radyasyon

@M Kerem Demirel

ben farklı bir yorum getireyim ,insanın para kazanma hırsını tetikleyen ne var ,nüfus artışı,nüfus arttıkça doğal ,güvenli ve risksiz hiçbirşey olamaycak önce hormonlu besinler konu oldu,sonra gdo,şimdi enerji açığı peki niye ?sebebi fare gibi çoğalmamız sadece biz değil tüm dünya esas sorun burada eskiden herşey zamanından ve süresinde yetirşirdi,ve yeterdi ama artan nüfusun hiçbir ihtiyacı doğal sürecinde karşılanmıyor,tabi israfta çok önemli bir yer tutmakta,ama nüfus artışına birşey yetmiyor,bukadar üremeye tabiki 15 günde yetişen sebze ve meyveler,50 kg karpuzlar ,yılda 2 defa yavrulayan hayvanlar,günde 100kg süt veren inekler 10 yumarta yapan tavuklar olacak tabi,ee bukadar hızlı üreme devam ederse doğa zamanı gelince bizden üreme hzından çok daha hızlı ve çabuk üreyenleri geri alacak,ülkemizde hergün nüfusumzun çoğalmasındn gurur duyuyuruz,bunun neresi iftihar edilecek anlamıyorum,bu çoğalmaya elektirikte yetmez suda ,ette sebzede havada ,bu teknoloji hastları acaba içecek suyumuz ,soluyacak hava kalmayınca ne yapacak merak ediyorum.en önemli şey yaşam! gerisi teferruat ....insan sağlığına zaralı bir teknoloji ilerleme sayılabilirmi?veya nekadar hep aklımdadır,tomgrafi,emar baz istasyonları röntgen acaba bize yararmı zaramı
vermekte?

@Fırat Dizman

Şuan radyasyona kitlenmiş vaziyetteyiz ama enerjimizi ürettiğimiz ve nükleer olmaz ise çoğaltacağımız örneğin termik santrallerin doğaya ve bize zararı stabil olarak her daim devam eder.Yaydığı kükürt,karbondioksit ve asit yağmurlarına sebebiyet veren diğer gazları yayarlar ve sera etkisi,küresel ısınma ve hava kirliliği olarak döner bize.Cocuklarımız torunlarımız radyasyonsuz olsunlar ama havaları da leş gibi olsun nasıl sağlıklı olacaksak o durumda.Türkiye de deprem riski az yerlerin bulunması bir avantaj ve oraları günümüz teknolojili nükleer santrallerle değerlendirilmesi şarttır.Dünyada yüzlerce nükleer reaktör var ve çernobil dışında ciddi zarar verebilecek tek sorun bu muazzam afet sonrasında yaşandı.Türkiyenin her karışı 1. derece deprem bölgesi olsaydı katılırdım fakat Japonya' yla kıyaslanmayacak derecede güvenli kısımlar mevcut.

Neden illa ki Nükleer Enerji?
Rüzgarlar artık esmiyor mu?
Güneş ışınları artık dünyaya gelmiyor mu?
Jeotermal neden yeteri kadar araştırılmıyor? (Heryerde aynı ölçüde jeotermal kaynağı olmayabilir, ama yüksek potansiyelli birçok ilimiz var.)
Ülkemizin sınırlarının dışında 4 bir tarafta petrol var. Bizde niye yokmuş ki? Tamamen araştırıldı mı?
Daha az zararlı veya hiç zararlı olmayan enerji kaynakları neden araştırılmıyor?
Devlet bunları yapamıyorsa, özel sektörün rüzgar-güneş vs. temiz enerji üretme çabalarına bari engel olmasın. Yap-işlet-devret gibi modellerle veya daha farklı modellerle temiz enerji üretebilirler. Rüzgar enerjisi ve doğal enerjiler için lisans almak isteyen firmaları, yıllarca bürokrasiyle boğuşturursan enerjide dışa bağımlı kalırsın tabiki! Sonra da bütün kurtuluşun (herkese rağmen) nükleerde olduğunu zannedersin. Nükleer, yıllarca uyguladığın yanlış politikaların kaçış yoludur!
ÇEVREYE ZARARI OLMAYAN ENERJİ KAYNAKLARI TEŞVİK EDİLSİN!
Rüzgar enerjisiyle biz daha yeni yeni tanışıyoruz. Önü açılsaya... Rüzgar güllerinden elde edilen ciddi elektrik gücünden bahsediliyor. Bu neden göz ardı ediliyor. Globalleşmiş bir dünyada, ileri bir ekonomiye doğru koşuyoruz. Yurdun 4 bir yanına donat doğal-temiz-zararsız enerji üreten santrallerini. Dışarıdan da destek bulursun, içeriden de! Mademki rüzgar enerjisinden alınan verim daha düşük, o zaman sen de daha fazla rüzgar gülü koyarsın! Bu kadar basit!
Herkesin görüşüne saygım var. Ama biraz SAĞDUYULU OLALIM LÜTFEN!
Ermenistana ve yakınımızdaki diğer santrellere de tepki duymak lazım. (Aferin Yunanlıların bizim santrele karşı yaptığı eyleme) Halkın genel olarak bilinçsiz olması, radyasyonun zararlı etkilerini en aza indirmez. Radyasyon bilinçli-bilinçsiz ayırt etmiyor. Türk'e bir şey olmaz diye de dinlemiyor. Her bünyeye yapışıyor. Hatta toprağa, bitkilere, havaya vs...
Uyanmamız için illa ki bir kaza veya patlama olması mı gerekiyor?

