Scudo Sports

Sinop-Anamur Turu 29-04-2017/11-05-2017

@Metin S.
@Admin e mesaj yazdım ama taşımadılar.

@faltundag Elbette risk her zaman vardır. Kimisi bunu göz ardı edemez, kimisi de tecrübelerine güvenerek hareket eder. Tur yaptıkça da zaten kendi doğrunu buluyorsun. ;)


9. Gün : Aksaray - Karapınar 130 km

Sabah kahvaltı sonrası rotamızın ters istikametinde olan Somuncu Baba Türbesini ziyaret ettik. Bisikletlerimizi türbeye giden merdivenlerin kenarında bir yere bırakmıştık. Türbeden dönerken yanımıza caminin imamı yaklaştı ve bisikletlerinizi oraya koymasaydınız ne olur ne olmaz zarar verebilirler dedi. Gerçi 24 saat kamera kaydı varmış ama iş işten geçebilirdi. Dönüş yolunda meşhur Pisa kulesi gibi eğri olan Selçuklular zamanında yapılmış ama çokda meşhur olmayan Eğri Minare'ye uğradık. Yıkılmaması için çelik halatlarla bağlamışlar. Anayola çıktıktan sonra 80 km boyunca dümdüz ve rüzgarlı bir yoldan ilerledik. Bir köyden geçerken 5-6 tane zincirle bağlanmış azılı köpekler baya havladılar. Arka ayakları üzerine dikilerek kendini tüm gücüyle ileri atıp zinciri gerdirenler bile oldu. Neyse ki zincirler sağlammış. Öğle molamızı verecek yer aramaya başladık fakat bulamayınca en yakın yer olan Emirgazi'ye gitmeye karar verdik. İlçenin merkezinde bir lokanta da öğle yemeği molası verdik. Hesap kitap işleriyle ben ilgilendiğimden lokantadan bir-iki dk geç çıktım. Arkadaşım Hüseyin ilerdeki 3-4 kişilik bir grubun yanına gidip birşeyler söyleyip geldi. Hayrola falan dediğimde fazla birşey söylemedi bende üstelemedim. Herhalde tayt falan giyiyoruz ya onunla ilgili birşeyler söylediklerini zannettim. Emirgazi'den ayrıldıktan sonra Gülsemin ablaya şişt nereye kız diye laf attıklarını öğrendim. Gülsemin ablada olay çıkmaması için tamam bişey yok demiş. İnanın oradayken böyle birşey olduğunu bilseydim kendimi tutamazdım. Maalesef ülkemizde kimsenin kimseye saygısı hoşgörüsü kalmamış. İstisnalar elbette var.

Gene dümdüz tarlaların içinden geçerek Karapınar anayoluna çıktık. Önce 3 km tırmanış sonrası bir krater gölü olan Acıgöl'e vardım. Gölün kenarına kadar inmedim. Toprak yoldan iniş ve çıkışı bir hayli zahmetli görünüyordu. Hava kararmadan gene bir krater gölü olan Meke Gölü'ne doğru çıktık. Henüz hava kararmamıştı. Su seviyesi gene çok azdı. Tonlarca kar kütlesini buraya yığmışlar ama bir faydası olmamış. Tekrar anayola dönüp Karapınar'a doğru ilerledik. Biz yolun kenarında beklerken Hüseyin Öğretmenevi ile görüşmeye gitti. Söylene söylene de geri geldi. Bisikletleri içeri alamazlarmış mış mış da mış mış. Oysa ki kaldığımız her yerde bisikletleri içeri koymamızda sıkıntı olmamıştı. Otel bakmak için biraz daha ileriye doğru yol aldık. Cep telefonundan bakalım diye durduğumuz bir sırada Hüseyin'in yanına bir abi geldi. Gelin bizde kalın karım size yemek yapar, bende sosyal demokratım falan filan konuşmalar geçiyor. Bende telefondan otel bakıyorum. Abinin elinde çalışmayan bir motorsiklet eliyle itiyor. Üstüne Atatürk'ün imzasını da ters yapıştırmış. Yok illede bizde kalın diye diretiyor. Abinin köyün delisi olduğunu anladığımdan hiç muhabbete girmiyorum. Hüseyin'e yapışmış bırakmıyor. :) Neyse ki abiyi burda arkadaşımız var onlarda kalacağız deyip kandırdık da kurtulduk. 500 metre geride bir otel vardı oraya geldik. Resepsiyon baya kalabalıktı. Beşiktaş-Fenerbahçe maçını izliyorlardı. Otele yerleşip akşam yemeği için dışarı çıktık. Saat 22:00 civarı idi her yer kapanmıştı. Açık bir çiğköfteci buldukda biraz atıştırabildik. Sonra otelde odalarımıza çekilp günü tamamladık.

