiliverdi. Hemen yanindaki otobana giris de dogal olarak yasak. Bir saat oturup rota cizmekle ugrastik. Sonunda hic degilse yari mesafedeki Kranj'a kadar bir rota cizmeyi basariyoruz. Sonrasi Allah kerim...



Ufak Sloven köylerini birer ikiser geride birakiyoruz fakat bir problem var. Nehrin dogusunda kalmamiz gerekiyordu. Haritayi kontrol ediyorum. Bir sapagi pas gecip Kranj yerine Sofja Loka'ya dogru yol almisiz. Dönüs icin de artik cok gec. Hic degilse nehrin tadini cikaralim. Ben bu kadar berrak bir akarsu hic görmedim... Maalesef fotograflar güzelliginin %1'ini bile yansitamiyor.

Bugünlük planimiz daglardan olabildigince uzakta kalip olabilecek en düz rotadan Bohinj'e varmakti cünkü ilerleyen günlerde 1600 metrelik bir gecidi asmayi düsünüyoruz. Sofya Loka'ya varmak bu plani daha ilk günden suya düsürüyor. Simdi Bohinj ile aramizda asmamiz gereken bir dag sirasi var. 30 km kadar gidip tirmanisi planladigimiz noktaya variyoruz. Burada yasli bir amca birkac kelime Ingilizce ve bolca isaret diliyle yolun tali yol oldugunu, bir 10 km sonra daha güzel bir yolun oldugunu anlatiyor. Vadiden pedallamaya devam edip amcanin dedigi sapaga variyoruz ki yol toprak kaymasi nedeniyle trafige kapatilmis. Yakindaki köylülerden yol soruyoruz. Anlamsiz bakislar sonrasi 4-5 kisi seferber olup Ingilizce konusan genc bir delikanliyi cagiriyorlar. Ondan 7-8 km sonra baska bir yol oldugunu ögreniyoruz. Nihayetinde hic de istemedigimiz tirmanis fasli basliyor.


Kimi zaman bisikletleri itekleyerek de olsa litrelerce su kaybi sonrasi 1400 metrelik gecidi asmayi basardik.

12 kilometrelik uzuuuun bir inis geldi bu noktanin biraz ötesinde. O kadar uzundu ki sonlara dogru canim sikildi. Nihayetinde Bohinjska Bitrisca'ya saat 21:00 civari ulastik. Buradaki bir kamp alanina yerlestik. Bisikletlilere ve yürüyüscülere %10 indirim varmis. Zaten koca kampta bizden baska bisikletli de yoktu. Herkes karavanlarina yada arabalarina yüklemis bisikletlerini. Kimisi isi o kadar ileri götürmüstü ki karavanlarinin etrafini citlerle cevrelemislerdi. Kamp alaninin gettosuydu bizim cadir.

Son iki yazdir kah hava muhalefetinden kah tren yolundaki bakimlardan ötürü sürekli erteledigimiz Slovenya seyahatini nihayet bu hafta gerceklestirebildik. Sürekli güzelligini duydugumuz bu ülkeyi görebilmek de nasip oldu.
Cumartesi saat 13:35 treni ile Budapeste'den Ljubljana'ya dogru 8,5 saat sürecek yolculugumuza basliyoruz. Bütcemiz oldukca kisitli. Bisikletler dahil gidis-gelis tren biletlerine asagi yukari 120 Euro ödüyoruz. 7 günlük seyahat icin bütcemiz günlük 30 Euro.

Yari uyanik yari uyuklar sekilde kilometreleri deviriyoruz. Macaristan ovasindan cikip Slovenya'nin daglik cografyasina yaklasiyoruz.

Saat 22:00'ye yaklasirken Ljubljana'dayiz. Avrupa'nin en kücük baskentlerinden bir tanesi. Sloven bir is arkadasim sehirdeki herkesin birbirini tanimasindan sikayet ederdi sürekli. Nedenini sehri görünce anlamak zor olmadi. Eski sehir merkezi oldukca sirin.




Bu kadar fazla örümcegin oldugu bir sehir daha önce görmemistim. Köprü parmakliklarinda, cöp kovalarinin etrafinda, banklarin altinda... Her yerdeler.

Geceyi gecirecek yerimiz yok. Bu yüzden kaleye dogru yollaniyoruz. Sehre tepeden bir bakis...