"o zaman sen de daha fazla rüzgar gülü koyarsın! Bu kadar basit!"
Rüzgar kesildiği anda da elektriğimiz gider pisliğimizle oynamaya başlarız.Rüzgarın her daim iyi bir şekilde esmediğini biliyorsunuzdur heralde ? Türkiye iskandinavya'da değil değil daha stabil rüzgar essin de bütün paraları rüzgara yatıralım gibi bir düşünce yanlış olur.Teşvik edilmesine katılıyorum ama tek başına kurtaramaz.O zaman uçak kazaları da oluyor(ki en güvenli araçtır) havalimanlarını kapatalım.İlla ucak kazasında ölmemiz mi gerekiyor havaalanlarını kapatma taraftarı olmak için ? ?

Boğazdaki akıntının enerjisini toplasak fazlasıyla yeter.

Evet boğazın göbeğine şöyle kocaman bi santral koyalım niye kimse düşünememiş şimdiye kadar peh peh

Nükleer enerji olmalı, hatta geç kalındı bile. Fransa'nın 58 nükleer reaktörü var. Tamam diğer yenilebilir enerji kaynaklarıda değerlendirilmeli ama yukarıdada bahsedilmiş bol rüzgarı olan bir ülke değiliz, çok fazla nehirlerimizde yok. Karadenizdeki hidroelektrik santrallardan dolayı yapılacak doğa katliamındansa küçük olasılık risk alıp nükleer enerjiye yatırım yapılmalı. Zaten etrafımız nükleer reaktör kaynıyor. Bunları engelleyemeyiz ki. Yapılacak olanlar yeni nesil reaktörler olacak yani risk en az.

Unutmayalım riske girmeden büyük başarı gelmez.

Birde şu var termik santrallar çevreyi kirletir ve doğalgaz gaz santralları ise dışa bağımlılığı arttırır. Geriye sadece rüzgar ve hidro santrallar kalıyor. İstanbul'a enerji nakletmek için taaa anadolunun bir ucundan enerji taşımak mantıklı değil. Bence daha çok nükleer santral yapılmalı.

"Güneş" denilen neredeyse bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji kaynağı var. Artık akıl sınırlarını zorlayacak kadar gelişmiş paneller üretiliyor. Her binanın kendi enerjisini kesintisiz üretmesi mümkün ve dünyada bunun o kadar çok örneği var ki. Ancak tıpkı erlektrikli ya da hidrojen yakıtlı araçlar gibi önü tıkanıyor. Bunlar artık yapılan şeyler, mucize ya da hayal değil. Ancak capital tabi ki doğal yada temiz enerji dinlemez, doğal olarak "bedava" ya da "karsız" olanı size sunmaz. Capital hala enerjiyi size bir hizmet değil "mal" oalrak sunmalıdır. Biz hala elektriğe, suya, benzine para vermeliyiz. Doğal enerji de ne demek, komünistmisiniz töbe töbe...!

