Sinop-Anamur Turu 29-04-2017/11-05-2017

28 Nisan 2017 akşamı Kamil Koç seyahat firması ile iki erkek bir kadın Sinop yollarına düştük. Seyahat firması 2 bisiklet garanti etmesine rağmen 3 bisiklet için sıkıntı çıkarmadı ve anlayışlı davrandılar. Öncelikli hedefimiz 6 ay önce planladığımız rotamızı kazasız belasız sağ salim tamamlamak, ülkemizin tarihi, doğal, coğrafi ve kültürel zenginliklerini elimizden geldiği kadar gezmek idi.

İki günde bir çadırda konaklayacağımızı varsayarak yanımıza çadır, uyku tulumu, mat, kamp ocağı, tencere, tava, çaydanlık ve cezve aldık.

Bisikletler:

Trek 720 Disc (700x28 lastiğin 3 yerinde ufak sıkıntılar olmasına rağmen zırhlı lastiğe geçmekte karasız kaldım ve değiştirmeden yola çıktım)

Merida Crossway 500 (700x35 zırhlı lastik)

Merida ?? (700x35 zırhlı lastik)

Hesaplanan Rota Uzunluğu: 1280 km

Ekipman: Bisikleti söküp takacak her türlü ekipman ve ilk yardım çantası.



1. Gün : Sinop - Boyabat 105 km

Uzun bir yolculuğun ardından sabah saat 9'da Sinop Otogarı'nda indik. Otogar'dan çıktıktan sonra 5 km boyunca ters yönde sürüş yaptığımızı farkedince geri döndük ve şehir merkezine doğru ilerledik.

Kahvaltının ardından Sinop Cezaevi, Sinop Kalesi, Etnoğrafya Müzesi ve Alaaddin Camii'ni gezdik. Sinop'tan çıkmak için 30 dk bir o yana bir bu yana dolanıp durduk. Ana yola çıktığımızda saat 13:30 u gösteriyordu. Hava açık ve güneşli 22-23 derece idi. 0 metreden 1300 metreye 30 km boyunca Dranaz Geçidi'ni tırmanarak Dranaz Tüneline vardık. Hava kararmaya başlamıştı. Aslına bakarsanız akşam sürüşü yapmayı düşünmüyorduk. Şartlar bunu getirdi ve ilk günden delmiş olduk.

Ön ve arka lambalarımızı takıp tüneli geçtik ve aşağıya doğru inişe başladık. Birkaç dakika arkamdan kimsenin gelmediğini fark ettim. Hemen yukarı doğru pedallayarak arkadaşlarımın yanına gittim. Yukarı çıkarken aklıma gelenler gerçek olmuştu.Kadın arkadaşımızın ön lastiği dozerin açmış olduğu oluğa girmiş ve kontrolü kaybedip düşmesine sebep olmuştu. Arkadaşımızın çenesinde, omuzunda, kolunda, bacaklarında ve ayak tırnaklarında yaralanma vardı. İlk önce kırık çıkık ve bilincinin yerinde olup olmadığını kontrol ettik. Arkadaşımız durumunun iyi olduğunu devam edebileceğini belirtti ve yaralarını pansuman yaptık. Kontrollü bir şekilde devam ederek Boyabat'a vardık. Akşam yemeğemizin ardından konaklamak üzere Boyabat öğretmenevine gittik. Gün boyu yaptığımız yol 105 km idi. Yorgunluğumuzu atmak üzere hemen duş alıp uykuya daldık.

Konuyu takipteyim. Şimdiden kazasız belasız turlar diliyorum.

kaza için arkadaşlara geçmiş olsun öncelikle, umarım diğer günler sıkıntısız geçmiştir, merakla diğer günleri bekliyorum... ayağınıza sağlık

Takipteyiz

Kaza çok büyük şanssızlık... Geçmiş olsun. Kaza haricinde çok güzel bir tur olmuş ve devamını izlemek için konuyu takibe alıyorum.

Üç iyi insan yazının devamını bekliyoruz

@ulaş kaya teşekkürler. Senden iyi değiliz be abicim

Teşekkürler arkadaşlar. Bir aksilik olmazsa 2. günü bu akşam yayınlayacağım.

