Scudo Sports

Sadece ülkemizde olan marka-model sorunsalı

@KaracaAbdullah Plus yerli firma. Çinde fason olarak ürettirip burada satıyordu. Doğa bisikletten Plus marka barendli elcik alırken bahsi geçti, bana battığı söylendi.
 
  • Beğen
Tepkiler: KaracaAbdullah
Scudo
Çok yazık olmuş. Üzüldüm. ?
 
ben de birkaç bir şey demek istiyorum:

Şimdi accel bisiklet isim hakkını aldığı bianchi gibi yüksek kalitede bir bisiklet kadrosu üretse ya da ithal edip türkiye'de toplayıp satsa kaç lira olacak ki? eminim o paraları bu forumda en az %50 miz veremeyecektir.
Zaten kur almış başını gitmiş,bisiklete yapılan vergilendirme sistemi zaten bisikletlerin fiyatlarını aşırı yükseltmiş durumda.

Mesela carraro sportive 330 diyelim: Deore setli,sabit maşalı bir şehir bisikleti kadrosu ve jantları türkiye'de üretiliyor fiyatı 3800 TL peki italya'dan yüksek kalitede ithal kadro ile bu bisikleti piyasaya sunsa kaç lira olacak? en az üstüne 3-4 bin tl eklenecektir.Peki o kadar parayı kaç kişi verebilir?

Zaten bisiklette kompenentler bir standarta oturmuş durumda çoğu kompenent shimano'ya ait oluyor ister accel olsun ister yabancı bir markanın ürünü olsun
Bence en önemlisi tr de üretilen kadronun-jantların kalitesi ve satış sonrası destektir.Benim için ha bianchi olmuş ha carraro olmuş farketmez
 
Hocam kimseye bir şey ispatlamak zorunda değilsiniz. Başkaları için değil kendiniz için yaşayın ve bisiklete binin. Size söyleyeyim zor olur hayatınız.

Bu bir "müptezel avuntusu"dur. Katılmıyorum.
İddiası olan, kanıtlamakla mükelleftir. İddiam var: Fixie ile her yere tırmanılır!
Zira kanıtlayacağım da...
O konu başlığı altında yazmama engel olunmasaydı o haftasonu yapacaktım Uludağ segmenti emsali bir yere tırmanma denemesini. Ve konunun altına da tertemiz Strava kaydını atacaktım.
 
Bu Accell grubunun marka yönetimini ,markalaşma mimarisini anlamak hiç de kolay değil.En azından ben anlayamıyorum.Bir firmanın segmantasyon gibi bir hedefi olmalı bence.Yani satışlarını artırmak için farklı segmentlerdeki farklı gelir seviyesine sahip sosyo ekonomik kesimlere de hitap etseler çok daha iyi olurdu.. Bunun için de ya üst segmentler için ya da alt segmentler için marka yaratsalardı mesala.Bu yeni yaratılan marka mevcut markadan farklı özelliklere sahip olsaydı örneğin fiyat ve özellikler gibi.Benim anladığım kadarıyla bu Accellciler Bianchi,Carraro gibi Avrupa marklarınının isimlerini değiştirmeden ürünün özelliklerini kırparak ana markanın imajını da yıkıp müşterinin aklını bulanıklaştırınca potansiyel müşteriden de faydalanamıyor.
 
Gönül isterdi ki, dünyaya sattığımız bir markamiz olaydı. Ancak, tipik pazar olmuş bir ülke olunca, hepimiz yabancıların bize içerideki tüccarları ile sunduğu ürünleri almak zorunda kalıyoruz. İçerideki üretimi korumak için yüksek vergiler konulmasında yanlış birşey yok. Ülkesini seven her devlet bunu yapar. Ancak ithal ikame denilen, hammadesi ithal, müşterisi yerli, edilen karın bir kısmı yurtdışına giden sanayilerde korunan yine içeriyi ele geçirmiş yabancılar gibi oluyor sanki. Şimdi yerli üreticiyi korumak ve teşvik etmek için yabancı mallara vergi arttırma sonucu yabancılar ne yapar hale geliyor? Hemen içeride bir montaj sanayi ile görünüşte yerli bir fabrika kuruyor. Böylelikle gümrük vergisinden yırtıveriyor.