Adam nükleer dikecek, işletmesini rusya ya verecek, parayı onlar kazanak biz ödeyeceğiz.... Sen vatandaş, bu tezgaha çomak sokma, aklın ermez... Ne diyorlarsa o!

Japonya daki tsunami tehlikesi nasıl bizde %100 olacak orasını anlamadım.Okyanusla denizi aynı kefeye koymuşsunuz.Ayrıca bu planlanan tip santral için zaten su kenarı lazımken deniz kıyısı olmayan şehirlere yapmakta pek zekice olmasa gerek.Teknoloji düşmanı gerici düşüncelerden sıyrıldığımız gün gelişmemiz hızlanır ...

@M Kerem Demirel
Hocam bu rüzgar gülleri; kırtasiyelerde satılan ve evlerin balkonuna konulan ya da çocukların ellerinde tuttuğu rüzgar güllerinden değil yalnız! Lütfen onlar olarak algılanmasın.
Bir kere bu modern rüzgar gülleri, her yere de konmuyor. Ülkelerin yıl boyunca en fazla ve sürekli rüzgar alan bölgelerine yerleştiriliyor. Rüzgar olmayınca elektrik kesintisi de yaşanmıyor. Çünkü bildiğim kadarıyla elektrik depolanır. Ayrıca rüzgar, sadece bir alternatif ve temiz enerji kaynağı!
Herşeyden önce devlet politikası baştan yanlış!
Dış ülkelerde öyle güzel oturtulmuş sistemler var ki, adam evinin üstüne koymuş güneş panellerini elektrik üretiyor. Hatta fazla elektrik üretmişse, bunu devlete de satıyor. Bu olayı şu an ben de araştırıyorum. En verimli güneş paneli sistemini araştırmaktayım. Oturduğumuz evin üstüne böyle bir sistem kurup, elektriği kendim üretmeyi planlıyorum. Satmak amacıyla değil, sadece apartman sakinlerinin yeterli miktarda ihtiyacını görebilmesi için. Ve bu söylediğim inanın ki gerçektir, şaka yapmıyorum. Hem şehir elektriğine bağlı kesintilerden etkilenmemek, hem de kaçak elektrik kullanıp da parasını ödemeyenlerden payıma düşen paylaştırmadan kurtulmak için. Sistem belirli bir zaman içerisinde masrafını çıkartabiliyor.
AYRICA ASIL DEHŞET, AĞIRLIKLI OLARAK ELEKTRİĞİNİ NÜKLEERE ENDEKSLEYEN JAPONYA'DADIR. NE OLDU PATLAMADAN SONRA? EŞİTTİR ELEKTRİK KESİNTİSİ NOKTA. Haydi buna da itiraz edin bakalım!
Yine bunun dışında Zonguldak/Ereğli'de duyduğum bir olay vardı. Çiftçi bir vatandaş, hayvan gübrelerini değerlendirmiş ve çiftliğine elektrik üretim sistemi kurmuş ve tüm elektrik ihtiyacını karşılıyormuş. (2004'te.) O zamana kadar bunu başaramamış. Lakin öncesinde yakıtı gübre olan, bir ısıtma sistemini çiftliğine kurmuş. Elektrik olayını o zaman için, yeni başarmıştı. Bana anlatan kişi yakın akrabası ve eczacı kalfası idi.
Oldukça fazla sayıda alternatif enerji kaynakları var. Her yerde rüzgar yeteri kadar esmez. Evet doğrudur. Her yerde toprağın hemen altından sıcak su buharı fışkırmaz. Her yer her zaman aynı güneşli havaya sahip olmaz. Karadeniz daha fazla yağmurludur. Güneşin görünme sıklığı, Ege veya Akdeniz ile kıyaslanamaz. Lakin Allah (c.c.) insana akıl vermiş. Bulunduğumuz yerin konumuna göre çeşitli alternatif ve temiz enerji kaynakları da denenebilir.
