@Yusuf G. aslında eder. misal ilkokullarda eğitsel kol çalışmaları vardı, çocuğa bir faydası olan, toplumsal olarak işine yarayabilecek, ufkunu açabilecek, kendisini geliştirecek olan türlü spor, sanat, satranç, dans, tiyatro vb. çalışmalar yapılırdı. sanata yönlendirilmesi, kızılay kolunda pansuman yapmayı öğrenmesi, spor yaparak bedenini disipline etmesi, satranç oynayarak zihnen gelişmesi vb. çocuk için faydalı şeylerdir, tüm dünyada da genelgeçer faydalı olarak kabul edilmiştir. yani amerikalı da olsa, çinli de olsa, türk de olsa, zart da olsa zurt da olsa çocuğun resim çizmesi, gezi gözlem yapması, kitap okuması faydalıdır.
faydalı olduğu için de zaten buraya gelenlere bisiklet verilmez, rüşvet dağıtılmaz. normalde sizin bir şeyler vermeniz gerekir(satranç kursu, ingilizce kursu, resim kursu, gitar kursu gibi örneklerle anlaşılır herhalde, para veriyorsunuz, çocuğunuza bir şeyler katılıyor). "çocuk namaz öğrenmek istemiyor, din ona saçma geliyor, napsam napsam.. en iyisi namaz kılarsa bisiklet hediye edeyim" zihniyeti ile bu saydıklarımın farkını anlamışsınızdır umarım.
normal bir ebeveyn kızına dans öğretildiğini duyduğunda mutlu olur, çinlisi, fransızı, kanadalısı vs.
leş zihniyet ise korkar, kızımın bacağı görünecek diye tedirgin olur mesela. satrancı gereksiz bulur hatta günah kabul eder, tiyatroya zaten hayatında gitmemiştir, kitap okumaz, müzik aleti çalabilmeyi geçtim müzik dinlemez, para harcayıp gezi inceleme yapmaz, fotoğraf çekmez, spor onun için ligtvdir... çünkü çocukluğunda muhtemelen bu tür faydalı, iyi, güzel şeylere yönlendirilmemiştir, bunların önemini idrak edememiştir. nelere yönlendirildiğini, nelere teşvik edildiğini söylemeyeceğim.