Scudo Sports

Şiirler

baştan beri yazılan şiirlerin hepsini yeni okuma fırsatım oldu.bu konuyu açan üyeyi tebrikediyorum şiirlerini paylaşan arkadaşlarımızıda....
 
  • Beğen
Tepkiler: grikartal
Scudo
daha senden gayri aşık mı yoktur
nedir bu telaşın vay deli gönül
hele düşün devr-i adem’ den beri
neler gelmiş geçmiş, say deli gönül

şu fani dünyada umudunu yüz
inanmazsan var kitaba yüz be yüz
evin mezaristan , malın bir top bez
daha duymadınsa duy deli gönül

günde bir yol duman çöker serime
elim ermez gidem kisbü karıma
kendi bildiğine doğrudur deme
var iki kamile sor deli gönül

gördüm iki kişi mezar eşiyor
gam gasavet gelmiş , boydan aşıyor
çok yaşayan yüze kadar yaşıyor
gelde bu dünyayı yor deli gönül

mevlam kanat vermiş uçamıyorsun
bu nefsin elinden kaçamıyorsun
ruhsati dünyadan geçemiyorsun
topraklar başına vay deli gönül

Nesimi Çimen
 
  • Beğen
Tepkiler: grikartal ve naz34
G A R D İ Y A N
kapama kapıları gardiyan üşüyorum,yalnızlık gölgesı altında asırlardır yaşıyorum,yaşamak mı desem yoksa yaşamla yok arasın da mı desem bilemıyorum gardıyan.
kapama kapıları gardiyan üşüyorum.beni üşüten bu havayı seviyorum, beni düşünen birileri var demek kii,daha unutulmadım .kapama kapıları GARDİYAN,belkı rüzgarla birlikte birkaç selam ve belkide bir avuç kır çiçeği kokusu dalar içeri,,,,,,,,,
O K A N FIRAT
 
  • Beğen
Tepkiler: cimcime ve tua_na
Özlemişti

yüreğinde sevgi öyle yüce ki
vicdan azabından uyumaz uyku
ey yüce Allahım bu nasıl duygu
gönül özlemişti böyle bir dostu

sevgi pınarından merhamet akar
dostun yokluğunda hasreti yakar
vefalı dost cana mutluluk katar
bu can özlemişti böyle bir dostu

yerde ekmek görse kenara koyar
komşusu tok ise o ancak doyar
dostluk ülkesinin güneşi doğar
gönül özlemişti böyle bir bir dostu

bülbül yerde değil artık daldadır
sümbül dağda değil artık bağdadır
sevda elde değil artık dildedir
bu can özlemişti böyle bir dostu

Mustafa Katırcı
 
bir ayrılık hikayesi anlatılır bir sabahçı kahvesin de.yolları ayrılmış iki sevgili,bir çift yürek.biri gül,biri de dalı ve yaprakları,nargile kokusuna karışır ayrılık acısı. ahşap tavandan dökülen kırıkların ve yanıp sönen loş ışıklar da şahitlik eder analtıya.lafların üçü beşi karışır dalışlara.kımı kendını yaşar durur ve dalar gider,kımı de yaşamak istercesıne aşık olmayı hayal eder.sobanın etrafında dönüp duran siyah pasaklı kedinin haylazlığı dağıtır dikatleri.içerideki duman ve kokunun kimse nın farkında olmaması ne garip,birde buna pasaklımız da karışıyorsa,
ayrılık hikayesi bir destana dönüşü verir,yaşayanlarda birer karhaman,
kahvecinin yerleri süpürmesiyle tüm hikayeyi temizleyip götürüyor çalı çırpıdan oluşan uzun ve kalın süpürgesi.
aldırş etmiyor,dinlemiyor da.belki de hayatın da hiç yaşamamış bu duyguyu.aşk ve sevgi. kım bilir kaç defa hayatında kelıme olarak telafuz edilmişki.
ağzında ki sigara bitmek üzere ama aldrış etmeden süpürmeye devam ediyor.aşkı sevgiyi,acıyı ve umutları.....
OKAN FIRAT
 
  • Beğen
Tepkiler: cimcime
UTANSIN

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Eski çınar şimdi noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!

Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!

Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!

NECİP FAZIL KISAKÜREK
 
  • Beğen
Tepkiler: grikartal
ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ


Gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım


Ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım


Akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım

Attila İLHAN
 
.:HER ŞEY SENDE GİZLİ:.

her şey sende gizli
yerin seni çektiği kadar ağırsın
kanatlarının çırpındığı kadar hafif
kalbinin attığı kadar canlısın
gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç
sevdiklerin kadar iyisin
nefret ettiklerin kadar kötü
ne renk olursa olsun kaşın gözün
karşındakinin gördüğüdür rengin

yaşadıklarını kar sanma
yaşadığın kadar yakınsın sonuna
ne kadar yaşarsan yaşa
güle bildiğin kadar mutlusun
üzülme!bil ki ağladığın kadar güleceksin
sakın bitti sanma her şeyi
sevdiğin kadar sevileceksin
güneşin doğuşundandır doğanın sana verdiği değer
ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
bir gün yalan söyleyeceksen eğer
bırak karşındaki sana güvendiği kadar insansın
ay ışığındandır sevgiliye duyulan hasret
ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın

yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
güneşin seni ısıttığı kadar sıcak
kendini ne kadar güzel hissediyorsan
bil ki o kadar güzelsin…

Şairin kim olduğunu bilmiyorum :(
 
  • Beğen
Tepkiler: cimcime
aşk dediğin nedir ki?
tenden bedenden sıyrık
çocukların içinde
yaşadığı bir çığlık

aşk dediğin nedir ki?
tenden bedenden varlık
umutsuzluk içinde
karanlığa son ıslık
Ahmet Hamdi TANPINAR
 
Biz Bu Şafak Vaktinin..

Biz bu safak vaktinin neresindeyiz
Oyle bir umut gibi gelip gececek
Yalnizim, yalnizsin, bize kim gulumseyecek.

Ve onlar sevdasini soylemeden bir sokaga sapanlar
Iclerinde nane olan bir yerlerden gececek
Bir soguk yurege oyarak soguklugu
Ya da onlar mi ki aksamlara dek bir bilardo oyuncusu
Biri bir zincirle ya da bir sapka kenariyla ozdesleserek
Birdenbire kaldirabilir ki egik boynunu
Ne cabuk
Evet, ne cabuk, aksam oldu mu.





Söylenilmemiş mısralar bilirim
Hüzün dolu yagmurlu gecelerde
Alev çalgıların sustugu yerde
Yalnız, yalnız düşünülen mısralar
Bilinmeyen şeyler huzur içinde
Bilmenin bilinmez bir korkusu var
Bak bütün rüyalarım nur içinde
Çünkü, bugün havasını kokladıgın
Denizaşırı bir diyar bilirim
Ve o diyarda seninle beraber
Yaşanmamış hatıralar bilirim


Ümit Yaşar Oğuzcan
 
Hiç Kimse

Hiç kimse bir aşkı
Onarmaya kalkmasın
Kaybedilmeye değer
En güzel anında
Bitirilmişse eğer

Ahmet Telli
 
İstanbul Ağrısı

kanatları parça parça bu ağustos geceleri
yıldızlar kaynarken
şangır şungur ayaklarımın dibine dökülen
sen
eğer yine İstanbul'san
yine kan köpüklü cehennem sarmaşıkları büyüteceğim

pancak pancak şiirler tüküreceğim
demek yine ben
limandaki direkler ormanında bütün bandıralar ayaklanıyor
kapı önlerinde boyunlarını bükmüş tek tek kafiyeler
yahudi sokaklarını aydınlatan telaviv şarkıları
mavi asfaltlara çökmüş
diz bağlıyor
eğer sen yine İstanbul'san
kirli dudaklarını bulut bulut dudaklarıma uzatan
sirkeci garı'nda tren çığlıklarıyla bıçaklanıp
intihar dumanları içindeki haydarpaşa'dan
anadolu üstlerine bakıp bakıp
ağlayan
sen eğer yine İstanbul'san
aldanmıyorsam
yakaları karanfilli ibneler eğer beni aldatmıyorsa
kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar
yine senin emrindeyim
utanmasam
gozlerimi damla damla kadehime damlatarak
kendimi yani şu bildigim attilâ ilhan'ı
zehirleyebilirim