1997-1998 yılında odtü de bir bisiklet topluluğu kurmak için maddi destek için bisan a gittim. Bisanı yeni ihlas holding almıştı. Bisan o zaman adını hiç duymadığım bir alman markayı satın almış. Üretimi kemalpaşada yapıyor. Reklâm sorumlusu bana fabrikayı gezdirdi. Alman markanın üretildiği yere gelince aklım uçtu. Hiç görmediğim güzel güzel bisikletler. Almanlar markayı Bisan a satmışlar ama demişler ki, üretimlerinizi türkiyede satmayacaksınız. Bana şuradan bir kadro satın dedim. Satamayız dedi adam. Ben bile alamıyorum. Satış sözleşmesinde madde var. Arızalı kadrolar not ediliyor ve alman firmanın müfettişleri kontrol ediyor. Ne biçim bir marka satın almaktır bu hala anlamış değilim.
Özetlersek, bornova anadolu, izmir fen , odtü elektrik derken eğitim sistemimizin aslında emperyal ülkelere beyin seçmek için kurgulandığını anladım. Bu sistemde başarılı olanları, beyin göçü kapsamında devşiriyorlar. Bize de burda bu markalar neden böyle diye sızlanıyoruz. Yoksa bu eğitim sistemi bu kadar mühendis, pazarlamacı, tasarımcı yetiştiriyor, sonuç ise böyleyken böyle.
 
Kendi toprağında çıkan ürünün kaliteli ve ucuzunu tüketemeyen bir toplum olarak yukarıda yazılanların hepsi de normal. Eskiden toprak ağaları, sonra ayanlar falan vardi. Şimdi ise kodaman diyoruz. Gıda yasasından ithaline, şehir( ulaşım ,eğitim,alt-yapı, ulaşım,kültür.......) planlamasına kadar herşey akıl,mantık yada vicdan çerçevesinde değil bu büyük oyuncuların menfaatlerine göre oluyor. Büyüklerin arasındaki küçük oyuncular ve sisteme uymuş uyanıklar dışında geri kalan kesim ise akıl,vicdan, allah kanunu,vergi kanunu,medeni kanun,ayıp günah,... vb ile zihni ve eli bağlanmış vaziyette.
Burada güçlüye saygı duyulur. Trafikte araba içinde bile olsanız güvende değilsiniz , yaya yada bisikletlinin ne güvencesi olabilir.
Yanı çok daha büyük ve öncelikli sorunlarımız var. Ama sebepler aşağı yukarı aynı .

Edit: eksi sözlük tarzı yazım şekli daha doğrusu yarim kalmış cümle şeklinde yazım tarzi pek şık durmuyor. Eskiden " herild yani " diye birşey vardı. Hele bir de -sel - sal ile bitince daha çok kulak tırmalıyor. Beni yanlış anlamayınız lütfen.
Saygılar.
 
  • Beğen
Tepkiler: Laciverdi
@Mehmet Metin Levent Bu marka satmak olamaz, ancak Bisan'a bisiklet ürettirmek olur. Gerçekten gariplik var bunda.
Gariplik burda zaten. Ama inanın çok güzel bisikletlerdi. 1998 yılı şubat ayından bahsediyorum. 21 yıl olmuş. Öğrenciyim, baba parası yiyorum ve adama bana bir kadro satın diyorum. Bana sahibinden komdan bişey sattığımda öğrenciyim abi yap bi indirim diyorlar ya, o kıvamdayım ama o an gözüm hiç bir şeyi görmedim. Kemalpaşadan izmire dönerken nasıl olsa babama bir yalan düşünürüm diyorum. Ortalıkta bianchi aspidlerin, metaların, thomisusların, bisan apenninlerin estiği zamanlar dediğim. Daha iyisi yok. Şu anki markaların hiç biri yoktu O tarihte.
 
Bisan, bianchi gelene kadar bisikletin adıydı.

Ne kadar doğru bilmiyorum ama sanırım anadol ile hyundai aynı yıllarda üretime başlamışlar. Nerden nereye.
Bisan ise bianchi geldiğinde bianchi ile rekabet edebiliyordu ancak bianchi reklam gücünü kullandı. Bisandaki o zamanki tanıtım sorumlusu yetkili ihlas holdingle, kapilast manada reklam yapamadığını üzüntüyle söylemişti. Detaya girmeyeyim, yaşlılar forumda seviyeyi düşürüyorlar diye fırça atıyorlar sonra. Nerden nereye.
 