18278628_759686997531535_4060788003455028411_o.jpg 18319096_759683794198522_4470926176701854487_o.jpg 18319176_759683764198525_2846200419072768610_o.jpg 18319311_759683594198542_1762927434278586025_o.jpg 18320566_759683354198566_4237120093383626107_o.jpg 18358687_759683867531848_4875828261385704972_o.jpg 18358835_759683830865185_6393764793679882172_o.jpg 18358985_759683930865175_3751561501064822784_n.jpg 18359182_759683687531866_3031943544550981632_n.jpg 18359504_759683754198526_1272526579704685178_o.jpg 18402057_759683640865204_3173465198999267567_o.jpg 18402151_759683460865222_6181403410393353623_o.jpg
 
Scudo
Turunuzu adım adim takip ediyorum. En son etap için neden dogrudan aksaray-konya yolunu kullanmamışlar diye kendime sorarken sonra turun mersin istikametine doğru ilerlediği aklıma geldi. Bu etaptaki tek güzellikte sanırım selçuklu yapıları ve meke gölü olmuş. Benim ilgimi çeken bir nokta ise anadolunun bu oldukça entegrist köşesinde bir kadına laf atmaları. Bence içgüdüsel olarak iyiki üzerine gitmemişsiniz yoksa olacaklar aynen şu şekilde gelişebilirdi. Siz ilçe görünümlü kasabadan çıktığınızda önünüzü bir şahin veya iki şahin veya iki tane susuturucusu olmayan motor keser ve en iyimser tahminle bir ton dayak yerdiniz. Ben bir antropolog gözüyle hala bu coğrafyada neden köpekler bu kadar vahşi sorusuna kendimce cevap bulmaya çalışıyorum ki sanırım cevabınıda buldum.
 
  • Beğen
Tepkiler: gsmin ve Metin_S
@mehmetsunu Acıgöl ve Meke Gölünü görmek için rotayı buradan geçirdim. Yoksa Ereğli üzerinden Karaman'a geçecektik. Köpeklerin olduğu yerlerden geçerken bisikletten inip yürüyerek geçiyoruz. Bisiklet üzerindeyken daha tepkili oluyorlar. Birde Aksaray malaklısı var adam boyunu geçiyorlar.

10. Gün : Karapınar - Karaman 80 km

Sabah otelden ayrılmak üzereyken benim bisikletin arka lastiğinin patlamış olduğunu fark ettim. Arka lastik hem 700x28, hemde tura çıkmadan önce biraz hasarlıydı. Lastiğin birkaç yerinde ufak deliklerden taş vs. girip patlatıyor lastiği. Haliyle yükümüzde var. Bundan sonraki turlarımda 700x32 ve zırhlı lastik kullanmayı düşünüyorum. Geçen yıl Kayseri-Adana turumuzda çok kötü yollarda sürüş yapmıştık ve yük durumu gene aynıydı. O zaman bile 2 kere patlamıştı. Buradaki yollar oraya nazaran lokum gibiydi ama bir şekilde lastik patlıyordu.

