Ahmet Can Yakışır
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 8 Kasım 2008
- Mesaj
- 749
- Tepki
- 1.119
- Yaş
- 39
- Şehir
- Maltepe / İstanbul
- Bisiklet
- Sedona
İlk bisikletimi bursaya bağlı deniz kıyısında bir belde olan güzelyalıda kullanmıştım ve o bisiklet hem güzelyalıda, hem de bursadaki tamircilerde çeşitli işlemler gördü. yaşımın küçük olmasından mıdır, yoksa bursadaki şartlardan mıdır bilmiyorum ama tamircilerin geneli pek bir güleryüzlüydü, gayet güzel ilgileniyorlardı. fren pabuçlarının ayarı gibi son derece hassas bir ayar için defalarca dükkandan çıkıp, test edip, tekrar gelip "biraz daha şöyle şöyle olsun" diye adamı yarım saat meşgul etsem bile kimseden ters birşey duymadım, gayet de severek uğraşıyorlardı.
derken 6 yıllık bir aradan sonra, üniversite öğrencisi olduğum eskişehirde mağazanın birinden bir bisiklet aldım ve ilk bakımı (tüm parçaların ince ayarı) için yetkili servise götürdüm. almaya gittiğimde bir test turu attım ve ilk fark ettiğim şey, fren kollarının çok yukarı bakıyor olmasıydı. her fren yapışımda bileklerimi büküp parmaklarımı yukarı kaldırmak ölümdü, o yüzden dükkana geri dönüp fren kollarını biraz aşağı çevirmesini rica ettim. zaten beni bir an önce başından savma derdinde olan adam bana tuhaf bir bakış attı, "abicim bunların belli bir standart ayarı var, bozma onları." dedi. yahu yemişim standardını, kullanacak olan benim ve ben öyle istiyorum, ötesi var mı? ısrar edince anlayışlı bir şekilde yüzüme baktı ve "tamam, senin takıntın olabilir, anlıyorum ama..." şeklinde bir cümle kurdu. adam takıntılı dedi bana ya! bileklerini bükerek gidonu tutarsan normalsin, kendi boyuna ve sürüş tarzına göre ayar istediğinde takıntılısın. eskişehire hoşgeldiniz...
biraz da her 2 şehirdeki bisiklet kullanımından bahsedeyim: bursa dağlık bir yer olduğu için bisiklet sadece deniz kıyısında veya küçük yerleşim yerlerinde tercih edilir. yaşlı amcalar falan bisikleti sadece ayağını yerden kesen bir alet olarak görüp külüstür bisikletler kullanırken, gençlerde tutku vardır ve özenle kullandıkları bakımlı bisikletlere binerler. eskişehirde ise genel olarak yaşlı amca anlayışı hakimdir, şehir neredeyse dümdüz olduğu için birçok kişide pestili çıkmış bisikletler vardır. devlet dairelerinin ve alışveriş merkezlerinin önünde bisiklet parkları bulunur, trafikte araba sayısına yakın bisiklet dolaşır. bisiklet kullanan gençler de öğrencidir ve öyle performans bisikleti falan kasmazlar, sadece okula yürümemek için ucuz bisiklet kullanırlar. haliyle benim gibi tutku sahibi bir insan, onların arasında biraz marjinal kalır.
bisiklet tamircilerinin yaptıkları işe olan saygılarının da bisiklet kullanıcılarının bisiklete bakış açısına göre olduğunu düşünüyorum. yaşadığınız şehirde bisikletlere bakış açısı ve tamircilerin muamelesinin nasıl olduğunu merak ettim...
derken 6 yıllık bir aradan sonra, üniversite öğrencisi olduğum eskişehirde mağazanın birinden bir bisiklet aldım ve ilk bakımı (tüm parçaların ince ayarı) için yetkili servise götürdüm. almaya gittiğimde bir test turu attım ve ilk fark ettiğim şey, fren kollarının çok yukarı bakıyor olmasıydı. her fren yapışımda bileklerimi büküp parmaklarımı yukarı kaldırmak ölümdü, o yüzden dükkana geri dönüp fren kollarını biraz aşağı çevirmesini rica ettim. zaten beni bir an önce başından savma derdinde olan adam bana tuhaf bir bakış attı, "abicim bunların belli bir standart ayarı var, bozma onları." dedi. yahu yemişim standardını, kullanacak olan benim ve ben öyle istiyorum, ötesi var mı? ısrar edince anlayışlı bir şekilde yüzüme baktı ve "tamam, senin takıntın olabilir, anlıyorum ama..." şeklinde bir cümle kurdu. adam takıntılı dedi bana ya! bileklerini bükerek gidonu tutarsan normalsin, kendi boyuna ve sürüş tarzına göre ayar istediğinde takıntılısın. eskişehire hoşgeldiniz...
biraz da her 2 şehirdeki bisiklet kullanımından bahsedeyim: bursa dağlık bir yer olduğu için bisiklet sadece deniz kıyısında veya küçük yerleşim yerlerinde tercih edilir. yaşlı amcalar falan bisikleti sadece ayağını yerden kesen bir alet olarak görüp külüstür bisikletler kullanırken, gençlerde tutku vardır ve özenle kullandıkları bakımlı bisikletlere binerler. eskişehirde ise genel olarak yaşlı amca anlayışı hakimdir, şehir neredeyse dümdüz olduğu için birçok kişide pestili çıkmış bisikletler vardır. devlet dairelerinin ve alışveriş merkezlerinin önünde bisiklet parkları bulunur, trafikte araba sayısına yakın bisiklet dolaşır. bisiklet kullanan gençler de öğrencidir ve öyle performans bisikleti falan kasmazlar, sadece okula yürümemek için ucuz bisiklet kullanırlar. haliyle benim gibi tutku sahibi bir insan, onların arasında biraz marjinal kalır.
bisiklet tamircilerinin yaptıkları işe olan saygılarının da bisiklet kullanıcılarının bisiklete bakış açısına göre olduğunu düşünüyorum. yaşadığınız şehirde bisikletlere bakış açısı ve tamircilerin muamelesinin nasıl olduğunu merak ettim...