Birkac saat de olsa kestirebilmek icin kalenin etrafindaki parkta gözden irak bir köse bulup günü noktaliyoruz.
2. gün
Insanlardan saklanmak mümkünse de sivrisineklerden kacmanin imkani yok. Tüm gece rahat vermediler. Sabah günesin ilk isiklariyla birlikte tekrar ayaktayiz.

Kahvalti bulmak icin tekrar sehre iniyoruz. Sabahin köründe birkac turist haric sehirde kimsecikler yok. Bir de acik börekci... Aylar sonra ilk kez börek yemenin verdigi keyif. Sirf bunun icin bile tekrar o 8,5 saatlik tren yolculuguna katlanabilirim.
Sehir bisiklet yolu acisindan oldukca iyi. En kötü sartta bile hic degilse kaldirima bir cizgi cizip bisiklet ve yaya olarak ayirmislar. Ara yollarda da zaten bisiklet yoluna ihtiyaciniz olmuyor. Ljubljana'yi cok rahat bir sekilde terk ediyoruz. Hedefimiz Bohinj'e gün sonunda ulasabilmek fakat harita tam bir labirent. Bulundugunuz noktadan bir rota ciziyorsunuz, "tamam, bu rota güzel. buradan rahatca gidilir" diyorsunuz ve yol bir anda hic olmayacak bir yerde bitiyor. Alternatif baska bir cikis da yok. Hop, basladigin noktaya dön, yeniden bir rota ciz... Aslinda Bled'e kadar dümdüz giden bir otoyol mevcuttu fakat bisiklet girisi yasak tabelasi daha baslangicta karsimiza dikiliverdi. Hemen yanindaki otobana giris de dogal olarak yasak. Bir saat oturup rota cizmekle ugrastik. Sonunda hic degilse yari mesafedeki Kranj'a kadar bir rota cizmeyi basariyoruz. Sonrasi Allah kerim...



Ufak Sloven köylerini birer ikiser geride birakiyoruz fakat bir problem var. Nehrin dogusunda kalmamiz gerekiyordu. Haritayi kontrol ediyorum. Bir sapagi pas gecip Kranj yerine Sofja Loka'ya dogru yol almisiz. Dönüs icin de artik cok gec. Hic degilse nehrin tadini cikaralim. Ben bu kadar berrak bir akarsu hic görmedim... Maalesef fotograflar güzelliginin %1'ini bile yansitamiyor.

Bugünlük planimiz daglardan olabildigince uzakta kalip olabilecek en düz rotadan Bohinj'e varmakti cünkü ilerleyen günlerde 1600 metrelik bir gecidi asmayi düsünüyoruz. Sofya Loka'ya varmak bu plani daha ilk günden suya düsürüyor. Simdi Bohinj ile aramizda asmamiz gereken bir dag sirasi var. 30 km kadar gidip tirmanisi planladigimiz noktaya variyoruz. Burada yasli bir amca birkac kelime Ingilizce ve bolca isaret diliyle yolun tali yol oldugunu, bir 10 km sonra daha güzel bir yolun oldugunu anlatiyor. Vadiden pedallamaya devam edip amcanin dedigi sapaga variyoruz ki yol toprak kaymasi nedeniyle trafige kapatilmis. Yakindaki köylülerden yol soruyoruz. Anlamsiz bakislar sonrasi 4-5 kisi seferber olup Ingilizce konusan genc bir delikanliyi cagiriyorlar. Ondan 7-8 km sonra baska bir yol oldugunu ögreniyoruz. Nihayetinde hic de istemedigimiz tirmanis fasli basliyor.


Kimi zaman bisikletleri itekleyerek de olsa litrelerce su kaybi sonrasi 1400 metrelik gecidi asmayi basardik.

12 kilometrelik uzuuuun bir inis geldi bu noktanin biraz ötesinde. O kadar uzundu ki sonlara dogru canim sikildi. Nihayetinde Bohinjska Bitrisca'ya saat 21:00 civari ulastik. Buradaki bir kamp alanina yerlestik. Bisikletlilere ve yürüyüscülere %10 indirim varmis. Zaten koca kampta bizden baska bisikletli de yoktu. Herkes karavanlarina yada arabalarina yüklemis bisikletlerini. Kimisi isi o kadar ileri götürmüstü ki karavanlarinin etrafini citlerle cevrelemislerdi. Kamp alaninin gettosuydu bizim cadir.










