Tamir işini hallettikten sonra Sultan Selim Camii'ni ziyaret ettik. Sonrasında Karaman'a doğru yola çıktık. Bugün ki rotaya baktığımızda kolay sayılacak bir rotamız olduğunu düşünerek ağırdan hareket ettik. Karapınar çıkışından sonra sola dönüp İslik'e doğru saptık. Sağ tarafımızdan hafif hafif rüzgar esmeye başladı. İlk başlarda çok etkilenmesekte ilerledikçe rüzgar şiddetini artırmaya başladı. Üstüne birkaç küçük köyden geçtikten sonra yol da bozulmaya başladı. 2-3 km mıcırlı bir yoldan devam ettik ve sonunda tekrar asfalt yola döndük. Her iki yanımızda da uçsuz bucaksız tarlalar ve meyve bahçeleri vardı. Bir ara rüzgar şiddetini o kadar çok artırdı ki bisikletten inip iterek devam ettik. Kılbasan-Karaman sapağına kadar 50 km boyunca rüzgar karşıdan ve yanlardan esti. Düşündüğümüzün aksine zor ve yorucu bir gün oldu. Karaman'a doğru döndükten sonra rüzgar bir anda kesildi. Karaman girişinde @ulaş kaya tarafından karşılandık. Otele yerleştikten sonra beraberce şehir turu attık. İlk defa görüşmemize rağmen sanki yıllardır arkadaşımız gibi davrandık ve birbirimize çok çabuk kaynaştık. Sohbet konusu da bisiklet olunca zaman ne çabuk geçti anlamadık.Ulaş' a 50 km boyunca rüzgar yediğimizi anlatınca buraların rüzgarı eksik olmaz dedi. Yaz kış farketmiyormuş, sabahın erken saatlerinde biraz dingin ama saat 10-11 den sonra rüzgar şiddetini artırıyormuş. Ulaş sağolsun bizi çok iyi ağırladı. Yarın için gezilebilecek yerleri bile tarif etti. Akşam yemeği sonrası otelimize geri geldik ve günü tamamladık. Gösterdiği ilgi ve misafirperlikten dolayı @ulaş kaya 'ya tekrar teşekkür ediyorum.


18320539_760203180813250_4693583880756658176_n.jpg 18342585_760203924146509_5061164201472216043_n.jpg 18358613_760203850813183_2148071909410958603_o.jpg 18358670_760203794146522_2756310612721115528_o.jpg 18359115_760203847479850_79268638890792373_o.jpg 18402124_760203917479843_6515149300885767907_o.jpg 18403973_760202807479954_7522491274117399325_o.jpg 18422129_760203784146523_8440471484744437933_o.jpg
 
11. Gün: Karaman - Mut 80 km

Sabah otelden çıkarken gezeceğimiz yerlerin sohbetini ediyorduk. Bisikletleri dışarı çıkarıp tam bineceğimiz sırada gene benim arka lastiğin patladığını fark ettim. Artık lastik patlamaları canımı sıkmaya başlamıştı. Ön dış lastik 700x38 di Çorum'da değiştirmiştik. Ön ve arka lastiği söküp yer değiştirdik. Bu arada baya zaman kaybımız da oldu. Önce Ak Tekke Camii'ni gezdik. Mevlana burada 7 yıl yaşamış. Annesi ve kardeşlerinden bir kısmının mezarları bu caminin içerisindedir. Hemen yanındaki Hatuniye Medresesi' ni de gezip Karaman Kalesi'ne gittik. Kalenin içerisine giremedik çünkü girişinde demir kapı vardı ve kilitliydi. Kaleden çıktıktan sonra gezilecek birkaç yere daha olmasına rağmen gezemedik. Çünkü Ulaş dün akşam, öğlene doğru rüzgar artar o saate kadar ne kadar yol alırsanız kardır demişti. Bizde dünkü tecribeden sonra bir an önce Mut'a doğru yola çıkma taraftarıydık.

Karaman'dan çıktıktan sonra sonra U dönüşü yaparak Mut yoluna girdik. Günlerdir hasret kaldığımız ormanlar belirmeye başladı. Sinop ve Çorum'dan sonra ilk defa orman ile karşılaşıyorduk. Bildiğiniz gibi İç Anadolu bozkır bir bölgedir. Kuzey ve Güneye doğru yaklaşıldıkça ormanlık araziler artmaktadır. Ayrıca İç Anadolu çölleşme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yeraltı su kaynakları gittikçe azalmaktadır. Çökmelerle meydana gelen obruklar bu bölgede sık sık görülmektedir. Aksaray ve Konya'da birçok obruk vardır.

