@hayatçokgarip
Sn hayatçokgarip "Evrensel İnsan" düşüncesini benimsemiş bir birey olarak sadece şunu söyleyebiliyorum.
Evrensel İnsanlar olarak bizlerin uğrunda emek verdiği, mücadele ettiği bir proje (ütopya) var.
Ancak insanın, en temel ve en katı doğal (buna fıtrat da diyebiliriz) "ayrışmacı" yönü nedeniyle, maalesef bu projemiz, belki de insanlık tarihi boyunca hiç gerçekleşmeyecek.
Esen kalın.
Evrensel İnsan olmaktır gayemiz.
Önümüzde tertemiz aklar gibi bembeyaz bir kağıt, elimizde içinde tüm renkleri barındıran şeffaf bir kalem.
Kırmızı siyah, yeşil, sarı, mavi,lacivert, mor,turuncu…İçinde tüm renkleri barındıran ancak şeffaf bir kalem.
Elimizde, içinde tüm renkleri barındıran şeffaf kalem ile aklar gibi bembeyaz olan kağıda büyükçe bir daire çizelim.
Sonra aynı şeffaf mürekepli kalemle o dairenin içine hayatın tüm renklerini, dinlerini, ideolojilerini, etnik kökenlerini, milletlerini,dillerini,kültürlerini,tarihlerini vb gibi yazalım.
Ne görüyoruz? Dünyadaki bütün farklılıkların aynı dairede birbiri ile karışıp kaynaştığını, keskin sınırlar ile ayrılmadığını, aslında hepsinin, hepimizin yek olduğunu görüyoruz değil mi?
İşte Evrensel İnsan'ın hayata bakışı bu şekildedir.
Hayatın bütün renkleri, Evrensel İnsan'ın hayat sayfasında renksizdir. Bu kalemle yazılan her şey şeffaftır, kendini keskin sınırlar ile belli etmez, aksine diğer renkler ile karışır kaynaşır.
Bizi herhangi bir dine, ırka,dile,renge ,ideolojiye vb gibi hayatın kazandırdığı insan temelli edinimlere asla düşman edemezsiniz. Bizim tek düşmanımız kötülük ve kötülerdir.
Bizi iyi olan hiç bir şeye düşman edemezsiniz dedik; Neden mi?
Bizim dinimiz yok; Çünkü bütün dinler bizim.
Bizim rengimiz yok; Çünkü bütün renkler bizim.
Bizim milliyetimiz yok; Çünkü bütün milletler bizim.
Bizim dilimiz yok; Çünkü bütün diller bizim.
Bizim ideolojimiz yok; Çünkü bütün ideolojiler bizim.
Bizim bir tanrımız yok; Çünkü bütün tanrılar bizim.
Bizim bir ırkımız yok; Çünkü bütün ırklar bizim.
Biliyorum bu cümleleri okuyan bir çok kişi çeşitli gerekçeler ile, muhtemelen de şiddetle karşı çıkacaktır.
Ancak ne dersek diyelim, hangi gerekçe ile itiraz edersek edelim çok acı bir gerçek var ki; yukarıda saydığım parametreler ve daha niceleri insanlık tarihi boyunca insanlığı bölen,parçalayan, birbirine düşman kılan, öldüren, öldürten yahut bu alanda kullanılan kalın siyah renkle çizilmiş keskin sınırlar, aktif olarak kullanılan argümanlar.
Bizim dünyamızda ise, hayatı yazan kalemimiz şeffaf.
Biz Rum-i Celaladdin gibi "ne olursan ol yine de gel" derken çağırdığımız şey sadece kardeşlik ve iyiliktir.
Rum-i Celaladdin ile farkımız da budur. Rum-i Celaleddin "ne olursan ol yine gel" derken herkesi ve her şeyi sadece kendine, kendi dinine çağırır.
Biz ise "ne olursan ol yine de gel" derken "kendi dininle,dilinle,renginle, ırkınla sen her ne isen onunla, sadece kardeşlik ve iyilik için gel" deriz.
Bizim hayatı yazan kalemimiz şeffaf. Bizim yazdığımız kalem, biz ne yazarsak yazalım, neyi yazarsak yazalım, nasıl yazarsak yazalım, yazılanlar asla ayrışmaya neden olmaz.
Çünkü Evrensel İnsan'ın hayat sayfasında renkler renksiz, dinler dinsiz, milletler milletsiz, diller dilsiz, ırklar ırsız, ideolojiler ideolojisizdir.
Dostlar bu analojide anlatın ak sayfa hayat, kalem ise insandır.
Umarım bir gün herkes hayatına kalın siyah sınırlar ile çekilmiş olan sanal sınırları siler, şeffaf mürekkepli kalem ile hayatı yüreğine sınır engeli olmadan kardeşlik aşkı ile tekrar yazmaya başlar.
Bunu başardığımız gün, terörü, açlığı, ayrışmayı, yoksulluğu,adaletsizliği,eşitsizliği mağlup ettiğimiz gün olacaktır.
Mesut DOĞRU