Nükleere evet diyen bütün arkadaşlar! Herkesin görüşüne yine de saygı duyuyorum. Kimse vatanın kötülüğünü istemiyor. Herkes kendine göre bir tutar yönüyle nükleeri istiyor. Evet nükleer, ileri teknoloji ürünü bir sistemdir. Kim ne derse desin bu böyledir.
Lakin çevremizde gördüğümüz veya fark edemediğimiz bir sürü alternatif de vardır. Evinizin üstüne güneş paneli koyup elektrik üretmek de geri bir sistem değildir. Hatta çok daha ileri bir sistemdir. Yine nokta.İnsan, aklını kullanarak çok daha yeni hatta bilinmedik enerji kaynakları bulabilir. Çinliler geçmişte bir proje üzerinde çalışıyorlardı. Bir gökdelenin önüne platform kurmuşlar ve yürüme ile oluşan basınç veya kinetik enerji her neyse bununla tüm gökdelenin aydınlatılması ve elektrik ihtiyacı üzerine çalışılıyordu.
Yıllar önce bisiklet ile giderken pedal çevirdiğim zaman ortaya çıkacak enerjiyi depolayıp, yokuş çıkarken bunu tekerleklere verecek ve pedal çevirmeden yokuşu çıkacak bir sistem üzerine biraz çalışmıştım. Daha sonra hem malzeme temin edemediğimden, hem de işlerimin yoğunluğundan bu projeye devam edemedim. Lakin dünyanın birçok ülkesinde bu zaten yapılmıştı. Onu da internetten gördüm.
2003 yılında bir Türk genci, bildiğimiz yakıtlara ihtiyaç duymayan ve uçaklara uygulanabilecek bir sistem bulmuştu. Dediğine göre havadaki gazlardan yararlanıyordu. Gazetelerde bile çıkmıştı. Gencin istediği, bu buluştan sadece ülkemizin yararlanmasıydı. Hatta birçok kişi hatırlayacaktır. Daha sonra Genelkurmaydaki birçok paşaya brifing verdi. Brifingten çıkan paşaların hepsi, bu sistemin uygulanabileceğini itiraf ettiler. Lakin bu sistem uygulanmadı niye? Bence çocuğun 2 şanssızlığı vardı.
1. Bu çocuk maalesef yabancı değildi. Avrupa veya Amerikalı olsaydı, sözü daha fazla dinlenirdi.
2. Çocuk brifingi maalesef yanlış ülkede verdi. Yeni ve alternatif teknolojileri seven başka bir ülkede bu konferansı verseydi, bence sonuç daha farklı olurdu!
Sabancı bile daha geçenlerde rüzgar enerji santral işini hizmete açtı. HMO (Hayal Mahsülleri Ofisi) olsa hiç bu işe büyük paralar yatırır mıydı? Peki ya Adnan Polat? O da Rüzgardan elektrik üretimine girmedi mi? Adamlar bilmem kaç milyon dolar para yatırıyor ve rüzgarın her zaman esmeyeceğini düşünemiyor! Hiç olur mu böyle şey? Ya da ürettikleri elektriği nasıl taşıyacaklarını ürettikten sonra düşüneceklerdir. Alternatif ve temiz hatta daha popüler tabirle yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarının önü devletçe açılsa, bakın bu ülkede ne güzel şeyler olur İnşallah o zaman!
(Rüzgar esmezse alternatif enerji kaynağı:
İtfaiyeden merdivenli araba istenir. Yetkili personeller merdivenle panellere çıkar ve dönüş yönünde rüzgar verilir. Püffffff, püüüffff!)