15 km kadar hafif tempo ile tırmanış yaparken arka lastiğimin yalpalama yaptığını farkettim. Durup kontrol ettiğimizde lastik yanağının bir kısmı dışarı atmıştı. Tekrar lastikleri söküp ön ve arka ile değiştirdik. Bu arada rüzgarlı hava da hala devam etmekteydi. Sertavul geçidine doğru tırmanışa devam ederken sağ tarafta güzel bir pınar gördük ve sularımızı tazeledik. Burada polen ve arı sütü satan abilerden de küçük bir alış veriş yaptık. Karaman'dan 1000 metre rakımdan 1650 rakıma 35 km boyunca tırmanış yaparak geçitin zirvesine ulaştık. Bu rakım turumuzda göreceğimiz en yüksek yerdi. Sola doğru dönerek inişe geçtik ve birden rüzgar kesildi, güneş kendini gösterdi ve hava ısınmaya başladı. Sertavul köyüne vardığımızda öğle yemeği molası verdik. Bir saatlik aradan sonra inişe kaldığımız yerden devam ettik. Alahan'a kadar indikten sonra burada bulunan Alahan Manastırı görmek istediğim yerlerdendi. Kimi kaynaklarda Alahan Manastırı'nın M.S. 4-6. yüzyıllar arasında hristiyanların hac merkezi olduğu düşünülmektedir. Bisikleti arkadaşlarımın yanında bırakıp 3 km boyunca dağın zirvesine doğru döne döne çıkan bir yoldan 40 dakikada manastıra çıkabildim. Yolun yarısında bir keçi ağılı vardı birkaç köpek uzaktan havladı durdu. Belki bir araç gelirde binerim diye düşündüm ama hiç gelen olmadı. Manastıra yaklaştıkça etraf o kadar ıssızlaştı ki kendi çıkardığım sesten başka birşey duyulmuyordu.Manastır'a varıp biraz gezip tozduktan sonra geldiğim yoldan dönmemeye karar verdim. Yolu kullanmadan araziden direk iniş yapacaktım. Buradan aşağı kadar inen bir su borusu dikkatimi çekti, zaten yukarı çıkarkende boruları görmüştüm. Zaman zaman koşar adımlarla boruları takip ederek zaman zaman da yola çıkıp koşarak 15 dakikada inişi tamamladım. Arkadaşlarım buradaki mekanda bekliyorlardı. Bir Türk kahvesini hakettiğimi düşünüyordum. Arka masamızda ve karşı tarafta tuhaf insanlar oturuyorlardı rahatsız olduk (Bir adam ve yanında 3-4 tane transseksüel vardı ben sonradan fark ettim). Kahve geldi tadı berbattı içmeden hemen hesabı ödeyip apar topar kalkıp yola çıktık.

Mut'a doğru iniş sırasında benim arka lastiğim bu kadar hızlı inişe dayanamadı ve gene patladı. Tekrar yama yaparak yolumuza devam ettik. Uzun bir iniş ve kısa bir çıkışın ardından Mut'a vardık. Mut'a girişte bir lastikçi gördüm ve hemen bir umutla uygun lastik varmı diye sordum. Mtb lastiği varmış sadece. Dükkan sahibi "istersen Konya'dan getirteyim" dedi de gerek yok deyip yola devam ettim. Önce akşam yemeğimizi yedik sonrada Mut Öğretmenevi'ne yerleşip günü tamamladık.


18320497_760740697426165_5896706030352428792_o.jpg 18320595_760735710759997_1726668517476397791_o.jpg 18320613_760735700759998_1190716730687584389_o.jpg 18320625_760734867426748_6665936599478007855_o.jpg 18320793_760734830760085_8405728698844041854_o.jpg 18320886_760733607426874_8582255430435272444_o.jpg 18359052_760733810760187_1435104753380958030_o.jpg 18359075_760735057426729_6872536645087884878_o.jpg 18359081_760733917426843_5009198868320547506_o.jpg 18359109_760734927426742_7598819525741307033_o.jpg 18359130_760735127426722_783619079379185646_o.jpg 18359174_760733694093532_6971263988084180187_o.jpg 18359483_760734950760073_370970805801413291_o.jpg 18402178_760740694092832_4978179032718925291_o.jpg 18402192_760735794093322_3301378429258476182_o.jpg 18403951_760734644093437_4384362342829488047_o.jpg 18403954_760733650760203_6872665707304166704_o.jpg 18422257_760735010760067_1623082372860052065_o.jpg 18422296_760733984093503_8832606201319649119_o.jpg 18422362_760735017426733_4519889104544316660_o.jpg 18422479_760734640760104_7166453847288328836_o.jpg
 
Azminize hayran kaldım. Ekip uyumlu, bu önemli. Lastik başa bela olmuş ama hata sende. Bu bisiklet ultra hafif turlar için yapılmış; bikepackingler filan. Ama sen iyice ağırlaştırmışsın birde 28 hacim lastikler hiç olmamış. Yinede performansa dayalı bir orta zorluk derecesine sahip turlar için biçilmiş kaftan, patlak koruması tatminkar, desensiz asfalt lastiği olarak 37 hacim hafif kojakları öneririm.
 
