Şehiriçi pazar gezilerimiz (Malas Dağı-2)

Sabah saat:7 de Akyokuş’un(Konya) altında buluşuyoruz. Dede, Rudi ve ben varız. Görüyoruz ki o bölgede çevre yolu yenileme çalışmaları var. Yol inşaatı levhasında bisiklet yolunun da unutulmadığını farkedince çok seviniyoruz.

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/3d717d6b.jpg


Hemen yola koyulup kendimizi Beşyüzevler denen semte zor atıyoruz. İşte cennet burada başlıyor.

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/b7061627.jpg

Dede hemen yola koyuluyor. Çünkü pedal basmamız gereken 80 km. yol ve tırmanmanız gereken yaklaşık 700 mt. kadar bir irtifa var.

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/dbb7aa48.jpg


İşte Malas Dağı eteklerindeyiz. Hedef-patika karşıda, rüzgar ve yağmur bulutları aman vermeyecek gibi, sanki yolun önünü kesmişler.

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/1b17054b.jpg


Ben dedeye cesaret vermek için önden gideyim diyorum. Rudi ise zaten çoktaaan vardı tepeye.

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/ae90fa7b.jpg


Bir bakıyorum ki dede arkamdan yetişmiş

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/e20d19b4.jpg


Beraber devam ediyoruz, cennet dağlara tırmanmaya

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/ee258679.jpg


Tepede bir şahin(yada atmaca) görüntülüyoruz, kanatlarının altındaki desen bizi mest ediyor, kelebek deseni kadar güzel görünüyor gözümüze.
Derken biraz oyalanınca kara kara yağmur bulutları üşüşüyor tepemize, “Bu dağlar bizim, devam edin yolunuza durmayın !” der gibi.

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/351ahingk.jpg


Yağmurdan ve rüzgardan biraz müsaade isteyip, dağ çiçeklerini görüntülemeye çalışıyoruz.

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/25b78466.jpg


Devam edeceğimiz rota, aşağıdaki gibi.

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/h04.jpg


Yolumuza bir dağ lalesi çıkıveriyor

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/H05.jpg


Kayaların arasından mor menekşeler de “bizlerde buradayız” diyorlar.

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/h06.jpg

Sonra kırmızı papatyaların ardından 3 kafadar görünüveriyor. Çünkü vadiye inmişiz artık.

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/H07.jpg


İniş yetmemiş olacak ki, kayalardan down-hill yapmaya başlıyor kimimiz.

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/i.jpg


Karşı dağlardaki kimi koyunlar ve keçiler de “Kim bu dağlarda bizden başka keçilik yapan?” der gibi bakıyorlar bize.

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/j.jpg


Derken yerde bir ses duyuyoruz. Ara, tara neden sonra toprağın için de görünüyor sesin sahibi. “Ben de buradayım, basarken düşünün, toprağın altında da yaşayanlar olduğunu” diyor sanki bize...

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/k01.jpg


İşte bir kır lalesi daha

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/k02.jpg


Derken, ürkütüyoruz kuzuları, koyunları ve kaçıyorlar bizden. Yükselen kasabasından sonra Kestel yaylasının ve Altınapa barajının yollarını görüyoruz ama vakit yetersizliğinden geri dönüyoruz.

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/k06.jpg

Dönüş için Malas Dağına tırmanmaya başlıyoruz. Eeee ne demişler her çıkışın bir inişi, her inişin de bir çıkışı varmış. Biz de inçık-inçık bu cennetin içinde bitiriyoruz süremizi. Saat olmuş 12 ve evlere dönüyoruz.
Bu gezimizi okuyan ve bize katılabilecek olan herkesi haftaya, Konya’da, bekleriz aramıza.

http://i55.photobucket.com/albums/g153/ironmankonya/l.jpg

Hoşçakalınız...

kutlarım çok güzel bir gezi olmuş. başarılarınızın devam etmesi dileğiyle.

gezisi,
yazısı,
fotosu,
her şeyi güzel bir tur.
Hemde 80 km mesafeyi şehir içi sayacak kadar alçakgönüllüce yapılmış.
tebrikler. teşekkürler.

Teşekkürler, teşekkürler..

Mesafeleri nasıl gittiğimize gelince, biraz kendimiz için, biraz dostlarımız için, biraz spor için, biraz foto için, biraz bisiklet aşkına, biraz Allah aşkına pedal çevirince insan kaç km. olduğunu unutup gidiyor

Dağdaki çiçekler çok ilgimi çekti. Çok güzel görünüyolar.
Gezinizde çok güzel olmuş. Ayaklarınıza sağlık.
Sevgiler...

Serkan kardeş selam,
Erzincan'ın dağlarını senin kadar olmasa da biraz biliyorum.
O dağlarda çiçek çeşidi sınırlıdır ama, insanların da yiyebileceği ot çeşidi o kadar fazladır ki...

Sen bilmiyorsan bile biraz eskilere (nine, dede vs) sorsan sana bu anlamda en az 10 çeşit "ot" adı sayarlar. Mesela benim bildiklerim yemlik, sarımsak otu, güneyik vs.. Hatta doğu memleketlerinde bu otları seyyar satıcılar arabalarına tepeleme doldurup sokak sokak satarlar.

Sen de bize yenebilen bu otları resimleyebilirsin.
Teşekkürler...

Ewet saydığınız otları biliyorum. Bunların yanında Işgın diye bir bitki var. Şu an onun mevsimi. Yalnız çok yüksek rakımda yetişiyo. Ben sizler için fotoğraflamaya çalışıcam.
Sevgiler...