Supersiniz..Devamını bekliyorum

HTC One_M8 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Karagölabdullah sanırım okuduğum tüm tur yazılarında yapılan hata buradada sergilenmiş. Biz tur yazılarını sanki bütün bisikletçiler vızır vızır tur yapıyorda tur hakkında bilinmesi gereken herşeyi biliyor yanılsaması ile yazıyoruz. Oysaki kazın ayağı öyle değil. Şüphesiz yolda gördüklerin yediğin ve içtiğinde önemlidir ama beni ve tura bir şekilde ilk defa hazırlananları esas ilgilendiren bisiklet turu hakkındaki herkesin bilemeyeceği püf noktaları ve kenarda köşede kalmış ama hayati ayrıntılardır. Mesela hemen aklıma gelenler bir turda taşınması hamallıktan başka bir şey olmayan eşyalar-ki sizin gibi 1000 km üzerindeki bir tur için gerçekten angarya olabilir-Turda daha önce akla gelmeyen ama olmazsa olmaz olduğu görülen eşyalar (Örneğin ilk yardım çantası, güneş kremleri, nemlendiriciler,yağmur için su sızdırmaz kılıflar) Bir diğer husus temizlik. Mesela ben turda dahi olsa en geç iki günde banyo yapmazsam rahatsız olurum. Onun için iki günde bir çadır dışı konaklama önemli. Bir diğer mevzu tur çantası içerisinde hiyerarşik yerleştirme. Hangi eşya önde hangisi daha aşağıda olacak, arandığında hemen nasıl bulunacak vs. Kafa bulmuyorum bunlar çok önemli. Bir diğer husus o kadar yükle lastik patladığında nasıl değiştirildiği. Ben bu nedenle daha rahat olması açısından romörk bile kullanıyorum. Mesela sizin tecrübeniz bence önemli, tura dede bisikleti diyebileceğimiz bir bisikletle çıkmadınız 28 hacim lastik ve daha sportif bir bisikletle yaşadığınız deneyimlerinizi anlatınız. Birde tur yazısı öncesi daha ayrıntılı bir künye açıklansa daha bilgilendirici olur diye düşünüyorum

Iyi surusler arkadaslar sayenizde memleketimi sinopu boyabati gormus oldum

@mehmetsunu haklısın valla ne diyeyim. Akşam ilk mesajı düzenleyip dediğin gibi yapmaya çalışacağım.

@KaragolAbdullah merhaba,

Geçen sene Sinop-Anamur (gerçi bizimki İnebolu'dan aşağı iniyordu ama olsun. ) yapmış biri olarak konuyu görünce çok heyecanlandım. Aynı rotayı sizin tecrübeleriniz ve yorumunuzla okumak büyük keyif olacak. Kaza için geçmiş olsun diyorum. Devam edebiliyor olmak bile çok iyi.

Devamını sabırsızlıkla bekliyorum.

Selamlar

Kazasız ve keyifli turlar

five

Tebrikler umarım kazasız belasız tamamlarsınız.Yazının devamını merakla bekliyorum.

@Admin Konuyu Şehirlerarası gezi ve makalelere taşıyabilir misiniz?

Merakla diger bolumleri bekliyoruz guzel bir tur olmusa benziyor

Merhaba arkadaşlar,

Sistem ilk mesajı editlemeye izin vermediğinden bu bilgileri ara mesajda paylaşacağım.
Tura çıkarken yanımda götürdüğüm malzemeleri aşağıda liste halinde göreceksiniz. Hemen altına da tur boyunca yaşadığım tecrübeleri anlatmaya çalışacağım.
Sonrasında gün gün anlatmaya devam edeceğim.



Beslenme ve Sıvı İhtiyacı

Uzun turlarda beslenme, vücudun kaybettiği sıvıları ve mineralleri geri koyma sonraki gün devamlılığı açısından son derece önemlidir. Protein ve karbonhidrat alımını zamanında yaparsanız enerji sorunu yaşmaz ve kaslarınızın erimesini engellemiş olursunuz. Buradaki zaman karnınızın acıkmasıdır. Acıktığında molanı verip yemeğini yiyeceksin. Sürüş sırasında da ara ara kavrulmamış badem, kuru üzüm, muz, elma, krokan vs. artık ne seviyorsanız atıştırmakta da fayda var.

En can alıcı nokta sıvı alımıdır. Sıvı alımını da kendinize göre belli aralıklarla azar azar yapmalısınız. Böylelikle vücudunuz dehidrasyona girmeden gerekli ihtiyacı karşılamış olursunuz. Aksi takdirde kas ağrıları, kramp, kısa aralıklarla uzun mola verme durumuyla karşı karşıya kalırsınız ve sonunda pedala basacak haliniz kalmaz.

