Büyük resmin içinde yaratılan, yaratılmaya çalışılan rötuşlar ortaya çıkan işin niteliklerini değiştirmiyor. Neyle ilgilenirsen ilgilen. Spor, edebiyat, politika..._ eğer çabaların, büyük resimde köklü bir değişikliğe gitmeye neden oluyorsa, sistem seni ya bastırarak sindirir ya da seni dönüştürerek karikatür, kukla haline getirir ve günün sonunda bir de bakarsın ki eleştirdiğin şeyin bizzat kendisine hizmet eder hale gelmişsin. Gerçek köklü değişiklik sistemi yıkıp yeniden şekillendirmekle mümkündür.
Bana kalırsa bisiklet mükemmel bir mekanik sistem. İnsan aklının ürettiği en müthiş birkaç buluştan biri. Öyle bir icat düşünün ki temel amacını yerine getirirken_ulaşım_sizi duygusal olarak da tatmin etsin, mutlu etsin, sağlığınızı korumanıza yardım etsin üstelik çevreye zararı da çok düşük seviyede olsun.
İşler bu noktada karışıyor işte. Bisiklet, ya dönüşecek ya sindirilecek bir uyaran artık.
Sindirmek yani metazori yöntemler kullanmak bizlere yani Ortadoğululara göre bir yöntem; çağdaş! Dünya yani Kuzeyli Amerikalılar ve Avrupalılar dönüştürerek kendine benzetme yoluyla absorbe etmeye çalışıyorlar tehlikeleri! Bunun içinde mesela bilimi kullanıyor, hazır elinin altında tüketim kültürünün içine doğmuş bir toplum_ki onlar topluma tüketiciler der_var o halde mekanizmalar çalıştırılsın.
-Sorun ne, Bisiklet.
-Hıııı tamam ne yapabiliriz?
-Şöyle yapalım, bilim adamlarımız Jelibondan bir bisiklet yapsın. Saygın üniversitelerimiz jelibonun karbondan daha hafif ama daha sağlam olduğunu ortaya koyan sayısız araştırma yapsınlar diğer bir kısım bilim adamlarımızda bununla ilgili makale yazsın. jelibon bisikletle, karbon bisikletin (alüminyumu demiyorum bile, onun allah belasını versin o kim ki, krom olmaz ama kroma saygımız sonsuz) karşılaştırıldığı_bir düzine manipülasyon içeren_saha çalışmaları yapılsın ve jelibon bisiklet karbonu hallaç pamuğu gibi atsın, sonra bir de slogan bulalım. Buldum şu olsun; "bir noktadan başka bir noktaya giden en hızlı yol, Jelibondan (sabah yazarına, editörüne, spor servisine göre kromdan) geçer".
Birkaç yarışa, yarışçıya, organizasyona da destekleyici olup, şampiyon birkaç yarışçıya da bisikletimizi kullandırdık mı başlayalım satışa.
-Fiyatını ne yapalım peki?
-Karbona ne demiştik?
-10 bin
-tamam, buna da 15 deyin tour de france da bizim adam birinci gelince 18 den yürürüz.
-ha bir de jelibondan üretilmiş gidondu, sele borusuydu, suluktu bunları da üretmeye başlayın.
-abi fitilini de yapalım mı?
-…….
Tur bisikleti bakıyorum, satın alacam. Olayım ne benim abi? Genel bir tur bisikletçisinin olayı ne yani?
Motivasyonun ney de sen arabayla iki saatte gidilecek yere 12 saat boyunca pedal sallıyorsun kan ter içinde? Üstelik başka arabalar tarafından tacize uğraman vs de cabası.
Gezmek desen değil, çünkü araban olsa altında ya da motorun kralını gezersin. Ulaşım desen ulaşamıyorsun ki baba. Aslında ulaşmak istemiyorsun sen zaten de farkında değilsin. Antrenman olsun spor olsun desen bisikletçilerin vücudu herhalde spor camiası içindeki en kötü en albenisiz vücutlardandır, kollar ipince bacaklar kalın, hafif göbekli falan. Senin mevzun ne o zaman bu kadar çile çaba ne için?
Senin bu dünyayla ilgili bir problemin var dostum. Sen gezmek istiyorsun ama fosil yakıtlarla dünyanın canını çıkarmaktan dolayı vicdan azabın var, çevre bilincine sahipsin. Yolda olmayı seviyorsun, yolun kendisini seviyorsun yani, kas ağrısını seviyorsun, mücadeleyi seviyorsun, o ter senin için emek demek, kutsal bir şey yani. Yolla, ağaçla, kuşla, kediyle temas etmek demek bisiklet. sen bunların hepsini bütün halinde seviyorsun. E şimdi böyle düşünen birisine 10.000 tl ye tur bisikleti satmaya çalışan zihniyet, nasıl hastalıklı, bakın başarısız demiyorum, bir zihniyettir? İstersen madenini Plüton’dan getir, neymiş bu orta göbekle 50.000 km yol yapabilirmişim. E tamam alalım o zaman çok iyi bir şey bu kadar yolu dertsiz tasasız gitmek. Fiyatı? Haa fiyatı mı 8000 TL ya. Sizce ortada bir karmaşa yok mu bu bana mı tuhaf geliyor? Etrafınızda varsa gördüm deyin ama abi bu turcu adamlar zaten ferrarisini satan bilge kıvamında adamlar değil mi, bir lokma bir hırka kafasında adamlar değil mi bu adamlar sen neyin 8000 tl sinden bahsediyorsun? 8000 e o göbeği alan adamın büyük ihtimal şirketleri jeti falan vardır, 5000 km bisiklet sürecek zamanı da yoktur zaten.
Bu kadar lafı neden ettim, neden alakasız bir başlık da ettim? Bilmiyorum. İşgal ettim burayı özürler.
Sayın Cumhurbaşkanı bisiklete binince geçen sene anlık olarak belki bu vesileyle bisiklet yolları için, trafikte bisikletin güvenliği için bir şeyler yapılır diye saflıkla ümit ettikten sonra aklıma gelen şeylerden bazılarıydı bunlar. Bu sabah gazetesinin falan bisikletle ilgilenmeye başlaması zannımca çok da iyi bir şey değil bana kalırsa. O nedenle hiç uyandırmadan yavvv he he krom deyip geçmek en iyisi.