Ama onun da itibarı kalmadı. Tam da konuyla ilgili oldu. ? Son serinin kalitesi hakkında söz söyleyecek bilgi ve birikime sahip değilim ama mesela sora setli Rx 9400 modeli karbon maşa ve sele borusuyla, karbon görünümlü kadrosuyla ve fiyatıyla muadillerinin çok önünde görünüyor.
 
@Mehmet Metin Levent sen çıkmaz sokak dersin ben "sorgulamayan adamın hayatının zerre kadar değeri yoktur" derim. Neden insanlar bu konuda yapılması muhtemel ufuk açıcı izahattan mahrum kalsın.
 
Bu mevzu neden böyle gündeme oturdu anlamadım. ?
 
@Mehmet Metin Levent sen çıkmaz sokak dersin ben "sorgulamayan adamın hayatının zerre kadar değeri yoktur" derim. Neden insanlar bu konuda yapılması muhtemel ufuk açıcı izahattan mahrum kalsın.
Bakın inanç üzerinden tartışma olmaz. Adı üzerinde inanç. Size şu soruyu sorayim o zaman, eğer afrikada bir kabilede dünyaya gelseydiniz ve hasbelkader bu forumda bu konuyu okuyacak ve anlayacak kadar türkçeniz olsa, o yazılan arasından bunu cımbızlayıp yanıt yazar mıydınız? İrdeleyen biri olarak, sorgulayan sizi üzmeyeyim, sormazdınız. O nedenle, bu tür misyoner faaliyetlerin yeri değil bisikletforum. Bu forumda, belki bisiklete tapan var, belki patatese, belki de bambaşka birşey veya şeylere. Birey olarak bizi ilgilendirmez. O adam, tanrılar dedi diye ben dinimden çıkmayacağım. Ancak özelden konuyu kendisine iletir ve lütfen düzeltirmisin çünkü böyleyken böyle der açıklamamı yaparım. Karşılık biraz yazışırız, baktık anlaşamıyoruz, gerçekten onu okuyanlarda eksen kaydıracağını düşündüğünüz bir önemde detaysa forum yönetimine şikayet edersiniz ve yönetici uygunsa kaldırır. Bu işler böyle yürür. Ben şimdi vatikandaki papaya, vatikana gidip papa yanlışsın desem, vatikanı koruyan isviçreli askerler beni kaybeder. Arasalar bulunmam, moleküllerim bir daha bir araya gelmez. O nedenle, ben vatikana gitmiyorum. Gitmem de, papa da yanlışsa yanlış, benim dememle düzelmeyecek nassolsa. Anlatabildim mi?

Eğer politeist olmak istiyor ama nasıl politeist olurum diye merak ediyorsanız, yine özelden öğrenebilirsiniz.

Ülkede yetişen adamın yeşereceği ortamı sağlamazsanız, yetişen kaçar. Kalanlarla böyle yazışırız işte. Türk 4 öğrenci amerikada yapay zeka ile ilgili proje teşviği almış. Onların ürettiği proje ile burada binler işsiz kalacak. Adam seni, senin silahınla vuruyor. Kodamanlar, 1000 işçi yerine 200 robot, 1 yazılım ve 5 teknisyenle aynı işi yapacak. O 4 türk öğrenci, o yazılımı, robotu burada neden geliştiremiyor, üretemiyor. Sormamız gereken soru bu? Beyin olmaz ise beden ne yapar? Ne önemi var ki?
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Konu ne güzel daldan dala atlıyor. Türkiye'de farklı model satilmasindan. Trafik cilesine, şoförlerin malliklarindan inanç mevzularina geçilmiş. 2 ay oldu üye olalı ama ben buraları çok sevdim.
Bisikletliler olarak tartışılacak belki de son şey inanç mevzusudur bence. %99 u müslüman ülkemde bugün en az 20 şoför yol hakkımı gaspettiler. Kanun yolun kullanım hakkını bana verdiğine göre bu müslümanlar benim yol hakkima niye tecavüz edip kul hakkı yediler. Keşke yok yere günaha girmeselerdi hiçbirine hakkımı helal etmiyorum.
En çok da otoparka girmeye çalışırken üstüme çıkmaya niyetlenen 20 lerinde bmw süren haysiyetsiz biri vardı ona hiç etmiyorum. Otopark ayrımında ben kenardan kenardan giderken üstüme geldi. Az sağa kaçtım hâlâ geldi üstüme. Ya dusecektim ya otoparka doğru donecektim. Mecbur döndüm ama önünde durdum. Napiyorsun birader hayırdır diye bağırdım. Yol burası kaldırımdan git diye bağırdı. Ne saçmalıyorsun sen diye bağırdım arabadan indi vatandaş. Bende bisikletten indim hayırdır kavga mı etcez derken kapıyı kapatti. Selenin mandalina açıp boruyu aldım elime. Arabaya nasıl geri bindiğini görmeniz lazımdı. Kavgadan kaçınmak için elimden geleni yapsam da vatandaş kaçacak yer bırakmadı bana ama kendi kaçtı.
 