Tur boyunca kas ağrısı, kramp, aşırı yorgunluk-bitkinlik yaşamadım. Bana göre bunun en önemli sebebi her sabah ilk iş olarak izotonik içecek yapmamdı. Evet bu içeceği illaki hazır olarak satın amak zorunda değilsiniz. Her gün 1 Lt izotonik ve 4 Lt su tüketimim vardı. Tur bitti eve döndüm ve 2 gün boyunca 5'er Lt su tükettim. Sonraki günlerde normale döndüm.

İzotonik içecek nedir: Kısaca anlatacak olursak; vücudumuzun kaybettiği sıvı ve mineralleri en hızlı şekilde yerine koyan ve elektrolit dengemizi bozmayan bir karışımdır.

Yaptığım izonotiğin tarifi:

1. Malzemeler: 0,5 Lt %100 meyve suyu, (üzüm suyu, elma suyu kullanılabilir), 1 adet limon, 1 Lt su, 1 çay kaşığı kadar Çankırı kaya tuzu
2. Yapılışı: Meyve suyunu, suyu ve tuzu bir kabın içine döküyoruz üzerine limonu sıkıp güzelce karışmasını sağlıyoruz. Artık içeceğimiz hazır. Soğuk olarak tüketilmesi daha güzel olduğundan termos mataramıza doldurmalıyız. Çankırı kaya tuzu kullanmamın sebebi ise bu tuzda insan vücudunun ihtiyacı olan bütün element ve minerallerin bulunmasıdır. Himalaya tuzunu bilen vardır. Oldukça da meşhurdur. Ancak Çankırı ilimizde çıkarılan kaya tuzu daha özellikli ve değerlidir. Malzeme miktarını değiştirip ihtiyacınıza görede yapabilirsiniz. 2-3 saati geçen günlük aktivitelerde de kullanmanızı öneririrm. Akşam yorgun olmayacak ve sabah dinç uyanacağınıza eminim.

Barınma ve Temizlik

Şüphesiz ki barınma ve temizlik ihtiyacı bir bireyin en temel ihtiyaçlarındandır. Burada kişiden kişiye değişkenlik gösteren tercihler mevcuttur. Kimisi konfora ve taşıyacağı ykleri göz önünde bulundurarak tercihini o yönde kullanırken , kimisi de şehirden ve insanlardan bir kaç günde olsa uzak kalayım, doğanın içinde olayım, güzel bir manzaraya karşı kamp kurayım diye içinden geçirebilir.

1. Kamplı Tur: Bence bisikletle uzun turlar yapmak istiyorsanız olmazsa olmazdır. Güzel bir deniz yada göl manzarası, mis gibi çam kokan ormanlarda harika bir kamp yapmayı kim istemez. Ancak yanınızda çadır, uyku tulumu, mat, kamp ocağı, tencere-tava bulundurmanız gerekecektir. Malzeme kalitesine göre değişir ama hemen hemen 6-8 kg ağırlığı taşımanız gerekecektir. Yemek yapmayı bilmiyorum tencere tava taşımadan konserve ve hazır yiyeceklerle beslenirim derseniz oda olur. Zevkinize göre değişir. Kamp kuracağınız alana yakın bir su kaynağı yada su satın alabileceğiniz yerleşime yakın bir yer olması tercih edilen durumdur. Aksi halde gereken su ihtiyaçlarınızı yanınızda taşımanız gerekecektir. Çadır kuracağınız alan önemlidir. Dere yatağı, yukarıdan taş yada kaya parçası düşme riski olan yerler, aşırı rüzgar alan, yabani hayvanların yuvalarına yakın, yabani hayvanların geçiş noktası olabilecek vs. gibi yerlere çadır kurulmamalıdır. Bildiğiniz gibi her 100 mt artan rakımda 1 derece hava soğumaktadır. Birde gündüz gece sıcaklık farkını düşünürsek çadır ve uyku tulumu seçiminizi doğru yapmak uyku konfornuzu arttıracaktır. 3 mevsimlik çadır ve -5 derece konfora sahip uyku tulumu ekstrem durumlar hariç her türlü ihtiyacınıza cevap verecektir. Her gün kamp yapmak da kolay değildir. Kamp alanında duş alma imkanınız yoksa temizlik için 2-3 günde bir pansiyon-otel-motel gibi yerlerde konaklama yaparak ortalama konforunuzu arttırabilirsiniz. Kirlenen kamp malzemelerini işiniz bittiğinde yıkayıp yerine koyarsanız sabah kampı toplamanız daha kolay olacaktır.
2. Konaklamalı Kamp: Konaklamalı tur planınız var ise günlük tur mesafenizi ve kalacağınız yerleri önceden planlamalısınız. Konaklama yapmak istediğiniz pansiyon-motel vs gibi yerlerin iletişim bilgilerini yazılı olarak yanınızda taşımak da işinize yarayacaktır. İşler istediğiniz gibi gitmedi ve günlük konaklama hedefinize ulaşamayacağınızı anladığınızda olduğunuz bölgedeki konaklama seçeneklerine bakınız. Yerleşim birimi dışında bir yerlerdeyseniz yoldan geçen bir aracı durdurarak yardım isteyebilirsiniz. Eğer su akmaz kervan geçmez bir yerde iseniz ve başınızın çaresine bakacak bilgiye ve donanıma sahip değilseniz 156 Jandarma'dan yardım istemelisiniz.

