Tolga Uşaklı
Forum Demirbaşı
- Kayıt
- 31 Ekim 2009
- Mesaj
- 456
- Tepki
- 1.097
- Yaş
- 42
- Şehir
- İstanbul
- Bisiklet
- Lapierre
Selamlar,
Geçen pazar buz gibi havada çıktığım parkuru ve videoları gören arkadaşlarım beraber aynı yola çıkmak için yoğun baskı yaptılar. Rotamız aşağıdaki gibi klasik Çatalkaya turuydu. Sıcaklık 15 C ve hava açıktı. Yolda downhil yapan bir grup arkadaşa da denk geldik, onun dışında araç trafiği bisiklet trafiğinden daha yoğundu.
(link)
Pazar sabahı için organizasyonda anlaştık ve 9.30'da Sahilevleri İnci Büfe'de buluştuk. Soldan sağa Çağatay Yoksul, Serdal Geçim, Ben, Emre Torçun.
Aslında amacımız 9.30 - 10.00 arası kahvaltı işini bitirip pedala basmaktı ama güneş, deniz kenarı ve bütün haftanın ofiste konuşamadığımız konuları birikince kahvaltı 10.45'e kadar sürdü. Hele o ikinci tostu yemeseydik iyi olacaktı ama porsiyonu biraz fazla kaçırdık, acısı rampalarda çıktı.
Çantalarımızı hazırladık, lastik havalarımızı kontrol ettik, kamera ve navigasyonları açıp deniz kenarından ufak ufak ısınmaya başladık.
Sahilevlerinin sonundan Şehitlik üzerinden dağa çıkacağımız için ana yolu takip edip, ordan kendimizi Arıkent çıkışına doğru yönlendirdik. İlk rampa sorun değil ama ikinci rampada pedallamayı bırakıp bir süre elde çıkardık. Arabalar bile 1.viteste çıkıyor ve baya dik bir yokuşu var o çıkışın, gerek yok o kadar kasmaya.
Arıkent'ten sonra ormanın içine girince sabah sisi, serinlik ve toprak kokusu hemen etkiledi bizi, keyifler iyiydi tostların biraz etkisini hissetmeye başlamıştım, fazla yemek yiyince midede ufak ufak volkanlar patlamaya başladı. Yol kenarında dağ çileklerinin olduğu bir noktada biraz soluklanmak için ufak bir mola verdik hep beraber.
Mola bittikten sonra ufak ufak tırmanışa devam ettik, bu yolda Şehitlik kavşağından Çatalkaya zirvenin düzlüğü yaklaşık 8 kilometre, eğim çok zorlayıcı değil ama bazı noktalarda nabızı artıran güzel yerler var. Ben yine standart tempomu bozmadan 5 - 7 km/s ve 60 - 70 kadans aralığında usul usul devam ettim.
Bizimkilerin gelmesini beklerken biraz GoPro ile ışık oyunları yapmak için her zaman önünden geçtiğimiz evde biraz oyalandım. Sonuçlar tam istediğim gibi olmasa da hem biraz soluklandım, hemde fotoğraf keyfi yaptım. Zaten bir süre sonra da bizimkiler geldi, birde onlarla hatıra fotoğrafı çektik.
Tırmanışın büyük bölümünü tamamlamış olmanın verdiği keyfin yanında yavaş yavaş yorgunluk etkileri de kendini göstermeye başlamıştı. Yol üzerinde manzara güzel ve güneş ısıttığı için morallerimiz üst seviyede sorunsuz bir şekilde Çatalkaya düzlüğüne ulaştık. Yukarıya çıkınca ciddi bir rüzgar ile karşılaştık, ormanın içinde olmayan bu rüzgar terli vücutları yamultmasın diye hatıra fotoğraflarından sonra inişe devam ettik.
Bazı arkadaşlarımız rüzgardan etkilenmemek için her yerini kapattı.
Kısa bir mesafe devam ettikten sonra iki tepenin arasında dağ yürüyüşü yapan grubun kısa bir mola verdiğini gördük, biraz sohbet edip Körfez manzarasını izledikten sonra yolumuza devam ettik.
Yolun bundan sonraki bölümünde sürekli yokuş aşağı inişler ve çamurlu alanlar vardı, o bölümlerde video kaydettik, henüz onun montajı bitmediği için o kısımları ayrıca paylaşırım. İnişteki ilk molamız su ve bisiklet temizliği için durduğumuz küçük şelale oldu.
Karlı günlerden halan buzlar hala erimemişti, İzmir'de bu manzaralar pek sık olmadığı için hemen bu anı ölümsüzleştirdik.
Yolun bazı bölümlerinde çamur artık balçık kıvamına gelmişti, binerken çok eğlenceli olan bu alanlar temizlerken baya uğraştırıyor. Ben dağda pek temizlik yapmadığım için hareketli aksama takılanları çıkarmak dışında pek uğraşmadım.
Bu noktadan sonra bizim eve yaklaşık 7 km iniş kalıyordu, bu inişin büyük bölümünde yine video ile takıldık. Günün anlam ve önemi için bir iki selfie pozundan sonra deniz seviyesine tekrar indik.
Kayaların üzerine bisikleti taşırken az uğraşmadım ama fotoğraflar güzel oldu.
Deniz seviyesine geldikten sonra 6 km mesafede olan başlangıç noktamıza geri geldik ve keyifli bir turu daha geride bıraktık.