@mehmetsunu Lastik olayında hata yaptığım en başından beri belliydi zaten. Aslında bontrager aw1 lastiklerden memnundum. Islak zeminlerde güven vermesede kuru zeminde yol tutuşu ve akışı güzeldi. Biraz daha kalın lastiklerle aynı tur daha rahat yapılabilirdi. Ama dediğiniz gibi performans gereken turlarda bikepacking ile 25-28 lastiklerle daha seri sürüş yapılabilir. Tabi maksimum 6-7 kg olacak şekilde. Bisiklet hızlı tur için yapılsa da yüklü tur içinde gayet uygun bence.
 
Tebrik ederiz hocam. Ayağınıza sağlık. Uzun turcular için zengin bir rehber daha....
 
İlk günden bu güne kadar keyifle okudum hocam. Çektiğiniz sıkıntılara değdiğini düşünüyorum bu iş gerçekten zor ve sabır gerektiren bir iş.Yurt dışı turlarını da buradan okuyorum ama neredeyse onlar kadar sıkıntı çektiniz diyebilirim. İmrenmiyorum değil hani :) Devamının gelmesi dileği ile. Çok çok çok güzel.
 
@Murat Semiz Teşekkürler, yaşadığımız tecrübeleri bir benze anlatmaya çalışıyorum.

@pYRoSpeC Teşekkürler, çektiğimiz sıkıntılar çok büyütülecek şeyler değil elbette. Önemli olan turdan ne kadar keyif aldığın. Günlerce seyahat etmek çok güzel bir duygu.


12. Gün : Mut - Ermenek Görmeli Köyü 90 km

Sabah erkenden Mut Öğretmenevi'nden ayrıldık. Mut Kalesini gezip, market alışverişimizi de yaptıktan sonra yola koyulduk. 35-40 km Hadım-Mut yolundan ilerleyerek çok merak ettiğim Yerköprü şelalesi sapağında mola verdik. Buradaki bakkal ve manavda birşeyler atıştırdık. Bakkalın sahibi ile sohbet ettik. Yerköprü şelalesine 10 km yol olduğu ve 3 km yokuş çıkılacağını söylediler. Yerköprü şelalesinden anayola çıkış varmı diye sordum. Orman yolu varmış fakat bisikletle oraları aşmanız çok zor dediler. Ayrıca Ermenek yolunun bir kısmının bakımda olduğunu ve yolun bozuk olduğu yönünde de biz uyardılar. Yeni bir yol açma çalışmaları yapılıyormuş. Çıkacağımız rampaları da düşünerek diğer iki arkadaşım kamyonet ile yola çıktılar.

Ben ise Yerköprü şelalesine doğru yola koyuldum. Ormanlık bir arazinin içinden çok güzel asfaltı olan bir yoldan keyifli keyifli yokuşları çıkmaya başladım. Bakkal amcanın dedği gibi 3 km yokuş yoktu tabi. Tam 7 km boyunca rampa çıktım. Çantaları bakkala bırakıp boş gidip gelmek aklıma yeni gelmişti ama iş işten geçmişti. Yanımda duran bir araç Yerköprü Şelalesine buradan mı gidiliyor diye sordu. Bende çok bilmiş gibi evet bu yolu takip edin sonunda şelaleye varacaksınız dedim. :) Sizde oraya gidiyorsunuz herhalde, dönüşte bisikleti arkaya atalım beraber döneriz dedi. Bende olur tabi hemde çok iyi olur dedim. Neyse son kilometrelerde yol bozulmaya başlamıştı. Bazen toprak yol bazende yarı asfalt-yarı toprak yol şeklinde devam ediyordu. Birkaç yerde bisikleti elimle itmek zorunda kaldım. Sonunda uzaktan su sesleri gelmeye başlamıştı. 1 kilometerelik inişin ardında Milli Parka gelmiştim.

