88' in kışıydı sertti soğuktu Muş'ta.. Her ne kadar memleketim olsa da bulunduğum bu şehirden o çocuk aklıyla nefret ediyordum. Çocukluğumun en güzel günlerini masa altlarında yatak altında yorganına sarılmış bir vaziyette kimi zaman ağlayarak kimi zaman balkonda babanla elinde silahla bekleyişlerin olduğu günlerdi. Anadolu lisesine yeni giriş yapmış ama tadını bile çıkartamamıştık... Akşam saat 4 olduğunda canım memleketimin küçük mü küçük ama bir o kadar yolu yokuş olan bu şehrinde bu saatten sonra silah seslerinden evinizde oturamazdınız. Şehir deil teksas sanki.. Evimiz Jandarma Lojmanlarının hemen yakınında olduğu için ve bizim evimizin bulunduğu konum itibariyle bu kanı bozukların saklanıp ellerindeki kaleşnikofları benim canım askerime ateşleyebildikleri bir konumdaydı.. Ama biz napıyorduk evin balkonundan onların tam arkasından yeri gelip uyarı atışı yeri gelip (ben deil babam) arkası bize dönük olan ama jandarma lojmanlarına yüzü dönük olan teröristten bozma insan kılıklı ucubelere ateşler ediliyordu o çocukluğumun yalnız gecelerinde... Seviyordum gene de memleketimi ama bu yaşananlar o canım küçük ili ne hale getiriyordu. Yok oluyordu bir kültür bir gelenek dostluklar çocukluk arkadaşlıkları hep o anlam veremediğim olayların içinde kaybolup giderdi. Bugün sorsanız çocukluğumdan pek bişey hatırlamıyorum sadece küçük gibi gelsede o zaman erkek gibi erkek delikanlıca karşıladığım olay haricinde. Babaları bankacı olanlar bilirler müdürler kimi zaman bulundukları şehirler küçük olunca en yakın merkez bankasının olduğu ile bankadaki paraları taşırlar mütemadiyen. Onlardan biriydi okul bitmek üzereydi yaz gelse de tatile çıksak bu cehennemden kurtulsak diye düşünürken bir akşam üzeri o iğrenç haberle çocukluğumun bittiğini anladım. Belki kötü sonuçlanmadı ama o yaşta o kadar çok anlamsız ama bir o kadar da saçma ve acı bişeydi. Babam en yakın merkez bankasının olduğu yere Van' a para götürmüş ama geri gelmesi uzun sürmüştü cünkü gelememişti hala.. PKK' lılar tarafından durdurulmuştu. Gelmemişti o akşam üstü evine... Ve götürülüyordu dağlara doğru Van ile Tatvan arasında... Taki birileri babamı tanıyıp da PKK' lıların götürmesine engel olana dek... O gece geri geldi ama benim çocukluğum çoktan gitmişti o saatlerde. Aynı saatlerde yaşadığımız şehir de silahlar çekilmiş neyi paylaşamıyorsak onun savaşını veriyorduk.. Neyin savaşıydı bilmiyordum az çok da olsa anlamaya çalışsamda anlamsızdı. Memleketimden koparıyordu beni doğumum için kızakla hastaneye yetiştirilen ben 3 metre karın üzerinde top oynayan salya sümük gezen ben, bahar geldiğinde kar erimesiyle ortaya o muhteşem çiçek kardelenlere bakıp bakıp çocuk aklımla evleneceğim insanın elinde olması gereken çiçeklere doyasıya bakıyor o çiçekler üzerine hikayeler yazıyordum.. Ama şimdi hepsi geride kaldı çocukluğum gibi...
------------------------------------------------------------------------
Not: Hatalar varsa affola paylaşmak istedim sadece... O hainlerin daha neler götürdüğünü...