Yeni bir rotada tekrar görüşmek üzere.
Geçen pazar buz gibi havada çıktığım parkuru ve videoları gören arkadaşlarım beraber aynı yola çıkmak için yoğun baskı yaptılar. Rotamız aşağıdaki gibi klasik Çatalkaya turuydu. Sıcaklık 15 C ve hava açıktı. Yolda downhil yapan bir grup arkadaşa da denk geldik, onun dışında araç trafiği bisiklet trafiğinden daha yoğundu.
(link)
Pazar sabahı için organizasyonda anlaştık ve 9.30'da Sahilevleri İnci Büfe'de buluştuk. Soldan sağa Çağatay Yoksul, Serdal Geçim, Ben, Emre Torçun.
Aslında amacımız 9.30 - 10.00 arası kahvaltı işini bitirip pedala basmaktı ama güneş, deniz kenarı ve bütün haftanın ofiste konuşamadığımız konuları birikince kahvaltı 10.45'e kadar sürdü. Hele o ikinci tostu yemeseydik iyi olacaktı ama porsiyonu biraz fazla kaçırdık, acısı rampalarda çıktı.
Çantalarımızı hazırladık, lastik havalarımızı kontrol ettik, kamera ve navigasyonları açıp deniz kenarından ufak ufak ısınmaya başladık.
Sahilevlerinin sonundan Şehitlik üzerinden dağa çıkacağımız için ana yolu takip edip, ordan kendimizi Arıkent çıkışına doğru yönlendirdik. İlk rampa sorun değil ama ikinci rampada pedallamayı bırakıp bir süre elde çıkardık. Arabalar bile 1.viteste çıkıyor ve baya dik bir yokuşu var o çıkışın, gerek yok o kadar kasmaya.
Arıkent'ten sonra ormanın içine girince sabah sisi, serinlik ve toprak kokusu hemen etkiledi bizi, keyifler iyiydi tostların biraz etkisini hissetmeye başlamıştım, fazla yemek yiyince midede ufak ufak volkanlar patlamaya başladı. Yol kenarında dağ çileklerinin olduğu bir noktada biraz soluklanmak için ufak bir mola verdik hep beraber.
Mola bittikten sonra ufak ufak tırmanışa devam ettik, bu yolda Şehitlik kavşağından Çatalkaya zirvenin düzlüğü yaklaşık 8 kilometre, eğim çok zorlayıcı değil ama bazı noktalarda nabızı artıran güzel yerler var. Ben yine standart tempomu bozmadan 5 - 7 km/s ve 60 - 70 kadans aralığında usul usul devam ettim.
Bizimkilerin gelmesini beklerken biraz GoPro ile ışık oyunları yapmak için her zaman önünden geçtiğimiz evde biraz oyalandım. Sonuçlar tam istediğim gibi olmasa da hem biraz soluklandım, hemde fotoğraf keyfi yaptım. Zaten bir süre sonra da bizimkiler geldi, birde onlarla hatıra fotoğrafı çektik.
Tırmanışın büyük bölümünü tamamlamış olmanın verdiği keyfin yanında yavaş yavaş yorgunluk etkileri de kendini göstermeye başlamıştı. Yol üzerinde manzara güzel ve güneş ısıttığı için morallerimiz üst seviyede sorunsuz bir şekilde Çatalkaya düzlüğüne ulaştık. Yukarıya çıkınca ciddi bir rüzgar ile karşılaştık, ormanın içinde olmayan bu rüzgar terli vücutları yamultmasın diye hatıra fotoğraflarından sonra inişe devam ettik.
Bazı arkadaşlarımız rüzgardan etkilenmemek için her yerini kapattı.
Kısa bir mesafe devam ettikten sonra iki tepenin arasında dağ yürüyüşü yapan grubun kısa bir mola verdiğini gördük, biraz sohbet edip Körfez manzarasını izledikten sonra yolumuza devam ettik.
Yolun bundan sonraki bölümünde sürekli yokuş aşağı inişler ve çamurlu alanlar vardı, o bölümlerde video kaydettik, henüz onun montajı bitmediği için o kısımları ayrıca paylaşırım. İnişteki ilk molamız su ve bisiklet temizliği için durduğumuz küçük şelale oldu.
Karlı günlerden halan buzlar hala erimemişti, İzmir'de bu manzaralar pek sık olmadığı için hemen bu anı ölümsüzleştirdik.
Yolun bazı bölümlerinde çamur artık balçık kıvamına gelmişti, binerken çok eğlenceli olan bu alanlar temizlerken baya uğraştırıyor. Ben dağda pek temizlik yapmadığım için hareketli aksama takılanları çıkarmak dışında pek uğraşmadım.
Bu noktadan sonra bizim eve yaklaşık 7 km iniş kalıyordu, bu inişin büyük bölümünde yine video ile takıldık. Günün anlam ve önemi için bir iki selfie pozundan sonra deniz seviyesine tekrar indik.
Kayaların üzerine bisikleti taşırken az uğraşmadım ama fotoğraflar güzel oldu.
Deniz seviyesine geldikten sonra 6 km mesafede olan başlangıç noktamıza geri geldik ve keyifli bir turu daha geride bıraktık.
Yeni bir rotada tekrar görüşmek üzere.
Dosyalar
-
188,3 KB Okunma: 18