sonbahar karanlıkları tuttu tutacak
tarlabaşı pansiyonlarında bekarlar buğulanıyor
imtihan çığlıkları yükseliyor üniversite'den
tophane iskelesi'nde diesel kamyonları sarhoş
direksiyonlarının koynuna girmiş bıçkın şoförler
uykusuz dalgalanıyor

ulan İstanbul sen misin
senin ellerin mi bu eller
ulan bu gemiler senin gemilerin mi
minarelerini kürdan gibi dişlerinin arasında
liman liman götüren
ulan bu mazot tüküren bu dövmeli gemiler senin mi
akşamlar yassıldıkça neden böyle devleşiyorlar
neden durmaksızın imdat kıvılcımları fışkırıyor
antenlerinden
neden
peki İstanbul ya ben
ya mısralarını dört renkli duvar afişleri gibi boy boy
gümrük duvarlarına yapıştıran yolcu abbas
ya benim kahrım
ya senin ağrın
ağır kabaralarınla uykularımı ezerek deliksiz yaşattığın
çaresiz zehirle kusan çılgın bir yılan gibi
burgu burgu içime boşalttığın
o senin ağrın
o senin

eğer sen yine İstanbul'san
yanılmıyorsam
koltuğumun altında eski bir kitap diye götürmek istediğim
sicilyalı balıkçılara marsilyalı dok işçilerine
satır satır okumak istediğim
sen
eğer yine İstanbul'san
eğer senin ağrınsa iğneli beşik gibi her tarafımda hissettiğim

ulan yine sen kazandın İstanbul
sen kazandın ben yenildim
kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar
yine emrindeyim
ölsem, yalnız kalsam, cüzdanım kaybolsa
parasız kalsam, tenhalarda kalsam, çarpılsam
hiç bir gün hiçbir postacı kapımı çalmasa
yanılmıyorsam
sen eğer yine İstanbul'san
senin ıslıklarınsa kulaklarıma saplanan bu ıslıklar
gözbebeklerimde gezegenler gibi dönen yalnızlığımdan
bir tekmede kapılarını kırıp çıktım demektir

ulan bunu sen de bilirsin İstanbul
kaç kere yazdım kimbilir
kaç kere kirpiklerimiz kasaturalara dönmüş diken diken
1949 eylül'ünde birader mirc ve ben
sokaklarında mohikanlar gibi ateş yaktık
sana taptık ulan
unuttun mu
sana taptık...
 
Korku

Aldanacaksan sevgilerimle
İnsanların yalancı gururlarına
Kalacaksan parlak sözlerin etkisinde
Kelimelerinle onlara kapılacaksan
Yaşama!
Oyun yapıp oynarlar seni geceleri aralarında
Şarkı yapıp söylerler dostlarına
Roman gibi okurlar boş zamanlarında
Masal yapıp anlatırlar çocuklarına
Aldancaksan gecelerinde, kara gecelerinde
Aydınlık dünyaların şen insanlarına
Yanılıp içini açacaksan
Derdini gizlemeden durmayacaksan
Yaşama
Saklarlar dinlediklerini
En zayıf zamanında vururlar seni
Uyduramazsan fikirlerine
Başıboş hareketlerini
Tefe koyup çalarlar seni
Aldancaksan gecelerinde, kara gecelerinde
Aydınlık dünyaların şen insanlarına
Yanılıp içini açacaksan
Derdini gizlemeden durmayacaksan
Yaşama
Aldanacaksan sevgilerimle
İnsanların yalancı gururlarına
Kalacaksan parlak sözlerin etkisinde
Kelimelerinle onlara kapılacaksan
Yaşama!
Yaşama!
Yaşama!
 