Sürüş Konforu ve Güvenlik

1. Rotanızı takip edebileceğiniz , o anda bulunduğunuz lokasyonu görebileceğiniz harita, gps, bisiklet bilgisayarı, mobil telefon uygulaması gibi bir seçeneğiniz mutlaka olmalıdır. Tercihen rotanızı daha önceden bilgisayar ortamında oluşturup mobil bir cihaza yüklemek işinizi bir hayli kolaylaştıracaktır. Edindiğim tecrüberlerle sabittir ki, oranın yerlisi bir kişiye mesafe sorduğunuzda 5 km deyipte 10 km yada 2-3 km çıktığına çok şahit olmuşumdur. Yada bir tırmanış sırasında acaba yokuş ne zaman bitecek zirveye kaç km kaldı diye sorduğunuzda aldığınız cevaba sevinmeyin derim. Genelde söyledikleri mesafenin 3-4 katı mesafeyikat etmek durumu ortaya çıkıyor.
2. Rahat bir sele, padli bir tayt, elleri sıkmayan ve yormayan eldiven, uygun bir kask ve uv bir gözlük sürüş konforunuzu arttıracaktır. SPD kullanıyorsanız tırmanışlarda avantajlı olacaksınız demektir. Spor ayakkabısı kullanıyorsanız ayağınızı sıkmayan ve uyuşmasını engelleyen bir ayakkabı tercih etmelisiniz. Sele tercihiniz leğen kemiklerinizin selenin iki yanına denk gelecek büyüklükte olması ekstra konfor sağlayacaktır ve bölgenin uyuşma ve ağrı sorununa çare olacaktır. Arada bir bisikletten inip 50-100 mt civarı bisikleti iterek ilerlemekte bir nebze rahatlatıcı olmaktadır.
3. Güneş ışınları ve rüzgar yanıklarına karşı korunmak için krem kullanabilirsiniz.
4. Bisiklet ön ve arka aydınlatma mutlaka çantanızda olmalıdır. Ne zaman hangi yerde olacağımızı tahmin edemeyebiliriz. Akşam sürüşü tehlikeli de olsa bazı durumlarda bunu yapmak zorunda kalabiliriz.
5. Emniyet şeridi olan yollarda emniyet şeridinden çıkmamaya ve mümkün olduğu kadar en sağ taraftan sürüş yapmaya dikkat etmeliyiz. Nitekim şehirlerarası yollardan tır ve kamyonlar çok geçmektedir. Bu tür büyük araçlar yanınızdan geçerken oluşturdukları hava akımıyla sizi kendine doğru çekip yalpalama yapmanıza ve üzücü sonuçlara sebep olabilirler. Sürüşü yaptığımız yola giriş-çıkışlarda gerekirse durarak gelen araçları kontrol etmeliyiz. Sağa ve sola dönüşlerde kolumuz ile gideceğimiz yönü göstermeliyiz.
6. Tünel geçişi bisiklete yasak olsada alternatif bulunmadığı durumlarda bu yasağı delmek zorunda kalabiliyoruz. Tünele girmeden önce ön ve arka aydınlatmalarımızı açmalıyız. Mümkün olduğunca duraklama yapmadan tünel çıkışını gerçekleştirmeliyiz. Bu esnada kesinlikle kulaklık yada herhangi bir ses çıkartan araç kullanmamaya özen göstermeliyiz. Tüm dikkatimiz yolda olmalı.
7. Bisiklet sürüşü sırasında bir aracın hava akımından faydalanmak için arkasında sürüş yapılmamalı. Herhangi bir araca tutunarak yolculuk yapılmamalıdır.
8. Kaza olaylarında durumun ciddi olduğuna kanı getirdiğinizde mutlaka ambulans ve jandarma ile irtibata geçiniz.
9. Günlük kat edeceğiniz mesafeye göre kondisyonlu olmanız son derece önemlidir. Düz yolda sahilde 40-50 km sürebilirsiniz ama bu tür turlarda bu performans 10 km yokuş tırmanmaktan daha kolaydır. Yokuş tırmanışlarında belli bir kadans gücünüz olursa çok rahat edersiniz.