Az önce araçlarıyla gelen çiftte buradaydı. Bir selamlaşmanın ardından taş döşemeli yoldan bisiklet elimde inmeye başladım. Baktım yol gittikçe gidiyor baya uzun hemen sağdaki bir kamelyanın içine bisikletimi yerleştirdim ve yayan olarak seri şekilde devam ettim. Tahta bir köprüden karşıya geçip gene merdivenlerden iniş yapıp şelaleye kadar vardım. Kimseler yoktu. Şelalenin fotoğrafını ve videosunu çektim. Şimdiye kadar gördüğüm şelaleler içinde en hoşuma giden burası oldu. Dağların arasında müthiş bir su sesi ve yemyeşil bir alan, hayran kalmamak mümkün değildi. Biraz önce tanıştığımız çitftte geldi. Adana'dan gelmişler. Ben onların fotoğraflarını çektim onlarda benim fotoğraflarımı çektiler. Ben şelalenin aktığı yöne doğru ilerledim. Hemen şelalenin üstüne çıktım. Tahta yollar yapmışlar çeşitli ağaçların içinden geçip biraz gezdim. Bir an kendimi amazon ormanlarında hissettim. Aklıma yılanlar geldi. Onları da görseydim tam olacaktı. Neyse oradan ayrılıp 70-80 metre çalıların arasından dar bir patikadan yukarıya çıkıp suyun kaynağı ve gözüne ulaştım. Koskoca kayanın dibinden su fokurduyordu. Hayran olmamak elde değildi. Buz gibi sudan biraz içtim ve elimi yüzümü yıkadım. Hemen sol taraftan kaynaktan boru çekmişler. Muhtemelen girişteki cafe-restoran tarzı yere gidiyordu. Şelalenin altında 70 metrelik bir mağara var yukardan girip şelalenin altından çıkılabiliyormuş. Burada da fotoğraf ve video çekimlerimi yapıp hızlı adımlarla geldiğim yoldan geri döndüm. Köprünün üzerindeyken bir video çekimi daha yaptım ve bisikletimin olduğu yere doğru yürümeye başladım. Kamelyanın oraya doğru yaklaştıkça bisikletimin olmadığını gördüm. Birden kaynar suların başımdan döküldüğünü hissettim. :krktm::confused: Sonra kendime geldim ve taş yoldan yukarı doğru koşarak sonraki kamelyaya vardım ve bisikletim orada duruyordu.:kyfmyrn: Nefes nefese kalmıştım biraz kamelyada oturup yanımdaki cezeryelerden yedim biraz su içip yukarı doğru çıkmaya başladım. Bu arada arkadaşlarımdan telefon geldi. Onları götüren kamyonetinçinin arkadaşı saat 2-3 arası oradan geçecekmiş. Biz konuştuk seni alacak dediler. Bende tamam olur dedim. Beni götüreceğini söyleyen çifti beklemeden yola çıktım. Biraz yokuş yukarı sürmeye çalıştım baktım bisiklet gitmiyor, bende elimle çıkardım. Milli parkın çıkışında görevli vardı 4 lira giriş ücreti aldı. Yemek yiyordu davet etti teşekkür edip yola devam ettim. Sonraki yol çok keyifliydi 20 dk içinde anayola çıktım. Gene bakkal amcanın yanında su ve enerji takviyesi yaptım ve yola koyuldum. Tam da o esnada beni alacak olan kamyonetçi geldi. Kamyonetin kasası hayvan yemiyle doluydu. Çantaları öne koyup bisikletide düşmeyecek şekilde kasaya yerleştirdik.

Yaklaşık 50 km bir yolu kamyonet ile geçtim. Diğer arkadaşlarım Görmeli Köyü' ne varmışlardı ve yolun kenarında beni bekliyorlardı. Yol boyu döne döne yukarı çıkan o kadar dik ramplar vardı ki kamyonet yüklü olduğundan 4 yerde vitese geçmedi ve her seferinde 2-3 dk bekledikten sonra devam edebildik. Görmeli köyünün içinden kamp için alışverişimizi yaptım. Köyün çıkışında arkadaşlarımla buluştuk. Ermenek barajının kenarında güzel bir ormanın içinde kampımızı kurduk ve geceyi burada geçirdik.

