Teşekkür ederim. Fakat şehir içinde gezerken birçok engebeli, çukurlu, bozuk yol ve parke taşlar üzerinden geçmek zorunda kaldığımdan iyiki süspansiyonlu almışım diyorum. Eğer bu gibi durumlarda kilitli olarak kullanırsam gerçekten konforsuz bir sürüşle karşılaşıyorum. Buda bu tarz yerlerde sürüş yapanlar için süspansiyonun önemini arttırıyor. Düz yoldaysa maşayı kitleyip da fazla performans elde ediyorum. Böylelikle bir taşla iki kuş vurmuş oluyorum. Tek dezavantajı ekstra ağırlık yapması fakat benim tarafımda konfor için katlanılabilir bir dezavantaj olarak yerini alıyor. Öte yandan bisikleti daha fazla test imkanı bulduğumdan şunları ekleyebilirim;
Özellikle şimdiye kadar benim gibi full süspansiyon mtb kullanmış biriyseniz ilk başta sabit kadroyu rahatlık yönünden yadırgayabiliyorsunuz. Fakat kısa sürede buna alışıp gerçek sürüş zevkinin tadına varıyorsunuz. Bu yadırgamanın bir sebebide full süspansiyon mtb de manevra kabiliyeti ve bozuk yollarda hakimiyetin bu hybrid ten daha fazla olması (yada bana öyle geliyor) yatıyor diyebiliriz. Sonuçta ikisi farklı türde bisikletler ve buda son derece normal. Vites sistemine gelirsek 9 lu sistemin hafiflik yönünden avantajı olmasının yanısıra daha fazla vites seçeneği sunması özellikle yüksek hızlarda daha çok avantaj sağlıyor. Benim gibi önceki bisikletinde tourney vites sistemi kullanmış biriyseniz deore ve alivio nun farkını hemen anlıyorsunuz. Vites geçişlerindeki rahatlık hemen kendini hissettiriyor. Kadro ile ilgili konuşmaya zaten gerek yok kalitesi hemen kendini belli ediyor. 2011 modele göre renk olarak daha fazla hoşuma gittiğini söyleyebilirim. Lastiklerin semi slic olması mtb den geçiş yapanlarin daha dikkatli olmasını gerektiriyor. İzmir için söylemek gerekirse yola paralel ızgaraların arasına dikkatsizlik sonucu lastiğin girmesi olası. Tek kötü yanı daha öncede söylediğim gibi selenin sert olması. Bu yazdıklarım amator birinin tespitleri. Pro kullanıcılar ne düşünür bilemem. Piyasada daha uygun fiyatlı aynı özelliklere sahip başka markalar elbetki vardır. Kendi açımdan bu modeli secmemdeki en büyük etken markaya duyduğum sempatidir. Bunuda belirtmeden geçemeyeceğim
Kısacası yeni bisiklet alacaklara tavsiye ederim.
Özellikle şimdiye kadar benim gibi full süspansiyon mtb kullanmış biriyseniz ilk başta sabit kadroyu rahatlık yönünden yadırgayabiliyorsunuz. Fakat kısa sürede buna alışıp gerçek sürüş zevkinin tadına varıyorsunuz. Bu yadırgamanın bir sebebide full süspansiyon mtb de manevra kabiliyeti ve bozuk yollarda hakimiyetin bu hybrid ten daha fazla olması (yada bana öyle geliyor) yatıyor diyebiliriz. Sonuçta ikisi farklı türde bisikletler ve buda son derece normal. Vites sistemine gelirsek 9 lu sistemin hafiflik yönünden avantajı olmasının yanısıra daha fazla vites seçeneği sunması özellikle yüksek hızlarda daha çok avantaj sağlıyor. Benim gibi önceki bisikletinde tourney vites sistemi kullanmış biriyseniz deore ve alivio nun farkını hemen anlıyorsunuz. Vites geçişlerindeki rahatlık hemen kendini hissettiriyor. Kadro ile ilgili konuşmaya zaten gerek yok kalitesi hemen kendini belli ediyor. 2011 modele göre renk olarak daha fazla hoşuma gittiğini söyleyebilirim. Lastiklerin semi slic olması mtb den geçiş yapanlarin daha dikkatli olmasını gerektiriyor. İzmir için söylemek gerekirse yola paralel ızgaraların arasına dikkatsizlik sonucu lastiğin girmesi olası. Tek kötü yanı daha öncede söylediğim gibi selenin sert olması. Bu yazdıklarım amator birinin tespitleri. Pro kullanıcılar ne düşünür bilemem. Piyasada daha uygun fiyatlı aynı özelliklere sahip başka markalar elbetki vardır. Kendi açımdan bu modeli secmemdeki en büyük etken markaya duyduğum sempatidir. Bunuda belirtmeden geçemeyeceğim