Tur ekibi

Tur ekibi, birlikte uzun süre anlaşabileceğiniz ve performans olarak birbirine yakın olan kişilerden olursa tur boyunca rahat edersiniz. Tura katılan kişilerin farklı özellikte olmaları tura keyif katacaktır. Kimi yemek yaparken diğeri de yakacak odun bulmaya gidebilir başkası da ateşi yakabilir. Sadece kendi çadırını kurup başka birşeye karışmayacak olanı yada öff genemi yokuş çıkacağız diyen birininin ekipte olmasını kimse istemez zaten. Ekip ruhunu oluşturmak önemli. Herkesten ayrı bir ses çıkmamalı, turun bir lideri olmalıdır. Önemli konularda birbirine danışılmadan karar verilmemelidir.

Açıkcası bu kadar malzemeyi çantalara nasıl sığdırdınız şaşırdım doğrusu. Yanınızda taşıdığınız alet edavatta tur güzergahına göre bana oldukça fazla geldi.

@mehmetsunu Zaten giysilerden bir kısmını üzerime giydim. 80 lt çanta kapasitesi vardı. Yiyecek durumuna göre çantada boş yer bile kalıyordu.

Aletleri kullanmaya ihtiyaç kalmadı. Çoğu aletin çelik olduğunu varsayarsak 2-3 kg fazladan taşıdım. Ama ihtiyacım da olabilir di.

2. Gün : Boyabat - Osmancık 115 km

Sabah kahvaltısı sonrası Boyabat Kalesi'ne doğru yola çıktık. Yarım saat kadar kaleyi gezdikten sonra ana caddeye geri döndük. Her sabah yaptığımız gibi izotoniik içeceğimiz hazırladık. Diğer alışveriş ihtiyaçlarımızı da giderdikten sonra Osmancık'a doğru yola koyulduk. İlk durağımız Saraydüzü oldu. Burada biraz mola verdik ve ilçenin sakinlerinden İbrahim amcayla sohbet ettik. Sağolsun bize çay ısmarladı. Yemek yiyin diye ısrarcı olsada henüz acıkmamıştık. Güzel yurdumun insanı güzel insanlar çıkarıyor karşımıza. Gideceğimiz yolu konuşurken oralar hep baraj oldu, oradaki köyler su altında kaldı diye konu açılıyor. Rotamızı tekrar gözden geçiriyoruz bir sıkıntı yok. Google maps ten bakıyoruz orada da köy yolu görünüyor. Fakat İbrahim amca ısrarla oraların su altında kaldığını isterseniz tekne ile karşıdaki yola geçebilirsiniz diyor. Haritadan baktığımızda Osmancık'a o yoldan da gidiliyor. Bize teknecinin numarasını veriyor arıyoruz ama ulaşamıyoruz. Hemen yakındaki bakkala uğrayıp birde onunla müzakere ediyoruz. O da birşeyler tarif ediyor ve kafamızı karıştırıyor.