18358937_761218727378362_3982209466845999138_o.jpg 18359011_761220444044857_8505067153915685087_o.jpg 18359159_761219080711660_997506544089417344_o.jpg 18359305_761218737378361_3254005966849525820_o.jpg 18359368_761219244044977_2389920916068914187_o.jpg 18402054_761218797378355_3732073728742991097_o.jpg 18402229_761219170711651_5113801035585817255_o.jpg 18402290_761218734045028_1844156320284298175_o.jpg 18403755_761220257378209_971044650202134025_o.jpg 18403773_761249377375297_1395076633472278113_o.jpg 18422139_761218884045013_1041363304892922363_o.jpg 18422206_761249380708630_5153167494446549202_o.jpg 18422896_761218880711680_2759987578364500087_o.jpg

13. Gün : Görmeli Köyü - Anamur 110 km

Sabah erkenden kampımızı toplayıp yola çıktık. Hüseyin uçakla döneceği için araçla gitmesi gerekiyordu. O'nu yol üzerinde bırakıp yolumuza devam ettik. 6-7 km kadar ilerledikten sonra bir caminin avlusuna girip hem sularımızı tazeledik hemde kahvaltımızı yaptık. 850 rakımdan başlayan yolculuğumuzda Zeyve Pazarı ve Kazancı'yı geçip 1580 rakıma kadar hafif eğimlerle çıktık. Sonra 1200 rakıma keyifli bir iniş yaptık. 1200 rakımdan tekrar yükselmeye başladık Abanoz yaylasını geçip bir köyde mola verdik. Bakkal ile konuşurken tırmanışın bitmesine ne kadar kaldı diye sordum. Bakkal 500 metre dedi yanındaki adam da yok canım 1 km vardır dedi. Aralarında o kadar değil bu kadardır diye konuşurlarken biz de yola çıktık ve çıkış 5 km daha devam etti. :) Sonunda 1690 rakımlı Suolmaz Geçidi'ne vardık. 11.gün yazımda Sertavul geçidinin (1650 rakım) turumuzdaki en yüksek rakım olduğunu söylemiştim ama Suolmaz geçidini unutmuşum. Artık buradan sonra 40 km iniş yapacaktık. Buraya kadar yaklaşık 60 km boyunca inişli çıkışlı bir yoldan geldik. Çıkamadığımız bazı dik yokuşlarda ise 8-10 km bisikleti elimizle ittik.

Suolmaz geçidi kayalarla kaplı bir alan ve gerçektende bir su izine bile rastlayamadık. Adının hakkını sonuna kadar veren bir yerdi. Tabelasını da adeta mermi manyağı yapmışlardı delik deşik olmuşu. Bunca yolu kat ederken aramızdaki sohbetlerde hep bu son 40 km lik inişi hayal edip kendi kendimize moral veriyorduk. :) Zirve sonrası Anamur'a kadar 40 km boyunca bir yandan keyifli bir yandan da adrenalin dolu muhteşem bir iniş yaptık. Yol dolana dolana iniyordu ve aşağısı uçurumdu. Bazı virajlar çok keskindi. Devamlı frenleyerek kontrollü bir şekilde inişe devam ettik. Ellerimizi dinlendirmek amacıyla sık sık kısa molalar vererek inişimizi gerçekleştirdik. Artık yerleşim yerleri görünmeye başlamıştı. Bir pınarın dibinde sularımızı doldurduk. Bisikletli bir çocuk yanımıza geldi ve bir süre beraber sürüş yaptık. 10 km lik sürüşün ardından Anamur Öğretmenevi'ne vardık ve turumuzu tamamladık.