O nedenle, bu tür misyoner faaliyetlerin yeri değil bisikletforum. Bu forumda, belki bisiklete tapan var, belki patatese, belki de bambaşka birşey veya şeylere. Birey olarak bizi ilgilendirmez. O adam, tanrılar dedi diye ben dinimden çıkmayacağım. Ancak özelden konuyu kendisine iletir ve lütfen düzeltirmisin çünkü böyleyken böyle der açıklamamı yaparım. Karşılık biraz yazışırız, baktık anlaşamıyoruz, gerçekten onu okuyanlarda eksen kaydıracağını düşündüğünüz bir önemde detaysa forum yönetimine şikayet edersiniz ve yönetici uygunsa kaldırır.

Hocam kusura bakmayın ama misyoner faaliyetlerin yeri burası değil diyip bana özelden din dersi vermeniz biraz tezat olmuyor mu? Siz kendi dininize inanın ben de benimkine. Ek olarak, benim neyi düzeltmem gerekiyor? Söyleyin hemen düzelteyim. Eksen kayması derken ne kastettiğinizi de anlamadım. Tanrılar hepimizi affetsin.
 
Konu ne güzel daldan dala atlıyor. Türkiye'de farklı model satilmasindan. Trafik cilesine, şoförlerin malliklarindan inanç mevzularina geçilmiş. 2 ay oldu üye olalı ama ben buraları çok sevdim.
Bisikletliler olarak tartışılacak belki de son şey inanç mevzusudur bence. %99 u müslüman ülkemde bugün en az 20 şoför yol hakkımı gaspettiler. Kanun yolun kullanım hakkını bana verdiğine göre bu müslümanlar benim yol hakkima niye tecavüz edip kul hakkı yediler. Keşke yok yere günaha girmeselerdi hiçbirine hakkımı helal etmiyorum.
En çok da otoparka girmeye çalışırken üstüme çıkmaya niyetlenen 20 lerinde bmw süren haysiyetsiz biri vardı ona hiç etmiyorum. Otopark ayrımında ben kenardan kenardan giderken üstüme geldi. Az sağa kaçtım hâlâ geldi üstüme. Ya dusecektim ya otoparka doğru donecektim. Mecbur döndüm ama önünde durdum. Napiyorsun birader hayırdır diye bağırdım. Yol burası kaldırımdan git diye bağırdı. Ne saçmalıyorsun sen diye bağırdım arabadan indi vatandaş. Bende bisikletten indim hayırdır kavga mı etcez derken kapıyı kapatti. Selenin mandalina açıp boruyu aldım elime. Arabaya nasıl geri bindiğini görmeniz lazımdı. Kavgadan kaçınmak için elimden geleni yapsam da vatandaş kaçacak yer bırakmadı bana ama kendi kaçtı.
İnanç üzerinden yine sataşma yapıyorsunuz. Ülkede sanırım inanca saygı sorunu çözülmeden bir arpa boyu yol gidilmeyecek. Sonra konuyu deneyimlerinize getiriyorsunuz
Hocam kusura bakmayın ama misyoner faaliyetlerin yeri burası değil diyip bana özelden din dersi vermeniz biraz tezat olmuyor mu? Siz kendi dininize inanın ben de benimkine. Ek olarak, benim neyi düzeltmem gerekiyor? Söyleyin hemen düzelteyim. Eksen kayması derken ne kastettiğinizi de anlamadım. Tanrılar hepimizi affetsin.
Sizi savunuyordum. Dikkatli okuyun lütfen.
 
Geri