  • Beğen
Tepkiler: cimcime
zaten olanlara inanmamıştım
yalancıdır onlar
geldiğini söyledilier
inanmamıştım
zaten yarım bir güneşti kalbim
diğer yarısını hiçbir zaman bulamamıştım
yalancıdır onlar
sen diye biri var dediler
zaten anlamıştım
 
:)

Saçların Tuna Nehri Gözlerin Tanrı Dağı
.
Acılar büksün beni
Volkanlar yaksın beni
Sana gelemiyorsam
Depremler yıksın beni

Tek tılsım bu kayıtlı, ufuklar ötesinde
Köhnemiş sandallarda, kürekler çekiyorum
Efsane bir sükunet, kaplıyor tüm afakı
Al kibrit alevinde, yıldızlar yakıyorum
Sanki asırlık özlem, içimde büyüttüğüm
Gece şehirler kurup, seherde yıkıyorum

Peşime düşen gölge, dibimdeki büyük iz
Saçların Aras Nehri, gözlerin Karadeniz

Çileler örsün beni
Pranga sarsın beni
Sana varamıyorsam
Kurşunlar vursun beni

İki türlü yüzün var, kah hayattır kah memat
Gülüşün bir karanfil, kızışın bil ki zakkum
Hasreti darağacı, vuslatı saray görse
Titreyen ellerimde, yanarken üşür bir mum
Gidişinde harp eder, ayrılık yüreğimle
Yokluğun çölde kaya, varlığın denizde kum

Katrana katılan bal, zindan ardında ölü
Saçların İdil Nehri, gözlerin Hazar Gölü

Tamular alsın beni
Kederler bilsin beni
Seni saramıyorsam
Tarihler silsin beni

Dillerde türkü türkü, divitte şiir şiir
Satır satır romanlar, hep seni anlatmalı
Bir çoban, kavalıyla, tüm aşıklar sazıyla
Bozkırda kurda kuşa, hep seni dinletmeli
Yükselirken ezgiler, göğe doğru usulca
Cümle dağ taş bir olup, semayı inletmeli

Yüzüme çarpan rüzgar, hançer ucunda ağı
Saçların Tuna Nehri, gözlerin Tanrı Dağı
.
Fatih Kocatepe
 
SENİN OLMADIĞIN YERDE

Adına aşk koyduğun o büyük boşluğa
ben koca bir hayat sığdırdım...
Beni sevmemene isyan edip kaçmak,
sende aradıklarımı hayatla doldurmaya çalışmak,
ruhumun en büyük yanılgısıydı...
Hayat bana en acımasız yüzünü
sevgini inkar ettiğim zamanlarda gösterdi...
Ve şimdi asıl olmam gereken yerde,
hayata başladığım yerde,
kalbindeyim...
Vazgeçilmez oluşunun sırrı bu işte:
Senin olmadığın yerde ne olduğunu biliyorum...


Cezmi ERSÖZ
 
Y aşayacak varsa daha birgünüm
A l onuda benden sende kalsın gülüm
S eni sevgini doldur yeniden yüreğime
E llerine doymadım doyamadım sevgine
M utluluğumun yetiştiği yeşerdiği tek yersin
İ çimde büyüttüğüm yücelttiğim tek yarsın
N efes alıp verdiğimi anladığım HAYATIMSIN

Ramazan OKYAY
 
RÜZGAR SAÇINI SÜPÜRSE ,MEST OLUR BAKIŞLARIM.
ADINLA UYANIR ,YÜZÜNDE AÇAR GÖZ KAPAKLARIM.
EN GÜZEL ŞİİRLERİMDE KALEME ADINI SAYIKLATIRIM.
ODAMIN HAYALETİSİN SESSİZLİĞİNE AŞIĞIM.

Sagopa Kajmer
 
Topraktan Var Olan Insana.tanrı Can Veriyor Yaşamak Için.
Yalnızlık Yakışmaz Tanrı Kuluna.sevmek Gerekiyor Yaşamak Için.

Bazen Sevdiklerin Terkedip Gider.sanırısın Yok Olur Bütün ümiteler.
Bitmeyecek Gibi Gelsede Derler.katlanmak Gerekir Yaşamak Için.

Herkes Yarınından 1 Umut Bekler.her Doğan Güneşle Silinir Dertler.
Zannetme Bu Hayat Hep Böyle Gider.sabretmek Gerekir Yaşamak Için.

Müslüm Gürses
 
Geri