Merak etmeyin kırtasiyelerde satılan rüzgar güllerinden olmadığını biliyorum.Hatta en verimli rüzgar güllerinin bile bir nükleerin tırnağı kadar bile enerji vermediğini de biliyorum linkten öğrenebilirsiniz (link)

Kimse alternatif enerjilere kapalı değil.Ama daha enerji ihtiyacımızı doğru düzgün karşılayamadan yüksek bedelli daha az zararlı/riskli enerjilere geçmek lüks kaçar bizim için.

@M Kerem Demirel
Devlet Politikasının alternatif ve temiz enerji kaynaklarının önünü tamamen açması lazım. Asıl yanlış buradadır!

@M Kerem Demirel

ben kesinlikle nüklere hayır demiyorum,tek şunu soracağım bulunduğunuz şehirde nükler santral yapılmasını istermiydiniz?veya şuan dilovasında yaşamak tabi orda radyasyon anlamında sormuyorum.son sorum şu :çernobil dışında zararı yok denmiş,bu kayıtlı olanlar için geçerli, bahsi geçen insan sayısı milyonlarca ,tespit bile edilemiyor,evet bahsettiğiniz diğer zaralı maddelerin savunulacak bir yanı yok ama sera etkisine karşı ağaç dikebiliyoruz radysayona karşı yapacak neyimiz var? yarı ömrü 240.000 yıl

gördüm kardeşler,tşk

Bulunduğum şehirde termik yerine nükleeri tercih ederim.Ama gerek inanılmaz nüfusu ve 1. derece deprem bölgesi olduğundan buraya yapılması imkansızdır tabi.

Balıkesir Ayvalık şu anda = 200 nSv/h
Bu risk sınırı değil mi ? Orda yaşayan insanlar şimdi risk altında değil mi ? Neden bu kadar yüksek acaba? Sizce ormanlık ağaçlık alanların radyasyonu çektiği doğru mu ?

Deprem ve tsunami sonrası yaşanan nükleer felaketten sonra herkesin atom mühendisi kesildiğine dair şikayette bulunan arkadaş heralde yapılması planlanan nükleer santralin türkiyenin elektrik ihtiyacının sadece %5 ini karşılayacağından haberi yok? Onuda geçtim bu santralin 20 yıl boyunca ruslar tarafından işletileceğini ve üretilen elektriğin oldukça pahalı bir şekilde satın alınacağından da haberi yok? 20 yıl sonra bizim olacak bir nükleer santralin teknolojiye ne kadar ayak uydurabileceği şüphelidir. E o zaman nedir bu "ben yaptım olacak" zihniyetinin dayatma yapmasının amacı onu da açıklarsa sevinirim.

Nükleer santral yapımında çok geç kalınmıştır, bundan bi 50 sene önceki şartları düşündüğümüzde kimsenin karşı çıkmayacağı bir elektrik kaynağıdır nükleer santraller ancak şu anki ihtiyaçlarımız doğrultusunda bizi nükleer santral kurtarmayacaktır ve ülkemiz için gereksiz bir risk kaynağı olacaktır.

Rüzgarların kesileceğini, akıntıların duracağını düşünüp hatta işi ileri götürüp yerküre altındaki suların birden soğuyacağını düşünerek temiz enerji kaynaklarını yok saymak en kibar tabirle cahilliktir. Bu kaynaklardan üretilecek elektriğin maliyeti yüksektir ancak yukarıda saydığım sebeplerden dolayı nükleer santralin de çok düşük bir enerji maliyeti yoktur o yüzden tertemiz enerji kaynakları varken çok riskli olduğu bilinen bir enerji kaynağı hakkında bu kadar diretmenin amacı nedir çok merak ediyorum. /oysa merak edecek bir şey yok her şey çok açık ve net.

@cruiser76


evet çok haklısın geç bile kalındı.Zamanında zararları bilinmiyorken yapsaydık iyiydi kullanır kapatırdık. şimdiye kadar yapmadık ama bugün neyseki de yapılmamış diyebiliyoruz.Çünkü artık zararları ortada.
bütün potansiyelleri kullandıkta bi nükleer mi kaldı? diye sorarlar.
Peki bana şunun cevabını verin!!!
Devlet yapmıyor, yapılmasını teşvik etmiyor, hadi teşvikte istemiyorum ama kendi enerjimi kendim üretmeme neden engeller çıkarıyor (izin vermiyor demiyorum)!
Ama halkı nükleerin zararsız olduğuna inandırıp nükleer santrali yabancı devletlere ihale edebiliyor aynı devlet.
Aynı devlet,yani aynı bağımsız devletimiz zamanında yönetimde birkaç kişinin sırf Alman sevgisi yüzünden binlerce şehit verdiğimiz bir savaşa da girmişti. (yukarda zaten bahsedilmiş)
Bizzat size bir soru;
Paranız var dükkanı siz açmıyorsunuz veriyorsunuz tanımadığınız (hatta dedesi dedenizin katili) bir adama parayı o dükkanı açıp işletiyor ve size dükkanın öğüttüğünü veriyor karı da o adama. Ne kadar mantıklı bu iş?????

MALATYA-MERKEZ = 300 nSv/h

Mükemmel bir paylaşım olmuş- Ama şu an sistemlerinde sorun varmış 1 gün sonra düzelecek dediler- merakla araştırmaya devam edeceğim...