Yola çıkıyoruz ve hafif bir yokuşu çıktıktan sonra Jandarmanın yola koyduğu bariyerlerin arasından karakolun kapısına kadar geliyoruz. Bir kaç asker ve uzman çavuş meraklı bakışlarla aralarında konuşuyorlar. Uzman çavuş yanındaki askere dönerek "olum bunlar Türk lan" diyor. Merhabalaştıktan sonra sohbet başlıyor. Buradan ileriye devam edemeyeceğimizi, traktörün bile gidemeyeceği derecede kötü bir yol olduğunu söylüyor. Karşı taraftaki yolu işaret ederek o yoldan gitmemizi ve bizi önce eliyle gösterdiği zirveye, arıdından da Kızılırmak kenarına indireceğini söylüyor. Tırmanışın 5 km ve dik olduğunu, kendi araçlarının bile çıkarken zorlandığından bahsediyor ve çok zorlanacağımızıda söylemeyi ihmal etmiyor. Soda ve su ikramlarını geri çevirmeyip teşekkür ettikten sonra yolumuza devam ediyoruz. Tarlaların arasından hafif eğimle başlayan tırmanış gittikçe dikleşmeye başlıyor. Bir pınarın kenarında mola verip nefesleniyoruz. Mataralarımızı doldurup devam ediyoruz. 8 km dik bir çıkışın ardından Kızılırmak görünmeye başlıyor. Güzel manzaralar eşliğinde 7 km iniş sonrası Hacıçay köyüne ve Kızılırmak kenarına varıyoruz. Buradan 40 km boyunca Kızılırmak kenarından yol alarak devam edeceğiz. Buraya 2011 yılında Boyabat Barajı yapılmış ve birçok köy ve tarla sular altında kalmış. 15 km daha ilerledikten sonra bir su kaynağının yanında yemek molası veriyoruz.

Mola sonrası bir süre devam ettikten sonra benim bisikletin arka lastiği patlıyor. Tamir ettikten sonra yola devam ediyoruz. İnişli çıkışlı düz yollar bitiyor ve esas tırmanış başlıyor. Yok şurdan döndükten sonra rampa bitecek, yok burdan sonra bitecek diye diye kendimizi kandırarak akşamı getiriyoruz. Hava iyice karanlık oluyor ve biz inişe ancak geçebiliyoruz. İniş bittiğinde sağ tarafta Köprübaşı Köyü'nü görüyoruz. Burada çadır kampı kurup yola yarın devam edelim desemde yol arkadaşlarım araç varsa Osmancık'a gidelim diyorlar. Köye girdikten sonra iki köy sakini ile karşılaşıyoruz. Durumu anlattıktan sonra Kangoo sahibi olan abi geliyor, bagaja üç bisikleti sığdırmaya çalışsakta olmuyor. Hemen yan taraftaki kamyonet sahibini arayıp gelmesini rica ediyoruz. 15-20 dk sonra geliyor ve bisikletlerimizi yükleyip Osmancık'a kadar 45-50 km yolu araçla geçiyoruz. Baraja doğru ilerlerken karşımıza o kadar dik rampalar çıkıyorki kamyonet bile vitesi bire alıp öyle çıkabiliyor. Bir saatlik yolculuğun ardından Osmancık'a varıyoruz. Bir dürümcünün önünde durup yakınlarda otel yada öğretmenevi olup olmadığını soruyoruz. Bisikletli olduğumuzu anlayan ve orada yemek yiyen adaşım Abdullah, "benim kuzenim de bisikletçi devamlı yurt dışından misafirleri geliyor ve onun evinde kalıyor dur bi arayım" diyor. Kuzeni Ramazan da bisiklet turundaymış 30-40 dk sonra yanımıza geliyor. Tanışma faslından sonra konaklamak üzere evine gidiyoruz. Ramazan ve Abdullah arkadaşlarımız Osmancık'ta inşaat malzemeleri satan dükkan işletiyor. Ramazan'a 17 farklı ülkeden misafir gelip konaklamış. O da bir kaç ülkeye gidip misafir ettiği kişilerde konaklama yapmış. Bize evini açtığı için kendisine teşekkür ediyorum. Saat 12'ye doğru geliyor ve bizde uyku moduda geçiyoruz.

Ne kadar turcu hikayesi dinlediysem bir şekilde turcunun halinden anlayan insanlar karşısına çıkıyor. Buradada öyle olmuş.

2010 yili kasim ayinda otomobil ile gecmistim ayni yolu ( boyabat-osmancik) manzara cok guzeldi bir okadarda issiz birkac defa durup sormustum dogru yoldamiyiz diye 40-50 km yolu arac ile 1,5 saatte almistim anilarimi canlandirdi ozellikle son 3 foto.