Bir yandan, içimde turu güzel bir şekilde bitirmenin mutluluğu vardı. Bir yandan da hiç bitmesini istemediğim bir his kaplamıştı ama nafile. :(

18359327_761779303988971_6370334460583040468_o.jpg 18359357_761779290655639_1704912680179800257_o.jpg 18359411_761779287322306_2469812611520212034_o.jpg 18403844_761779350655633_6576462633115036139_o.jpg 18403903_761779367322298_7313021705126799058_o.jpg 18422093_761779457322289_8174325734135253224_o.jpg 18422476_761779283988973_8710408753303463334_o.jpg 18422983_761779443988957_4537097275075880598_o.jpg 18423009_761779467322288_3425910662095009903_o.jpg 18489743_761779377322297_7382194434529044300_o.jpg
 
Tebrik ederim.Anadolunun bozkırlarında iyi bir tur yapmissiniz.Sahillerde turlamak zevkli.Siz iç kısımları tercih etmissiniz, o da güzel.
Bir de şu turu şehirler arasına taşısaydı yöneticiler daha iyi olurdu.
 
@KaragolAbdullah de tebrik ederim keyifle okudum. Ne kadar korusaniz da yüzünüz güneş yanığı olmuş. İnsanın ruhunda bambaşka izler bırakıyor. Tur ve bisiklet
İyi yapmışsınız
Keşke bazı durumlar da iyi olsa ve bu güzel ülke Türkiye bu mutlulukları daha fazla yaşasa. Çok daha güzel şeyleri hak ediyoruz. Sizin adınıza sevindim.
 
Büyük bir tebriği hakediyorsunuz. Özellikle bayan bisikletçinin azmi her türlü takdirin üzerinde. Yazılarınızı dizi takip eder gibi merakla takip ettim.
 
  • Beğen
Tepkiler: KaragolAbdullah
@Metin S.

Teşekkür ederim. Sahilde turlamak elbette keyifli. Ama biz popüler olmayan bir rotayı tercih ettik. Bu turda Kuzey'den Güney'e indik. İlerde belki Doğudan Batı'ya yada Batı'dan Doğu'ya yapabilirim.

@alper 76

Teşekkürler. Müthiş keyifli bir tur oldu. Bir buçuk ay geçmesine rağmen bacaklarım hala iki renk. :)

@Cesmeonu

Teşekkürler.

@mehmetsunu

Teşekkürler. Gülsemin abla azmi ve kararlılığıyla turu tamamladı. Tebriğin büyüğünü o haketti. Tur boyunca günlük tutsaydım belki daha geniş ve detaylı bir anlatım olurdu. Hem de daha faydalı olurdu. Birde aksiyon kamerasının bu tür turlarda gerekli olduğu kanısına vardım.
 
@KaragolAbdullah yazıyı bugun farkettim.Bir çırpıda hemen okudum. En başta paylaşımınız için teşekkürler. Anlatım kısmı ise şahane .Akıcı ve detaylı olmuş.

Hem elinize hem de ayağınıza sağlık .Nice turlara diyelim. Esen kalın.
 
  • Beğen
Tepkiler: KaragolAbdullah
@KaragolAbdullah yazınız güzel olmuş. Bisikletle tur yapanlara hep hayran kalmışımdır. Bu arada ben de Sinopta yaşıyorum. Yolları biliyorsunuzdur. O yollara göre 2000 TL ye kadar önerebileceğiniz Bisiklet var mıdır ? Bu bütçeyle yol bisikleti yerine başlangıç amacıyla iyi bir şehir bisikleti almayı düşündüm. Ve bisiklet alırken acaba kadronun kalitesi donanımdan daha mı önde gelir ? Hep böyle turlara devam etmeniz dileğiyle.
 
  • Beğen
Tepkiler: KaragolAbdullah
Ten biraz açıksa o iki renk kolay geçmiyor dostum. 2 hafta önce arkadaş tarafından satılınca erken çıkmam gereken geziye geç çıkıp güneşte ben de yandım. Bacakları koruyamayınca tayt ın çizgisi hala duruyor. ÜStelik bir hafta boyunca da kırmızıyda hala da aşırı değişmedi. Bacakları da koruyabilmek lazım ama neyle?
şimdi onun arayışı içindeyim. Bakacağız
 
  • Beğen
Tepkiler: KaragolAbdullah
güzel bir tur olmuş, turunuz boyunca karşılaştığınız insanların 1-2 münferit olay dışında çoğunun yardım etme heveslisi olması, yemek-içme-nakliye-barınma konularında yardımcı olması Anadolu insanının hala ne kadar gönlübol olduğunun göstergesi. Her ne kadar her fırsatta ülkemizi,insanımızı yerden yere vurma heveslisi de olsak durum o kadar da vahim değilmiş.
 
Geri